bildirgec.org

İnsanlık tarihinin belki dinden bile ilginç fenomenidir eğlence. İnsanın sosyal bir varlık olduğu hepimiz biliyoruz. Bir şekilde hayat boyu oyalanma ve eğlenme ihtiyacı duyuyoruz. Çocukluktan oyunlar oynayarak eğlenmeye başlama serüvenimiz büyüdüğümüz zaman genişliyor ve sinemadan müziğe , dağa tırmanmaktan gazinoda dansöz izlemeye kadar genişliyor. Bütün kültürlerde bir şekilde eğlence anlayışı var ve en tutucusundan en rahatına kadar her kültürdeki insan bir şekilde öyle ya da böyle sosyalleşiyor öyle ya da böyle eğleniyor.
İşin ilginç tarafı artık eğlence anlayışımızın kıtaları aşması. misal karnavallar , düğünler , müzik , spor dünyanın bir çok yerinde aynı şekilde eğlendiriyor insanları. Tabi ki iletişim ve ulaşım araçlarının gelişmesiyle insanlığın eğlence anlayışı o kadar gelişti ki cepten bir telefonla uzaktaki arkadaşımızı yemek ya da kurtları dökmek için bir eğlence yerine çağırabiliyor ve hatta internetten oyunlarla olsun interaktif eğlence ve sosyalleşme programlarıyla olsun eğlenebiliyoruz.
İyi bakarsak televizyondan bilgisayara kitaplardan müzik çalarımıza kadar her şeyin aslında sadece eğlenmemize yönelik olduğunu göreceğiz.

http://www.herseynet.com/fikralar/

V8 bilgisayar kasasından sonra bu seferde ilk bakışta araba tekerleğini andıran, üzerindeki CD-Rom, LCD ve diğer gerekli donanımlarıyla tam ekipmanlı bir bilgisayar olan bu Wheel Computer donanım meraklılarının zevkine sunulmuş.Bakalım daha neler göreceğiz… Ne yazıkki daha fazla teknik bilgi verilmemiş.

Araştırmak isteyenler için buradan::::

Bildiğiniz gibi web üzerinden oyun oynanabilecek bir sürü site var. Arama motorlarında bir arama yaptığımız zaman karşımıza çıkan siteler arasından seçmek için hepsine girip bakmak gerekiyor. Burada online oyun siteleri incelenmiş ve en iyileri, en beğenilenleri açıklanmış.

Özellikle son zamanlarda çok tutulmaya başlanan bu oyun sitesi de benim favorilerim arasında. En beğenilen oyun sitelerine benim de bir önerim var: Haftalık turnuvaların düzenlendiği ve gerçekten güzel oyunların bulunduğu bu site.

iPhone’ın satılmaya başlanmasıyla birlikte, teknoloji dünyasında ciddi bir hareketlenme oldu. Herkes, şöyle ya da böyle, bir türlü bu alete değidiriyor değiniyor. (Görüldüğü Okunduğu üzere ben de). iPhone’un en çok eleştirilen özelliği ise, taşıdığı cazibenin yanında, sıradan bir cep telefonundan bile az özelliğe sahip olması. Gerçekten de araştırdığınızda telefonda bir sürü şeyin eksi kolduğunu görüyorsunuz. Oynaması güzel ama kullanması keyifsiz bir cihaz gibi duruyor. Yine de bir tanesine sahip olmak isterdim.

Gelelim yazımızın konusuna.

