bildirgec.org

göz hakkında tüm yazılar

GÖZE GELL…

il mare | 14 November 2009 13:02

Her akşam,yatmadan önce,düzenli olarak gözlerimi çıkarır,içi su dolu bir kaba koyarım.Gözyaşına karşı kazandıkları bağışıklık da bundan gelir,bilirim…

Ayrıntıcı,hassas ve titiz bir kişi olmadığımdan dolayı,bunu her akşam yapmak başlarda fena halde eziyet oldu,kabul.Hele ki en çok unutkan mizacım çektirdi…

Şöyle ki; gözlerimi yuvalarından çıkarmadan hemen önce,onlarla tamamen işimin bitmesi gerekiyor.Onlara muhtaç olacağım hiçbir eyleme izin yok,tekrar tak çıkarlarla onları yıpratmaya hele,hiç izin yok…Yuvaları aşınıyor öyle olunca,renkleri de soluyor…Fakat ben,yapmam gereken her işimi,artık yapacak hiçbir işim kalmadığına emin olduktan sonra hatırladığımdan,malesef çok çekmiştir gözlerim…

MASKE

maltoferfol | 01 November 2009 14:22

Bir maske takındığım suretime…
Rol alırken hayatta elimin altındakiler…
Gözyaşı gibi kanlı…
Günahlarım kadar acı…
Sevaplarım yok gibi…
Unuttum tüm ezberlerimi…
Düşledim ki yok olmayı…
Ben istemedim hiç…
Baş başa kalmak tanrının gözyaşlarıyla…
Dinlemedi, anlatmadım mı acaba…
Yok, yine gözyaşı var kalbimde…
Yine bir koku keskin kan kırmızı avuçlarımda…
Bak maskemi alırken avucuma, kalbimide almışım…
Alacak verecek hesabım kalmadı tanrım…
Sil timsah gözyaşlarını…

GÖZDE BİR YER ARAR SÖZ

maltoferfol | 24 October 2009 10:42

Söz
Keskin bir bıçak gibidir…
Parlak, gösterişli bir kılıfa bürünür…
Hançerler yüreğini…
Döndürür kelimeler, sivrilterek dilini…
Can yakar kanatır, kanırtır acımaz…
Bir kere çıkmıştır ok yaydan…
Dönüşü yok silinmez izleri…
Sustur kelimelerini, çek üzerimden gözlerini…
Söndür içimdeki közü…

Göz
Keskin bir bakıştır sevgiliye sevdalı…
Sızlatır her göz kırpışında acısı…
Kan damlar gözlerinden, sözlerinin yarasıdır
kanayan…
Susmak hiç özlenmemiştir şu ana kadar…
Çığlıktır peydahlanan kucaklarda…
Dolaşır gözden göze, bir yer arar…
Yana yana bakınır etrafa…
İz sürer kızgın çöllerde…
Leyla misali tutuşur yollarda…
Arar sevdiğinin bakışını…
Yeşilimsi kuru yaprak misali ateşli gözlerini…
Sevdiğidir, köze dönüşür bakışı…
Kitlenir sözleri susmayı özler…

NTT DoCoMo’nun GözAlgılayıcılı Müzik Arayüzü CEATEC’de

aycsoft | 08 October 2009 11:11

NTT DoCoMo’nun R&D Labaratuarlarında geliiştirilen bu ürün; göz hareketlerinize göre komut alıyor. Sensörleri ise kulak içi kulaklığa sığdırmışlar! Sağa bakıyorsunuz sonraki, sola bakıyorsunuz önceki parçaya geçiyor. Yukarı, aşağı bakıncada ses kontrolü sağlıyor. Ortada büyük bir ilerleme olduğu kesin; ama ürün yok. Ne zaman çıkacağıda belirtilmiyor. Sadece ilerleme…!?

