bildirgec.org

hande yener hakkında tüm yazılar

Birhan Keskin Soğuk Kazı

kahramancayirli | 16 April 2010 13:18

ucankus.com adresinden alınmıştır
ucankus.com adresinden alınmıştır

Şarkı şiir kitap film önerileri. Yeşim Ustaoğlu’nun Pandora’nın Kutusu filmini izleme fırsatı yakaladım. Aldığı onca ödülü hak eden, eli yüzü düzgün, naif, sade ve etkili bir Türk filmi. Ne kadar gurur verici. 90lar Türk Sineması’nın çıkardığı iyi yeni yönetmenlerden biridir Ustaoğlu. Güneşe Yolculuk filmi de ayrıca dikkate değerdir.

Rasim Özdenören’in hikaye kitaplarını okudum. Çarpılmışlar ve Kuyu isimli kitaplarındaki üslubu takdire şayan. Yenilikçi ve dikkat çekici.
Fakir Baykurt’un Kaplumbağalar kitabı sahi on numara bir kitap. Köy romanlarını oldum olası sevmişimdir. Aramızda roman yazmaya cüret edenler varsa (mesela ben), başucu kitabı olabilir, yol gösterebilir.

Lady Gaga

kahramancayirli | 11 January 2010 20:45

starcasm.net adresinden alınmıştır
starcasm.net adresinden alınmıştır

Bazen iyi klipler çekilse de genel olarak Türk klipleri vasat ya da vasatın altında. Bazen bir klip izliyorsunuz “vay be süper olmuş ya” der demez bir bakıyorsunuz ki yabancı bir klipten esinlenilmiş. Kemal Doğulu çok güzel çok renkli klipler çekiyor mesela. Bir kere daha demiştim, yineleyeyim: Sırf Kemal Doğulu klibimi çeksin diye şarkı yapabilirim, adamın görsel zekası var bir kere. Belli. Önce kafasında çektiği klibi somutlaştırıyor. Hande Yener’e çektiği Romeo klibi çok şekerdi. Hipnoz çok yaratıcı idi.

Hande Yener, Demet Akalın ve Grand Theft Auto

kahramancayirli | 06 January 2010 14:51

internetteyim.net adresinden alınmıştır
internetteyim.net adresinden alınmıştır

Elektrik faturası 287 TL geldiğinden beridir müzik dinleyip göbek atarak ısınmaya çalışıyorum. Elektriğe yapılan zamları pek umursamıyordum ama fatura gözünün önünde belirince insan aynı rahatlıkta duramıyor.

Hande Yener ile Demet Akalın barışmış. Kenan Erçetingöz’ün programında Demet Akalın telefonla stüdyoya bağlanıyor. Şubat ayında yeni projeleri müzikmarketlerde olacakmış. Bir de Türkiye turnesi düşünüyorlarmış. Kraliçeler Yolda gibi bir isim düşünülüyormuş.

Demet Sağıroğlu – Silkelen

kahramancayirli | 17 July 2009 17:12

resimupload.com adresinden alınmıştır
resimupload.com adresinden alınmıştır

Yıllık izninize çıktınız mı çıkacak mısınız? Şimdi izindeyseniz zaten denizde vs. olacağınızdan bu yazıyı okumuyor olacaksınız muhtemelen. İzin için planlarınız var mı?
1990 yılında Eurovision Şarkı Yarışması’nda “Gözlerinin Hapsi” isimli şarkıyı söyleyen Kayahan’a eşlik eden genç ve güzel bir ses vardı, hatırladınız mı? Uzay Heparı’nın son çalıştığı albüm olarak anılan Kınalı Bebek deyince muhakkak aynı sesi, şarkıları düşünüyor olacağız. 1994- Kınalı Bebek, 1996-Şikayetim Var, 1998-Sımsıcak, 2000-Papatya Falları, 2004-Korkum Yok… Ve şimdi de Silkelen… Sonbahar sonunda çıkacak yeni albümünden önce iki sinyal gönderiyor, Demet Sağıroğlu: Sözü müziği Demet’e ait, yakında klip çekilecek olan, bu sıralar radyolarda dönmeye başlayan Silkelen ve Sözü Demet’e, müziği Emre Gören’e ait Gittiğim Yol. İki şarkıyı da Tansel Doğanay düzenlemiş.

