bildirgec.org

güneş hakkında tüm yazılar

Bu Kutunun İçinde Güneş Var

xerre | 02 June 2009 14:16

İnsanoğlunun ateşi keşfetmesi, eti pişirme gereksiniminin mi yoksa soğuktan korunma ihtiyacının mı bir getirisiydi bilmiyorum. Ama diyebilirim ki Kyoto Box adlı sadece güneşle çalışan bu ocak, ateşin icadından sonra yemek pişirme ile alakalı buluşlardan en başarılı, en çevreci olanı.

Fen bilgisi kitaplarında bulunan deneyler gibi kolay erişilebilir malzemeler kullanılması ve maliyetinin çok az olması ($6) sebebi ile bu solar ocaktan isteyen herkes kendi evinde bir tane yapabilir sanırım.

İlginç Solar Zamazingolar – Derleme

arago | 23 May 2009 11:11

Çevre Dostu Banknoname1 adlı kullanıcı tarafından sunulan bu ürün üzerinde bulunan paneller sayesinde güneş enerjisini depolayabiliyor aynı zamanda yapımında kullanılan malzemelerin geri dönüşümlü olduğu söyleniyor.

çevre dostu bankın tasarımı Sean Park, Olbae Woo, Owen Song ' a ait
çevre dostu bankın tasarımı Sean Park, Olbae Woo, Owen Song ‘ a ait

Kredi Kartı Ebadında Solar Hesap Makinesiserversistemci tarafından tanıtılmış olan bu ürün cüzdanınızda her zaman basit hesaplamaları saklamanıza imkan tanıyor.

Sam Hechtle tarafından tasarlanmış olan bu ürün yalnızca 6 dolar!
Sam Hechtle tarafından tasarlanmış olan bu ürün yalnızca 6 dolar!

Gece – Gündüz

Colpadan | 20 May 2009 14:36

Her sabah yeni bir umuttur insan hayatında. Sabahın ve gündüzün simgesi ışık, ışıkla özdeşleşen kavramlar ise hayat, mutluluk, umut, iyilik ve belki de tüm güzelliklerdir. Akşam ise gecenin ve onun simgesi karanlığın başlangıcı gibidir sanki. Yepyeni bir enerji ve taze umutlarla başlanan bir günün, karanlığın habercisi gün batımına kadar olan kısmında yaşadığımız erime süreci midir akşamüstü melankolik halimizin sebebi? Yoksa güneşin batışındaki romantik tablonun etkisi mi? Az sonra karanlıkla beraber basması muhtemel depresif havanın bir ön hazırlığı da olabilir. Evet gerçekten de gece bize bazen depresif bir hava verebilir. Çünkü karanlıkla özdeş kavramlar ölüm, keder, düş kırıklığı ve kötülük, gecenin hakimiyetinde nüfuz eder iç dünyamıza.

Bir kalem pilin negatif ve pozitif uçları gibi düşünüyorum gece ve gündüzü. Kutuplar arası potansiyel farkı besliyor adeta hayatımızı. Kutupların her biri gece ve gündüz gibi. Manik depresif ruh hali dedikleri belki de bu gece-gündüz döngüsüdür. Her mutlu zamanı dengeleyen mutsuz bir trend mutlaka gelecektir. En dibe vurduğumuzda ise en bilge olanlarımız bilir güzel zamanların yakınlığını. Gece ve gündüz bunun için vardır belki de. Mutluluk dolu günlerimizde her gece, ölümü hatırlatır bize. Uzun soluklu umutsuz dönemlerde ise her yeni doğan güneş yaşam verir içimize. Budur işte gece-gündüz döngüsünün dengeleyiciliği. Aynı haletiruhiyede uzun süre takılıp kalmayın diye.

Güneş enerjisiyle çalışan cep telefonu

ewrenjfm | 11 May 2009 11:45

Samsung Blue Earth
Samsung Blue Earth

Uzun zamandır yapılan araştırmalar sonucu güneş enerjisiyle çalışan cep telefonları kullanıcıların büyük ilgisini görüyor. son olarak samsung adlı firmanın ürettiği cep telefonu, arka kapağında güneş enerjisinin toplanmasını sağlayan bir panel bulunduruyor. Bu şekilde enerjisini güneşten alıyor. Ayrıca bu telefonun en önemli avantajı ise yapımında insan sağlığına zararlı maddeler(berilyum, fatalat, BFR) bulundurmamasıdır. Ayrıca içinde çevre dostu bir çok program içermesi ve farklı özellikleri ile kullancıların ilgisini çekecek görünüyor. İlk olarak ingiltere de piyasaya sürülen bu cep telefonu. önümüzdeki aylarda türkiye’de piyasaya sürülmesi bekleniyor.
Ayrıntılar için buraya veya buraya tıklayabilirsiniz.

