bildirgec.org

geyik hakkında tüm yazılar

kötü kadın

taha3045 | 28 April 2010 10:58

Kötü kadını arıyorum herşeyimi allak bullak etmeye çalışan küfür etmek için bile bulamadığım kötü kadın. Eskiden adam olduğunu düşünürdüm ama şimdi bunları ancak bir kadının yapabileceğini anladım. Tam acele bir yere yetişirken yeşil yeşil yanan ışığı aniden kırmızıya dönüştüren ve ben aniden fren yapıp surat asıp sinirli sinirli direksiyona elimle vurunca o anda karşıdaki kulübesinde beni izlerken bir yandan da kırmızı rujunu tazeleyen kadını arıyorum, kesin yakınımda bir yerde ama saklanıyor.

Uçmayı iyi Bilen Süperman Aranıyor

beyrek | 22 February 2010 19:01

Düşünün ki bir siteye ilan veriyorsunuz ve verdiğiniz ilanınız onaylanıp yayımlandıktan sonra ücret ödemiyorsunuz, aksine para kazanıyorsunuz. Böyle bir şey mümkün mü sizce?
Söz konusu site, geyik ilan ise ve ilanınız da geyik ise, evet mümkün.
Sitenin para kazandırma şekli çok farklı.
Önce sitede, eleman, konut, techizat, ihale, ulaşım aracı ve zayi kategorilerinden birine uygun bir ilan yazıyorsunuz.
ardından ilanınız, site yetkilisi tarafından -eğer onaylanırsa- yayımlanıyor.
ilanınız yayımlandıktan sonra başvuru beklemeye başlıyorsunuz.
ilanınıza 5 başvuru aldığınızda 10 puan kazanıyorsunuz.
10 puan karşılığında 0,10 tl hesabınıza yazılıyor.
25 liranız biriktiğinde paranız size gönderiliyor.
Yalnız burada önemli nokta, verdiğiniz her ilandan sadece bir kere puan ve para kazanabileceğinizdir.

para kazanmaktan ziyade, eğlenceli bir site.

Nerden nereye sohbetleri

algy | 26 July 2009 23:41

“Bana bir daha çiçek alma lütfen, midemi bulandırıyor, bakamıyorum.”dedi. Neden? diye sordum.

“Bana insanları çağrıştırıyor, bir vazo içinde sınırları belirlenmiş, özgürlüğü kısıtlanmış, doğa ile bağı olmayan, süresi önceden tahmin edilebilen bir ömür biçilmiş, önceleri güzel gözüken ve kokan daha sonra solup çürüyen ve kötü kokan….”

“Haklısın. Bebekler ne kadar güzel kokar, yaşlılar tüm ömrün birikmiş günahı üstüne sinmiş gibi… Peki saksıdaki çiçekler. Ömürleri ve sonları daha belirsiz?”

“Onlarda hemen hemen aynı, nasıl bir nihayete varacağı ona ne verildiğine bağlı. Keza doğa ile bağı gene kopuk.”

Lan Günlük

aRRoGaNTe HoMbRe | 29 July 2008 18:15

Sevgili Günlük,

Evet günlük tamam, sonuna kadar haklısın. Sana ilk kez yazıyor olmam sebebiyle, ‘günlük’ kelimesi buraya uygun düşmemiş olabilir. Fakat ne demeliyim ha? Haftalık, aylık yoksa yıllık mı? Bunlar da olmaz yoo yoo. Çeyrek asrı geçti varlığım ve bu seninle ilk paylaşımım. Belki bunu/beni kabullenmen zor. Bunca yıldan sonra sen de nereden çıktın diyeceksin. Haklısın. Ama bana en azından bir şans vermeni diliyorum senden. Sadece bir şans. Belki seveceksin beni ha, ha günlük? Hem ne kaybedersin ki. Belki de çok iyi anlaşıp, sıkı bir dostluğa yelken açacağız. Bu fırsatı kaçırmak istemezsin, istememelisin.

aRRoGaNTe ve Uçan Kaz

aRRoGaNTe HoMbRe | 24 July 2008 13:55

Ben işe gidip gelirken, (evet, şaşırdınız belki ama benim bir işim var. boş gezenin boş kalfası değilim. hoş kalfası olsam onun da en iyisi olurum o da ayrı) deniz yolunu da kullanıyorum. Tamam karayolundan da bir parça tadıyorum. Ama var mı denizyolusu gibi ha sorarım size. (-denizyolusu? -evet, yanlış kullanım fakat sence de hoş bir tınısı yok mu? -var. -varım diy.. -sigigit).

