bildirgec.org

doğmak hakkında tüm yazılar

Son arzu..

pillibebekkuyuda | 04 October 2010 12:41

O’nun ”Neden bana doğumgünü yapmıyorsunuz?” dediği günden itibaren, her pazar gününü doğum günü ilan edişimi hatırlıyorum..Çoğu zaman yanında olamasam da her pazar evine gönderilmek üzere, 1 yıllık ödediğim pastane hesabıyla, tamıtamına hayatta kalacağı zamanı 1 ay fazlasıyla hesaplamıştım..
Mumları söndürdükten sonra, her defasında kahkahalar atar, çocuklar gibi kendini alkışlardı..Bayılırdım onu öyle mutlu görmeye..

Sevgili anneannem uzun zamandır yatağından kalkamıyor, bütün çocuklarının isimlerini unutuyordu..Hiçbir hastalığı olmadığı halde, zamandan dolayı yıkılan sağlam vücudunun göçünü izliyordum sessizce..Ansızın vücuduna saplanan ağrılarla başladı ölüm..Ruhu o kadar gençti ki, yaşamak, nefes almak istiyordu..Tam 35 yaşında eşini kaybetmiş, bir daha evlenmemek için yemin etmişti..Çok büyük bir aşkmış dedemle yaşadığı, ”yeryüzünde böylesi yoktur” derdi..Onun kadar şanslı olamayacağımı hissettirirdi bana anlattığı bütün hikayeleri..

Mış’lı, miş’li ..

admin | 06 February 2010 11:44

Sade Poğaça
Sade Poğaça

Sabah uyanmışım, mis gibi bir poğaça kokusu gelmiş burnuma, hemen gidip mutfağa bakmışım..Kimse sürpriz yapmamış, rüyamda kokuyu almışım..

Hemen yola çıkmışım, torbama doldurduğum ekmekleri yol boyunca, aç kalmış kuğu ve ördeklere atmışım.. Değirmene kadar yürümüşüm. O ne haşmetli dönüş..Ürkmüşüm, heyecana kapılıp eğmişim başımı, değmeyecek pervanelerinin altından geçerken..
”Don Kişot, haklıymış saldırmakla”, deyip gülmüşüm..

Hayat bu…

hoodly | 18 February 2008 00:27

Hayat bu… Doğarız, yaşarız ve ölürüz. Doğanın belli bir kuralı diyorlar bu döngüye. Kimimiz normal bir biçimde yaşarız bu döngüyü fakat bazılarımız beklenmedik, istenmeyen ya da doğduğumuzda bizimle beraber olan ve asla ama asla ölene kadar bizi terk etmeyecek bir takım sıkıntı/dert/hüzün/zorluk ile yaşamaya çalışırız.

hayat
hayat

Doğduk fakat bunun farkında değildik, ihtiyacımız olan şeyler olmadı mı oldu tabi ama biz bulmadık bu ihtiyaçlarımızı karşılayacak yolları. Çünkü küçücüktük bir de masumduk… Birileri bir şekilde hep yanımızdaydı. Büyüdük, büyüdük ve büyüdük… Okumayı bile öğrendik. İşte bu anlar bizim farkında olmaya başladığımız anların en başlarıydı belkide. Tabi ondan öncede aklımız fikrimiz vardı ama okullu olmuştuk ve öğreniyorduk, kendimizi geliştiriyorduk. Her gün hayat bizim için bir macera gibiydi belkide. Bazılarımız için belkide farklı bir anlam ifade ediyordu ama herkes için bir şekilde olağandı. Tek bir şey var ortak olan bizler için; hayat hayattır, başlar ve biter.

non am(m)ate

EUQON | 12 July 2007 12:56

Evo sunt periapilis nex squltam sederam. Nex adjero am nua para pequadetis ad sequitam.

Sex nunc audoraptis est aguilam. Baere quam nec ederis; moestas et errabunda(M). Loc venic æderis seqounda desideram. Nunc ot obernis admundo prequidam. Nunc et obser(L)is; pre guendo sequedam…

Thant thei proposta ex mind exicto fuerra. “Ave, atque Vale. Consummetum est Deo adiuvante. Contra Mundum; DE CORPUS VILE! Decunt catera. Hinc illae lacrimae(æ?)”. Na meate sedere? Nam amate equlibre(i) set ammatem venitei setsis amatem delibre. De qualibre me?..

Nos sent(s). Nos ammatem burrandi, illa(e) set amarate.

DOĞMAK

guddicini | 25 April 2007 13:53

Bazı şeyler de teknoloji aldı başını gidiyor.Ama bir bebeğin doğuşunda acaba ne kadar yol kat ettik.Tarlada,mağarada doğan bebeklerimiz az değil.Okulunu okumamış,eğitimini almamış köy ebeleri sayesinde,ilkel yöntemlerden dolayı hayata merhaba demeden göçüp giden bebelerimiz.Düşünüyorumda bizler gerçekten çok şanslıyız.Şimdilerde normal doğumu ?Sezaryanmı ? tabiki sezaryan ön planda nerdeyse normal doğumda kalmayacak.Ama ben bu videoyu izledikten sonra acaba hangisi diyorum