bildirgec.org

haydarpaşa hakkında tüm yazılar

Ankara ve Doğu Ekspresi

juki | 24 August 2009 09:05

Tren, alternatif ve meşakkatli bir yolculuktur.
Tren, alternatif ve meşakkatli bir yolculuktur.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’dan Ankara’ya trenle gidip geleyim dedim ve gittim Haydarpaşa’dan bilet aldım. Ankara’daki işim önemliydi ve bu nedenle gidiş biletimi TCDD’nin ortalama üstü kalitedeki
trenlerinden Fatih Ekspresi’nden aldım. Bu hatta İstanbul-Ankara fiyatı 22,50 TL. Fatih Ekspresi gayet konforlu bir tren. Hızı çok yüksek değil, ama gece 23.30’da Haydarpaşa’dan hareket ederseniz sabah 7.45 gibi Ankara’ya rahat varıyorsunuz. Neyse ben de o sabah 7.45’te Ankara TCDD Garı’na vardım. Ankara-Gaziosmanpaşa’daki işimi çabuk hallettim ve Kızılay’da bir tur attıktan sonra vakit kaybetmeden saat 12.54’te İstanbul’a hareket edecek olan trenime binmek üzere Ulus’a, tren garına geri geldim.Dönüş bileimi Kars-İstanbul arası çalışan Doğu Ekspresi’nden almıştım. Onun fiyatı ise neredeyse diğerinin yarı fiyatı idi. 12,75 TL’lik fiyatı görünce hoop atladım aldım bu hattan biletimi. Lakin Ankara Garı’na geldiğimde trenin rötar yaptığını ve saat 14:00’te Ankara’dan kalkacağını öğrendim. Neyse dedim, 1 saat 4 dakika rötardan bir şey olmaz dedim. Beklemeye başladım. Orada yaşlı bir amcayla konuştum. Kendisi Ankara’nın ilçesi Polatlı’da oturuyormuş. Ankara’ya da haftanın belli günleri hastaneye, tedaviye geliyormuş. Her geldiğinde de ucuz olsun diye Doğu Ekspresi ile dönüyormuş. Bana dedi ki:

– Evlat, boşuna bekleme. Tren saat 4’ten evvel gelmez. Ben her zaman biniyorum.

Independenta

puella | 13 October 2008 07:48

15 Kasım 1979 tarihinde, sabaha karşı saat 05:20 sularında, İstanbullular korkunç bir patlama sesi ile uyandılar. Patlamanın şiddeti ile, şehrin boğaza yakın sahil kesiminde yer alan pek çok bina hasar gördü, evlerin camları kırıldı. Alevlerin etkisi ile gökyüzü kızıla boyandı. Ardından gelen duman bulutu, günlerce İstanbul’un üzerinde asılı kaldı.

Romen tankeri Independenta, Haydarpaşa Mendireği’nin yaklaşık 4 mil açığında, Yunan şilebi Evrialy ile çarpışmıştı.

Independenta, 1 yaşında yeni bir gemiydi. 283 metre boyunda, 46 metre genişliğinde ve üst yapıları hariç 22 metre derinliğindeydi. Libya’dan Köstence’ye yol alıyordu ve yükü 94.600 ton ham petroldü. Romen bayrağı taşıyordu. İstanbul Boğazı’na girmek için yoluna devam ederken, İstanbul Boğazı’ndan çıkış yapmakta olan ve Zhdanov Limanı’ndan yüklediği 7.400 ton çeliği Akdeniz’e götürmekte olan Yunan şilebi Evrialy ile çarpıştı.

