bildirgec.org

hekim hakkında tüm yazılar

Pakize Tarzi hakkında…

nazokiraze | 04 September 2010 13:34

Klinikleri ve Laboratuarlarına adını veren Pakize Tarzi’yi tanımayanlar onun tanınan bir doktor olduğunu veya hastanenin kurucularından biri olduğunu düşünebilir, ancak Pakize Tarzi çok daha fazlasıdır.

2004 yılında 94 yaşında hayata veda eden Tarzi ülkemizin ilk kadın kadın doğum doktorudur ve ilk özel kadın doğum merkezini açan kişidir, ilkleri bunlarla sınırlı değildir İstanbul Boğazı’nı yüzerek geçen ilk kadın yine Pakize Tarzi’dir ayrıca hem Afgan hem Osmanlı hanedanına akraba olan ilk kişidir.

bugün dünya sağlık günü

taha3045 | 07 April 2010 11:24

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün kuruluşunun tarihi olan 7 Nisan üye olan ülkelerce ”Dünya Sağlık Günü” olarak kutlanır.

Bu yılki etkinliklerin teması:daha sağlıklı şehirler

Şehirler konusu bu sene dikkat çekildiği üzere çok önemli bir konu. Ülkemizde göçlerden dolayı oluşan kalabalıklar büyük şehirlerde sağlığı olumsuz etkiliyor, beslenme, temizlik sorunları şehirlerdeki fakir halkın en büyük sorunu, kalabalıktan çoğalan bulaşıcı hastalıkları da unutmamak lazım. Peki zaten şehirde yaşayan göç etmeyen , maddi durumu iyi olan insanları sağlık sorunlarına dahil değil mi ? Elbette fazlasıyla, cep telefonu, bilgisayar, notbook gibi araçları sadece evinin, işyerinin değil adeta bedeninin bir parçası gibi her yere götüren insanlar , bunların olumsuz etkilerine maruz kaldıkları gibi, bir de stres ve hava kirliliği ile iyice etkileniyorlar. Ayrıca teknolojinin son harikaları sayesinde , her işi aletlerin yapmasıyla gelişen hareketsizlik te cabası.

safiye Ali–ilk kadın hekimimiz

nazokiraze | 18 January 2010 16:18

İstanbul’da 1891 (1894 yazar bazı kaynaklar) yılında dünyaya gelen Safiye Ali Osmanlı İmparatorluğun’a çeşitli hizmetlerde bulunmuş bir ailenin kızıdır.Babası Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid’in yaverliğini yapmış olan Ali Kırat Paşa annesi ise Mekke Muhafızı Müşir Hacı Emin Paşa’nın kızı Hasene Hanım’dır.(kendisi de Bülent Ecevit’in annesinin teyzesidir)

İlk olarak özel başlayan eğitimi Üsküdar Amerikan Kız Koleji ile devam eden Safiye Balkan Savaşı’nda gördüğü yaralılardan çok etkilenir ve kendine tek bir hedef belirler doktor olmak.

Yaşadığı yıllarda elbette bir kadının tıp fakültesinde okuması ve hekim olması ancak hayal edilebilecek bir fantezidir, çünkü Darülfünun Tıp Fakültesi bayan öğrenci kabul etmemektedir.Belki de Maarif Vekili Şükrü Bey destek olmasa hiçbir zaman Almanya’ya gidip Würzburg Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kayıt yaptıramayacaktı. Safiye Ali başarıyla bitirir okulunu , kadın ve çocuk hastalıkları üzerine ihtisas yapar. Kurtuluş Savaşı sona ererken o yurduna dönmüş ve işe başlamış olur.

çocuk ve ilaç

nazokiraze | 25 August 2009 09:38

İlaç kullanmak kişiden kişiye farklılık gösteren bir eylem. Herkes hastalandıgında , güçsüz düştügünde çeşitli amaçlarla ilaç kullanır ama kimisine bu zulüm gibi gelir.

İlaç içmekten nefret ederim ben bunun nedeni üç kere gördüğüm tüberküloz tedavisinde bana verdikleri bir günde iç dedikleri onbeşe yakın irili ufaklı çeşitli tatlardaki (bir çeşidi vücutta ki her salgını kırmızı hale getiriyordu) ilaçlardır.

Bu yüzden kolay kolay hap içmemeye çalışırım, iğneye razı gelirim. Ben nasıl böyleysem eşim de bağı ağrısa antibiyotik verde içeyim türü adamlardandır.(Yanlış ilaç kullanımı tedavinin başarısını engelliyor)

bir hamilelik dönemi yazısı

nazokiraze | 19 August 2009 09:12

Hamile kalanyada hamileliğe hazırlanan her kadın canının ne isterse yakınları tarafından bulunup getirilecegini, istenebildigi kadar şey istenebilecegini düşünür ve tatlı tatlı heyecanlanır. Sabah bulantılarından, canının çektigi yemeklerden daha fazla olan tiksinilen yemeklerden, her yerde ansızın geliveren hiç zevk vermeyen miskinlik ve uykudan habersiz ben şimdi bunlara gecenin körü mango diye tutturup Çiçek Pasajı’na falan göndereyimde görsünler diye şımarır durur ve erkeklere ulan keşke ben hamile olsaydım dedirtir.(aşerme genellikle limon,turşu,tatlı, erik,karpuz, gibi yiyeceklere olur)

