bildirgec.org

dialog hakkında tüm yazılar

80 the Maço

macro | 23 July 2010 13:09

Hep rastlamışımdır ağır abi ve salak sevgili dialoglarına. Seksenli yıllarda bu ve benzeri olayları takip edebilir yaştaydım. Çocukluğumda da vardı, şimdi de. Yani birnevi 80’den günümüze. Sohbet tarzları aşağı yukarı aynıdır sadece teknoloji ve ilerleyen imkanlarla birkaç modifiye yapılır.

Osman tipik bir ağır abidir. Beyaz gömlek, siyah ceket, olmassa olmaz beyaz çorap ve elde sallamaktan kendinden geçmiş bir tesbihtir demirbaşları. “Tohumlar fidana, fidanlar ağaca, ağaçlar ormana dönmeli yurdumda” bir durumdur kendisi.
Hemen soğumayın Osmandan, olumlu yanlarıda var.

Düş-le MORDOL…

Dolce Magico | 20 January 2010 15:38

img167.imageshack.us/.../aklmkadarmasumdeil2.png
img167.imageshack.us/…/aklmkadarmasumdeil2.png

_ Ama ama zamanım yokkk…
_Çakıldım.
_Seni niye seviyorum biliyor musun? Hayal kuruyorsun, korkmuyorsun hayal kurmaktan
Hayalle yaşayanı bir defa, yaşamayanı iki defa demişşş şair…
_Bir de öyle bakarız yaşamak nasıl?
_Düşüne yattın ve baktın ki düş dediğin nedir ki, gerçek dediğin nedir ki? Düşün.
_Düşlerin gerçek olmadığını dahi kim iddaa edebilir ki! Görürsün, duyarsın, koklarsın, tadarsın.
_Hissedersin.
_Hatta ve hatta dokunursun
_Hatta ve hatta yaşarsın
_Bedenin buna tepki verir, belki kendi kendine bile gülümsersin, zamanı yitirirsin.
_Belki kendi kendine dans edersin.
_Ama zamanı yitirdiğini sanma sakın, o gelir iç döngüsüyle o zaman, o gelir başka zaman.
_Zamanı yeniden bulursun, istediğini arşivden çıkarırsın, gelecekten alırsın yol
_İstediğini açık arttırmaya çıkarırsın, alırsın yolunu o zaman, alırsın yolu istediğin zaman.
_Hayatını bölersin insanlarına.
_Ve bölersin sevdiklerine, bir bir çarparsın birbirine.
_Minik yaratıklar bile edinebilirsin fezadan istediğinde.
_Hatta çıkarırsın boşluklarını.
_Ya da perilerinin kollarından tutup götürmesine izin verirsin.
_Meleklere cenneti sorarsın. İşte derler! Cehennem ardında kalır, günahsız kalırsın.
_Bir başına, tek başına kalırsın, hava da uçuşan meleklerini sayarsın.
_Hayır hayır. Aslaaa… Allaha inanmak sana kolaydır. Anlasana. Ve binlerce güzellik avuçlarsın, binlerce yetime dağıtırsın, büyük bir kenttir yalnızlığın.
_Kolaydır, ama anlasana dokuz katı tırmanamazsın bir çırpıda, tökezlersin, durursun,
_Aman be.
_Dersin, ama tırmanırsın. Hiç yokuşlarını tırmandığın gibi mi? Hayır, altı doludur o yokuşun.
_Dönme, bakma arkana. Ya çık ya da düş, ama bakma arkana.
_Elbette düşşş, hep düş, illa düş.
_Düşş ama düşün de düş
_Ardımda yok zorba anılar, ilerimde erişemeyeceğim bulutlar yok benim ya da utandığım hayallerim.
_Olsun, bakma arkana.
_Çıplak olsam da.
_Sen yukarıya düş.
_Hayır, hayır gerekirse en dibe vuracağımmm gerekirse zirvede dolaşacağımmm. Ve sonunda dipleri zirveleri eşit koşacağım zamanlarım olacak benim, gündüzleri ve akşamları yitireceğimmm.
_Öyle zamanlar ki.
_Geceleri çoğaltacağım, geceyi güneşle ışıkla dolduracağım! Göreceksin! Yapamazsam, ben bir hiçim.
_Göreceğim, yapacaksın.
_Yanımda olacaksın.
_Evet, olacağım ve göreceğiz.
offff hadi yetiş düşüne o zaman.

