bildirgec.org

din hakkında tüm yazılar

Hadis Hadisesi (2)

kaankisisi | 09 June 2009 23:39

Bir önceki yazımızda (Hadis Hadisesi 1) geleneksel İslam anlayışında Kuran’ dan sonra ikinci kaynak olarak kabul edilen hadisler ve en geçerli hadis külliyatı olan kütüb-i sitte’ den bahsetmiş, bu külliyatın önemli bir parçası olan Sahih-i Buhari’ nin yazarı Buhari’ nin kendi ağzından “1 Milyon hadisi nasıl ezberlediğini(!)” , “1 Milyon hadisi 40 yılda nasıl derlediğini(!)” çözmeye çalışmıştık.

Hadis mevzusunu deşmeye devam edelim…

Buhari’ nin kendi “itirafına” göre, tek tek derlediği 1 Milyon hadisten, 7 binini kitabına koymuş, diğerlerini “sahih” yani güvenilir olmadığı gerekçesiyle “çöpe atmış”…

Müzik Aşkıyla Kör Olan Deha : Johann Sebastian Bach

nacak | 09 June 2009 10:29

21 Mart 1685‘ te Almanya’ nın Eisenach kasabasında doğar. Alman klasik müzik bestecisi ve orgcusudur. Barok tarzında eserler icra edip, bu tarzı zirveye taşır .Bach’ ın aile fertlerinin büyük çoğunluğu müzikle ilgilenir. Kimisi org çalar, kimisi koro şefliği, kimisi saray müzikçiliği yapar. Vitus Bach, oğlu Hans Bach (çalgıcı lakabıyla bilinirdi , ailenin asıl ceddi) ve Christoph Bach (Mozartın uslubunu hazırlayanlardandır) Bach ailesinin ünlü müzisyenlerinden. Bu ailenin tarihi Orta Almanya’ nın Thüringen eyaletine kadar uzanır. Halk Bach ailesinin müzisyenlerinden BACH’ LAR diye söz ederdi. Bach adeta müzik aşkıyla dünyaya gelip müzik aşkıyla dünyadan göç etmiştir.

doğduğu ev
J.S. Bach ile müzik tarihi en şatafatlı dönemlerini yaşar. Bach geçmiş zamanlardaki müzik anlayışı ile gelecek nesil müzik anlayışını birleştiren bir köprü gibidir. Kendisinden önce geçen müzisyenleri inceler , onların fromlarını daha da geliştirir ve kendisinden 3 nesil sonra başlayacak yeni bir oluşumun da fikir babası olur.

Başlarda kendi çabasıyla müzik çalışmasını sürdürür. 25 yaşından itibaren Lueneburg Michaelis Schule für Musik okulunda çalışmalarına devam eder. Bir müddet sonra buradan ayrılarak Hamburg’ a gider. Çeşitli orkestralarda çalışır. Org çalar. Anstadt kilisesinde org çaldığı dönemlerde kilise idarecileri ile bir takım sorunlar yaşar. Bach’ ın kilisede org çalmaya başlamasıyla koronun uslubu bir anda değişir. Kendine has değişik bir uslubu vardır Bach’ın. Kilise idarecileri bu durumdan hoşnut olmaz. Onlara göre Bach’ ın müziği, koro müziğinin arasına garip sesler sokan, ilahinin havasını değiştiren bir müziktir. Bu adamın kutsal müziğin havasını değiştirmesine tahammülleri yoktur kilisedekilerin.

Hadis Hadisesi (1)

kaankisisi | 08 June 2009 22:43

Geleneksel İslam anlayışında Kuran‘ dan sonra ikinci kaynak kabul edilen hadislerin, en “güvenilir” ve “sağlam” kabul edilenleri “kütüb-i sitte” denilen beş ana kitapta toplanır. Bu kitapların birinin yazarı olan Buhari, hadis külliyatı olan Sahih-i Buhari‘ nin girişinde, eserinin toplanma ve yazılma evreleriyle ilgili bilgi verir.

Hızır kimdir, ne iş yapar?

kaankisisi | 06 June 2009 19:47

Genelde Türk ülkelerinde, Orta Asya, Orta Doğu ve Şii ülkelerde kutlanılan Hıdrellez ve onun baş kahramanı olan Hızır hakkında, bir çok hikaye ve efsane anlatılır.

Bunlardan en bilinenleri, Hızır isimli kişinin bir peygamber olması, ölümsüz olması, kendisine ihtiyaç duyanların yardımına koşması, istediği zaman istediği kişinin veya hayvanın formuna bürünebilmesi gibi “süper kahramanvari” özelliklerdir.

Hızır’ ın bastığı kuru toprağı bile yeşerttiği (Hızır Arapça “yeşil” anlamına gelen bir kelimeden türemiştir ve bu isim ona bu özelliği nedeniyle verilmiştir.), bulunduğu yere bolluk bereket getirdiği, dilekleri kabul edip yerine getirdiği kendisine yakıştırılan özelliklerden bir kaçı…

İslamda Reform : Kuran’ a Dönüş

kaankisisi | 04 June 2009 22:49

“İslam’ da Reform” denilince bir çok kişinin aklına, din kurallarının çağın gereklerine göre yenilenmesi hatta bazı ritüellerin kaldırılması, bazı kavramların çok yumuşatılarak yeniden yorumlanması gibi şeyler gelir. Örneğin geçmişte yaşanan “İnsanlar günümüzde her gün duş alıyor, o zaman namazlardan önce abdeste gerek yok.” gibi tartışmalar, “dinde reform” adıyla anılmıştı.