Şiir için güzel bir yaz

kahramancayirli | 20 June 2009 18:54

türk şiiri için önemli bir isim: gülseli inal
türk şiiri için önemli bir isim: gülseli inal

Bu cumartesi sabahı Betül Tarıman’ın yeni şiir kitabının çıktığını öğrendim. Mutlu oldum çok. Kar Merdiveni iyiydi güzeldi, bakalım Ağır Tören nasıl?
Şiir için güzel bir yaz olacak bu yaz. 80 kuşağı şairlerinden Gülseli İnal’ın toplu şiirleri yayımlanıyor. İlk ikisi çıktı bile: Kocamanlar ve güzeller onlar da..
Niye yayınevleri genç şairlerin ilk şiir kitaplarını basarken kılı kırk yarıyor. Ellerini taşın altına koyuverseler, daha düşük fiyatlarla yayımlamaya çalışsalar (burada aslan payı dağıtımcılara gider genelde). Sanırım hala en geçerli yol edebiyat ödülleri. Bu sayede isim yapabilirseniz, belki de yayınevleri size döneceklerdir..
İlk kez aç insan sayısı 1 milyarı geçmiş bütün insanlık tarihinde. Kimin ne kadar umurunda?
Yasakmeyve şiir dergisinin mayıs haziran sayısı çıktı. Kaan Koç’un ismini bir kez daha anmak istiyorum.
Kül Öykü Gazetesinin yeni sayısı gecikti. Umarım bir sorun yoktur. Belki de iki-üç ayı birleştirip bir yaz sayısı yayınlarlar. Birçok dergi yaz’ı böyle geçiriyor, haklılar mı bilmem.
Teoman’ın yeni şarkısı Çoban Yıldızı’nın müziği ne kadar hoş, bayıldım. Sezen Aksu düş bahçelerinde yürüyor yine. İyi ki. Kibir’i bir de ondan dinlemek, süper. Farklı vurguları, farklı duyguları, kadın bir tane yahu hakikaten. Aksu, Kibir’i önce Özcan Deniz’e vermiş, Deniz “bu, bir kadın şarkısı” demiş ve şarkı neyse ki Hande Yener’in oldu.
Mete Özgencil yeni bir albüm yapsın isterim. Şarkı sözlerini yazsın bassın ona da razıyım. Ya da Yıldırım Türker 15 sene sonra yeni bir şiir kitabıyla çıkıverse. Umay Umay da.

Değişme Ölürsün ya da Hande Yener Sendromu

ez3kiel | 22 May 2009 14:04

Evet bu ülkede bir ‘Hande Yener sendromu’ var arkadaşlar. Bu pembe kız ne zaman ekranda görünse ya da kendisinden bahsedilse konunun yalnızca salt değişime odaklanması bayıltıcı sprey etkisi yaratıyor artık. Ülke sınırlarına giren bir yabancı için hoşgeldin yazısının hemen altına ‘burada değişmek yasaktır kardeşim’ yazısını eklemek gerek diye düşünüyorum. Değişirsen ölürsün çünkü bu topraklarda. Popçuysan popçu kal mesela, hep ‘göründüğün gibi ol’. Ölene kadar aynı kal. Aynı düşün, aynı programları izle, aynı evde yaşa, aynı işte çalış, aynı alışkanlıkları tekrarla, aynı şeyleri yap. Sistemin dengesiyle oynama bak kötü olur, o kadar!

Aşk neredeysen çık dışarı

kahramancayirli | 05 April 2009 17:10

Nerede kalmıştık? Gemileri yakmış, ipi eğirtmişti en son. Eski eteklerini atmıştı. Bu noktadan sonra içecek çorba kalmamıştı ona, eski tarlalarında. O da yeni arazilere vardı çoktan. Adını boş kasede yazsın, alırım.Hipnoz’u yeni yeni sindiriyorduk ki Hayrola, geldi. Hayrola, Hipnoz ile Nasıl Delirdim’in arasında bir albüm. Tabii Hipnoz’a daha yakın, hatta Hipnoz’u alıp birkaç durak daha ileri taşıdığı söylenebilir.Yeni şarkılarını yutabilmek için önce oturup çalışmak gerekiyor. Şarkı sözlerinde kalp odacıklarını açmış bizlere… Anlaşılamamış, suya uymamış, yalnız, ayrıksı bir kalem beliriyor. Öteki’nin sesi yükseliyor iyice. Azınlığın, farklının, özgünün. Çirkin çocuk aslında tüm şarkıları.Tedirgin, dipten geliyor Hande Yener’in sesi. Bu, çok güzel. Belli ki başka aynalarda, papatyaların değil dikenlerin içinde yazmış yeni şarkılarını. Bu da güzel.Ben durup durup baştan sona Apayrı’yı, Nasıl Delirdim’i, Hipnoz’u dinliyorum hâlâ. Hayrola, diğer kardeşlerinin arasına oturdu bile. Aksini iddia eden var mı?

