bildirgec.org

düşler hakkında tüm yazılar

Çeker mi dersin?

pillibebekkuyuda | 03 March 2011 20:46

”Het is gekrompen tijdens het wassen.”

Bu cümleyi aşkımız için kurdum, büyük bir ihtimalle anlayamayacaksın. ”Yıkanınca çekti” demek..
Geçen gün harika bir hırkamı çamaşır makinasına attım. Farketmeden açmışım düğmesini. Yıkandıktan sonra çekmiş, çocuk hırkası olmuş. Çocuğum yok ki giydireyim. Sağından solundan çekiştirdim olmadı, ağlamak istedim. Eskisi gibi giyemeyeceğimi anladım, yeniden düştüm yollara, aynısını almak için.. Bulamadım.

Aşkımız gibi.. Biliyorum ki, bulamayacağım ya da aldıklarım yakışmayacak üzerime, emanet gibi duracak. Aşk da yakışırmış insanlara, yeni kavradım.

Gerçek

Chat Noir 1 | 19 February 2011 19:37

Sen gerçekten o musun?
Mutluluğa koşan yol.
Sen gerçekten o musun?
Düşlerin ışık tuttuğu.
Lütfen yürümeme izin ver.

Güliz Ardilli / İstanbul / 1998

Kristalin Düşleri

Chat Noir 1 | 18 February 2011 13:58

Mum yakıp gecenin karanlığında hayal ettim seni.
Bana baktığında gözlerindeki ifadeyi,
Gülümseyişindeki gizemi, sesindeki sevgiyi,
Dayanılmaz oldu bu ayrılık çok özledim seni.
Hiç olmazsa bir kere öpseydin beni.
Söyleseydin beni sevdiğini.
Yıldızlara bakıp karanlık zindandan, düşledim seni.
Zannetme ayrıldım sevmediğimden seni.
Artık zehir etme hayatımı düşün bir de beni,
Seni ne kadar çok sevdiğimi.

Güliz Ardilli / İstanbul / 10 Mayıs 1998 Pazar

kayıp analizi

astral | 21 March 2010 10:36

http://img267.imageshack.us/i/93563767lf2.png/
http://img267.imageshack.us/i/93563767lf2.png/

Kayıp ilanı…

Kaybet beni: Kör tuzaklara bağla bedeninde, ruhunun ilmiklerinde yine sen olarak kaybolmak istiyorum. Dünden ve öte’den önce. Ben hiç olmamış-ım gibi. Kaybolmuştum, seninle; biliyorum.

Kayıp düşler. Kaybolan düşler mi? ‘Gel keyfim gel!’ Kaybolduğumuz için mi düşlerimizi kaybettik? Birlikte mi kaybolduk? Kaybolmamıza birlikte olmak mı sebep oldu? Sebebimiz birlikte olmak mıydı? Sebeplerimizi kaybettik mi? Ya da sebeplerimizi dahi kendimize saklayamadığımız bir yerde miyiz?

Çizgiyi Aştığında Zaman

Colpadan | 11 November 2009 17:34

Geçmişi düşündükçe içim sızlar bazen
Ah o eski şarkılar, gençlik ve aşk
Özlemle baktığımda nostaljiden
Dindirmez hüznümü mercanköşk

“Tünel”

ashg | 29 April 2009 10:02

Düşler” – “Tünel”

Akira Kurosawa’ın “Düşler”inde üçüncü dördüncü hikaye olan “Tünel” bana göre bu sekiz hikayenin içinde insanı en çok etkileyen film. Kısaca bir tünele giren ve orada ölümünden sorumlu olduğu başka askerlerin hayaletleriyle karşılaşan bir askerin tünelin sonuna varma çabaları anlatılıyor. Yönetmen bu filminde evrensel bir konuyu işliyor ama Japon değerlerini ve etkisini hissediliyor.