Video
Kaynak

Film

dimoedes | 09 September 2009 16:22

Bilim kurgu hayatımızın vazgeçilmezleri haline geldi. Bu tür filmlerin özüne bakıldığı zaman abd konulu onların kurtuluşu, yaşayışı, ürünleri vs. vs. çıkıyor. Çıkması çok doğal çünkü yapanlar onlar. Ama işin birde korku yönü var yani filmlerde sonu gelen onlar her ne kadar çoğunun sonunda ülkeleri kurtulmuş olsada. Veya terör saldırılarından korkuları göz önüne çıkıyor. Her an sonları gelecekmiş gibi yaşıyorlar. Ve bazı filmlerde ufak tefek serpiştirilmiş yada gözle görülür Müslümanlık. Oraya doğru yönelme buda sevindirici bir durum en azından benim açımdan. Herkesin görüşü farklıdır bu konuda. Bir kaç filme değinmek gerekirse.

derin karanlık
derin karanlık

En ucube 3 zamazingo – Derleme

arago | 31 July 2009 12:19

Göz Takısı

İşte size iğrenç, rezalet, manyak felaket diyeceğiniz bir zamazingo. Zihni sinir Eric Klarenbeek‘e ait bu zamazingo Harry Potter’da kullanılabilecek kadar ucube bir aksesuar. İnsan sokakta bu zamazingo ile dolaşmaya utanır. Bunu taksam yüzüme bir bakan şaşırıp bir kere daha dönüp bakar ve sonra hayatı boyunca bakamaz. Hem neden güzel lensime o tür bir “şey” takıp kendimi rezil etmek isteyeyim ki. dreamworks de bu zamazingoya bir yorum getirmiş ve lensini düşüren arkadaşlara bulabilme kolaylığı sağlayabileceğinden bahsetmiş. oky‘nin de dediği gibi bu zamazingo bence kesinlikle yasaklanmalı!

Yorgun Gözler için “Visine Yorgun Göz”

wingsss | 16 July 2009 09:52

Sürekli bilgisayar başında oturmaktan ve saatlerce çalışmaktan hepimiz göz yorgunluğu ve bu yorgunluktan ortaya çıkan başka ağrılar mutlaka çekiyoruz. Ama artık gözümüze zarar verir mi acaba diye korkmadan, gün içerisinde sık sık kullanabileceğimiz ve gözlerimizi ferahlatacağımız bir ürün çıkarmış Johnson & Johnson. Ürünün adı “Visine Yorgun Göz”. Hatta bunun için oluşturduğu sitede göz egzersizi yapabileceğiniz bir oyunda yer alıyor.

BİR GÜNLÜĞÜNE SU OLMAK

admin | 04 July 2009 11:34

Eşlik eden şarkıya, yazmaya ara verip eşlik etmek ile, şarkının ilhamında yazmaya devam etmek arasında gidip geliyorum.İyisi mi birkere dinleyeyim,tadayım,öyle devam ederim..Tamam,iyiyim şimdi…

