“Ey gülcemal gülcemal
Dört tane direğin var
Aldın gittin yarimi
Ne hain yüreğin var”

– Halk türküsü –

Gülcemal  (nam-ı diğer Germanic)
Gülcemal (nam-ı diğer Germanic)

Kazım Karabekir’in Gülcemal’le Anadolu’ya geçişinin hikayesini kendi hatıratından okuyalım (İstiklal Harbimiz-I) :

“12 Nisan 1335 Gülcemal Vapuruyla akşama doğru İstanbul rıhtımından hareket ettik. Kızkulesiyle Selimiye arasında demirledik. İtilaf memurları kontrol edecekler! Herhangi bir tarafa gidecekler büyük müşkilatla, vesikalarını İngiliz, Fransız üniformalı yerli Rum ve Ermeni askerlerinin envai hakaretine uğrayarak ve rüşvet vererek yapmak kaç zamandır usul olmuş. Vapurlarda bu tasdikli vesikaları olmayanlar hakaretle, dayakla dışarı atılıyormuş! Böyle bir heyet bizim vapuru da aradı. Vesika yaptırmamış şarka giden iki zabit, kömürcü kıyafetine girerek ocak başında görülerek kurtuldular. 13 Nisan sabahı rüzgarlı ve bulutlu bir havada Boğaz’ı çıkarken bir saadet rüzgarı gibi kalbim coşuyordu. Büyükdere önünden geçerken o, 28 Teşrinisani 1334’te Büyükdere’ye çekilmek üzere bulunan İngiliz bayrağının rüzgardan çırpındığını gördüm. Bu sefer gurur duydum. Buna ve Boğaz’ın tarafeynindekilere, “Hepiniz, hepiniz inmeye mahkumsunuz” dedim. Çok seviniyordum. Sanki her düşüncem kuvvet ve her kuvvet muvaffakiyet olmuştu. “Cihan yıkılsa Türk yıkılmaz!” diyordum. Yaverime de programımı anlattım. Sevinçle artık Karadeniz’de yol alıyorduk. Zonguldak, Sinop…17 Nisan’da Samsun’a vardık.”