bildirgec.org

Bilimsel verilere göre dünyada 17 bini aşkın tür yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Oysa bir tek türün yok olması bile ekosistemin dengesini bozmaya yetiyor. Her fırsatta akıllı olduğunu kanıtlamaya çalışan insan oğlu bindiği dalı kesecek kadar akılsızca davranmaya devam ediyor. Dünyada bizim kadar var olmaya hakkı bulunan bitkilerin, hayvanların ve diğer insanların yaşam hakkına saygı duyalım.Biyoçeşitliliği koruyamamamız demek bir gün nesli tükenmekte olan canlılar listesinde bizim adımızın geçmesi demektir.Başka dünya yok.Lütfen elimizdekilerin değerini kaybetmeden önce anlayalım. Biyoçeşitlilikteki kara tablo ile ilgili detaylara buradan ulaşabilirsiniz.

Dünyanın önemli dalış merkezleri arsında, önemli bir yer alan Kaş, bu ününü denizsel zeginliklere sahip olmasına borçludur. Özellikle dalış turizmi amacıyla çeşitli ülkelerden gelenler, sadece denizin değil, Kaş’ın sahip olduğu tarihi ve kültürel değerlerle eşsiz doğasının da zevkini çıkarırlar. Paraşütçüler, Kaş’ın etrafını çevreleyen sarp kayalıklardan kendilerini mavi göğe bırakır. Aynı sıralarda dalgıçlar da derin mavi suları keşfe dalarlar…

İnsan ve ağaç,bu ikili, yüz binlerce yıllık beraberliği olan bir geçmişe sahip. İnsan ruhunda ağaç kadar iz bırakan bir nesne düşünemiyorum. Uygarlıkla birlikte ağaç, estetik bir duygu olarak yüzyıllarca gelişti. Ancak günümüze gelene kadar… İkiliden ağaç, insanoğlundan habersiz, kendi yaşamını sürdürürken, insanın ağaçla birlikteliği çok özel bir ayrıcalıktır. Yeryüzünün her yerinde insanlara bağışlanmamıştır ağaç.

İki uç nokta buzullarla kaplanmış, en geniş alanı olan orta kısım güneşle kavrulmakta, çöl ve kum yeşili yaşatmamaktadır. Ancak , bu iki kısım arasında kalan geniş alanlar insanla ağacı bir araya getirmaktedir.

-Merhaba ben yaşamakta olduğunuz dünya
-Ooo merhaba
-İçime ettiğinizin farkında mısınız?
-hönk?
-Evet zamanla işbirliği içindesiniz ve beni ne hale getirdiniz. Dumanlar içindeyim. Ufkumu da deldiniz bravo tebrikler.
-Haklısın yalnız bahanemiz çok büyük. Bu ara bir hükümet mevzusu var başımızda, sonra türban, sonra partilerin kapatılması, kırım Kongo kenesi, sonra yine türban, sonra Ergenekon..
-Sen de sergene kon
-Hı?
-Geçin bunları diyorum, bilginiz yok mu bana ne yaptığınıza dair?!!!
–Küresel ısınma gerçekten benimde canımı sıkıyor
-Bunun için tek yaptığınız “damlaya damlaya çöl olur” sloganları ile yürümek midir? Buzullar eriyor. NASA iklim uzmanlarının araştırmalarına göre önlem alınamazsa Kuzey Buz Denizi 2012 yazı sonunda buzdan tamamen arınmış hale gelecek. Grönland kara parçası üzerindeki buzullar 2007 yazında, yazları tespit edilen erime oranından %15 daha fazla eridi. Çevresel bir çöküş dönemine çoktan girdim, yaşayacak başka dünyanız yok. Yaşadığınız dünyayı atalarınızdan miras almadınız, çocuklarınızdan emanet aldınız. Bunlar sizi korkutmuyor mu? 10 yıldan az bir süre kaldı, geri sayım çoktan başladı evinizin önünü süpürerek başlamak çok mu zor?
-Bu kadar basit değil bunu sende biliyorsun.
-Bilgi sel gibidir, her yere anında hakimiyet kurmalı ve hızla yayılmalısınız. Çinliler buzulları gözlemliyorlar . Çilianşan Dağı’ndaki Yanglonghi Buzulu’nun 23 yıl öncesinden bu zamana 260 metre çekildiğini biliyor muydun?
-Hayır

Ecocho bir “eco friendly” yani çevre dostu arama motoru olduğunu iddia ediyor. Her 1000 arama başına 2 ağaç yetiştirme sözüyle yola çıkmış. Aramalardaki sponsorlardan gelecek gelirle bunu yapmayı planlıyorlarmış. Site içinde dilerseniz Yahoo, dilerseniz Google ile arama yapabiliyorsunuz.

http://www.bugday.org/article.php?ID=2231

günümüzde su kıtlığı global bir sorun haline gelmiştir. iklim değişimine bağlı olarak sel felaketleri yaşanmakta, su kalitesi giderek bozulmaktadır. ekosistemlerdeki yaşam tehlike altındadır. bir çok ülkede su kıtlığı ve kirlenme yaşanmaktadır. Türkiye’de su kaynakları, hızlı nüfus artışı, sanayinin gelişmesi ve tarımsal üretim gibi nedenlerle hızla kirlenmekte ve azalmaktadır. Uluslararası sermaye özellikle fırat ve dicle nehirleri üzerine odaklanmıştır. su kaynaklarımız üzerindeki denetimin elden kaçırılmaması hayati önem taşımaktadır.

bu Azap gölündeki hadisenin benzeri 3.büyük gölümüz Eğirdir’de de yaşanmış. Gavinne , hamsi yada gümüş balığına benzeyen ve bol bulunan bir balık zamanında.Sudak (tatlı su levreği) göle atılınca gavinnenin kökünü kazıyor.Artık gavinne diye bir balık Eğirdir gölünde yok. (Annem çocukluğunda şişe dizerek yaptıklarını ve çok lezzeli olduğunu söyler )

Gavinne ıstakoz yumurtaları ile besleniyormuş.Kökü kazınınca, gölde bu sefer ıstakoz patlaması yaşanmış.Istakoz avcılığı para etmeye başlar, dışardan getirilen bir ağdaki mantarın yayılması neticesinde ıstakoz da artık yok denecek kadar az.
Şu an Sudak en değerli balık gölde.Ama o da eskisi kadar çıkmıyor.İşte dünya güzeli bir gölün balıklarına yaptıklarımız ….

EcoSphere®
işte yeni bir oyuncak
bu oyuncak nasa tarafından geliştirildi. Amaçları kapalı sistemlerin ne kadar hayat varlığı göstereceğini görmekti ve ilk kapalı ekosistem akvaryumlarını yaptılar bu akvaryumlar içinde bir eko sistemin varlığını sürdürmesine yetecek üretici ,tüketici ve ayrıştırıcı dengesi belli bir seviyede tutulup akvaryum kapatılıyor ve elinizdeki sistem sadece dışarıdan gelecek ışığa bağımlı olarak bir hayat sürdürüyor , tabi ki belli bir ömrü var niye mi kapalı olduğu için kaynakları sınırlı bir de ticari mantık güdülmüş olabilir şaka şaka 🙂