bildirgec.org

hastalık hakkında tüm yazılar

bahar gelmeden bahar yazısı

nazokiraze | 09 March 2010 12:32

“Damlardaki kar, saçaklardaki buz
Kanı kaynayan suya dar geliyor.
Haberin var mı, oluklardan sonsuz
Akan su sesinde bahar geliyor”
Cahit Sıtkı Tarancı

Mart’ın kapıdan baktırıp olmadık yerlerimizi dondurduğu şu soğuk havaya ve bir haftadır ciğerlerime inen boğaz enfeksiyonundan tam anlamıyla kurtulmamış olmama rağmen hatta kışı çok çok sevmeme rağmen yine de baharın gelişinin yaklaşması içimi kıpır kıpır ediyor.

Evelikdenilen ot çeşidi genellikle yapraklarının ve sapının tuzlanması şeklinde yenir, baharda tüketilen bu bitki çorbalara konur.Aslında bahar gelince yenilebilir otların çoğu kendini göstermeye başlar.Genellikle benim gibi kış günü eve domates, biber,patlıcan gibi yaz besinlerini sokmayan kurufasülye, kapuska,karnabahar , nohut türü yiyeceklerden sıkılanlar için bahar yeni bir dönemdemektir.Enginar, çilek, can eriği insanı o biçim heyecanlandırıyor.(baharda ot yemeli)

dikizleme illeti

taha3045 | 01 March 2010 16:01

Röntgencilik küçük yaşta oluşur, evcilik veya doktorculuk oynarken genellikle doktor olan erkek çocuk hastayı oynayan kız çocugun muayene amaçlı eteğini kaldıran çocukların varlığı azımsanamaz. Küçük yaşlarda karşı cinsten birinin cinsel organı ile kendisininkinin farklı olduğunu keşfeden küçük çocuklar bu keşiften oldukça hoşlanırlar.

Ortaokul çağına gelmiş ergen çocuklar için durum daha farklıdır, olay küçüklüğün masumluğundan çıkmıştır, aralarında sık sık cinsellik konuşuyor, kızlarla ilgili erotik espriler yapılıyordur. Artık sütyen takmaya başlayan kızlar sürekli konuşma konusudur. Ayrıca sürekli kalemlerini , silgilerini yere düşürerek kızların bacaklarını görme umudu taşıyan yeni yetişen erkek çocukları oldukça yaygındır.Beden eğitim soyunma odası kapısı gözetlemek için oldukça uygun bulunur,yanlışlıkla eteği açılan kızlar muhabbet konusudur. Hatta kızlar tuvaletine saklanan bile vardır.

Üniversite yıllarında ev arkadaşları eğer karşı cinsse röntgencilik içgüdüsü yakayı bırakmaz, duş alırken izlemeye cesaret edilmese de (herkes için genelleme yapmıyorum örnekleme sadece) iççamaşır dolapları merak edilir, günlükler okunmaya çalışılır.Yapılan araştırmalara göre röntgencilik illetini okul yıllarından normal hayatına taşıyıp sahip olduğu magazaların soyunma kabinlerine kamera yerleştirenler bile var, partneriyle birlikte olmak yerine izlemeyi veya birlikte olurken izlenmeyi tercih edenler de.. (Röntgenci mahkum suçüstü yakalandı)

Öksürük

ekince | 23 February 2010 12:21

Bir bakıma vücudun savunma mekanizması sayılabilecek öksürük, çeşitli nedenlerden oluşabilir. Bunlardan bazıları, nefes borusuna kaçan cisimler ya da yiyecek parçalarıdır. Öksürük ayrıca bronşların içinde oluşan ve balgamında dışarıya atılmasını sağlar ve büyük ihtimalle bir hastalık habercisidir.
Sadece akciğerle alakalı olmayabilir. Burun, kulak zarı ve midede de başlayabilir.Basit şikayetlere bağlı öksürükler, genellikle ilaçlarla tedavi edilirler. İleri seviyede olanlarında ise antibiyotik tedavisi uygulanabilir.Öksürükten kurtulmak için, evinizde kendi kendinize bir karışım hazırlayabilirsiniz. Bir adet soğanın suyunu bal ile karıştırıp, gece yatmadan önce bir kaşık yediğinizde, kısa zamanda olumlu etkilerini görebilirsiniz. Soğanın acı olması daha etkili olmaktadır. Ancak miğde rahatsızlığı olanlara, şeker hastalarına, soğan ya da bala karşı alerjisi olanlara yedirmek doğru değildir. Bu karışım bir ilaç değildir. Her zaman doktorunuza danışmanız gerekir.