Kızımda aşermek falan yaşamadım ben yaşadıysam da yaşımın küçüklüğü ve kavak yellerimin yüzünden hissetmedim. Ne bulantı ne uyku nede canımın bir şey çektiği görülmemiştir.Ancak oğlumu taşırken yeşil eriği düşünüpte sinsi sinsi gülümsedigim dakikaları bilirim, yemek yerken bir anca bitse de uzanıp eriklere yumulsam diye heyecanlanırdım. Eşim bir gece kalktıgında önümde erik çekirdeğinden bir tepe görünce yemekten fenalaşıp öldüm zannettigini anlatır durur.

bahar gitti dallarımdan

nazokiraze | 07 April 2009 18:03

Bu hafta biraz garibim, çok sinirli çok melankolik, az biraz bulaşık , biraz da çemkirik. Evet oysa ki geçen hafta bahar gelmişti dallarıma,ne oldu da bu hale geldim ben.

Çarşambadan beri bir garibim ben, belki telefonla uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımın arayıp, tüberkülozunun hortlamış olabilecegi haberinin bunda payı, o günden beri kendimi dinler oldum, cumartesi gece terledim, eyvah bu verem belirtisi diye iki gün uyumadım, uyumadıkça ateş bastı, ateş bastıkça terledim kesin verem oldum yine.
Sonra bir süre geçiyor, aa ne veremi yahu bak yutkunurken bogazım acıyor ben grip olmuşum, acıyor, aha şimdi acımıyor grip değil veremim, yaşasın bu kes acıdı, acıyor,acımıyor,acı…

kaka peşinde iki gün

nazokiraze | 04 April 2009 10:28

Onbeş gündür oğlumda bagırsak paraziti şüphesiyle yaşıyoruz, sürekli poposunu kaşıması ve uyurken agzından su akması bildigim, küçükken benim de sık sık yaşadıgım parazit belirtileri. Hah bugün ha yarın götürürüm diye bekleşirken, artık halasının bu kansızlık yapabilir, bir an evvel buraya getir şeklinde fırçalamasıyla, dün oğlumu halasının çalıştıgı hastaneye götürdüm.(parazit tedavisi)

Sabah traş edilmenin ve zorla karga tulumba banyo yaptırılmanın ( en sevmedigi şey yıkanmak) travmatik haliyle, oğlum surat beş karış halde benimle hastaneye geldi, öğle arası molasında olan halasına götürdügü süpriz kurabiyeler, öpüş kokuş merasiminden sonra biz çocuk doktoruna postalandık. Zavallı doktor başına geleceklerden habersiz, arkadaşlarının birinin şirin yegenine bakacagım umuduyla bekliyordu bizi, ne zaman oğlan kendini yerden yere atmaya başlayınca aklı başına geldi, tartılmayı, boy ölçümünü, muayene olmayı şiddetle reddeden, steteskopa iğrenç ,iğrenç diye bakıp bakıp bağıran, sürekli olmadık hareketler yapan oğlumu büyük bir sabırla muayene etti, iyiki doktor değilmişim hele hele iyiki çocuk doktoru değilmişim dememe sebep olan, çocuktaki bu azgınlık ve doktordaki bu sabır ve sevgi cimcimesi hali gözlerimi kocaman açmama sebep oldu. Ben kadının yerinde olsam yapıştırmıştım kesin bir tane.(çocuk hastalıkları)

heyecanlı bir akşam ve tetanoz ihtimali

nazokiraze | 17 March 2009 00:54

Yine fırıldak bir günle felegin çemberinden geçtik bugün, hala geçemedik belki de henüz gün bitmedi. Üç gündür griple boğuşan eşim bugün ögle vakti evin yolunu tuttu, ben hasta olunca asla bana tanınmayan koltuga uzanarak gündüz vakti tv izleme, yedigi önde yemedigi arkada haller ona uygulandı falan. Onu ilaçtı, yemekti,bitki çayıydı eğlerken, akşam saat yedi suları kızı bant almak üzere bakkala yolladık.

Kız geldi gelmesine ama apartman kapısından bir şey batmış, girmiş çıkmış parmağına ve o sivri şey paslıymış. Aldı beni bir panik, hemen gogul emmiye koştum, tetanoz nedir, ne değildir, öldürür mü falan fıstık araştırmaya başladım.Ve aslında tetanozun sadece paslı bir şeyin biryere batmasıyla değil, her türlü kesik.batık gibi ufak zannedilen kazalarda da tehlike oluşturdugunu öğrendim.Hatta topragın en üst tabakasında bol miktarda tetanoz mikrobu bulunurmuş.Göbek kordonu kesilme esnasında da yeni doğmuş bebeklere de çokça musallat olan bu melun hastalık,yakalanınca ölüm ihtimali çok olan ve ölüm şeklinin de çok acı verici olan bir hastalıktır.Yaşlı ve çocuklarda yüzde seksene varan ölüm gerçekleşebiliyor, ancak iyi olan birşey aşıların rutin olarak devlet tarafından yapılması ve bu hastalıgı kesin olarak engellemesi.Aşı genellikle beş -onyıl civarı koruma sağlıyor ve yüzde 95 koruma sağlıyor.