bildirgec.org

eflatun hakkında tüm yazılar

Ebu Cafer Taberi, İslam Mitolojisi ve Dünya Tarihi

bionik amele | 29 September 2010 15:45

Dünya tarihi kendi içinde, dünya tarihini tek kitapta toplamaya çalışmış tarihçileri bulundurur. Onlardan biri de Ebu Cafer Taberi‘dir. Yani tam ismi ile Ebu Cafer Muhammed ibn Cerir et-Taberi. Taberi ve onun benzeri olmayan tarih kitabı Taberi Tarihi yazımızın konusunu oluşturuyor.

Tarih-i Taberi Tercemesi
Tarih-i Taberi Tercemesi

Ebu Cafer Taberi tahminen 838 – 923 yılları arasında, yani islami ilimlerin zirveye ulaşmaya başladığı yıllarda yaşamış ve sayfalarca eser vermiştir. Taberi küçük yaşta almaya başladığı ve daha sonra ünlü ilim merkezlerini gezerek tamamladığı eğitimi, kıvrak zekası, güçlü anlatımı ve çalışkanlığı ile adını en ünlü islam alimlerinin yanına yazdırmıştır. Neredeyse tüm islam ilimlerinde eserler vermiştir ve bu eserler arasında en ilgi çekici olanlardan biri de Taberi Tarihi‘dir.

Fantastik bir anlatım tarzı ve inanılması güç hikayelerle bezenmiş bu kitabın, bin yıl önce yazılmış bile olsa insanı içine çeken bir yapısı var. Peygamber Adem’in yaradılışından halifeler zamanına kadar geçen uzun süreci ilgi çekici başlıklar halinde toplamış olan bu kitaba islami bir mitoloji kitabı demek yalnış olmaz sanırım. Ancak içinde bulundurduğu fantastik öğeler yüzünden kitabın bütünüyle inanılır olduğunu söylemek elbette güç.

Bu yapıt sadece peygamberler tarihini değil, uzak tarihe damga vurmuş ünlü hükümdarların hikayelerini de barındırıyor. Onlardan biri de bilinen tüm dünyayı fethetmiş ünlü Zülkarneyn, yani nam-ı değer Büyük İskender. İçeriği oldukça geniş olan bu kitaptan daha ayrıntılı bir şekilde bahsetmeden önce Ebu Cafer Taberi ve hayatı hakkında birkaç önemli noktaya değinelim.

Miladi takvime göre 839, hicri takvime göre 224 yılında doğduğu tahmin edilen Taberi’nin ismi doğduğu bölgeden gelir. İlk eğitimini doğduğu yerde, Tabaristan’ın Amol şehrinde almaya başlar ve dönemin ilim merkezlerini gezerek kendi kişisel öğrenimini sürdürür. Eğitimine çok küçük yaşlarında bağladığını kendini anlattığı şu satırlardan anlayabiliriz; “Yedi yaşımda hafız oldum. Sekiz yaşımdayken insanlara namaz kıldırdım. Dokuz yaşımdayken hadisleri toplayıp yazmaya başladım. “

beyin-hafıza

massay | 08 January 2010 11:26

Şurada burada öyleleri var ki, bunların çok üstün hafızaları arkadaşları tarafından, beğenme ile karışık bir şaşkınlık, bir hayranlık, bir kıskançlık duygusu ile anlatılıyor.

  • (Şimdi aklıma gelen ilk kişi: Okul yıllarından arkadaşım Osman Altın. Lakabı hes-mak. 20-25 kişinin hesap makinası kullanarak topladığı mizan tutmazken, kendisi kaş-göz-parmak ritüeli eşliğinde hesap makinası kullanmadan yüzlerce toplamı daha hızlı yapar, mizanı tuttururdu.
    Ders notlarını gözden geçirdiğinde, toplam kaç kelime kaç rakamdan oluştuğunu rapor ederdi.
    Ve benzeri bir sürü detay.
    Şimdi bir özel bankada iş akış yetkilisi. Tüm müşterilerini “nüfusa kayıtlı olduğu yer” bilgisine değin tanıyor. Cep telefonunda kişi isim ve numaraları özel kodlarla kayıtlı.)