Mordol dan Kubbeli Şehre Yorum…

Dolce Magico | 14 January 2010 10:26

_dol: heyyy çimdikle beni burada mısın şimdi:)
_ mor: 🙂 bak elimin ayarı yoktur diemm. odun gibiyim…
_ al bir odun da benden. ne yazalım ki…
_asturais in yazısı ilginç. misa yerine yanlışlıkla bize gelmiş gibi gibi sanki. Bi de hat güvenli imiş. 🙂 kesin onnurpo dökmüştür parayı takiptedir. Harlem de bulmuştur, zekasını ne yapacağını bilmeyen çıkmaz sokağın aylak çocuklarını almıştır mesajı. 🙂 Astral, nerede…
_ya ortaamm kızmasın bize…
_niye kızsın.. hem duvarları seyrelten kendisi… kubbe şehri taşırmıştır belki, delikle ve kendiyle, dışarıya-önünde uzanan masmavi denize..uyarıcılar neden var ki! kevgire döndürecekmiş hem de ben varken içinde. hem de binlerce..
_ Mor yelkenli dol-anıyor etrafta. Yol almak zordur unutulmuş kelimelerle. Kolay mı hayatlara uyum sağlamak? Küçük bir cihazla.
_ neden kaçmış ve neden ileti yazmış!! ben neyim ki sadece kendini kurtardığı buradan biri. demek ki benden de kurtulmuş ama kurtulamamış. dışında. aradığı ve merak ettiği ne ki dışarıda önünde deniz uzanırken ve kimse anlamıyorken hala sesleniyor!! neden bir Misa anlayacak hem?
_Aslında ortaamm: Bir ben anlarım, önünde gerçekten deniz var, ama ben yokum. Sarsılan gözlerin korneasından fırlayan, iz bırakan, düş denizini geçen, gerçek denizi boylayanda da yokum. Evet, anlarım ama bu yüceliği değil !
(parantezler onun olsun..)
_kevgire çevirmek ha, tuz gibi eriyen vücutlara bak… Karaltılara bak hepsi perişan, nedir bu deme ben anlarım. Ben sana söyleyeyim şartlı gidişlerin dönüşü de şartlı olur.
_ Tercih etmek midir kolay olan yoksa tercih edileni elde etmek midir olay olan. Geçmişine yanma, geçmiş delmiş geçmiş. Yüce amacın olamaz evet. Çünkü yüceliklere ulaşılamaz. Bir metal parçasıyla oyalanma.
_ Hakiki ha her şeyi hakiki sanarız; güneş, kumsal, dağ, ova, nehir; yok daha saymayayım. Sen sanmaya devam et. Ne hakikisi geçici, her şey gibi, sen ve ben gibi; yok daha yine saymayayım. Bunları da bana söyletiyorsun ya. Sen misin kaçık ahahah. Bu mudur kaçıklık ateş duvarından kaçmak mıdır kaçıklık. Boşuna, kaçığız senden daha öte. Soyunmuş bedenini titreten buzullara kadar koşmaktır kaçıklık. Kaçıklık, aşkın sınırını aşmaktır. Ateşin ısısından kaçmak değil, ateşe koşmaktır.
_ Evet, ben de anlıyorum önünde uzanan gerçek bir deniz var.. Karmaşanın tek sebebi sen değilsin, kırılma hemen. Değilsin dedim ya, gözünden saklananlar seni bulur. Bulur hem de öyle bulur ki can çekişen organlarına kadar iner. Kanıyor bu şehir, artık evrenin başka ıssız yerine gitmeliyiz…
_hep beraber.. heyy dinlendiğin yeter..
Misa ne yaparsa yapsın..