Geçen akşam bir arkadaşımla evde oturuyoruz…Ben, son 2 günü faturalarını ödeyemeyen cinderella modunda geçirmiş
olduğumdan adamı da daraltıyorum tabi. Son bomba olarak da kirama yapılan feci zamla birlikte tüketmişim tüm olumlu
enerjimi, domuz gibiyim…Canım arkadaşım da kendi derdini unutmuş, bana terapi yapmayı misyon edinmiş durumda.
Baktı ne dese fayda yok, kadın arızaya bağlamış, gecenin 11’inde beni zorla ikna edip yürüyüşe çıkardı. Son çare:) Yürüyüş iyi geldi ve bir baktık kaptırıp kendimizi Caddebostan tarafına kadar gelmişiz…Orada bir kafe-barda
çeşitli oyunlar olduğunu ve servisin hala devam ettiğini görünce hemen yerleştik bir masaya. İçecekleri söyledik ve
scrabble oynamaya başladık. Sonlara doğru cıvıtıp “Peki “ayol” yazsam olur mu? Sayılır mı?” gibi acaip sorular sormaya başladık:) Ben kazandım! Bunu belirtmeden geçemeyeceğim:)
Scrabble bitti ama birden bire ortaya çıkan “içimizdeki oyun canavarı” yüzünden jenga aldık masaya bu sefer. Büyük
bir itinayla dizdik tahtaları üst üste ve başladık oynamaya. O sırada herşeyi bildiğine çok inandığım arkadaşıma
“Jenga ne demek acaba?” diye sordum ve “Bilmiyorum. Araştır, öğrenelim” diye bir cevap aldım. Sağolsun, aynı
babam…Birşey sorarsın ve eğer o gün gıcıklığı üstündeyse, “Araştır bul!” diye yapıştırır lafı. Ama hakkını
yememeliyim, “Ördekler nasıl çiftleşir?” gibi son derece aptal olduğunu şu an ayrımsadığım ama sarhoş kafa ağzımdan
çıkıveren soruma, yaklaşık 10 dakika güldükten sonra bile olsa, cevap vermişti:) Eh, bu kadar “herbokolog” tabir
ettiğimiz cinsten arkadaşım bile bilmiyorsa, ben bu jengayı hakkaten araştırmalıyım dedim ve bu yazı çıktı ortaya,
sıcak sıcak:)
Jenga kelime olarak “kujenga” kelimesinden gelmektedir. Doğu Afrika’da kullanılan bir dil olan “swahili” dilinde
“inşa etmek” anlamına gelen “kujenga” fiilinin emir kipi halidir “jenga”. Hem fiziksel beceri hem de zeka gerektiren
keyifli bir oyun.
Jenga, 54 blokla oynanır ve her bloğun uzunluğu genişliğinin 3 katıdır.Tahta blokları üst üste dizerek oluşturulan kuleden oyuncular sırayla birer blok çekmekte ve sadece tek ellerini kullanmaktadırlar. Oyuncu çektiği bloğu kulenin üstüne tekrar koyar ve böylelikle kule tekrar inşa edilmeye çalışılır. Kulenin yıkılmasına sebep olan oyuncu kaybeder.
Jenga, 1980li yıllarda Leslie Scott tarafından icat edilmiştir.
jenganın bir de yetişkinler için hazırlanmış versiyonu vardır: Jenga Truth or Dare. Bu versiyondaki bloklar klasik jenga ile aynı olmasına karşın 3 farklı renktedir: kırmızı, siyah ve doğal jenga blok rengi. Oyuncu eğer kırmızı bir blok çekerse o bloğun üzerinde yazan cesaret eylemini yapmak zorundadır. Eğer siyah blok çekerse, o bloğun üzerinde
yazan soruyu doğru olarak yanıtlamak zorundadır. Bildiğimiz şişe çevirmece misali:) Doğal renkteki blokların üzerinde birşey yazmamaktadır. Bu blokları seçenlerin yapması gereken tek şey bloğu en üste koymak.
Bir diğer jenga versiyonu ise “Extreme Jenga”. Bu oyunda jenga bloklarının şekil ve açıları çeşitlidir ve yine yetişkinler için tasarlanmıştır.
Jengayı bilgisayarınızda da oynayabilirsiniz. Ben denedim ama gerçeği kadar keyif aldığımı söyleyemem. Yine de merak edenler için burada var.
Amerikalı bir girişimci olan Robert Grebler Şubat 1985’te Kanada’da Kalp Vakfı yararına bir jenga turnuvası düzenlemiş ve turnuvaya halkın ve medyanın ilgisi büyük olmuş. Şimdilerde de jenga turnuvaları düzenlenmekte ve rekorlar kırılmaktadır.
Jenga keyifli bir oyun…Şiddetle tavsiye ediyorum. En azından şunu gördüm ki, ne kira, ne fatura, ne aşk, ne meşk düşünüyorsunuz oyunu oynarken:) Tek derdiniz kuleyi yıkmadan bir blok daha çekebilmek ve böylece rakibinizi strese sokmak olunca fatura düşünülür mü zaten:)

Microsoft XP MediaCenter versiyonunu duyurduğunda oldukça heyecanlamıştım. Zira evimin başköşesinde bulunan ve televizyon, müzik seti, oyun konsolu, dvd player ve internet gezdiricisi görevlerini başarı ile yerine getiren gözümün nuru biricik büyük lcd ekranlı bilgisayarımı artık adam gibi bir arayüz ile çok keyifli bir şekilde kullanabilecektim. Ancak Microsoft yine yapacağını yapmıştı. MediaCenter dijital uydu kartlarını desteklemiyordu. Standart tunerli bir tv kartınız olması gerekiyordu. Ya cam gibi görüntü ve pırıl pırıl ses veren canım SkyStar2 uydu kartımdan vazgeçecektim ya da MediaCenter hayalimden. Tabiki vazgeçtiğim Microsoft’un göstermelik MediaCenter’ı oldu. Ben bilgisayarımı eski sistem kullanmaya devam ettim. Vista Home Premium’u denediğimde ise daha farklı bir sonuç elde edemedim maalesef.

