bildirgec.org

gölge hakkında tüm yazılar

gölge sanatı

crashera | 16 June 2011 21:01

http://www.buzzfeed.com/expresident/21-amazing-examples-of-shadow-art

İçimdeki Soğuk

mavilikler | 12 February 2011 16:30

Yalnızdı yine. Ama çok güzel bir güneş vardı dışarıda. Yalnızlığı yasaklıyordu insanlara. Herkesin yanında birileri vardı. Kahkahalarla çınlıyordu her yer. Belki de sırf böyle kahkahalar atabilmek için birbirine yaklaşıyordu insanlar. Güneşe layık bir cıvıltıyla bir şeyler söyleyebilmek için…

Öyle İçimdesin ki

mavilikler | 02 February 2011 11:58

Oraya dokunma sakın! Görmüyorsun sen… Ama çok derin bir yara var aslında orada. Biliyorum, o mesafeden bana ellerinle dokunamazsın. Ama kelimelerinle pekala yapabilirsin bunu. Görünmez yaraların en büyük düşmanıdır çünkü kelimeler…

Sana çocukluğumu hiç anlatmadım. Bu yüzden bilmiyorsun, içimdeki yarım kalmış o çocuğu. Senin için çocukluk, kahkaha ve oyundur sadece… Büyük olmaktan yorulduğunda, kaçıp kaçıp saklandığın içindeki o sıcacık sığınaktır.

Bu yüzden, sevdiğin kadına en çok ondan söz etmek istersin. O’nun gözlerinde beliren o gölgeye bir anlam veremez, kelimeleri gönlünce sıralarsın ard arda. Herbirinin bir ok olup yüreğine saplanışını hiç görmeden…

Gölgenle Savaşmak

mavilikler | 24 January 2011 18:23

Bir gölge olmak istemiyorum. Her gün aynı şeyleri yapmak, tekrarladıkça içini boşalttığım şeylerle tıklım tıklım doldurduğum bir yaşantıyı bezgin adımlarla peşimsıra sürüklemek…

Güneş yeni bir güne doğsun artık! Ben yatağımda gözlerimi açtığımda, hayat sırtımda bir ağırlık olmaktan çıkıp insin aşağıya… Karşıma geçip ta gözlerimin içine baksın ve “ne sürprizler hazırladım sana” dercesine hınzır hınzır gülümsesin.

Kelebek…

meflug | 15 November 2010 11:34

Penceremden evime doğan güneşle beraber dışarıya baktığımda, bir kış günü, penceremin önünde duran, solmaya yüz tutmuş çiçeklerimin üstüne konan kelebeğe gözüm ilişti. Üzerinde her renk tonu vardı. Dün gecenin soğuğunu yemiş vücudum titrerken bir anda kelebeğin renklerini farkedince, vücudumun üşüdüğünü hisseden beynim başka bir zamana doğru yol aldı.

Yıllar yıllar önceydi, şehre o yılın ilk karı yağıyordu. Evde yalnız başıma oturmuş, dışarıyı izliyordum, ailemin o gece geç geleceğini biliyordum. Sokaklarda hiç kimse yoktu ve sakin bir şekilde şehir karla kaplanıyordu.

Shadow Puppets /2007

pretoria | 05 November 2010 18:55

Sekiz kişi her biri ayrı bembeyaz bir hücrede uyanıyor, nerede oldukları, kim oldukları ve neden iç çamaşırlarıyla kaldıkları hakkında en ufak bir fikirleri de yok. Hapishane mi, hastane mi, ne olduğu belli olmayan garip binada dolaşırken 9. kurbanı hafızalarının silindiği makinede ölü halde buluyorlar.
Sorularına cevap bulmak için araştırmaya devam ederken gölgelerindeki garipliği fark etmek de zor olmuyor.
Michael Winnick imzalı filmin başrollerinde James Marsters, Tony Todd ve Marc Winnick yer alıyor.
Gayet ilginç bir korku gerilim örneği olan filmi saçma sonuna rağmen beğendimi söyleyebilirim.