YAŞLANMAKTAN KORKUYOR MUSUNUZ?

keremx | 20 February 2010 20:23

YAŞLANMAKTAN KORKUYOR MUSUNUZ?

HERKES ESKİYECEK/ Dünya da her şey eskiyecek. Her eşya,her can… Korkun ya da korkmayın, yaşlanmak ve ölüm kaçınılmaz bir sondur. Neye sahip olursanız olun. Dünya da rahat yok. Dünyada kime bağlanırsanız bağlanın. Ayrılık var.

13 YAŞINDA NİNE / Her şey biz insanlar için. Hastalık ta öyle,sağlıkta…Her şeyde bir ders, her insan da bir ibret var. Fotoğrafa bakar mısınız? Fotoğraftaki çocuğun yaşlı gözüktüğüne bakmayın. Evet o bir çocuk. Hem de 13 yaşında.. 13 yaşında ancak 50 yaşında gösteriyor. 13 yaşında bir nine o..

Mastürbasyon Ne Kadar Zararlıdır?

Tech24 | 15 February 2010 23:58

Bu soru henüz mastürbasyon yapmamış veya daha yeni başlamış olanlar için pekte önemli değil. Aslında çok sık mastürbasyon yapmayanlar içinde önemli değil. Fakat mastürbasyon ve sex konusunda fazla heyecanlı davranıyorsanız bunun zararları olabilir. Doktorlar her ne kadar bunun zararı olmadığını söylesede bir çok kişi zararlı olabileceğini söylüyor.

Kendini dünyanın en çirkin kadını ilan eden Mary Ann Baven

admin | 08 February 2010 17:09

Mary Ann Webster olarak sekiz çocuklu bir ailenin bebeği olarak 1874 yılında Londra’da dünyaya geldiğinde her kız çocugu gibi normal bir fiziğe sahipti. Hayatına hemşirelik yaparak devam eden Mary , manavlık yapan Thomas Bevan ile evlendikten kısa bir süre sonra yüzünde ve vücudunda anormal değişimler farketmeye başladı, Akromegali adlı bir hastalıktan kaynaklanan bu değişimler dört çocuklu genç kadını herkesten daha farklı bir hale getirmeye başlamıştı.Fiziksel değişimin yanı sıra şiddetli başağrısı ve görme yeteneginin azalması gibi sorunlarla da uğraşan genç kadın eşini kaybettigi zaman kendine ve dört çocuguna bakabilmek için mücadeleye başladı.

1914 yılında eşinin ölümüyle dört çocukla dul kalan Mary, çirkin kadın yarışmasını kazandıktan sonra 1920 yılında Sam Gumpertz tarafından Coney Island’s Dreamland SideShow’a dahil edildi. Mary Baven hayatının geri kalanında bu sirkte çalışmıştır ve çeşitli fuarlara katılmıştır. Yaşadıgı zamanda kendisine musallat olan hastalıgın getirdigi kötü görüntüyü çocuklarının ve kendisinin hayatını devam ettirmek için kullanmayı başarmış,öldügü 59 yaşına kadar çalışan Mary Ann Bevan o dönem insanlarının bu tür gösterilere meraklı olmasından dolayı maddi sıkıntı çekmemiştir.

söz yangını

nazokiraze | 20 January 2010 10:29

Kimse hakkında konuşulmasını istemez, sevmez ama çogu kimse kendine yapılmasını istemedigi halde başkası hakkında konuşur, ille şu şununlaymış, bu böyle yapmış şeklinde dedikodu yapmasa da mutlaka o kişinin ayıbını , ettiği bir sözü, yaptıgı hareketi mutlaka eleştirir,dile getirir.

Başkası hakkında kötü söz etme, eleştiri, ayıbını dile getirme ,hoşlanmayacagı laflar etme, duydugu taktirde üzülecegi şekilde konuşma kısacası gıybet insana yapması en kolay ve tatlı gelen üzücü davranışların başında gelir. Birisi hakkında konuştuktan sonra, ne var olanı söylüyorum demek işin kötü yanını örtmez, zaten olanı söylemek dedikodu ve gıybettir, olmayanı söylemek iftira olur. (Her doğruyu söylemek bazen dogru değildir)

rektal tuşe-bir erkek kabusu

taha3045 | 14 January 2010 12:00

Yurdumuzda sık görülen prostat kanser aslında çok daha erken teşhis edilebilecekken ve hayat kurtaracakken milletimizin erkek adama birşey olmaz mantıgı ve muayeneden utanması ile kanser sıralamasında ikinci konumda.

