Sanırım günümüzün ilk siber-kültürü Fransa’da oluştu. İnternet daha normal insanlar tarafından kullanılmaya başlanmadan önce, ve batı dünyasının geriye kalanı BBS denilen nesnelerle meşgulken onların Minitel’i vardı.

2400bps’lik bir modemle Fransız telefon ağına bağlı bir teletext terminali olan Minitel, günümüz ticari İnternet’inin bir nevi atasıydı.
80’lerde inanılmaz bir hızla gelişti, çünkü kurması ve kullanması çok kolaydı. Önceleri sadece milyonlarca telefon rehberi bastırıp dağıtmamak amacıyla başlatılan bu teknolojik atak, başka servislerin de eklenmesiyle daha da büyüdü. Bu servislerden para kazanabileceğini hisseden France Telecom da milyonlarca Minitel terminalini bedava dağıtarak ayrıca akıllılık etti.

Tren rezervasyonundan ev almaya, pizza ısmarlamaktan e-mail çekmeye, chat etmekten fatura ödemeye kadar binlerce servis Minitel üzerinden verilmeye başlandı. Özellikle alışveriş ve ödeme kısımları çok elverişliydi, çünkü güvenlik sorunu yoktu. Yaptığınız harcamalar o ayki telefon faturanıza ekleniyordu.

Sonuçta ortaya vaktini Minitel karşısında geçiren bir grup insan çıktı. Fransa’nın yüzde yirmisi Minitel’i kullanıyordu, ama bazıları (aynen şimdi olduğu gibi) hergün chat’e çıkıyor, uzak mekanlardan insanlarla chat ediyor kısacası bu işi bir yaşam biçimi haline getiriyorlardı.

Şu anda gözümüze eski püskü gözükse de yaklaşık 20 yıldır Fransızların evlerinde duran bu yaşlı makinalar çok işe yaradı ve çok para kazandırdılar. Son sayımda yaklaşık 17 milyon Minitel cihazı ve 25.000’den fazla on-line servis olduğu ortaya çıktı. Minitel üzerinden yılda yaklaşık bir milyar dolar para para dönüyor ve bunun yarısı France Telecom’un oluyordu.

France Telecom bu kadar kârlı bir yere dükkân açınca, tabii İnternet, ki kendisi bedavadır, Fransa’ya girmekte biraz zorlandı. Bir kere Minitel’de buldukları güvenlik İnternet’te yoktu. On-line bankacılık işlemlerini aynı gönül rahatlığıyla yapamıyorlardı.
Fransa Minitel’e yatırım yapmaya devam etti, aynı sistemi daha hızlı modemlerle kredi kartı okuyucularıyla donattılar. Ama dünyada da İnternet salgını başlamıştı ve geri kalmaları düşünülemezdi. Bu yüzden France Telecom, yılların Network tecrübesini İnternet alanında kullanıp Fransa’nın bir numaralı ISS’si olmaya, dünyanın çeşitli dev komünikasyon şirketleri de zaten online alışverişe alışkın olan fransız halkının açlığını gidermeye karar verdiler.

Fransa, İnternet konusunda diğer Avrupa ülkelerinin çoktan gerçekleştirdiği patlamayı ancak geçen sene yapabildi. Bu yavaşlık Minitel kadar İnternet’in çoğunun İngilizce oluşuyla da alakalıydı. Ayrıca bedavaya gelen Minitel’den sonra, bir bilgisayara bin küsur dolar vermek zorunda olunması da Fransız halkının hiç hoşuna gitmiyodu. Bu yüzden, France Telecom ve birçok üretici şirket, Web’e ve Minitel servislerine aynı anda ulaşabilen özel ve ucuz, televizyona bağlanabilir cihazlar üretmeye çalıştılar. Ancak beklenen ilgi bir türlü yakalanamıyor, Fransız halkı İnternet’e ısınmıyordu. France 98’in web’den canlı yayınlanması meseleyi çözdü. 98 yazında Fransa’nın İnternet’i beklenen patlamanın işaretlerini vermeye başlamış, Fransa 1 milyon kullanıcıyla Avrupa ülkeleri arasında üçüncü sıraya yerleşmişti.

Biz de İnternet haftamızı kutlarken, Fransa’nın teknolojik izolasyona karşı çıkıp dünyaya ayak uydurmak için attığı adımların bize örnek olmasını diliyoruz. Bizim izolasyonumuzun tamamen yoksunluk yüzünden olmasına rağmen…