İÇERİLERDE BİR YERDE

mavilikler | 24 July 2010 21:02

Bir otobüste yolculuk ederken, birden dost bir gülümsemeyle karşılaşırsın hiç tanımadığın birinin yüzünde. Ama yüz o kadar tanıdıktır ki, sen de gülümsersin hiç düşünmeden.

Karşındaki insanın kendisiyle senin aranda bir bağlantı kurmasına yol açan müşterek bir şey vardır onu böylesine içten gülümseten, bilirsin. Ve o şey her neyse sen de ona gülümsersin.

Otobüs yolculuklarında dost olmak, bunun için güzeldir. Dostluk kurmak için aranan şartlar, bir otobüsün imkanlarıyla sınırlanmıştır çünkü. Bir koltukta oturup pencereden dışarıyı seyretmek ya da yolculara göz gezdirmek dışında yapılabilecek bir şey ya da kendini bir şekilde tanımlayabilecek herhangi bir sınıflandırma sözkonusu olmaz orada. Herkese açıktır otobüs.

Bu yüzden de yolcular sadece yolcudur. Nereye varacakları ya da nereden geldikleri belirsiz… Herhangi bir durakta yolculuğunun son bulmasıyla yaşantımızdan silinip giden bir gölge gibi…

Gölge Kuramı

morbeyin | 03 July 2010 12:04

Herkes hayatı boyunca illaki bir kaç defa dejavu olmuştur.Bazılarımız bir olay olmadan önce o olayı hissetmiş hatta gözümüzde canlandırıp o olaydan sıyrılmışızdır.

Gelelim asıl konuya,büyük ihtimalle bu kuramın aynı şeklini kimse öne atmamıştır,benzerleri olabilir fakat genelde bu konu ruh referans alınarak yapılmaktadır.Biz ise ruhtan biraz daha uzak bir şekilde olasılıklar ve olamayacaklar hakkında kuram yaratmaya çalışacağız.

Öncelikle zaman konusu ele alınmalıdır.Hayatınız boyunca her yaptığınız hareket ve konuştuklarınız saniye saniye evren tarafından kayda alınmaktadır.Eğer,bir aralar gündemde olan sesleri geri getirebilen bir cihaz yapılırsa,her konuştuğunuz,hatta peygamberlerin konuştukları bile şuanda dinlenebilir ki bunun olasılığı fazladır,çünkü insan oğlunun ve evrenin her hareketi enerji kaynaklıdır ve hiç bir enerji aslen kaybolmamaktadır sadece evren bu enerjiyi emip depolamaktadır.

Safahât

sinjob | 09 June 2010 10:28

Safahât”, İstiklâl Şairimiz, Mehmet Âkif Ersoy‘un şiirlerini ihtiva eden, yedi kitaplık külliyatının adıdır.Safahât, aynı zamanda birinci kitabın ismidir ve diğer kitapların da ayrı ayrı isimleri vardır.

Bu Kitaplar:

  1. Safahâ : 44 şiir, 3084 mısra. İlk baskı: 1911
  2. Süleymâniye Kürsüsünde: 1 şiir,1002 mısra. İlk baskı: 1912
  3. Hakkın Sesleri: 10 şiir,482 mısra. İlk baskı: 1913
  4. Fâtih Kürsüsünde: 1 şiir,1692 mısra. İlk baskı: 1914
  5. Hâtıralar: 10 şiir,1314 mısra. İlk baskı: 1917
  6. Âsım: 1 şiir,2292 mısra. İlk baskı: 1924
  7. Gölgeler: 41 şiir,1374 mısra. İlk baskı: 1933
Mehmet Âkif Ersoy
Mehmet Âkif Ersoy

”Safahât” kelimesi dar anlamda,”safhalar,devreler,dönemler”;daha geniş anlamda ise ”görünüşler,manzaralar” demektir. Kelime sondaki ”elif” harfi yani ”â” harfi uzatılarak okunmalıdır.

Yayımlandığı ilk yirmi iki manzumenin,yayımlanan dergideki genel başlığı ”Safahât-ı Hayattan” dır.İlk kitaba, bu ismin verilmesi de bu sebeple olmuştur.