Hatalığın tanısının parmak ile makattan konulması (rektal tuşe) bu korku veya çekinceyi tetikliyor.Öyle ya Türk erkeği kendini parmaklattırır mı? Bu uğurda kan bile dökülmemiş miydi? Mualesef bazı tanıların rektal muayeneden başka bir alternatifi yok ,üroloji muayenesi buna dayanıyor.

bir salgından bir salgına -2

nazokiraze | 07 January 2010 16:28

Paleopatologlar tarafından yapılan araştırmalara göre hastalıkları toplumların yaşayış şekline, nüfusuna göre değişiyor.Küçük bir değişiklik hastalığın seyrini değiştiriyor ve başka hastalıkların yolunu açabiliyor.

1452 yılında Napoli Fransızlar tarafından kuşatılırken bir hastalık ortalıga yayılır, bu hastalık hem yeni hem ağrılı hem de öldürücüdüri ölmeyenler delirmektedir.

Bu salgının üzerinden bir yıl kadar sonra İmparator Maximillian halkı bu hastalıga karşı uyarır, uyarıya göre hastalık cinsel ilişki yüzünden değil de tanrıya karşı işlenen günahlardan dolayı başgöstermektedir. Çeşitli frengi salgınları oluştukça pek çok varsayım ortaya çıkar, bazı gezegenlerin uğursuzlugundan Kolomb’un bu hastalıgı taşıyıp getirmesine kadar pek çok teori.

1496 da frengi bir çeşit veba olarak tanımlandı ve elli yıl sonra hastalık ahlaki eksiklikle birlikte anılmaya başlandı.Teoriye göre hastalık cinsel ilişkide oluşan görülmeyen tohumlar sayesinde yayılıyordu, 1905 hastalık mikrobunun öğrenildigi yıldır.Salgınlar uzun süre safsatalarla, kocakarı ilaçlarıyla ,katı perhizlerle tedavi edilmeye çalışıldı.

Frengili yabancı kişiler Fransa’ya sokulmazken, İskoçya’dan sınırdışı edildiler veya yanaklarına kızgın demirle iz bırakıldı. Avrupa’da zenginler evlerine kapanmayı tercih ederken fakirler kovuldu, doktorlar korkudan tedavi yapmadılar.1788 yılında Danimarka frengi hastalarına bedava ilaç,bilgi ve bakım dagıtma fikrini önerdi, ancak halk korkudan ayaklandı ve bir devlet hastanesi basıldı.Frengi taramasına izin vermeyeceklerini söylediler.

bir salgından bir salgına -1

nazokiraze | 07 January 2010 14:03

MÖ 415 yılında Hipokrat notlarında Sicilya ve Atina ordusunda görülen yaygın bir hastalıktan bahseder, bu hastalık hala insanlığın başına dert olan gripten başkası değildir.Çin’de başlayan İspanyol Gribi 40 milyon, 1957 Asya gribi 70 bin, 1965 Hong Kong gribi 700 bin, İngiliz gribi ise 30 bin kişinin yaşamını yitirmesine yol açtı.

MÖ 600`lü yıllar ise cüzzamı tanımlandıgı yıllardır,Hindistan dönüşü Büyük İskender tarafından Avrupa’ya yayıldıgı söylenen bu hastalık Haçlı Seferleri sırasında oldukça yayıldı.Toplum tarafından dışlanan ilanetli olarak suçlanan, uzaklaştırılan cüzzamlı hastalar uzak yerlere sürülmüştür.Aralık ayında çıkan bir habere göre Kudüs’te bulunan birinci yüzyıla ait bir erkek cesedinin DNA incelemesinde cüzzam vakasına rastlandıgı açıklandı.

veba çeşitli dönemlerde dünyayı çok büyük tehdit altına alan bir hastalık oldu, öyle ki altıncı yüzyılda (İstanbul’da başladı) Avrupa’ya gemiler yoluyla Asya’dan gelen veba kitlelerin korkulu rüyasıydı. Kara veba olarak bilinen hıyarcıklı veba insanları kasıp kavurdu. O dönemden öncesine var olan veba Hitit kralı 1. Şuppililuma tarafından Babil seferi dönüşü yaygınlaşmıştır ve sonrasında o zamana da damgasını vurmuştur.14. yüzyılda tekrar yayılan veba Avrupa nüfusunun üçte birini yok etmişti . Hastalık bilinemeyen bir sebeple 1352 yılında bitmiştir, sonrasında 15. yüzyılda ve 16 yüzyılda Osmanlı Devleti’nde (taun olarak bilinir) veba salgınları peşpeşe insanları kırıp geçirdi. (Avrupa’da ve Osmanlı’da vebalılara günahkar gözüyle bakıldıgı çok olurdu Mızraklı cin tarafından dürtüldüğü için hasta olduguna inanılan vebalı hastaya cin için muska yapılarak Ahkaf suresi okutulurdu)