Bilimsel açıdan gözlemlenmiş örnekler ise:

  • Allegney Ludlum Sanayiinin başkanı Robert J. Buckley, hazırlanan bir demeci bir kez okuyor ve sonra bunu notlarına bakmadan hemen hemen aynen tekrar edebiliyor. Binlerce memurun adlarını biliyor, bunlardan biriyle bir yıl önce yaptığı bir konuşmayı nerede bıraktığını hatırlayabiliyor.
  • Ray E. Friedman şirketinin başkanı Thomas Dittmer de:” Eğer siz kendinizi işinize verebilmişseniz, her gün yapılan bin alışverişi, alışları, satışları, bir kalbin atışı gibi hatırlayabilirsiniz.” diyor. Olayları hatırlamaya yardım eden bir ritmin mevcudiyeti iddiasında.
  • Dreyfus şirketinin başkanı Jerom Hardy, Dreyfus şirketinin 6 dış ülke teşkilatının ve iki halk hizmetleri kuruluşunun yönetim kurulunda ve bunların hepsinde çalışan kilit personeli aklında tutabiliyor. ” Şimdiye kadar oynadığım golf oyunlarındaki bütün çukurları hatırladığımı sanırım.” diyor.

Atatürk Devrimleri, Aydınlanma ve Hümanizm

teacher07 | 03 December 2008 13:11

Atatürk devrimlerinin temel amacı, çağdaş bir yaşam biçimi kazandırmaktır. Yeni bir yaşam biçimi kazandırmak için, yeni bir görüş, yeni bir insan yaratmak gereklidir. Çağdaş yaşamı sağlayacak kurumlar, ulusun en yüksek uygarlık gereklerine göre ilerlemesini sağlayacak şekilde oluşturulmalıdır. Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” özdeyişi devrimlerin temeli olmuştur. Bu aydınlanmadır, akıl ve bilimi kullanmadır. Ortaçağ düşünce ve yaşamının atılması, çağdaş yaşama geçilmesidir.

İlham Veren Renkler Serisi – Eflatun

wrz | 02 December 2008 08:14

Orijinal bir fikir var olan şeylerin yeni bir kombinasyonundan başka bir şey değildir. Var olanların en güzelleriyle bilinç altınız yoğrulduğunda yeni fikirler üretmeye başlarsınız. Yani ilham almış olursunuz.
Bu amaçla sizler için İlham Veren Renkler Serisine başlıyorum demiştim.

1-İlham Veren Renkler Serisi – Kırmızı
2-İlham Veren Renkler Serisi – Turuncu
3-İlham Veren Renkler Serisi – Sarı
4-İlham Veren Renkler Serisi – Yeşil
5-İlham Veren Renkler Serisi – Mavi
6-İlham Veren Renkler Serisi – Eflatun

İşte eflatun ile oluşturulmuş beğendiğim web siteleri, logolar ve resimler:

web siteleri;

şizoid dünyalar 2

neceff | 16 November 2008 13:34

Şahıs zamirlerinden biri okyanusla karşılaştığında, almanca gramerin çanağında, bir gemi kazasından dibe gitmekte olan lezbiyen bir meme iğnesi gibi Cleopatra’ nın gidip saplanacağı zulmü göstermedi hayatın ta kendisi; yunuslara hafifçe dokunarak geçen…

Peki lezbiyenler egoist değil midir?

Altın bir meme iğnesi gibi Cleopatra’ nın, sen mi, ben mi diyalektiği yok mudur onların? Kendi kendine acıyan bir bıçak gibi batmaz mı bir kadının benliği ötekine?

Nasılsın İmelda?

Şişman olmanın ötesinde…

İlgilendirmiyorsun bu almanca gramerde.

Optik İllüzyonlar – I

tentena | 03 July 2008 10:26

optik illüzyonlar genelde görsel algılamamızın aldatılmasıyla oluşturulur. Bu sitede en ünlü örnekleri bulunmaktadır. Yazının devamında türkçe açıklamaları bulabilirsiniz.

Blivet
Blivet

Blivet çözülememiş bir çizim ve gerçekte varolması imkansız bir cisimdir. 3 adet silindirik uç gibi görünen çıkıntılar ortak noktada dikdörtgensel bir hal almaktadır.

Bezold Efekt
Bezold Efekt

Alman bir meteorolog olan Wilhelm von Bezold tarafından adlandırılan bu efekt, renklerin ortam rengine göre farklı görünmesi temeline dayanıyor. Beyaz arkaplandaki kırmızı renk daha açık, siyah arkplandaki kırmızı renk ise daha koyu görünüyor.

