bildirgec.org

duygu hakkında tüm yazılar

*yalnızlığım*

egomeltem | 17 June 2007 02:47

*Bu gün yalnızlığımı yıkadım göz yaşlarımla ,Biliyorum yetmedi hıçkırıklarım hala derinlerde saklı kaldı anılarım.Nedir içimizde ki hüsran;beklentilerin tortusu mu yada umudun yıkıntısı? Ne farkaderki işte adı hüsran, saklandıkça sobelendiğimiz,sinsi bir ebe saki sırıtan arsız …Yeterinden az mı ki duygularımız yada yeterin den fazla mı kurgularımız..? Neden yeterince sevemiyor anlaşılmıyor ki sol yanımız..? Kim bilir kaçkere daha natamam inşalarda yapıp yıkılacağız ,kim bilir kaç kere daha yok oluşlarda çabalayacağız… *Bu gün yalnızlığımı oyaladım Poll Yanna oyuncaklarımla,biliyorum yetmedi ğülüşlerim, hala ağlamaklı biraz gözlerimama susun sakın söylemeyin az biraz oyalansın, geçicide olsa bu gün bebekçeyim…Nasıl olsa mecburen büyüyecegim sadece bu günlük ebe benim…rahat bırakın çocukluğumu sobeleyeceğim ki yarın büyüdü dediğim benliğim rahatça gülerken,ağlasın düşlerim…çok geç kalmış gibi ama vaktinden erken umudumu bileyeceğim. *Bu gün yalnızlığımı sevdim gizlice usul dokunuşlarla,sarıldı anladı ağladı her dokunuşumda sessiz hiçkırıklarla bağırdı” neden” dedi cevap veremedim,neden sevemez sevilmez insan,nedenini neden bilmez dedi sessiz kaldım… gülümsedi yaşlı parlak gözleriyle,o da bana sarıldı. Üzülme sakın sevmeyi bilmek sadece yetersiz ;seveni bulmak zordur gönülden dedi kulağıma ”o da zaten sende saklı çıkar onu ortaya”… *Bu gün yalnızlığımı tekrar yıkadım gözyaşlarımla, temizlendi sakin sessiz masum bir sığıntı gibi ama gururlu, göz yumuşu sadece boyun eğiş değil yakarıştı sanki yarı sitemkar yarı destekkar.Yanındayım artık desteğin benim der gibi kıvrılıp sokulu verdi ne çare biz bizeyiz artık, bir kabulleniş mi bu yengiyi yoksa inkar ediş mi çaresizliği bilinmez…yalnızlığı basıp bağrıma yıkandık usulca gözyaşlarımızla…yalnızlığım ve ben artık kaldık baş başa…
Meltemce:)

Anneler günü

karzu | 13 May 2007 21:37

Bütün annelerin ANNELER GÜNÜ kutlu olsun.Onlar herşeyin en iyisine ve en güzeline layıklar.Annelerimizin değerini onlar hayattayken bilmeliyiz.Şunu unutmamak gerekir ki,kimse bizi onların sevdiği kadar sevemez.Biz ne yapsak da,ne kadar kötü olsak da,aramasak,sormasak da onlar bizi daima severler.Onların sevgisi karşılıksızdır.Annelerin kıymeti anne olunduğunda daha da çok anlaşılıyor.Meğer annelik ne kutsal bir duyguymuş.Dilerim Allah her kadına anne olabilmeyi nasib eder.
Bu güzel duyguları yaşarken bir yandan da içim buruk.Anneler gününü annesiz geçiren çocuklar var.Onlar için hayat ne kadar zor.Allah o yavrucakların yardımcısı olsun.Dilerim hiçbir çocuk anasız-babasız kalmasın ve hiç bir annede evlat acısı tatmasın.
Bedirhan Gökce’den dinlediğim bu şiir beni her defasında çok etkliyor.

Yalnız Bir Kadın Olmak…

hypatia | 09 May 2007 09:40

Bu gece, kulağımda ki “Camdan Kalp” şarkısının hüznüne, mail kutuma gelen Sayın Ahmet Altan’ın yazısından bir alıntının, kalbime verdiği sızı eşlik ediyor.

Gözler, tüm gerçekleri söyleyen ve baktığınızda acı ve mutluluğu görebileceğiniz, duyguların saklanmasının en zor olduğu yerdir. Hele ki bir kadının gözlerinde…
Zihnimin kabul ettiği tek gerçektir, mutlu ve mutsuz kadını gözlerindeki ışığın ele verdiği. Mümkün değildir ki sevgiye doymuş bir kadının gözlerinin içinin parlamaması, şevk ve heyecan dolu olmaması, enerjisi ve kahkahası ile gururla gezinmemesi. Ne acıdır ki, sevgiye hasret bir kadının gözlerinin feri sönmüştür. Bakışları donuk ve hissiz olabilecek kadar tepkisizdir. Tüm heyecan ve isteklerini yitirmiş, ertelemiş ve hatta unutmuştur. Amaçları da, kendi ben’i gibi kaybolmuştur. Sadece ve sadece yaşamın gereklerini yerine getirmek için hareket etmeye başlamıştır. Kırgın ve kırılgandır. Artık yıkılmış umutlarını bile hatırlamamaktadır.

Sineğin Ölümü..

khun | 04 May 2007 17:50

Vızıldayıp duruyordu, koşup spreyi getitdim, cama takıldığında fısladım. Yere düştü, bir süre daha vızıldadı, sonra sesi kesildi.

