hepsi yanağımdan makas aldı
o kadar mı tatlıydım ben?
babamın esaleti, annemin pamuk teni
dedemin gülüşü ve daha nice benzetmeler
bir kez olsun uzun uzun sırtımın üstünde yatamadım
annemin pamuk göğüslerini emmek de hoş
kucaklar da hoş ama o kadar pahalıya alınan
beşiğim hep boş.
en huzurlu beşik benim için elbet annem
ama dedemin de tadı baska, azizlik var orda
hem onun da göğüsleri var annem gibi
birkaç kez yokladım ama dedem tip tip baktı
sonra beni küsmüş gibi anneme uzattı
annemin tadı hergün degişen beyazlarından içtim,
rengi aynıydı ama tadı her gün farklıydı.
babam biraz farklı bana göre
beni fazla gıdıklamaz ama saklıyor sevgisini sanki
ben de ona inat ilk önce “anne” dedim
sonra dede diyecektim ama alınmasın diye baba dedim.
dedem de benim gibi ilgi bekliyordu sanki
ama hesapta olmayan ben onu ikinci plana itmişti
hatta babamı da ikinci plana itmişti ama
annem işini biliyordu doğrusu.
geceleri beni dedemin yanına taşıdıktan sonra
acaba neler oluyordu merak ediyorum
birkaç kez geleneksel çağrımı yaptım ama anlayamadım hiçbirşey.
babam yanakları al al geliyordu yanıma, annem de nefes nefese
biraz kucak dansıyla kandırdıklarını sanıp
beni dedeme tekrar havale ediyorlardı.
dedemin sırdaşıydım aslında
yavaş yavaş aramızda bağ oluştu.
bana söyledilerini anlıyordum sanki
beni de gördüğü için mutluydu ve yanımda huzurluydu.
çoğu dostu torununu göremeden gitmiş, bana öyle dedi o gün
nenem de öyle gitmiş, nenem kimdi acaba nasıl birşey aklıma takıldı?
neneme uzun uzun anlatacakmış beni, yakın zamanda yanına gidecekmiş gibi.
annem işine gitmeye başlamıştı artık, fazla göremiyordum onu
ilk yürüdüğümü de dedem gördü sonuçta, beni havalara zıplattı mutluluktan.
gündüzleri birlikte şekerleme yapıyorduk artık, herşeyimiz birdi
bir kere rüyamda yukardan boşluğa düştüğümü gördüm.
yürümeyi yeni öğrenmiştim uçmak neyime benim,
öylece havada süzüldüm.
içimin basınçtan büküldüğünü hissedince kendimi birinin kucağında gördüm
gözümü açtığımda dedem gülerek beni tutuyordu kollarında, ben ise ağlayarak sızlanıyordum
beni anneme uzattı, içimdeki ateş sona erdi ve uykuya daldım tekrar
yeniden uyandığımda dedemin koynundaydım.
belli ki babam emiyordu annemin pamuk göğüslerini bu sefer.
bir kez yakalamıştım babamı,
benden daha profesyonelce annemin göğüslerini emiyordu.
benim onları izlediğimi görünce, dedemin kucağına tayinim çıktı tabi
o gece başka bir düş gördüm uzun bir aradan sonra
ilginçtir dedemi kucağıma almışım onu sallıyorum
koskoca tosun adam benim kollarımda
düşümde görsem inanmam diyeceğim ama zaten düşümdeydim.
sonra kollarımın arasından kanatlanıp göğe doğru uçmaya başladı
dedeme beni de almasını söyledim ama beni duymadı parlak ışığa doğru kanat çırptı, gitti.
uyandığımda bunları anlatmak için dedemin de uyanmasını bekledim
bekleye bekleye bir hal oldum, ne bir horultu ne bir tepki geldi tosundan
ardından annem geldi, beni ordan uzaklaştırdı hemen.
yüzüme damlalar geliyordu bir yerden, annem sanki ağlıyordu.
babam telaşlı bir şekilde yanımızdan geçti,
annem beni pek kıymetli çubuklu bahçeme bırakıp iç odaya geri döndü.
hıçkırık ve ağlama seslerinden sonra
dedemin o çok bahsettiği dostlarının ve nenemin yanına gittiğini anladım.
dedemin kucağındayken onu kaybetmiştim, onu bir daha göremedim
bu olanlari anlatacak bir kardeşim yok henüz
anneme ya da babama anlatacak da dilim yok.
o yüzden sana anlattım dostum, kusura bakma sıktıysam seni
sen de rüya görüyor musun bilmiyorum ama
en azından yürürken bana eşlik etmeni isterdim
bir de saçlarımın senin gibi düz olmasını.
benimkiler dedeme çekmiş diyorlar ama o saçsızdı iyi hatırlıyorum
senin tenin de çok sert ve gözün hep açık, hiç uyumuyorsun.
neyse ben tuvalete gidiyorum, sıkıştım, yeni öğrendim zaten kendi kendime tuvalet yapmayı, bekletmeyim, altıma kaçırırım yoksa.
dedeme