bildirgec.org

doğru hakkında tüm yazılar

Beyefendilere haksızlık etmemek

makaleci | 23 February 2008 18:19

Kadınlar hakkında bilip bilmeden ahkâm kesene sinir olurum. Kadınlar şöyledir, şunu çok severler, kadına şöyle denmez muhakkak karşılığında böyle der…gibi!

Aynı şekilde beyefendiler hakkında da kadınların bazı tespitleri yapıp, neredeyse atasözü haline de getirip nesilden nesile aktarmalarına yani evlatlarına bu kalıplaştırdıkları cümleleri öğretmelerine de sinir oluyorum…Beyefendiler hakkında da bazı ön yargılara varmak ayıp, hoş değil. Bununla ilgili de güzel bir araştırma yapılmış iyi de olmuş…Kırılmak istenen kalıp cümleler şöyle;

Gerçek Nedir ?

omerserdar[pilli_silinen_hesap] | 09 February 2008 01:52

Gercek Nedir ? Hiç düşündünüz mü?
Gercek Nedir ? Hiç düşündünüz mü?

İnsanlığın başlangıcından bu yana sorulan ve henüz cevaplanamamış yegane soru: Gerçek nedir ?

Hepimizin zaman zaman kendimize sorduğumuz ve hemen arkasından hissettiğimiz ekşimsi tattan sonra cevabını bile düşünmeden günlük yaşantımıza devam etdiğimiz acayip soru.

Eski efsanelerde kahramanımız, büyük bir hazine için yollara düşer. Başından geçen nice badirelerden sonra hazineye ulaşır. Fakat bu hazine artık ona eskisi kadar çekici gelmez ve kendi içindeki gerçek hazinesini bulduğu düşüncesi onun en büyük dayanağı olur.

SEO Validator

eburhan | 31 December 2007 08:46


SEO Validator
isimli web aracı ile herhangi bir web sitesinin SEO kurallarına uyup uymadığını hızlı bir şekilde kontrol edebiliyorsunuz.

“URL” kısmına bir web adresi girin ve “Check if the document is SEO valid” butonuna tıklayın. İşte hepsi bu kadar.

özlü sözler

kadir yesilirmak | 29 October 2007 21:19

Ne zaman insanlar benimle aynı fikirde olsa, hatalı olduğumu düşünürüm. Oscar Wilde
Her zaman doğruyu söyle; ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın. Mark Twain
Hiçbir şeye sahip değilseniz hiçbir şey kaybedemezsiniz. William Shakespeare
Kimse sana senden iyi öğüt veremez. Cicero

Karanlık Odadan Mektuplar 2

kadirgunay | 16 August 2007 09:35

Kalıplaşmış hayatın ortasında geçmiş yaşamların kıyısında bulunuyorum. Geçmişimin batısında geleceğin doğusundayım istemeden. Yaşam ile ölüm çizgisi üzerinde gelecek ile geçmiş kavramlarının henüz olmadığı bir zaman dilimi burası. Ne yakın geçmiş ne de yakın gelecek var anlatımlarda. Hiç denilen basit bir nesne tanımı ile şey dediğimiz anlatım bozukluğu gibiyim. İstemeden gelişmiş olaylar dizisi var bende ve de hiçbir zaman yaşamak istemeyeceğim hikayelerim var elimde üçüncü bir kişi olarak…
Varsayılan bir kavram aslında herkesin bildiği gördüğü ama bir türlü çözmeye yanaşmadığı bir kavram. Hatalarım sorgularım var. Yanlışlarım üzerinde oynanmış küçük kalem darbeleri. Her üç yanlışım bir doğrumu götürmüş bu tekdüze hayatta. Bir insan var yakınlarımda konuştuğum ama anlatamadığım derdimi. Bir insan topluluğu var karşımda beni anlarken benim onları bıraktığım. Bir aile var uzakta soyut ve somut her şeyim ile beni bekleyen ve bir ben varım asla ne kendimi ne karşıdaki insanları anlayamayan…
Kendimi anlamadan insanları anlamaya çalıştım her defasında ve başarısız oldum. Anlamadan sevmeye kalktım yine yarı yolda kaldım. Her bir başarısızlık ilerisi için bir başarıdır deseler de benim her başarısızlığım ilerisi için hep sorun oldu. Ve bir gün tamam dedim anlamak için kendimi verdim. Bu sefer de anlayacak insan kalmadı çevremde. Artık günlük yaşıyorum hayatı. Bakıyorum gün sonunda eğer hala gözlerim açık ve başımı koyabildiysem yastığıma ve benim için yanan varsa bir sigara gerisi yalan olmalı…
Ve yine sabah kalktığımda değilsem başka bir mekanda bugünün zorlu sınavı başladı diyorum kendime gülerek… Aynaya gidip bakmıyorum. Elimi yüzümü yıkarken söylenmiyorum. Hayata artık gülemiyorum… Zorlanıyorum çünkü gülebileceğim bir durum kalmadı diyorum.
Yaşananlar yaşanacakların teminatı olmamalı gelecek geçmişin gölgesinde kurulmamalı… Sen de kendin için hep iyi olanı yapmalısın;
“Yalnız olduğunu unutmadan yaşamalısın…”