Sanrı

proksima[pilli_silinen_hesap] | 01 December 2007 16:35

Günboyu binmeye tereddüt ettikten sonra buradaydı işte. Kursak derdi ağır basıp, içine işlemiş deniz korkusunu yenmiş, feribotun Harem’den kalkan son seferlerinden birisine binmeye cesaret etmişti.
Trenlerin tempolu süratine alışmış yorgun ayakları, daha attığı ilk adımda devasa ataletiyle bu yekun metal gövdeyi yadırgayıverdi. Soğuk rüzgar denizin yüzünü buruşturup, küpeşteden birkaç aracın olduğu geminin kıç tarafında doğru esti. Hissettiği ürpertiye aldırmadan, hızlı adımlarla feribotun sol kenarından ilerleyip, dar ve paslı merdivenleri takip ederek yukarıya çıktı ve yolcuların olduğu bölüme doğru yürüdü. İçeridekiler, sadece oradaki kalorifer petekleri çalıştığı için yolcu salonunun sağ tarafında toplanmışlardı. Göz göze gelmemek için farklı yönlere dönmüş çay içen iki kişi, ayakta dikilen bir delikanlı, bir anneyle çocuğu, koltuğa gömülmüş yorgun bir kadın, hepsi topu iki elin parmakları adedinceydi tüm yolcular. Çocuğunu uyutan anne, gözlerini karşı koltukta yatan oğlundan kaldırıp, ona elindeki iğne setlerinin fiyatını sordu. Bir diğeri bir örnek aldı. İnceleyip geri verdi .

İroni

| 03 August 2007 18:32

Haydarpaşa EBK Tesisi Ana Kapısı
Haydarpaşa EBK Tesisi Ana Kapısı

her gün önünden geçtiğim.. nedense her geçişimde içimi sızlatan ve fakat, benden başka da pek ilgilenen olduğunu sanmadığım bir ayrıntıdır yukarıdaki..

haydarpaşadaki Et ve Balık Kurumu tesislerinin ana giriş kapısı.. yok edilen yüzlerce cumhuriyet eserinden biri sadece.. bunda ne var diyebilirsiniz.. cumhuriyetin en büyük eserlerinin, kurumlarının “özelleştirme” adı altında yok edilmesine aldırmayabilirsiniz.. bu ülkenin maliye bakanı tarafından sarfedilen sözler de sizin için önemli olmayabilir.. o sözler ki, özelleştirme denen kavramın aslında ne olduğunu, özelleştirme ile ne amaçlandığını net bir şekilde gözler önüne sermekte.. seçim sizin seçiminiz, hayat sizin hayatınızdır.. lafım yok.. hele siyasi bir polemiğe girmeye hiç niyetim yok..

işte yine oLdu!

naftalin-hafif | 25 March 2002 07:32

bugün babamın direktifi ile Gebze’ye gitmem gerekti ve bunun için Haydarpaşa’dan tren yolu ile gitmeyi tercih ettim, “eee bunun bizi ilgilendiren tarafı ne diyebilirsiniz” ki benim anlatmak istediğim şeyde bu değil zaten 🙂

,sadece konuya girme amaçlı ve anlatmak istediğim konuyu buraya nasıl yansıtabileceğimi – daha doğrusu yazıya nasıl aktarabileceğimi – düşünürken her şeyin aklımda darmadağın olmasından sebepLe yazacaklarımı sürdürebilmek amaçLı böyle bir giriş yaptım 🙂

…aslında her şey bir nevi buradan başlıyor. kafam da o kadar güzel kurgulamıştım ki eve gelip bilgisayar başına geçtiğim anda ki durumumu [unutkanlığımı] en iyi belirten cümle yazıya attığım başlıktır… evet bir kez daha unuttum [dağıldım] ve tutukluk yaptım. biraz kafamı toparlayayım he! Evet; Vapurda ki sakız çiğneyen adam, pis adam ! beni soktuğu duruma bak. Trene binmeden önce bindiğim vapurda karşımda mıydı? Ya yakınımdaydı işte ! sakız çiğneyen bir adam vardı ve sakızı çiğneyiş şekli iLe uyuz oLma dürtülerimi harekete geçirdi, daha sonra trene bindim ve tren yolculuğu yaklaşık bir buçuk saat kadar sürüyor ve buda bir şekilde kafanızda dolanan şeylerin üzerine gitmeniz ve onlar hakkında yorumlar yapmanız için bir fırsat gibi görülüyor ki o an için benimde kafama uyuz oLma dürtülerimi harekete geçiren – o adamın da iğnelemesi iLe – huylarım aklıma geldi ve biraz olsun onlar hakkında neler konuşabileceğimi ve neler söylenebileceğini merak ettim… Tabii ki bunları kronolojik bir sıraya sokamam ki buda saçma oLur zaten aklıma geldikçe ve toparlayabildiğim kadarı ile yazacağım…