bildirgec.org

garden state hakkında tüm yazılar

Natalie Portman

queennothing | 05 June 2009 17:13

9 Haziran 1981, Kudüs, İsrail doğumlu Natalie (Hershlag) Portman, sinemayla ilgilenen annesi ve cerrah babasının tek çocuğuydu. Ailenin yeni üyesi, iki yetişkini, Kudüs’ten ayrılıp, sınırsız imkanların olduğu Amerika’ya yöneltti ve 1983 yılında Washington’a taşındılar. Amerika, özellikle de çok yönlü eyalet olan Washington, Natalie‘nin büyümesi için ideal bir yerdi ama aile, kısa bir süre sonra New York, Syosset’e taşındı. Yüz hatları ve doğuştan gelen yeteneği sayesinde modellik teklifi alan Natalie, esasında ‘aktris’ olmak istiyordu. Bir kaç yerde modellik yapan Portman, ’94 yılında “Developing” adlı kısa metraj yapımda yer aldı. Aradan çok zaman geçmeden, aynı yıl “Léon“da yer alarak tüm gözleri üzerine çevirdi. Luc Besson‘un yazıp, yönettiği yapımda Natalie, Jean Reno ve Gary Oldman ile birlikte rol aldı. 1995 yılında Al Pacino, Robert De Niro, Jon Voight, Val Kilmer ve Dennis Haysbert gibi isimlerle birlikte “Heat” adlı aksiyon yapımında ‘Lauren Gustafson‘ karakteriyle yer aldı. 1 yıl sonra “Blow“un yönetmeni Ted Demme‘nin elinden çıkan “Beautiful Girls” adlı filmde ‘Marty‘ karakterine can verdi. Oyunculuk kariyerine öncelik veren Natalie, okuluna da kesintisiz devam etmekteydi. Aynı yıl Woody Allen‘ın başarılı yapımı “Everyone Says I Love You“da Edward Norton ve Drew Barrymore ile birlikte rol aldı. Filmde ‘Laura Dandridge‘ karakterini canlandıran Natalie, Tim Burton‘un “Mars Attacks!” adlı fantastik komedisinde de rol aldı.

Garden State

schizophrenia13 | 03 January 2009 10:16

garden state
garden state

dizilerden aşina olduğumuz zach braff‘ın ilk defa yönetmen koltuğuna oturduğu filmi garden state‘in senaryosu da kendisine ait. braff ilk filmi olmasının da etkisiyle olsa gerek müzikleri de kendi oluşturduğu seçkiyle kotarmış.

garden state
garden state

restoranda çalışarak oyuncu olmaya çalışan ve metropolde steril bir hayat yaşayan andrew, annesinin cenazesi için kasabasına kısa bir süreliğine de olsa geri döner. aile ilişkilerinin zayıf olduğunu babasından gelen telefonla filmin başında kavradığımız andrew’ın hikayesini ise kasabada babasıyla olan münasebetlerinden kavrarız. evden niye koptuğunu ise bu zorunlu ve kısa ziyarette bize aktaran film, andrew’un şehre dönünceye kadar kasabadaki arkadaşları, katıldığı bir parti ve edindiği yeni arkadaşıyla atıldığı macerayı bize aktarıyor.