Cafe duvarı illüzyonu
Cafe duvarı illüzyonu

Dr.Richard Gregory’nin ilk olarak farkettiği bu illüzyon siyah beyaz briketlerin dizili olduğu bir düzende, yatay ve birbirine paralel çizgilerin eik gibi görünmesine dayanıyor. İllüzyonu yaratmak için 2 püf nokta var. Birincisi; briketlerin etrafı “mortar” denilen gri çizgiyle çevrili olmalı çünkü bu siyah ve beyaz arasındaki geçiş rengi. İkincisi; aynı renkteki briketler aynı sütunda sağlı sollu kaydırılarak belli bir düzene göre yerleştirilmeli.

Kör biri için…

dasein | 06 January 2008 17:21

Şunlar yazıldı:
Kör olabilirdim. Ama. Kör olmadan önce insan olabilirdim. Kör insan olabilirdim. Körlüğü insanlığa sarılmış biri olabilirdim.
Kısalan körlük olayları karşısında dimdik durmuş bir baş olabilirdim.
Sadece bir baş olabilirdim.
Olabilirdim.

Başını kaldırıp, etraflıca bakındığında gördüklerini yazmaya başladı.

Amalie, karşıdan karşıya geçmeye çalışan kör bir adamın kolundan tutup, geçtikleri şeyleri söylüyordu.
Beyaz kimlikli bir yarasa. Tepemizde. İşiyor. Duyumsadınız mı ?
Birkaç cümle daha, senler sizlere dönüşüverdi.
Bir yanlışın, siz ve ben, üstüne işeyen bir şey, biri olabilir mi ?
Cevap veren bir ağaçkakan değildi. Resmiydi.

Akıl ve İslam

suphi | 18 April 2007 10:24

“Kişi bilmediğinin düşmanıdır”( hz.Ali)

Akıl lugatta mastar olarak, men etmek, engellemek, alıkoymak, bağlamak gibi anlamlara gelir.

Felsefeciler ve mantık alimleri aklı, “varlığın hakikatini idrak eden, maddi olmayan fakat maddeye te’sir eden basit bir cevher, maddeden şekilleri soyutlayarak kavram haline getiren ve kavramlar arasında ilişki kurarak kaziyelerde(önerme) bulunan ve kıyas yapabilen güç” demektir diye tarif etmişlerdir.
Bknz: cevher, kaziye, kıyas

Akıl, insanı insan yapan, onu diğer mahlukattan ayıran ve onu sorumlu kılan temyiz kuvveti ve anlama melekesidir.
Dinin tarifini yaparken “akıl sahiplerinin….” denilmekteydi.Yani Akıl kişinin üzerine ebedi saadet ve selameti veya ebedi azabı ve yokluğu mümkün kılan bir mefhum.
Bknz:Muhasar ilmihal, akil baliğ,İrade

Kırmızı, mavi ve yeşil…

| 16 March 2007 15:43

Kırmızı, yeşil ve mavi yolda yürüyorlarmış birden karşılarına hızla karşıdan gelen sarı çıkmış. Hayrola nereye gidiyorsun diye sormuşlar sarıya böyle hızlı hızlı. Bir sergi var yetişmem lazım demiş. Sonra bu üçü yürümeye devam ederken yeşil benim eve gitmem lazım çoluk çocuk ekmek bekler demiş. eyvallah demişler kırmızı ve mavi, yeşile ve içmek için beyazın meyhanesine gidelim diye kararlaştırmışlar. Sonra beyazın meyhanesine gidip başlamışlar içmeye karşı masalarında siyahla karısı eflatun varmış. Bizim salak mavi ve kırmızı içip içip zıvanadan çıkınca dalmışlar eflatunun vucud hatlarına bunu gören siyah bunları bir güzel dövmüş ve beyaza söyleyip meyhaneye bir daha sokmamak üzere söz istemiş. Dayak yiyen mavi ve kırmızı perperişan yolda otururlarken karşıdan gelen kahverengiyi görmüşler nedir bu haliniz demiş kahverengi. Bekleyin sizi hastaneye götüreyim tanıdığım bir doktor var demiş adı turuncu…