Kaynak:ntvmsnbc.com

Boş ver (son)…

| 17 April 2009 10:39

 img2.blogcu.com
img2.blogcu.com

Haftanın sözü SON…

Ne gemiler geçti, boğazın devir daim suyundan; geçecek geçmeye de devam edecek. Ne hayatlar geçti, dünyanın bin bir halinden ve yine geçmeye devam edecek. Güneş hep doğdu ve battı, doğacak ve batacak; dünyanın son noktasın da bile. Bir bir giden sevdiklerinin ardından kalan izlere, bir gün senin de izin eklenecek; başka sevenlere başka başka eklerle.
Bazen boş verdik hayata ve aşkın en ince hallerine. Bazen de boş veremedik, yaşanmışlıklardan kalan emarelere. Senden sonrakiler de bu boş ver oyununu oynayacak. Kim bilir kaç kişi, kaç kez boş ver diyecek. Boş versene, sen olsan da olmasan da bu oyunlar devam edecek. Sahtecilikler, sahicilikler, aşklar, acılar, hüzünler, yalan mutluluklar vesaire mekânlar değişecek, değişen ruhlarla; ama hep benzerlikler olacak geçen ve geçecek olan boş vermişlikler de…
Boş ver oyununu oyna, istersen oynama…
Eninde sonunda hayat sana boş verecek, teğet geçerken sol omzuna; boş ver son olacak…

Güneşte Kediler

pilli pati | 13 April 2009 10:46


Bahar gelmiş. Hormonlarım beni mütemadiyen dışarıda vakit geçirmeye davet ediyor. Kapalı mekanlar sıkıcı… Basıcı! Güneş çağırıyor, daha ne duracağım?

Salıyorum kendimi bu havalara. Binbir rayiha, etrafta binlerce ses, doğadan yansıyan… İnadına arabaların gürültülerine kulağımı tıkayıp doğaya dönüyorum bedenimi, ruhumu. Yürüme mesafelerini uzatıyorum, aylaklık diz boyu! Bahanelerim hep hazır, trafik, evet adımlarımın trafiği yavaş, hayata kucak açasım, kapalı devre ofis sistem insanlarına “nanik” yapasım var, bu sıralar… Şımarığım. Bir bahar çocuğu olmanın tadına varıyorum. Bir kere değil, bir kaç kez üstüste doğumgünü kutluyorum. Her gün yeniden doğmanın hakkını vermek lazım. Hayat kısa!

BİR GÜNEŞİ DOĞURUYORUM TAN ŞAFAĞINDA!

sevde837 | 02 April 2009 10:42

Zaman yine giyinmiş kostümünü.
bir palyaçonun yıldız gözlerinde…
bir posta kutusuna atılmış peruğunu unutmuş.
kıvırcık aşklarda yeşermiş lahana vari.
elma şekerlerini dilimi boyasın diye zulalamışım.
zeytin dalında barışı simgelemişiz de
savaşı türlü şekillere bürümüşüz.
Otağılarımızda zoru sevmişiz asırlarca.
atı alan Üsküdarı geçmiş.
cebelitarık boğazında bademciğim azmış.
bir aleve çalmış sincap, ormanı!
zehrini kendine akıtmış akrep alev çemberinde.
güldüğüm zamanlarda fıtığım çıkmış.
penguen adımlarında yalpalamışım…
bir ağaç çığlığında en sağır rüzgarı aramışım.
bir güneşi doğuruyorum tan şafağında!
Rastgele bir giyinmişlik değil bu!

02/04/2009

bahar geldi dallarıma…

nazokiraze | 01 April 2009 08:54

Bugün mart ayının en son günü, genellikle kış ortası açan güneş çokça sinirlerimi üpreştirir benim, saç diplerim küpür küpür olur, hiç hazetmem, bunalırım , eh kışta kışlıgını bilmeli dimi canım, ne öyle güneş müneş…

Ama bugün güneşe kızmadım, bilakis çok hoşlandım çünkü bu aldatıcı, kışı yaşatmamak için bizi kızdıran sahte ışıklardan değil,bariz bahar güneşi, içimi ısıtan bahar güneşi. Saatlerin ileri alınması, havanın geç kararması sokaklarda çocuk sesleri beni bugün çok mutlu etti, kışı çok seven ben, aslında her mevsimin yaşanası olduguna kanaat ettim.

Nisan mayıs ayları gevşer gönül yayları derler ya, ben bugün pek bir gevşemeyi düşündüm ama dün yaşadığım göz kazası( akşamın vakti, yumuşatıcı düştü patladı, oldugu gibi hepsi gözüme yapıştı, sabaha kadar göz agrısı kanlanma çektim, sabahta gözlerim biribirine yapışık uyandım, Doktora gittim iki damla verdi neredeyse gidiyormuş göz) ,bugünümü azıcık etkiledi, yine de ben bugün pek bir sakinim, baharımsıyım, (papatya gibiyim beyaz ve ince diyesim de geldi) Bugün baharı hissettim, bundan faydalanmak isteyen kızım hemen kısa kolluyla sokağa çıkıp, dondurma yemek bile istedi ama ben içimdeki papatyaya kilit vurmayı da bilen , çocukların sömürülerine kanmayacak kişilikte biriyim.Havaya, suya cemre düşmüş olabilir ama henüz benim analık damarlarıma düşmedi, bahar grip salgınlarını iyi bilirim ben, öyle saplı dondurma yemek, öksürük şurubu içmeye benzemiyor.