MediaPortal

Taa ki, MediaPortal denen ve açık kaynaklı olarak geliştirilen, ücretsiz ve ulvi yazılım ile tanışana kadar. Birileri Microsoft’a “yeter artık, sen yapmazsan biz yaparız adam gibi bir MediaCenter” demişler ve kolları sıvamışlar. Ortaya oldukça kullanışlı ve başarılı bir proje çıkmış. Anlatmakla bitemeyecek özelliklerini özetlemek gerekirse :

• Tam özellikli skin desteği (hazır skinler)
• Çok gelişkin plugin desteği (hazır pluginler)
• Gelişkin tuş atama özelliği
• streamzap, MCE, redeye, winlirc, hauppauge, FireDTV gibi piyasada kullanılan bir çok uzaktan kumanda ile tam uyum.
• 

  Fullscreen kullanabilme

• analog TV, DVB-C, DVB-T, DVB-S and ATSC desteği
• HDTV and AC3 desteği
• Aynı anda birden fazla tv kartı desteği
• 

  Canlı yayını durdurabilme, geri alabilme, tekrar izleyebilme

• TV izlerken diğer menülerde gezebilme
• Gelişmiş zamanlayıcılı TV kaydetme özelliği (günlük, haftalık ya da Tv programına özel kaydetme seçenekleri)
• Kaydedilen TV görüntülerini organize etme, izlenenleri otomatik olarak silebilme, saklanacak olanları xvid ve benzeri formatlarda sıkıştırabilme
• Gelişmiş Tv Rehberi (EPG,XMLTV)
• Kanalları gruplayabilme
• Hard diskte bulunan tüm video formatlarını başka programa ihtiyaç duymadan oynatabilme
• Gelişmiş film database’i
• İzlenen filme ait bilgileri IMDB‘den otomatk olarak alabilme
• DVD oynatabilme, harici DVD player kullanabilme
• Bilgisayarda bulunan resimleri görebilme, slide show olarak izleyebilme.
• 

  Dış yazılım olmadan ses dosyalarını çalabilme (mp3, cd, vs…..)

• Gelişmiş ses dosyası Database’i
• Albüm ve sanatçı bilgilerini internetten güncelleme
• Uydu, Tuner ya da internet radyolarını dinleyebilme
• Anlık hava durumu bilgileri
• RSS okuyucu
• Program içinden mail alabilme ve gönderebilme
• Program içinden MSN Messenger kullanabilme
• Daha neler neler…

dahası buların hepsini uzandığınız yerden klavye mouse olmadan tek bir kumanda ile rahatça yapabiliyor olmanız. Kullanışlı ve kullanıcı dostu arayüzü ve gelişmiş özellikleri ile MediaPortal benim gibi evde eğlence anlayışı bilgisayarı ile özdeşleşenlerin gönlünü fethedecek gibi.

E-rider Promenade, daha çok, geniş alanlarda uzun olan yayan intikal süresini azaltmak için kullanılan, bir çeşit elektrikli araç. Hızı saatte 20 Km’ye kadar çıkan araç, hafif ve pratik bir kullanım kolaylığı sağlıyor. Spor, eğlence ve iş amaçlı araç, ülkemizde satılıyor.

Teknik Özellikler

Ağırlık 31.5Kg
Motor Cinsi Manyetik fırçalı DC motor
Motor Gücü 250 Watt
Battery Tipi Muhafazalı, Asitli Batarya
Batarya 36V/7Ah
Şarj 220v
Şarj çıkışı DC 43.5v 1.8A
Şarj Süresi 4-6 saat
Azami Sürat Yaklaşık 20 km/h
Tam Dolu Şarj ile Gidilebilen Mesafe Yaklaşık 25 km
Taşıma Kapasitesi 100 kg

e-rider

Davula ihtiyaç duymadan havada davul çalmaya yarayan eğlenceli çubuklar.

Kaynak ve dataylı bilgi

suffle

shockwave sitesinde rastladığım flash tabanlı oyunu sizlerle paylaşmak istedim.

oyundaki temel kural karşı tarafın toplarını dışarıya çıkarmak. oyun sırayla oynanıyor ve gayet eğlenceli. oyunun tek kötü yanı ise karşınızda bir insanın olmaması.

ama yinede çekirdek etkisi yapıyor…