Asansör muhabbeti

| 25 May 2007 16:02

A-Yine asansör bozuldu.Şu 5. kattakiler 30 kişi biniyorlar asansöre sonra bozulur tabi. Anasını satayım asansör bozuldu faruk koş. Birde adam hacı, zamanında gemiciymiş bilmediği dil yok. Kültür desen almamış. Ne iştir bu.
B- Mehmet amca(yüksek sesle)
C- Ne oldu.
B-Miting varmış metropolün orda. Bayrak sallicaz gidelim mi?
C- Tabiki gidelim. Sallayalım bayrağımızı.
A- Ulan mehmet amca hani mhp’ye verecektin oyunu, hani bir bok olmazdı bu chp’den, hani hepsi aynı boktu.
C- Ben Atatürk’ün partisine vereceğim
D- Abi soğanları hazırladım.
B- Tamam şimdi paketleri hazırla servis için. Şu Faruğa bir söylesene şu asansör işini çok kafasına takıyor.
A- Tövbe tövbe işine bak Mazlum bulaşma bana zaten rejimdeyim cinler tepemde.
D- Kesin kapısı açık kalmıştır. Ben bir keresinde 4.kattan düşmüştüm asansörle beraber. Nefessiz kalıyor insan. Zaten memlekette işini düzgün yapan yok ki.
C- Ne oldu asansör Faruk eve çıksam ben ajansa bakacağım.
A-Tamam, Mehmet amca geliyorlar tamirciler.
B- Mehmet Amca beşiktaş en son ne zaman kupayı aldı.
C- 1978’de aldı. Ey gidi zamanlar.
B- Ahh mehmet amca ahh..
C- Ahh Tayfunum ah..
A- Hah, geldi tamirciler biz bir bakalım.
D- Abi bir bak bakalım belki kapıya bir şey sıkışmıştır.
B- Sus be mazlum, servisleri hazırla sen. Faruğun siniri zaten tepesinde.
D- Tamam, abi ayar ince ayar çekiyorum şimdi.
B- Hadi, Mehmet amcaya da bir çay doldur.SESSİZLİK BİR SÜRE

Müzik üstüne bir dialog…

| 15 January 2007 18:12

İki arkadaş arasında geçen bir dialog..

M-Kardeş ben bu grubu yeni keşfettim süper yaaa…
Ö– ben biliyorum zaten harikalar
M harfli arkadaş mutfağa gider; bir şeyler almaya; bu arada Ö harfli arkadaşımız gidip bilgisayara bakar çaktırmadan grubun adı ne diye. Sonra M gelir odaya..
Ö– abi var ya ben bu unknown artistin en çok track albümünü seviyorum…

Zidana Gerçekten Ne Söyledim Kitap Oluyor

erususre | 11 October 2006 11:58

Dünya Kupası‘nda Zinedine Zidane’ın İtalyan oyuncu Materazzi‘ye attığı kafa gündeme sürekli birtakım yeniliklerle tekrar geliyor.
Konu hakkında yapılan oyun, sonrasında Zidane için yapılan şarkı noktayı koydu derken şimdide İtalyan oyuncu Marco Materazziwhat I actually said to Zidane” adlı bir kitap çıkaracağını duyurdu.
100 sayfadan oluşan Kitapta olayın yaşandığı anda
Zidana söylediği sözler üzerine olası 249 dialog yeralıyor.(sanırım gerçeğinide dahil) 13$ dan satışa sunulacak kitabın gelirleri Unicefe bağışlanacak.

Oruç Baba…!

drgarez | 07 October 2005 01:08

İstanbul ‘daki Oruç Baba türbesini hepiniz bilirsiniz…Ramazanın ilk günü Oruç Baba türbesi kıyamet yeri gibi olur.Herkes orucunu burada sirkeyle açmanın daha faziletli olduğuna inandığından orucunu burada açmak için gayret gösterir.Biliyorsunuz ki geçen gün ramazanın ilk gününü geride bıraktık..Çok sevdiğim bir arkadaşımla, Hüseyinle, birlikte bu türbenin yakınlarından geçiyorduk ramazanın ilk günü… ve yanımızda aniden beliriveren 68lerden kalma bir Anadoldan orucun vermiş olduğu yorgunlukla gözleri şaşı bakan bir amca heyecanla bize ORUÇ BABAnın nerde olduğunu sordu…ve film bu sorudan sonra başlıyordu: Amca: Oruç Baba nerde oğlum, biliyormusun? Hüseyin :Abi o geçenlerde öldü.. Adamcağız sabahtan beri aç ve susuz ki beynine glukoz gitmiyordu… Amca:Ne öldümü? Hüseyin: Evet abi. Bir yüzyıl olmuştur herhalde… Bunu duyan adam gayet nazikçe teşekkür ettikten sonra geldiği yoldan üzgün bir ifadeyle uzaklaştı… Siz siz olun oruçken dengeyi yitirmemeye çalışın!!!!