Kadıköy’den kalkan motorlar var. Bir de Maya Dağ’dan kalkan kazlar. Ben motorları tercih ediyorum. Kazlar sorun yaratıyor genelde. O Nils denen ibişe özeniyorum bazen. Ne de güzel yolculuk ediyor kaz üstünde. (-kaz üstünde ha. o zaman bazen bilet alırken, oradaki görevliye uyarıda bulunmak gerekebilir. tercih eden olur, etmeyen olur. -nası yani? -şey gibi işte, ‘motor üstü olmasın’ uyarısı gibi. ben kaz üstü gitmem mesela, hayatta gitmem. gitmem de gitmem. rica ederim ısrar etme.) Çoğunlukla da motorun üst bölümünde oturup, Uykusuz ya da Penguen dergimi püfür püfür esen rüzgar eşliğinde, zevkle okuyarak yolculuk ediyorum . Rüzgarın efil efil estiği zamanlar da oluyor. O zaman ona bir merhabamı eksik etmiyorum tabi. Neyse efenim, bu motorların bazı seferlerinde motor, direk bir güzargaha gidip dönmek yerine, önce Karaköy’e sonra Eminönü’ye uğrayıp dönüyor. Ben de dergi ile haşır neşir olduğum ve dur şurayı da okuyayım, şu bölümü de bitireyim, hem bak sayfa bitmek üzere derken en son inenlerden biri oluyorum Karaköy’de ve zaman zaman koşa koşa inmek zorunda kalıyorum. Kimse kalmamış oluyor etrafımda inmeye çalışan, inmek için hareketlenen.

Çelişikim, çok da şikim..

aRRoGaNTe HoMbRe | 11 July 2008 15:51

Bir arkadaşım ile mezar taşı mevzusu üzerine konuşuyorduk. İnsan zaman zaman hangi konular üzerine konuşmuyor ki, değil mi ama..! Ulen nereden geldik bu konuya deyip, konuşmaya devam etmesini biliyor ama terbiyesiz. Arkadaşım madem farkettin, saçma sapan, istemediğin, tatsız bir konu üzerine konuştuğunu, e dur o zaman, bırak konuşmayı. Yok, olur mu, hem şikayet edecek, hem de devam edecek. E bi sus yahu. Ben öyle adamın ta mına koim sevgili okur. Hatta sen de ko. (sendika) Neyse işte ben de o adamlardan biriyim. (-hangi adamlardan? -koyulası) Nereden geldiyse konu mezar taşına, biz de o konudan konuşuyoruz. Konuşmayıp da ne yapacağız? Mevzu dolaşmış dolaşmış, gelmiş oraya. O konu açıldıysa konuşacaksın arkadaşım. Yok o konu saçma, yok efendim nereden geldik bu konuya şikayeti de ne oluyor? Konu seçmek de ne demek oyle? Ben konu seçen öyle adamın ta mına koim afedersin sevgili okur. Neyse yukarıdaki tezim ile de çelişmiş bu son yazdıklarım. Kendimin de ta mına koim o zaman ben emi..Amma da çelişikim ha..! Çok da şikim. (-şıkım yani? -hayır, çok da zkimde anlamında) Ne diyordum, bilmiyorum işte. Bir şey var anlatacağım, anlatamıyorum. Hep böyle oluyor. Ulan dombili, madem bir hikayen var. Gir konuya anlat. Bu kadar yan yollara sapmak neden? (-istemsiz)

İçine sevgimi de kattığım yemek

aRRoGaNTe HoMbRe | 08 May 2008 10:39

Evet dostlar, bugün de bana ayrılan sürenin sonuna geldik. (-nasıl ya daha yeni başlamıştın. bu ilk cümle değil mi? neresinden okumaya başladım laaan yazıyı..! – yazıyı, yazıyııı aRRoGaNTe’nin delirdiğini yazıyı) Hiç üzülmeyin dostlar, kaçırdığınız bir şey yok. Bu, klişeleri yıkmak isteyen aykırı ruhumun bana ve dolayısıyla sizlere oynadığı bir oyun. Yazı sonlarında görmeye alıştığımız cümlelerden birini ilk cümle olarak kullandım, nedir yani. Bence oldu, böyle de güzel durdu. Evet nerede kalmıştık var bir de. Onu da henüz bir şey anlatmamışken burada kullanayım da aykırı ruhum şenlensin, sonra da sefam olsun hahhayyt. Ama zaten bir şeyler anlatmayan biri olduğum için bu klişeyi hiç kullanmasam da olur. Bu da amacına uygun bir eylem aslında. Kullanmamak, evet kullanmıyorum lan.

facebook grupları

beyrek | 25 April 2008 19:00

facebook’taki ilginç gruplar.

Hayvan İrfan

aRRoGaNTe HoMbRe | 10 April 2008 13:43

yarim, sana koştum gecenin bir vakti
evinin önüne gelende kan ter içindeydim
aşkın sürükledi beni yine, yorgunluk nedir bilmedim
alnımdan akan terleri, elimin tersiyle sıyırttırıp attım da
götümden akan tere yapacak bir şey yoktu sevdiceğim
artık don pantül hep ıslak ama olsun
şimdi sana yakınım ya o bana yeter de artar bile

yahu sevdiceğim sizin mahallede amma çok köpek varmış
yanlış anlama sakın severim hayvanları
bilirsin hayvan İrfan derler bana sevdiklerim
ama hafiften tırstığımı söylesem yalan olmaz, onu da bil
leeen huuşşşt yaklaşmayın, deeet güüüt
pardon gül yanaklım, hissettiler tırstığımı sanırım
hırlar oldular bana toplu halde, diş gösterir oldular