bildirgec.org

günbatımı hakkında tüm yazılar

Akhisar ‘ ın Yollarında Yanlız Bir Gezginin Notları…

firatocal | 14 July 2010 17:40

Şehirde işlerimi halledip son otobüsle köye dönüyorum… Biraz yorgun biraz dalgın aklım bir yerlere takılıyor dalıp gidiyorum… Gözümü açar açmaz köy çatımızı kaçırdığımı otobüsün inmem gereken yeri geçip gittiğini farkediyorum…

Şöföre olan kızgınlığım otobüsten inince yerini dinginliğe bırakıyor… Çünkü Akhisar – Gördes yolunun ıssızlığı içinde günbatımını renk cümbüşü pırlıtıları gözümü alıyor… Akşam yelinin tenime her değişi tüylerimi diken diken ederken , ıssızlığın ürpertisi kaplıyor içimi… Yürümeye başlıyorum… Rüzgarın yaramaz bir çocuk gibi salladığı yaspraklar sanki benim için güne veda danslarını sergiliyorlar… Hüşu içinde izliyorum…

Boydan boya uzanan boş yolun ıssızlığını ve sessizliğini virajı alan arabaların gürültüleri gürültüleri yırtıyor… Yolun kenarına dikilmiş yazlılara bağlanmış köpekler önlerinden geçerken biraz sinirli biraz korkak tanıma dıkları bu yabancıyı süzüyorlar … Rüzgar etkisini giderek arttırıyor… Üstüm ince , bir üşüme alıyor beni… Oğlum rüzgarı düşünerek içimi ısıtmaya çalışıyorum… Bir taraftan da dalgınlığım için kendime kızıyorum… Eeee nede olsa hep akılsız başın cezasını ayaklar çekiyor…

Nihayet yol çatısı ve köy tabelamız ufukta gözüküyor… Adımlarımı hızlandırıyorum… Karanlık çökmeye başlamış ve güneş etkisini iyiden iyiye kaybetmiş … Deklanşöre basıp gün batımının o son demlerini fotoğraflayarak güneşle vedalaşıyorum… İçeriye bir kilometre kadar yolum var… Güneşi arkamda bırakıp köy yoluna dönüyorum… Islık çala çala esen rüzgara ben de bildiğim güzel melodilerle eşlik ediyorum…

İlerlerken karşıma dikilen heybetli bir ağaç , gür dalları ve rüzgarda heyecanlı bir şeyler söyler gibi hararetli hararetli sallanan yaprak larıyla beni etkiliyor … Hemen onu da fotoğ raflayıp ölümsüz leştirip heybetinin hakkını vermeye çalışıyorum … Ne de olsa bu koca yolda tek başına bekçilik yapıyor… Yolun bu cesur şövalyesiyle vedalaşıp yoluma devam ediyorum…

Karşıma babamızın Milli Piyangodan çıkan parayla çaktırdığı 250 metre kadar derine giden bu kaynağın suyu döşenen tesisatla köyümüzdeki tüm hanelere dağıtılıyor… Babam bu hareketinin herkesin yapması gereken bir insanlık görevi olduğunu söylüyor.. Sanırım fazla söze gerek yok…

Köy yolunda ilerlemeye devam ediyorum… Artık evlerimiz bir bir görülmeye başlıyor… Köyümüzün en yüksek binası olan Merkez Cami ‘ mizi de notlarımın ve fotoğraf larımın arasına alıp evimizin hemen aşağısında yer alan beni haleti ruhiye siyle fazlasıyla etkileyen köy kahvemizin önünden saygıyla geçiyorum…

Sabah ki şehir koştur macamı köyü müzün yolunda dingin ve etkeliyici akşam yürüyüşü ile atmak bedenimi ve ruhumu dinlen diriyor … Huzur içinde evime , eşime ve oğlum Rüzgar ‘ ıma varıyorum…

Gece – Gündüz

Colpadan | 20 May 2009 14:36

Her sabah yeni bir umuttur insan hayatında. Sabahın ve gündüzün simgesi ışık, ışıkla özdeşleşen kavramlar ise hayat, mutluluk, umut, iyilik ve belki de tüm güzelliklerdir. Akşam ise gecenin ve onun simgesi karanlığın başlangıcı gibidir sanki. Yepyeni bir enerji ve taze umutlarla başlanan bir günün, karanlığın habercisi gün batımına kadar olan kısmında yaşadığımız erime süreci midir akşamüstü melankolik halimizin sebebi? Yoksa güneşin batışındaki romantik tablonun etkisi mi? Az sonra karanlıkla beraber basması muhtemel depresif havanın bir ön hazırlığı da olabilir. Evet gerçekten de gece bize bazen depresif bir hava verebilir. Çünkü karanlıkla özdeş kavramlar ölüm, keder, düş kırıklığı ve kötülük, gecenin hakimiyetinde nüfuz eder iç dünyamıza.

Bir kalem pilin negatif ve pozitif uçları gibi düşünüyorum gece ve gündüzü. Kutuplar arası potansiyel farkı besliyor adeta hayatımızı. Kutupların her biri gece ve gündüz gibi. Manik depresif ruh hali dedikleri belki de bu gece-gündüz döngüsüdür. Her mutlu zamanı dengeleyen mutsuz bir trend mutlaka gelecektir. En dibe vurduğumuzda ise en bilge olanlarımız bilir güzel zamanların yakınlığını. Gece ve gündüz bunun için vardır belki de. Mutluluk dolu günlerimizde her gece, ölümü hatırlatır bize. Uzun soluklu umutsuz dönemlerde ise her yeni doğan güneş yaşam verir içimize. Budur işte gece-gündüz döngüsünün dengeleyiciliği. Aynı haletiruhiyede uzun süre takılıp kalmayın diye.

Tekrar tekrar zevk veren 10 zamazingo

hattisas | 06 November 2008 16:06

Gizmodo insanların açıklanamayan zevkler alarak yaptıkları birtakım faaliyetleri tekrar tekrar yapabilmelerini sağlayan oyuncakları derlemiş.

Kabarcık patlatma oyuncağı

Bubble Wrap Toy
Bubble Wrap Toy

PuchiPuchi kabarcık patlatma oyuncağı iddialara göre en az gerçek kabarcık patlatmak kadar zevkli. Yalnız bir farkı var. Her 100 patlatmada bir pırt sesi, kapı sesi, köpek havlama sesi ya da seksi bir ses çıkarıyor.

Kabarcıklı Takvim

Bubble Wrap Calendar
Bubble Wrap Calendar

dünyanın en renkli 25 gölü

xerre | 23 August 2008 20:52

insan gözü, cisimlerin, ışığı farklı dalga boylarına denk gelecek şekilde yansıtması sayesinde, cisimleri farklı farklı renklerde algılar. bu renkler kimi zaman insanı ürpertirken, kimi zaman da tahrik eder, büyüler. kendinizden tutun da etrafımıza her baktığımızda bu renklerle karşılaşırız. renklerin hakim olduğu başka bir yer ise doğadır. doğanın renkleri genellikle daha büyüleyicidir, çünkü doğaldır.

green lake - wili
green lake – wili

durum böyleyken burada, bu büyüleyici renklerle bezeli 25 tane gölü sıralamış.

red salt lake - paddino
red salt lake – paddino

göllerin hepsini birden göreceğiniz gibi, sitenin ağırlıklı renklere göre ayırdığı bölümlere de bakabilirsiniz.

pembe ve kırmızı göller.
turkuaz ve mavi göller.
sarı ve yeşil göller.
günbatımında göller.