bildirgec.org

dur bir hikaye anlatayım hakkında tüm yazılar

Kredi’nin Kabusu

falan | 03 June 2005 22:15

Sen Aryo ben Jeyn

Esas kız kredi kartlarını köpürtmüş tüketemeyesice durumuna gelmiştir… velakin gece rüyasında hala carfurup harman savurmakta bu harmanlar ekstrelere yansımaktadır… gün boyu ek işler çeviren kız uyumaktan ürker gofret kıvamında iken esas oğlan gece rüyasında bir banka soyup ekstrelerı öder, ekstraları da bi şekilde herşey dahile çevirirler.

Fahgettaboudit

contravener-hafif | 18 February 2005 18:03

“forget about it” güvenlik Latin Amerikalıların, İspanyolların Fahgettaboudit diye yanlış telaffuz ettikleri ve çok sık kullandıkları bir deyim. Hiç uğraşma, bırak boktan, çok güzel, gözüne hiç görünme, arkasını düşünme, ona kaldıysa yandık gibi bir sürü çelişkili anlamlara sahip.

Fahgettaboudit ayrıca bisiklet ve motorsiklet için zincir ve kilit üreten Kryptonite’ın, Manhattan’ı da kapsayan, (çoğu marka kapsamıyor) 3500 dolar teminatlı serisin adı . Zira 8 milyon kişinin yaşadığı Manhattan’da bisiklet çalma işinden ekmek yiyen insanlar var. Seyyar matkaplar, sıvı nitrojen spreyi freonlar, motorlu testereler bu meslek grubunun teçhizatlarından bazıları.

2

2 | 13 June 2004 12:37

145111078, 145111077, 145111076…

Einstein, zamanın eğimli yada bükümlü olabileceğini söylerdi. Ne demek ki eğimli yada bükümlü olması? Benim için zaman zamandır. Saate bakar anlarım.

145111072, 145111071, 145111070…

Hızlı yaşamak. Yada hayatı ağırdan almak. Bunların arasındaki fark ne? Entellektüel söylemlerden çok da farklı görünmeyen bu gibi terimler, detayda değersiz olabilirler. Yada tam tersine.

145111067, 145111066, 145111065….

Kaptanın seyir defteri.. yıldız tarihi 1.2GK1435… Einstein’ın dediği gibi, aslında her bir insan farklı bir zaman diliminde yaşamakta. Nasıl mı? İki tane atom saatini ele alalım. İkiside aynı süreye kurulu. Birini odanıza koyun, ötekini bir boeing’e yerleştirin. Bir süre sonra farkedeceksiniz ki sizin odanızdaki saat geri kalmakta!!! (Bu denenmiş ve kanıtlanmış bir eylemdir.) Ama nasıl?

2

2 | 12 June 2004 17:11

145131805, 145131804, 145131803, 145131802 “ben o yüzdenin küçük tarafındayım.”, “Elvan, dünya rekoru kıran ilk Türk atlet olarak tarihe geçti”, 145131793, 145131792, 145131791, 145131790.. “İstanbul beni kusmanı istiyorum,..”, “Türkiye 18-20 ay önceki Türkiye değil”, “Günlük yazarı, günlüklerinden dedikoduya, gereksiz sözlere yer vermek istemez.”, 145131789, 145131788, 145131787, 145131786.. “Laikçi anlayış demokrasi karşısında gücünü kaybediyor”, “anlatmak isteyip de anlatamayan değil de hiç bişey anlamayan olmak”, 145131781, 145131780, 145131779…

2

2 | 11 June 2004 15:42

Düşünelim,

1 dakika eşittir 60 saniye. 1 saat eşittir 60 dakika. Yani 3600 saniye. Bir gün eşittir 24 saat. O da 86400 saniye. Eksi ortalama 8 saatlik uyku, kaldı 57600 saniye. Bir haftada 403200 saniye. Bir ayda 1.728.000 saniye. Bir yılda 20.736.000, ortalama bir insan ömrü,(40 yıl) 829.440.000 saniye. 20’li yaşlardaysak, ölüme, 414.720.000 saniyemiz kaldı.

Bu yazdıklarımı okurken geçen süre ortalama 5-10 saniye. Yani 414.720.000 milyar saniyeden hemen 10 saniye çıkartabilirsiniz. Artık 414.719.990 saniye kaldı geriye. Ve her an bu rakamdan bir saniye daha çıkartabilirsiniz.

gokten dusen uc elma

threewishes | 04 June 2004 23:06

bizim davulcu anlatti, davulcu dediime bakmayin 60 a merdiven dayamis, kimilerine gore eskilerden kim kaldi bi o be, kimilerine gore gormus gecirmis eski kulai kesiklerden, birilerine gore bi tikilmedik kulak arkasi kalan, benim de is olduunda, biraraya geldiimizde aazim acik anlatii herseyi dinlediim bi zat i muhterem…

anlatti, dinledim, aktariyorum…

beyolu cicek pasajinda bi avare varmis seneler once, vita kutusunu bukup darbuka yapmis cikkidi cikkidi calarmiiss, yirtik pirtik giysileriyle hem de… benim davulcu da alemlere akan bi delikanli o zamanlar, o zamanlar dediim herhal ben diim 30 siz diin 40 sene once…bu adama avare denmesinin sebebi avaremuuuu na na na naaaa diye donemin en meshur filminin muziini calip soylemeseymis

