bildirgec.org

eskiler hakkında tüm yazılar

Eskilerden kalma bir koku burnumda

Elif Ece Tekin | 12 April 2010 23:37

Eskilerden kalma bir kou burnumda,
Kızarmış ekmeğe karışmış yosun kokusu…
4 yaşlarındayım,o günlerden kalmış olacak ki bu yaşımda bile birgün yanlız kalmaya mahkum edilirsem diye çok korkuyorum.Sanki heran sevdiklerime birşey olacak ve ben yanlız başıma yaşlanıp gideceğim bu dünyadan ,etrafımda kimseler olmadan,sessiz sakin,yapayanlız.Sanki hiç varolmamışım gibi…
Uzun seneler önce kıyı bir sahil kasabasındayız.Kimimiz kimsemiz yok.
Babam bütün gün evin geçimini sağlamak için çalışıyor.Annem daha 20 yaşında genç bir kız gibi,sanki hiç evlenmemiş,eline el değmemiş.Bakımlı,incecik,ışıl ışıl parlayan iri gözleri var.

BEYAZ KEMİK TOKA (İkinci bölüm)

astral | 24 December 2009 12:04

KÜÇÜK KADIN, HAVVA

Doğarken yetim kalacak küçücük bir yürek dünyaya adım atar, yankılı olmayı beceremeyecek kaderlere börek açacaktır, Yunan yemekleriyle daima. Baba bir çatışmada kaybolur. Hiç tanışması nasip olmaz ne babayla, ne de anneyle. Halası bakar ona, Yunanlı bir Hala.

Bacadan kaçırılmış ve daha on ikisinde gerdeğe girmiş bir anne olmuş isimsiz küçük kadın Anjelika’nın yetim bebeğidir Havva.

İşte dünyası böyle başlar Havva Kadın’ın. Müslüman olmayan bir aile Havva adını verir, kaçırdıkları aile Müslümandı diye… Hava akrabalarını hiç bilmez.

reklam ve iççamaşırı

nazokiraze | 13 May 2009 21:44

Reklam hayatımıızın önemli parçası, televizyon, billboard, radyo,gazete,dergi derken internetle gözümüzün tam içine girdi reklamlar, otobüslerin,taksilerin üstü bile reklam içeriyor artık,marketler dairelerin kapılarına dagıttıyor broşürlerini. Teknoloji ilerledikçe reklam sektörü hızla yol almakta, ancak reklam çok eski bir şey, bu kadar imkan yokkende insanlar ürünlerini bir şekilde tanıtıyorlardı.Dergi ve gazeteler, sokak ilanları, tabelalar bu iş için yeterliydi, biraz eskiye gitmek istedim, eski yabancı ilanlara göz atmak.Konu içerigimiz ise iççamaşırı. Çok eglenceli bir yolculuk bu.

Resim 1924 yılında bir iççamaşır firmasına ait, alt çamaşırın biraz uzunu ve kısasını sergilemişler, manken şimdi yaşıyor mu bilinmez.Ama o döneme göre gayet şık bir reklam afişi gibi geldi bana.

ben ve Egenin otları

nazokiraze | 03 November 2008 23:27

İnsan yaşadıkça, gezip, görüp,yeni insanlar tanıdıkça değişik damak zevkleriyle de tanışıyor. Bazen hayatımızda hiç tatmadığımız hatta adını bile duymadıgımız şeyleri ilk kez yiyip, bazen de sevmedigimizi düşündüğümüz bir yemeği aslında tattıktan sonra tiryakisi olacak kadar begendigimiz mutlaka olmuştur.

Belli mutfaga baglı kalmaksızın herşeyi tatmalı insan. Yıllarca Kuşadası’nda kalıpta oranın damak zevkine alışmamak ne mümkün? Ege yemekleri sırf zeytinyagıyla yapılan ot agırlıklı harika yemekler. Bu aralar yine hasret damarım kabardı galiba oraların yemeklerini arar oldum. Arkadaşlar kargoyla ot çöp yollarız dediler bakalım hayırlısı.

imha politikası..