Film, ıssız bir yolda tek başına bir askerin görüntüsü ile başlıyor. Genel planlarla örülü filmde Kurosawa tablo gibi kadrajlanmış görüntüler elde etmiştir. Alacakaranlıkta karşına çıkan ve sonu görünmeyen tünele girmek üzereyken bir köpeğin ulaması ile asker gerilemeye başlıyor. Tünelden çıkan köpeğin üzerinde el bombalarının olduğunu görüyoruz. Köpekten korkan asker yavaş yavaş tünelin karanlığında yok olmaya başlıyor. Yönetmen konusunu hemen hemen aynı ölçeklerle anlatıyor: Orta ve Amerikan Plan. Kurosawa’nın ağır bir ritimle tünelin sonunu görmeden ilerleyen kamerası bizimde askerin tedirginliğini yaşamamıza neden oluyor.
Tünelin sonuna çıkan asker tünelden gelen ayak seslerini duyar ve korkuyla -ve büyük bir olasılıkla- köpeğin gelip saldırmasını bekler. Tüneldeki karanlıktan orada ölümüne tanık olduğu “Er” rütbeli Noguchi gelir. Askerin koyu ceset makyajından bir ölü olduğunu anlarız. Bu makyaj biçimi yönetmenin Japon öğelerini göz ardı etmediğini gösteriyor. Askerin ceset makyajı geleneksel Kabuki Tiyatrosu’ undaki figürleri andırıyor. Er komutanına gerçekten savaşta ölüp ölmediğini soruyor! Gerçekten öldüğüne inanamayan asker eve gittiğini ve annesinin onun için hazırladığı kekleri yediğini anlatıyor. Filmin dramatik olarak en etkileyici bölümü erin uzakta kalan ışıkları gösterip evine gidememe acısını anlattığı sahne. Ailesinin O’nu beklediğini komutanına anlatıyor. Noguchi artık savaşta öldüğünü kabul ediyor ama bunu ailesi asla kabul edemeyecek. Noguchi arkasını dönüp tünele doğru giderken komutanı O’nu uyarıyor ve son kez erin kendisini selamlamasını istiyor. Er Noguchi tünele girdikten sonra uygun adım gelen bir grup askerin ayak sesleri duyulmaya başlıyor. Komutanın önene kadar gelip O’nu selamlıyorlar. Bölüğün çavuşu, komutana üçüncü müfrezenin kayıpsız döndüğünü söylüyor. Komutanın şaşkınlığı ve üzüntüsü film içinde en yakın ölçeklerden biri ile ile bel planla anlatılmış. Komutan üçüncü müfrezenin yok edildiğini ve hepsinin savaşta öldüğünü askerlere yüksek sesle anlatıyor. Tüm müfrezenin ölümünden kendinin sorumlu olduğunu itiraf eden komutan nasıl esir düştüğünü ve ölmeyi ne kadar çok istediğini anlatıyor. Dünyaya tekrar gelmelerinin hiçbir şey kanıtlamayacağını ve dönmelerini istiyor. Filmin ana metaforu tünel iki boyutu birbirine bağlayan bir kapı gibi düşünülmüş. Komutan tünelin karanlığına girmeyen üçüncü müfrezeyi yine emirle göndermek zorunda kalıyor. Müfreze tünelde ilerledikçe derinlerden marş duyuluyor. Askerlerini son kez selamlayan komutan olduğu yere yıkılıyor. Köpek tekrar tünelden çıkarak komutana hırlıyor.

HAYAT

gulsey | 15 April 2009 13:34

BANA BUGÜN NERDESİN DİYE SORSALAR ,
HİÇ BUGÜN OLMADI DERİM ONLARA…
NEDENLERİ NASILLARI BIRAKTIM PERVASIZCA,
BUGÜN GÜNEŞ DOĞMADI ODAMA.

HERŞEY BOŞ ANLAMSIZ KOCAMAN BİR HİÇ
GÖĞE DOĞRU ELİMİ UZATIYORUM.
ÇOCUKLUĞUM GELİYOR AKLIMA,
KURDUĞUM ÇOCUKÇA HAYALLERİM…

ADAM OLACAĞIM HEMDE EN AFİLLİSİNDEN
GÜZEL BİR HAYAT VE TABİ Kİ ÇOCUK,
BABAMIN AYNISINDAN ADAM GİBİ BİR YUVA
HEP GÜLECEĞİM KAYGISIZ TASASIZ

NERDESİNİZ ŞİMDİ HADİ GELİN DÜŞÜME,
BÜYÜMEDİM BÜYÜYEMEDİM İSTESEMDE
YÜZÜMDE ÇİZGİLER YER EDİNMEK İÇİN KAPIMDA
AYNAYA HER BAKTIĞIMDA ARSIZCA…

Sinemada Faşizmin Tarihçisi…

| 30 January 2009 10:37

resim:profile.myspace.com
resim:profile.myspace.com

Bernardo Bertolucci (16.03.1941- )
Bertolucci, yazar ve sinema eleştirmeni Attilio Bertolucci’nin oğlu. Parma’da dünyaya gelen ve babasının izinden gitmeyi düşünen genç Bertolucci, edebiyat fakültesine yazıldı. Üniversiteye devam ederken yazdığı “Gizem Arayışında” adlı şiir kitabı ile 1962 yılında önemli edebiyat ödüllerinden olan Vieareggio ödülünü kazandı.

