bildirgec.org

halk müziği hakkında tüm yazılar

Martı kanadında rüzgar taşıyan adam: HASRET GÜLTEKİN

lavinya76 | 30 June 2010 13:42

Sivas katliamında hayatını kaybettiğinde henüz 22 yaşındaydı. Geride gözü yaşlı bir eş, doğmadan yetim kalmış bir bebek, emek verdiği türküler ve Hasret’i her an yüreğinde duyacak dostları kaldı.

İki iki buçuk yaşlarındaydı ailesi İstanbul’a taşındığında. Evlerinin kömürlüğündeki yaşlanmış bağlamanın tellerine dokunmak için sık sık inerdi karanlık mahzene. Birkaç kez o bağlamayı alıp eve çıkarmak istese de minik kolları taşıyamadı. Bir gün annesine sordu:

_ Bunu eve çıkaralım mı?

Sonraki bağlama macerası nasıldı pek bilmiyoruz. Bağlamayla oynadı mı yoksa bir iki bakıp attı mı bir köşeye? Bağlamayı kömürlükten eve taşıdıklarında dört, dört buçuk yaşlarındaydı.

Hasret Gültekin 1 Mayıs 1971 de Sivas’ın İmranlı ilçesine bağlı Han köyünde dünyaya geldi. Süleyman ve Hacıhanım Gültekin’in üçüncü evladı. Sahne tozunu içine dolu dolu çektiğinde henüz 11 yaşındaydı. Haylaz bir öğrenci sayılmazdı ama Kadıköy Anadolu Lisesi ikinci sınıftayken okulu bıraktı. Okula gidiyorum diyerek kaçamak ziyaretler yaptığı “Deli Derviş” tarzının yaratıcısı ve ustası Haydar Acar’ın yanında alıyordu soluğu. Önceleri hafta sonları yaptığı ziyaretler yetiyordu ona ama bağlama aşkı yüreğinde alev alev yanmaya başlayınca okulu terk edip tüm vaktini ustanın yanında geçirmeye başladı.

Çetin Akdeniz (Bağlama Virtüözü)

sinjob | 16 June 2010 11:42

Dünyanın en büyük bağlama virtüözlerinden biridir,Çetin Akdeniz.

Çetin AKDENİZ - Bağlama Virtüozu
Çetin AKDENİZ – Bağlama Virtüozu

Çetin Akdeniz,1967 doğumludur.Aslen Ordu‘nun Perşembe ilçesindendir.Sanatçımız müzik hayatına çok küçük yaşlarda başlamıştır.Çocukluğunda günde en az beş saat bağlama çalmış ve bu şekilde çalışarak kendisini geliştirmiştir.İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Mûsikisi Devlet Konservatuarı‘nda Çalgı Eğitimi almış ve ardından Yüksek Lisans eğitimini de burada tamamlamıştır.

efsun

| 27 October 2008 19:30

Makine mühendisi olan Gülay Boyalar ve mimar olan Özer Dönerkaya’nın müzikal anlamdaki birliktelikleri, üniversite yıllarında Özer’in kurmuş olduğu “Pandora” adlı rock grubuna 1996 yılında Gülay’ın vokâlist olarak katılmasıyla başlar. Kemancı, Rock house, Hayal Kahvesi gibi çeşitli mekânlarda hatırı sayılır bir süre beraber müzik yaparlar.
2004 yılının başlarına geldiğimizde farklı bakış açılarına ama ortak beğenilere sahip olan ve birbirlerini müzikal anlamda besleyebilen ikili, geçen süre zarfında birçok müzik ve beste çalışması ortaya koymuş ve kişisel anlamda önemli tecrübeler kazanmışlardır.
Gerekli ortamın oluştuğuna inanan Gülay boyalar ve Özer Dönerkaya, kendi tarzlarındaki çalışmalarını seslendirmek ve yaptıkları müziği, dinleyiciyle paylaşmak için grup kurmaya karar verirler. Gruba, Farsçada büyü anlamına gelen “Efsun” adı verilir. Aynı yıl içinde, bas gitarda Tuna Erden ve davulda Ethem Uysal’ında katılımıyla Efsun grubu son halini almış olur.
Hayal Kahvesi başta olmak üzere My Moon Bar, Old City gibi çeşitli mekânlarda sahne alıp. Studyo Live, Bursa Resimli Bar, Depo gibi mekânlarda konserler verirler.

Besteleri ve kendi tarzlarında yorumladıkları cover repertuarlarıyla oldukça ilgi çeken grup, kısa sürede albüm kayıtlarını tamamlayarak 2006 yılının başlarında ilk albümleri “Duy Sesimi”ile müzik severlere göz kırpar.
Yaptıkları müziğe İstanbul rock, Anadolu rock, Folklorik rock gibi kulplar takabilir yada bu kulpsuz fincandaki iksirden bir yudum alıp derin hülyalara dalabilirsiniz…
kaynaklar;
1 2 3 4

türkülerle ilgilenenlere bir tavsiye site (http://www.turkucu.net/)

biSGen | 08 April 2008 19:06

müzikle ilgiliyseniz, hele de türküleri seviyorsanız buraya bakmanızı tavsiye ediyorum.
sitede türkü sözleri, hikayeler,videolar, ozanlar/sanatçılar/yorumcular, makaleler ( halk müziği üzerine) mevcut. kendi açıklamaları şöyle: “Sitemizde 14152 türkü sözü, 462 türkü hikayesi
7350 türkü video, 240 sanatçı ve 25 makale bulunmaktadır!

bu arada, sitedeki tüm içerik “Türkü Dostları” tarafından sağlanmaktaymış.

mut’Lu oLmak ve musa eRoğLu

biSGen | 15 October 2007 17:52

Mut’lu olmayla ilgili olan bu hikaye, Musa hoca’nın (Eroğlu) adıyla anılır. Ama ne kadar doğru bilemiyorum. Birilerinin başına geldi de halka mal olduğu için Musa hocayı mı özne olarak kullandılar oRasını biLemem ?

Neyse geçelim hikayemize.
Hoca birgün konser vermek için Almanya’ya gidiyor. Konser bittikten sonra bir grup arkadaşıyla beraber bir yerlerde birşeyler içmeye gidiyorlar. Orada o grubun içinde bir de bayan var ve sürekli hocayı kesiyor. Bayanı da beğeniyor hani. Neyse bunlar gecenin ilerleyen saatlerine kadar içiyorlar. Tabii o bayanla da bayağı geliştiriyorlar muhabbeti. Öylesine o kadar ki, sabah aynı yatakta uyanıyorlar! Kadın uyandıklarında gece olanlar için olsa gerek, “Nasıl mutlu musun?” diye sorunca, hoca saf bir şekilde cevap veriyor :”Heee, içinden, sen nerelisin?”

NOT : Musa Eroğlu Mersin Mut‘ludur.

Flamenko

bakiyyebemolu | 23 February 2007 17:18

Flamenko, neredeyse gitarın tarihi kadar eski ya da kökü, gitarın da öncesine dayanan bir müzik türüdür, daha doğrusu bir yaşam tarzıdır.

Flamenkonun doğuş yeri İspanya’dan Arap yarımadasına kadar dayanır. İspanyol Yahudileri’nin, Hristayanlar tarafından gördükleri zulüm karşısında Yahudiler göç etmiş, kültürlerini yaşayabilecek, müziklerini icra edebilecek yerler aramışlardır. Hatta Arabistan’dan göç ederken udu da yanlarında Avrupa’ya götürerek gitarın ortaya çıkmasına da vesile olmuşlardır.