İsterim ki, Erol Temizel bir ömür Hande Yener’e müzik yaratsın. Kimya tutuyor. Tutmuş yine. Umarım Kemal Doğulu bir ömür fotoğraflarını çeker.Bu topraklar böyle oldu artık. “Aşk neredeysen çık dışarı’ diye sesleniyoruz hepimiz. “Eller geziniyor tenimizde” oysa ki aynı sesleniş anında. Nasıl da yerinde bir şarkı bugüne, Hayrola.Hayrola’nın on şarkısı da ipin üzerinde ama ben dördünü ayrı bir yere koyuyorum: Senden Uzakta, Deliler, Ok Yay ve Teomanla düeti Arsız.Her şarkısı önce on kez peşpeşe dinlenmeli. Öyle ısınılıyor. Güneş öyle ışıtıyor.

Başkası olamam ben

sizin yönetmeniniz kim?

kahramancayirli | 30 January 2009 13:17

çok genç çok usta...
çok genç çok usta…

2002 yılında çektiği signs (işaretler)’a tek kelimeyle bayılmıştım. 2004 yazdığı the village (köy)’ı ise anlamamıştım, arkadaşımın filmin peşinden yaptığı yaklaşık yirmi dakikalık açıklamadan sonra anlayabilmiştim filmin vermek istediği mesajları. son olarak 2008 yapımı the happening (mistik olay)’ı da izleyince shyamalan’ın genç bir usta olduğuna hükmettim. psikolojik gerilim filmi, mistik olay ama yine filmin konusundan dahi söz etmek istemem zira konu hakkında kuracağım her cümle filmin büyüsünü eksiltebilir. yönetmen 1970 hindistan doğumlu, birçok yönetmen onun yaşındayken ilk filmini çekemezken 1992’de praying with anger ile başlayan yolculuğu 1998’de wide awake, ertesi yıl the sixth sense (altıncı his), 2000’de unbreakable ile devam etti. velhasıl üretken bir sinemacı var karşımızda. 2006da çekilen lady in the water’ın da adını analım burada. lafı çok dolandırmayalım bu türün genç bir ustasıyla karşı karşıyayız, bize kalansa peşinden filmlerini izlemek, keyif almak. kurduğu atmosfer, oyuncu yönetimi, görsel detaylar hepsi çıtanın üstünde, hepsi iyi. atlanmamalı.

yaşar alptekin, reha yeprem ve diğerleri

kahramancayirli | 14 January 2009 14:31

yaşar alptekin
yaşar alptekin

dün internette gezinirken yaşar alptekin’in hac fotoğraflarına rastladım. yaşar alptekin, sizin de muhtemelen tanıdığınız 80 ve 90ların gözde manken ve oyuncusu. 2000li yıllarda ise kadın programlarında dini ritüellerini nasıl yerine getirdiğini anlatır oldu.

reha yeprem
reha yeprem

ki nedense yılan yollu beynim bana derhal reha yeprem’i hatırlattı. zehirli bal adında bir kitap da yazmıştı hatta, işte genç bir erkek mankeni hangi tehlikeli tuzakların beklediğine dair. en son samanyolu televizyonunda eşiyle birlikte bir programı sunarken rastladık kendisine. bu yakışıklı adamların orta yaşlarından itibaren din’e bu kadar yaklaşmalarının sebebi (belki geçmişte de yakınlardı ama bu denli açığa çıkarmıyorlardı) ne olabilir ki. şöhretin bir gün kaybolacağı endişesi, insanın düşmekten tırsacağı büyük manevi boşluk korkusuyla birleşirse bu tür gelişmeler olabilir. zaten bu tür u-dönüşleri yapan birçok insan vardır etrafınızda, o iki manken göz önünde oldukları için dikkatimizi celbetmiş bulundu.