bildirgec.org

fantasy hakkında tüm yazılar

Le Fabuleux Destin d’Amélie Poulain – Amelie (2001)

arapsaci | 07 May 2008 17:51

Sabah pillidarko’nun Dante 01 filmi ile ilgili yazısını okuyordum. Yazının hemen başında geçen Jean-Pierre Jeunet ismi birden yazıya olan ilgimi arttırdı. Yazıyı bir solukta okudum, ama benim aklımda kalan yazıdan çok Jean-Pierre Jeunet ve efsanevi Amelie filmiydi. Küçük bir aramadan sonra filmin Sinepil’de tanıtılmadığını görünce çok mutlu oldum bir anda, çünkü bu enfes filmi anlatmak bana nasip olacaktı 🙂

Amelie
Amelie

Aslında Amelie’ye film demekle biraz haksızlık etmiş oluyoruz. O bana göre tam bir sanat eseri, her sahnesi ünlü bir ressamın elinden çıkmış birer tablo sanki. Renk seçimlerinde yeşil ve kırmızı öne çıkıyor, hatta bu renkler filmin afişine de yansımış. Teknik olarak kamera açılarından anlamasam da bu işin nasıl mükemmel yapılabileceğinin örneği verilmiş filmde. Az miktarda kullanılan özel efektlerin de katılımıyla film masalsı bir havaya bürünmüş. Zaten birçok kişi filmi bir modern çağ masalına benzetiyor.
Film görüntü kalitesinin yanında müzikleri ile de insanı içine çekiyor. Film müziklerinde Yann Tiersen imzasını görüyoruz. Fransız müzisyen tek kelimeyle döktürmüş. Her bir sahnedeki duyguyu öyle güzel yansıtmış ki müziğe. Size tavsiyem filmi izledikten sonra bir şekilde film müziklerini bulmanız, defalarca dinlemeniz, her dinleyişinizde filmi tekrar yaşamanız 🙂 Burada küçük bir parantez açmak istiyorum. Film 2002 yılında 5 dalda Oscar’a aday gösterilmiştir ki bunların içinde en iyi yabancı film ve en iyi görüntü yönetmeni gibi oldukça prestijli adaylıklar da var. Filmin aldığı diğer ödüller için buradan.
Biraz da filmden bahsedersek, kahramanımız Amélie Poulain (Audrey Tautou) küçük yaşta annesini kaybetmiş, yalnız ve mutsuz bir çocukluk geçirmiştir. Hayatını bir cafede çalışarak kazanır, küçük bir evde tek başına yaşar. Çocukluğundaki gibi yalnız ve mutsuzdur. 20’li yaşlarındaki bu kızımızın hayatı bir gece tamamen değişecektir. Amelie bu geceden sonra çevresindeki iyi insanları mutlu etmeye, kötüleri de cezalandırmaya başlar. Ama kendisi hala mutsuzdur ve tam o sırada Nino(Mathieu Kassovitz) ile tanışır. Ve şimdi mutlu olma sırası Amelie’ye gelmiştir.

Dead Man (Ölü Adam)

baykush | 05 May 2008 17:16

deadman
deadman

Bu 1995 yapımı Jim Jarmusch filmini İstanbul’da ilk kez sanırım 1996 film festivali kapsamında izlemiştik.

Dead Man 19. YY’ın 2. yarısında William Blake adlı genç bir muhasabecenin kanunun adaletin henüz uğramadığı vahşi batının en uç noktalarından birine bir iş başvurusu için gitmesiyle hayatının değişmesini konu alır. Başvurduğu yerin ondan önce bir muhasebeci aldığını öğrenen William Blake ne yapacağına karar vermeye çalışırken kazayla birini öldürür ve çözümü geldiği yer olan doğuya değil vahşiliği ve acımasızlığı bünyesinde barındıran batıya yönelir. Olayların gelişiminde bu basit muhasebeci adam vahşi batının çarkları arasında acımasız bir katile dönüşür. Daha doğrusu dönüşmez de dönüştürülür.