| 27 August 2008 15:45

Gidenin,düşenin ardından yazı yazmak kolay değildir; Basın camiasının kalemleri de bu konuda sıkıntılıdırlar. Düşünsenize patronun kovduğu arkadaşları hakkında methiyeler düzseler bir türlü, umursamasalar bir türlü. İki ucu bokludur bu işlerin..
neyse konumuz bu değil,
Basındaki ve medya kuruluşlarındaki eski tüfeklerin, ya da eski kaşarların yerini gençler almakta bu yüzden de mevzilerini terk etmek istemeyen ya da statükoyu korumak isteyenlerle eski-yeni tartışması yaşanmaktadır.
Bizim medyada da bir devrin kapandığını görmemek için kör olmak gerekir..
Yeni katılanlara iyi gözle bakmamak adetten sayılır..Biraz aykırı şeyler yazdınız mı hain sıfatını yersiniz ; hep onlar bilirler, her şeyin doğrusu onlardadır..geyiği de onlar bilir, yüksek edebiyatı, felsefeyi,politikayı, tarihi..hep onlar bilir !..
Onlara göre ” düşünen kafalara zararlı fikirler üşüşür”
Uslu çocuklar olun ve dahi siz siz olun , büyüklerinizin sözünden çıkmayın, öyle abuk sabuk şeyler yzmayın, düşünmeyin!
İstenen beklenen budur.
Hasbalar ilmiye sınıfı sanki.. hoyt ! ” orada mırıl mırıl konuşup,fısıl fısıl neler konuşuyorsunuz? alimallah dilinizi keseriz dilinizi..

nostalji dükkanı: 12 sony tasarımı

AntiHumanIST | 05 June 2008 22:00

nostalji dükkanında bu kez bir teknoloji devinin geçmişine göz atıyoruz. 50li yılların ortalarında küçük Japon elektronik şirketi Tokyo Tsushin Kogyo, taşınabilir transistörlü radyolarını satmak için Amerikanvari bir isimle Sony markasını yarattı. yarım asırı aşkın süredir bu marka halen günümüzün üstün nitelikli tasarımlarını üretmeye devam ediyor. walkman den psp’ye 12 sony tasarımını sunmak da bana düşüyor.

WM 2. Nesil Walkman – 1981

eskiye hatırlı anılarla kinaye…

talos | 14 January 2008 14:49

...

bilmem ne kadar mantıklı cümleler kurabilirim senin adına
ya da ne kadar konuşabilirim kokunu?
nefesin ensemi tokat gibi acıtırken
eski bakışların kalmamış gözlerinde
deler içimdekileri.

ve acıtır saçların tekrar alevlenen kor yüreğimi
son sözler kalmamış dudaklarında
hepsi buhar olup dağılmış benliğiminin o soğuk duvarlarına.

...

seni bende arayıp bulmak neyi değiştirir
karşımda duruyor suretin beni yiyip bitirir…

HATIRA DEFTERİ

peripetty | 06 October 2007 09:28

Yine uyku tutmayan bir gecenin sabaha karşı saatlerinde dolabımı açıp eskilere gitmek istedim. Anılarımın arasından en sevdiğim olan hatıra defterime bakmak istedim. Kah güldüm , kah hüzünlendim. İnanın ilkokulda arkadaşlarım ve ailemin yazdıklarının bukadar anlam yüklü olduğunu düşünemezdim. O defter bütün sınıfı gezerdi elden ele. Herkes de bir hatıra yazma telaşıdır giderdi. Kimisi nefretini bile yazardı.
İlk başta defteri şöyle bir taradım. Acaba dedim bu insanlar şimdi neler yapıyorlardır bu haytta. Maalesef görüşebildiğim tek bir kişi bile yok:(
Sonrasında başladım tek tek okumaya. En başta öğretmenim:) Ne güzel dileklerde bulunmuş:) Babaannem sarı papatyam diye başlamış:) Dedem hep çalış kızım bu hayatta demiş.(dediğide boşa olmadı hani kendimi bildiğimden beri çalışıyorum) Sanırım mutlu oluyordur görebiliyorsa beni. Annem ve babam sağlık,mutluluk ve başarı dilemişler:) En iyi onlar düşünmüş yine:) O yaşta sınıftaki bütün kızlar yakışıklı bir eş dilemiş:) Erkekler ise iki satır yazıp , bırakmışlar. En çok da kardeşimin yazdıklarına güldüm. Yaşı küçük diye yazdırmak istemediğim halde defteri çalıp yazmıştı. Yazdıklarını aynen aktarıyorum.

80li yıllarda çocuk olmak [video]

bigowner63 | 30 June 2007 13:38

80li yıllarda çocuk olmak yazısından çok etkilenmiştim ve ne zamandır aklımda olan bir projeyi hayata geçirdim sonunda…

Bir derleme ve toparlama, sayısız araştırma ve düzenlemeden sonra hala eksikleri olduğunu bilmeme rağmen, eklesem daha neler neler var dedirten bir video yaptım kendi çapımda…

Videoda 80li yıllara maziye çocukluğumuza döndürmek istedim herkesi. O yılların şarkıları, dizileri, çizgi fimleri, ünlüleri, hayatımızı etkileyen olayları kendimce yorumladım…