Ancak bu İslami Reform hareketi, bu anlayışla uzaktan yakından ilgili değil. Hareketin amacı, İslam’ da Kuran merkezli bir anlayış oturtmak ve ibadetler, davranışlar, sosyal etkileşimler dahil olmak üzere dini tek referans olarak Kuran’ ı kabul etmek.

İslam’da mezhepler

kaankisisi | 04 June 2009 22:20

Genelde, İslam dininde mezhepler iki ana başlıkla bilinir; şiiler ve sünniler.. Sünnilerin de dört mezhebe ayrıldıkları bilgisi yaygındır.

Oysa ufak bir araştırma ve derleme, İslam’ ın kaç parçaya ayrıldığını ortaya koyuyor :

İSLAM

1) Siyasal nitelikli bölünmeler : Muhammed Peygamber’ in ölümünden sonra, halifelik kavgasına tutuşanlar, daha Peygamber’ in kemikleri çürümeden birbirlerine girmiş ve bir çok sahabe bu savaşlarda ölmüştür.

Cenabet “Reformu”

kaankisisi | 03 June 2009 22:35

Seri ciltler halinde kaleme aldığı “Tebyin-ül Kur’an” serisi ile tanınan ve özellikle “Türban” tartışmalarının yoğun yaşandığı dönemde bir çok televizyon kanalında boy gösteren İslam Araştırmacısı – Yazar Hakkı Yılmaz, son olarak kendi sitesinde yayınladığı bir makale ile yeni bir tartışma ortaya attı.

İslam literatüründe ve Türkçe’ de “cünupluk-cenabetlik” olarak bilinen ve bir çok insanın günlük yaşamında alışkanlık belirleyici faktör olarak yer edinen kavramı tartışmaya açan Yılmaz, “cünup-cenabet” kelimesinin Arapça anlamından saptırıldığını ve yanlış yorumlandığını iddia ediyor.

nereye

taha3045 | 02 June 2009 12:52

Cumhuriyetin ve demokrasinin en büyük dayanaklarından biri olan laiklik ne derece doğru uygulanıyor buna tarafsız olarak inanan varmı? Laiklik karşıtı gibi görünen insanlardan bahsetmiyorum, laiklik laiklik diye ses yükselten kesimin istedigi laiklikten bahsediyorum.Elbette işin içinden çıkamayız bunun.Olması gereken laikligi her kesimin (dinci,antilaik,laik) aşırı uç sınırlarından kurtarmak ve vicdan,din ve düşünce özgürlügünü olması gerektigi gibi yaşatmaktır.Tam anlamıyla laiklik budur,bu olmalıdır ancak o şekilde saygınlık kazanılabilir. Aşırıya kaçmadan yasalara uyarak (yasaların adil oldugundan emin olunmalı) herkes dini inancını, siyasi fikrini yaşayabilmelidir.

insan bildiği kelime kadardır

taha3045 | 01 June 2009 11:01

Avrupa Topluluguna üye ülkelere bakacak olursak o ülkelerde ilköğretim bitiminde çocukların yaklaşık 5000 kelime öğrendigini görebiliriz, ülkemizde ise ilkokul mezunu biri okulda sadece 1500 kelime öğrenmiştir.

Çevremize bakacak olursak en düzgün kelime hazinesine sahip,düzgün konuşabilen kaç insan görürüz acaba, eskiden haber spikerleri konuşma kurallarına uyardı şimdi onların çogu herkesten beter bir anlayışla konuşma yapmaktalar. Dilimizi en güzel şekilde kullanması ,örnek olması gereken televizyoncular ,her gün gözümüze baka baka dilimizi katletmekteler, zamanında Yök başkanının ” Türkçe ile ilim yapılmaz” sözü ise ülkeyi ileri götürmekle görevli ilim adamlarının dilimize bakış açısını gözler önüne seriyor. O halde dilimizi mi değiştirecegiz ilim yapabilmek için?

demokrasi istemek

taha3045 | 23 May 2009 10:40

İranlı eski düşünürlerden Sadi Şirazi‘nin bir cümlesi var ” yılanın başını düşmanın eliyle ezeceksin, eger düşman kazanırsa yılandan, yılan galip gelirse düşmandan kurtulursun” diye, yani halk dilinde iti ite kırdırmak deyiminin bir başka hali.Mualesef ülkemizde çok çok uzun yıllardır bu strateji uygulanmakta, insanlar sürekli birbirlerine düşürülüyor. Irkları, dinleri,fikirlerindeki ayrılıklardan dolayı sürekli çatışma haline sokuluyorlar.Hatta sanatçılar bile elinde mikrofonla agzından laf alan muhabirin cımbızla çekip yayınladıgı kelime yüzünden başka bir sanatçı arkadaşıyla mahalle kagası tarzında kavgaya girebiliyor.