Değişik olduğu günler nadirdir insanın hayatında aslında…Bir gün her gün olduğundan farklı olup bunu farkettiği zaman keyfine diyecek yoktur.Bu farkındalık öylesine güzeldir ki,öylesine kendini bulmuşluk hissi verir ki ister acı çekiyor ol ister kahkahalar atmak gelsin içinden,tek ortak bir ifade vardır,evde,sokakta orda burda,izini bıraktığın her noktada bir güzel tebessümdür tek karşılık.Bir tebessüm hiç bu kadar kendini bilmemiştir,ne için gülümsediğinin hiç bu kadar farkında değilsindir,hiç bir gün bu kadar iyi tanımamışsın kendini,hiç bu kadar bütünleşmemişsindir kendinle…Her zamanki olağan, telaşlı ve çelişkili halin gidiverir yerini sağlam,neyi dinlediğini bilen,huzurlu bir beyine bırakır.Çok değişiktir bu his çokk… Vücudunun her hareketinin her zerresinin anlamını bilirsin o gün,elini istemsizce neden masaya koyduğunu bile ya da neden o tarafa baktığını ya da ne biliyim,o aklından geçen saliselik düşüncenin özünü idrak ederek yerini bir yenisine bırakırsın..Çok değişiktir o gün,çok safsındır o gün,o kadar şeffafsındır ki baktığın değdiğin her yere, gülümseyen gözlerinden yukarılara o kristal sesli yıldızlardan saçtığını görebilirsin adeta,içindeki o güzel şeyin baktığın her yere saçıldığını falan… Çok,çok az defa bulur böyle günler insanı… Ve çok az defa anlar insan her yaptığının anlamını..Geçmişte söylediği bir sözü nasıl algıladığına ve algılandığına,geçmişteki kararlarının, hareketlerinin ne anlama geldiğine ve gelmesi gerektiğine,doğru muydu yanlış mıydı diye kararsızlığa düşmeden çok çok az defa anlam verir.Çok zamanlar aklına gelen ya da şöyle bir gözden geçirilen bir karenin her ayrıntısı binbir soru ile tekrardan anlamlandırılırken kimi zaman tarifsiz bir acı ya da acıyı azaltan öfke ile bir yandakiyle kıyaslanamaz tabessüm vesilesiyle;çok az zamanlar anlarsın o karenin ne anlam ifade ettiğini,her zerresinin,her bir gözbebeğindeki bakışın ne anlatmak istediğini…En güzeli de ne bir kararsızlık gelir bulur seni,ne bir çelişki ne de bir öfke…Her şey silinip yerini koca bir tebessüme bırakır…Kutsallıkla dolar tüm ruh,sanki tüm şeytanların önünde diz çöktüğü,gene de affedici bir meleksindir,senden iyisi yoktur,gözleri senden güzel parlayan yoktur,senden yücesi ve kendine tapanı….Çok güzel hissedilirrr çokkk… Çok azdır böyle zamanlar ama… Böyle duru olunan zamanlarr….Bir gün de olsa farklı olmak güzeldir…Bu günün arefesinde tüm boğazlarda biriken acılar,ne çok soğuk ne de sıcak o tam kıvamındaKİ muazzam su ile yıkanır giderr,bu günün arefesinde içte bir yerlerde biriken kahkahalar,çok da anlam verilemeyen mutluluk zerrecikleri, yerini öylesine anlamlı bir hüzne bırakır kii… Bir gün öncesinden öylesine farklı yapar ki…Hüzne de anlamsız mutluluklara da öylesine bir anlam yükler ki…Bu ruh tazelenmesi henüz açan bir bahar tomurcuğunu bile geride bırakır.

Gözlerimi yumdum kör oldum

zyprexa | 23 June 2009 10:23

Gözlerimi yumdum , kör oldum …
Karanlık biraz huzur biraz hüzün
birazda yüzün sanki …
Ellerimi kanatan cam kırıkları değil !
Gözlerimden akan kristel göz yaşlarım …
Bitkinim …
Yaşamak istemediğim her ana inat yaşama sevci biraz …
Belki biraz sen …
Kulaklarıma basıyorum avuçlarımı …
Duymuyorum geçmişin haykırışlarını …
Yorgunum …
Fırtınalarda yırtılmış yelkenlerim …
Ve acı sızıyo, adı kalbim olan geminin güvertesine ,
Kaptanı benmiyim ?
Sensizliğin sularında parçalara ayrılan geminin …
Dudaklarımı kesiyorum en dibinden jiletle …
Söyliyemediklerim belki fırlar he bu sefer içimden …
Tamamen sen !
Baştan aşağıya , yedi ütopyada , sonsuzlukta ,
sanırım son’da …
İşte sen , evet orda karşımda ,
Ve sen körelmiş gözlerimin kapak baskısında ..
Sen duymaz kulaklarımın iç yankısında
Evet sen kopmuş dudaklarımın hecelere bölünen kan pıhtısında …
Sen yeniden yaratılışımın hamurunda !