Onu öldürdüm. Ben bir katilim.

Daha önce de öldürmüştüm, sinekleri, karıncaları, arıları, balıkları, hatta hamamböceklerini, ben soğukkanlı bir seri katilim.

Fakat bu sefer farklı.

Elektrikli süpürge vakumladı, tozlara karışıp gitti cansız kalıntısı.

Peki ya canı, o nereye gitti?

Belki bu cinayetle tüm tarihi değiştirdim, buna hakkım var mıydı? Fazla değil belki sadece on sene sonra sırf bu yüzden insanlık korkunç felaketler yaşayacak.

DIRDRAJE!

| 10 April 2007 18:10

Dün gece İstanbul’un çok “lüks” bir semtinin yamrı yumru kaldırımlarında popomu koyacak bir avuçluk yer buldum.
Pek meşhur italyan modacıların adını taşıyan devasa güneş gözlükleriyle ruhlarını örtmeye yeminlilerin gözbebeklerini seçemesem de, gelen geçenin şaşkın bakışlar attığına emindim.

Ruh tartan tartımı bisküvi kartonlarından devşirdiğim kaideye itinayla yerleştirdim.
İşin çığırtkanlık boyutunu “lansman” etiketiyle kaplamaya hazırlanırken, “mekap” ayakkabılarımın burnuna arsız kedi edasıyla kırış kırış bir kağıt parçası yapıştı.
Aldım elime. Bir prospektüsmüş. Okumaya başladım.

ölümsüz duygulara sahip olmak

beyrek | 23 March 2007 20:46

Ben ölümsüz duygulara sahip olmayı hem öğrendim hem de öğrettim. Bazı insanlar sevgi, aşk vb. duyguları şaka gibi görmenin yanında, onlara göre bunlar hayatta yapılmaması gereken şeylerdendir. Ama ben düşündüm de eğer birilerine karşı aşk, sevgi ve saygı duymuyorsak hayat boş ve önemsiz gelir insana. eğer hayattan birşeyler bekliyorsak ve aklımızda bir boşluk yoksa sevmeye, aşka kendimizi bırakmalıyız. Bu sayede belki içimizde bazı şeyler ölümsüzleşebilir. o zaman insan kendini ölümsüz hisseder.

ölümsüz duygulara sahip olmak

beyrek | 23 March 2007 17:17

Ben ölümsüz duygulara sahip olmayı hem öğrendim hem de öğrettim. Bazı insanlar sevgi, aşk vb. duyguları şaka gibi görmenin yanında onlara göre bunlar hayatta yapılmaması gereken şeylerdendir. Ama ben düşündüm de eğer birilerine karşı aşk, sevgi ve saygı duymuyorsak hayat boş ve önemsiz geliyor insana. Bence eğer hayattan birşeyler bekliyorsak ve aklımızda bir boşluk yoksa sevmeye, aşka kendimizi bırakmalıyız.Bu sayede belki içimizde bazı şeyler ölümsüzleşebilir ve o zaman insan kendini ölümsüz zanneder.

smilesiz yazmam abi!

asiti kacmis kola | 09 March 2007 13:15

1001 surat
1001 surat

konuşmanın yerini alan sanal sohbet platformları duygularımızı da aldı ellerimizden.
komik bir söz duyuyoruz, basıyoruz gülen smileyi.
çok kötü bir haberde kullandığımız tek şey ağlayan smile oluyor.
kafamız mı karıştı söylenenlerden dolayı? al sana şaşkın smile.
birisi resmimizin güzel olduğunu mu söyledi? işte huzurlarınızda utanan smile.
bu sarı duygu ikonlarına çok şey borçluyuz sanırım.

Tükürük

pilli pati | 26 February 2007 21:35

Ağlamakta olan küçük kızın elinden tuttu. Değişen pek birşey olmamıştı, belki biraz kanayan yarasına merhem olmuş, içindeki acıyı bastırmıştı. Durdu, düşünmek için… Fakat başaramadı. Kız hala çılgıncasına ağlıyordu. O’na kaç yaşında olduğunu sormak istedi fakat vazgeçti. Bu konuşmayı sürdürecek gücü ve varacağı bir sonucu da olmadıktan sonra neye yarardı, bu soru çıkmazları? Tükürdü, beyninin tam ortasına, bu yüzden…

Küçük kızın beynine tükürdü…

bu bir pilli patisözüdür!

MARJİNASTRAL!

koza 68 | 09 January 2007 13:08

Kediniz amansız hastalığın pençesinde,yumuşacık patilerinde derman kalmamış, sizden hayat dileniyor…
Kedicik lösemi…
Üzgünsünüz !…İnsanları da haberdar edip,acınıza ortak etmeye çalışıyorsunuz…

Ardından,klavyenin başına geçip, sermayesi tükenen yazarlar gibi , aşk fantezilerinizi anlatıyorsunuz!…
Yav! İnsan ne kadar profesyonel olursa olsun “kedisi” ölüm döşeğindeyken aşkı,meşki düşünür mü?…
Adam, Ankara’ya gelmiş;Bir güzel sevişmiş hatun,ama adam arada bir yerde başka bir hatunla evlenmiş,ikisini de sessiz sedasız götürüyormuş…

Kıymetli “yazarın” aşkı öyle yüce ki “ olsun, o beni öylesine iyi götürüyor ki, o karıya asla yar etmem keratayı , avucunu yalasın kaltak” gibisinden tehditler savuruyor…