Öykü yazdım gibi ,sanki,herhalde,galiba,sanırsam…

denizhayaleti-hafif | 22 May 2004 15:42

Bir tac takıyorum başına harflerden oluşan. İşte küçük bir öykü başına : 10 yıldır şeker hastasıydı.Şekeri çok seviyordu ama mecburen yememek zorundaydı.Şayet yerse ölebilirdi.Hep dikkat ediyordu bu nedenle yedigi şeylere. Karşılarında oturan komşuları bagdan üzüm getirmiş üzüm satıyordu. Canı çekti bir kilo aldı. Eve getirdi.Sular kesikti.Kalan bir tas suyla üzümleri yıkadı. Sonra balkona oturdu.Üzümleri yemeye başladı.Yedikçe yiyesi geliyordu insanın bir tane bir tane daha …. Derken aldıgı tüm üzümleri yedi ama canının istedigi geçmemişti. Aklından hiç çıkmıyordu nereye baksa üzüm,üzümler…..Komşuları hala üzüm satıyordu.Üzümleri görmemek için içeri girdi.Ama hala canı üzüm istiyordu.En iyisi ablama gideyim dedi ve evden çıktı,ablasına gitti. Canı artık üzüm istemiyordu.Ablasıyla havadan sudan konuştular.Sonra ablası. -Balkona çıkalım , serin ‘dedi. Balkona çıktılar. Sonra ablası meyve tabagında üzüm,elma… getirdi.Kendini tutamadı.Zaten zor zar katlanıyordu.Yine kendinden geçti…. Derken bir baktı üzümlerin hepsini yemişti.Sonra elma yedi ve ardından buz gibi bir karuz.Yahu bir şey olmuyormuş dedi kendi kendine.Artık hiç takmıyordu yedikçe yiyordu. Bir süre sonra bıkkınlık geldi.Terlemeye başladı.Ablasıyla beraber içeri girdiler belki havadandır diye… Ancak geçmedi.Rengide degişmişti artık kapkara olmuştu.Yatagın üzerine yıgıldı.Kardeşi tansiyonundan şüphelendi çünkü ailede herkezde yüksek tansiyon vardı.Sonra bir tanıdıgın arabasıyla acil servis’e götürdüler Doktor kan testi istedi.. Sonuçlara göre şekeri 600 çıkmıştı.O gün hastahanede yattı.Görünürde hiçbir şeyi yoktu.Bir şikayeti vardı.Sırt üstü yatamıyordu.Doktor böbreginden şüphelendi ultrasona gönderdi onları.Sonuç tahmin ettigi gibiydi: böbrekleri iflas etmiş.. Ardından üresi fazla yükselmeden kateter ameliyatına aldılar.Artık dializ hastasıydı ölünceye kadar haftada 3 gün boyunca günde 4 saat dialize girecekti……………… KÖTÜ OLMUŞ OLABİLİR Kİ MUTLAK… öykü dalından havalanıp şiir dalına konuyoruz şimdide Kimi zaman neşelendigin, Kimi zaman hüzünlendigin, Ama illede oynamak istedigin, Bir oyundur yaşamak dedigin, (ulan redif uyak, manyak!) *****denizhayaleti*****

Kalemle Kağıt

mykil | 19 May 2004 00:54

Kalem dedi, kalem düşüncelerin ta kendisi… Hepsi ondan çıkmıyor mu ? Kalemle, kağıdın teması değil miydi yüzyıllardır insanları kendine bağlayan fikirleri bulan, onları öldüren, kimilerini yaşatan. Bir karalama, bir imza, bir nokta ve bazen bir kalemin kırılmasıydı insanların hayatlarını değiştiren. Bir mektupta gizliydi tüm aşk hikayeleri ve yine kalemle kağıdın dansı anlatırdı herşeyi. Keramet kalemde miydi yoksa kağıtta mıydı? Kağıt hep boş beklerdi, kalem olmasa duygularını dökemezdi belki de. Ama kalem bazen duvarlarda, bazen sıralarda bazense kirli bir araba camında ortaya çıkardı. Bazen buruştururlardı kağıdı, bir kenara atarlar, kalemle kağıdın dansı yarım kalırdı. Kimi zaman alalacele dans ederlerdi, yaz yağmuruyla toprağın dansı gibiydi bu, çabuk, içten ve derinden…

bruce almighty i

fönix | 18 May 2004 03:04

seyredenler hatirlayacaklardir, tanri lotodan büyük ikramiye kazanmak isteyenlerin dilegini kabul eder ve sonunda büyük ikramiye 17 -miktar böyle birseydi- dolar olur… eveet, gelelim konumuzla alakasina…türkiyede herkes milyoner ve milyarder olmak istedigi icin de tanri herkesi milyoner ve milyarder yapmistir, ama o parayla alim gücü var midir, bu tanrinin isi degildir iste… tabii her yükselisin bir de düsüsü vardir, ocak 2005 de artik milyoner ve milyarderlerin sayisinda mühimce bir azalma olacaktir… alim gücü milyonlarimizdan, milyarlarimizdan daha mi degerli olacak peki??? ee bu sefer de isi tanriya birakmali bence, o ne yapacagini iyi biliyor, en azindan espri zekasi süper:))

Bang for the buck

contravener-hafif | 07 May 2004 22:05

Overclock diye bir olay var. En yaygın uygulamasıyla anlatmaya çalışırsak; “bilgisayar işlemcisinin çarpanıyla ve/veya bus hızıyla oynayarak genel performansı veya bilgisayarın hızını arttırmaya çalışmaktır” diyebiliriz. 12×100 1200MHZ olarak özetleyebileceğimiz bir işlemci hızı hesabında; 100 tüm sistemin hızını, 12 işlemcinin çarpanını belirtiyor. Bu ayarlarla oynamak, işlemcinin kaldırabileceğiyle sınırlı bir güç artımına olanak veriyor. İşlemciler arasındaki fiyat farklarını ve bazı durumlarda tüm sistemin yenilenme ihtiyacını göz önüne alırsak, overclock’un neden düşük bütçeli, gözüpek kullanıcıların ilgisine mazhar olduğunu anlayabiliriz.