Buz Devri 3 Geliyor

runnaal | 20 April 2008 15:34

ice age 3
ice age 3

Herkesin izlemekten keyif aldıgı, özellikle buz devri 1 ile herkesi kendine hayran bırakan animasyon filminin 3. cekiliyor. Gösterim tarihi imbd‘de 1 Temmuz 2009 olarak belirtilmiş bir de fragman eklenmiş ilk iki filmde oldugu gibi bu filmde sincabın Fındık sevdasyıla başlıyor…Fragman için burdan daha fazlası için burdan....

Pan’ın Labirenti

geppetto | 17 April 2008 14:53

Poster El laberinto del Fauno
Poster El laberinto del Fauno

Bir anda kendini, İspanya’da yaşanan iç savaşın ortasında bulan küçük bir kızın, hiç de küçük olmayan hayal gücünün yansımaları ile hayatının acı gerçekleri arasındaki gelgitleri anlatan fantastik bir yapım. Aslında filmi hiç tereddüt etmeden “büyüklere masallar” kategorisine sokmak mümkün. Küçük bir kızın iç dünyasının sonsuzluğunu, çaresizliğin insanı bir cendere gibi kollarının arasına almasını ve savaşın korkunçluğunu aynı zamanda da haklılığını akıcı bir üslupla gözler önüne seren olağandışı bir film. Babası iç savaşta ölen Ofelia, annesiyle beraber yaşamaktadır. Ofelia’nın annesi üniformalarını diktiği bir subay olan Yüzbaşı Vidal ile evlenir ve ondan hamile kalır. Yüzbaşı Vidal, direnişçilere karşı hiç acıması olmayan marazi ruhlu bir subaydır. Aynı zamanda, saplantı derecesinde de bir erkek evlat sahibi olmak istemektedir. Ofelia ve annesini savaşın tam içine, yani yanına aldırır ve olaylar burada ve Ofelia’nın iç dünyasında gelişmeye başlar. Yönetmen koltuğunda Guillermo del Toro bulunuyor. Ofelia rolünde Ivana Baquero yer almakta ve Yüzbaşı Vidal karakterinde de Sergi López rol alıyor.Film aynı zamanda 3 dalda Oscar Ödülü sahibi.

The Nines

fReewave | 18 March 2008 20:11

The nines
The nines

Çoğu kişinin adını duymadığı filmler vardır hani 3-4 yıl sonra televizyonda izleyip ne zaman sinemadaydı bu ben nasıl izlemedim diye akıldan geçen. The Nines da muhtemelen bu filmlerden biri olacaktır.
John August‘un yazıp yönettiği filmde Ryan Reynolds da ana karakter olarak üstlendiği rolü başarıyla takdim etmiş. John August bir önceki yönetmenlik denemesi olan God‘dan sonra aradan geçen yıllar da neyi nasıl yapacağını çok iyi öğrenmiş ve bizlere izlemesi keyifli, aynı zamanda izleyeni düşünceye iten The Nines‘la karşımıza çıkmış.

sosyal wallpaper paylaşım sitesi

ufopilotu | 28 June 2007 09:58

socwall web aleminde yaygınlaşan sosyal-ağ kavramı üzerine kurulmuş bir duvarkağıdı koleksiyonu sitesi.

kullanıcılar duvar kağıtlarını göndererek paylaşıyorlar. ayrıca, birbirlerini oyluyor, yorum yazıyor, forumda tartışıyorlar. ayrıca resim torrentleri oluşturarak paylaşıma açabiliyorsunuz.

işe upload sayfasından başlayabilirsiniz.

upload sayfasında yükleyeceğiniz resmin özelliklerini yazıyorsunuz. etiketler ekliyorsunuz ki arayanlar kolaylıkla bulsun.

resimleri arama yaparken kategorilere ayırdıkları için zorlanmıyorsunuz.