Bertolucci ilk yönetmenlik denemesini, 1961 yılında tanıştığı Pier Paolo Pasolini’ye ‘Accatone’ (Dilenci-1962) adlı filmin yönetiminde asistanlık yaparak gerçekleştirdi. Bu işten sonra 22 yaşındaki Bertolucci, yönetmen olmaya karar verdi ve üniversite tahsilini yarım bıraktı. Aynı yıl içinde tamamladığı ilk yapıtı, ‘La Commare Secca’ (Sıska Vaftiz Anası-1962) adlı filminde bir fahişenin öldürülmesi olayını anlatan Bertolucci; bu filmi amatör oyuncularla çekti.

Yönetmen, ikinci filmi ‘Prima Della Rivoluzione’ (Devrimden Önce-1963/64) ile eleştirmenlerin ilgi noktası oldu. Bununla beraber kendi çevresinden kurtulmayı başaramayan, orta sınıf bir gencin öyküsü seyirciler tarafından tutulmadı ve Bertolucci parasal sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. Ünlü yönetmen, sinema çalışmalarına bu sebepten ötürü dört yıl ara verdi.

Faşizme karşı 1969-1970 yıllarında çevirdiği iki filmle Bertolucci, İtalyan faşizmini irdelemeye başladı. ‘La Strategia Del Ragno’ (Örümceğin Stratejisi-1969) adlı filmin konusu: Babasına bir faşizm kurbanı olduğunu ve siyasal geçmişinden dolayı öldüğünü düşünerek tapan bir oğul, onun bir hain olduğunu öğrenir. Bertolucci, burada ince ince hesaplanmış bir anlatım yöntemi kullanmıştır. Alberto Moravia’ nın romanından uyarlanan ‘II Confarmista’ (Konformist-1970) adlı filmi ile Bertolucci, kendi ifadesine göre “Faşizmi burjuvazinin bir hastalığı olarak” tarif eder.

Boşver………

| 13 November 2008 17:25

Dizeler de herşey çok güzel.
Sevgi, aşk, tutku, çoşku…
Mutluluk, hüzün vs…
Yaşantıdan acı gerçekler,
Boşver yaşa…

Düşünceler de herşey çok kolay.
Gülmek yada gülmemek,
Başarmak yada başaramamak,
Sevmek, sevilmek yada aldanmak,
Boşver yaşa…

Hayaller de herşey çok daha güzel.
İstek, arzu ve düşler.
Kavuşmak yada kavuşamamak,
Aşmak yada aşamamak,
Boşver yaşa…

Gerçekler de herşey çok daha ağır.
Yaşamak yada yaşamış gibi yapmak,
Görmek yada görmemezlikten gelmek,
Ölmek yada ölmemek,
Boşver boşver yaşa…

düşlerimde düşlediğim düş

furkan iren | 02 November 2008 10:18

düşlerimde düşlediğim düştür
yinede varolmak sebebim her vazgeçişimde hayattan
tutunduğum, kopamadığım o son bağ
tek vazgeçmeyiş nedenim yaşamaktan
zerre kadar umut kırıntısı içimdeki
yüreğimi sıkıştıran arka sokaklarda
sessizce kelimelerle, usulca acımasız
sen misin?
yoksa
benim sevdiğim umarsızca

kenarda kayıp bir adam
aynaya baktığımda her sabah gördüğüm
benliğime yabancı o suretin,
düşlerinde düşlediği düşü
gerçekliğinde bir türlü bulamayan
ve o gerçekliğinde bulamadığı
düşe hep olacakmışcasına inanan
kenardaki kayıp adamın
o yitirilmiş yaşantının
yitiş nedeni
yoksa
sen misin?