bildirgec.org

devlet hakkında tüm yazılar

devletin tüm işleri tek portalda

silver530 | 12 September 2010 11:52

e-devletimiz kullanıma hazır hale geldi. üstelik bu portal bakanlar kurulu kararı ile kurulmuş bir site. kulağa ilginç geliyor değil mi? turkiye.gov.tr sitesinden e-devlet ile ilgili her türlü hizmeti alabilirsiniz.

neler yapılabilir:

1 – eğer bu siteye üye olursanız size özel hizmetlerden de faydalanabilirsiniz.

2 – üç tane ana menü bulunuyor. “vatandaş”, “devlet”, “iş”.

3 – e-imza özelliği sayesinde sizinde bir elektronik imzanız olacak. bu e-imza sayesinde neler yapabileceğinizi saysam bir a4 kağıdı yetmez. o nedenle bu listeyi “çevrimiçi hizmetler listesi” linkine tıklayarak görebilirsiniz.

haydi referanduma gidiyoruz

taha3045 | 26 August 2010 13:00

Kılıçdaroğlu Gandi Kemal’miş, herkesin yediği haltları biliyormuş, havuzu şöyleymiş, onun gibi şöyle olmayan havuzlar kakaymış.

Yeni yeni diziler başlıyormuş , çok ses getirecekmiş.(her dönem kaç tane dizinin bir kaç bölümden sonra geri dönüşüm kutusuna atıldığını kimse bilmiyormuş )

Bir varmış bir yokmuş Niran Ünsal adlı şarkıcı sandıktan evet oyu çıkarsa kafama sıkar giderim demiş. kaşıklayamayacağın bokun önüne oturmasaymış. Herkesin evet ya da hayır deme hakkı var ama kimse böyle salak demeçler vermemeliymiş.

osmanlı’da mor çatı: hatuniye tekkesi

nazokiraze | 12 July 2010 12:24

Eyüp Sultan yakınlarında Gümüşsuyu Caddesi’inde yer alan Hatuniye Tekkesi (diğer ismi ”Karilar Dergâhı”) onsekizinci yüzyılda yapılmış, dönemin zor durumda kalan kadınların sığınabildiği bir tekkeydi. On dokuzuncu yüzyıl başlarına kadar çeşitli hizmetler verdi, buraya sığınan kadınlara çeşitli zenaatlar öğrenir, paralarını kazanırlardı.

Geçtiğimiz yıllarda keşfedilen tekke (Kurtuluş Savaş’ında silah deposu olarak kullanılmış) Seyip Hasan Efendi tarafından yaptırılmış ve kadınlar için sığınma evi kullanılırken, ihtiyaç sahibi yaşlıları da barındırmış.İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restorasyon çalışmaları başlatılan tekke Tarihi Mirası Koruma Vakfı tarafından korunmaya alındı.

Polis başvurusu ile Emniyet personel iş imkanı ilanı fırsatı

NLPMaster | 01 April 2010 13:52

Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Polis olmak isteyenleri sevindirebilecek bir haberi duyurdu.”Polis meslek eğitimine alınacaklarda yaş düzenlemesi yapıldığını belirten Çeçek, yüksek öğretim mezunları yaş sınırının 28’den 29’a, yükesltilmesi için tasarının imzaya sunulduğunu duyurdu.

Burada yer alan habere göre; askerliğini yapmış olanlarda ise yaş 29’dan 30’a yükseltiliyor.

Hergele martılar..

inniendo | 28 March 2010 15:00

İlkbaharın inadı var bende, ilkbaharın hesaplaşma adına nefreti var bende. Alışık olmadığım bir klavyeden yazma siniri de cabası; Denizin saf kokusu, çatıda cıyaklayan martıların sesine karışıyor canım iyicene sıkılıyor..
Adalet üstüne konuşmalar yapıyorum, aforizmalar deniyor ya şimdilerde; Kimse siklemiyor, karaktersiz martılar bile, kendi hür dünyalarını gözüme gözüme sokarcasına iplemiyorlar beni. Halbuki bir an, ne de güzel, zulümle ilgili tatlı hayaller kuruyordum..
Bir an bir kadına yumruk attım; “Boğuştuk, iteledim kakaladım,vurdum vurdum..”
Ya bunları yapmasaydım? Cemiyet içine nasıl çıkardım? Niye siktir olup gitti dediklerinde doyurucu ve beklenen bir yanıtım olabilir miydi?
Bizden beklenen bu olmalı; Yapmadım etmedim dersen aşağılık biri olur çıkarsın! Trafikte odunla
dalmadın mı muteber adam değilsindir.. Yok efendim benim bir ailem var, elin orospusuyla itiylen köpeğiylen bir olamam der, şikayetini geri alırsan, önce ya karın seni boşar ya da sevgilin terkeder..
Bulunduğum mekan bunları düşünmeme uygun değil ama ben düşünüyorum işte.
Burdan, hukuka sardım; Aklıma mülkiyet ile ilgili kavramlar geliverdi. Mülkiyet,veraset,miras olmasaydı evlilikler olur muydu? Yukardaki martılarda bunların hangisi var? gönüllerince kanat çırpar hergeleler elbet.. “elin orospusuyla itiylen köpeğiylen bir olamam” diyen adam ardında önce devletin sonra hukukun gücünü hissetseydi karısına ya da sevdiğine rezil rüsva olma gibi bir derdi olur muydu?
zulüm güzel şey. Zulümle ilgili tatlı hayaller kuruyorum; Aslında her zeki insan, topluma şiddetle hükmetmenin tatlı hayallerini kurar. Aklınızı,insanlığınızı ayaklar altına alıyormuşsunuz, ne önemi var?

2010 Key ödemeleri sorgulama para alacaklar hak kazananlar listesi

NLPMaster | 26 March 2010 11:01

Key ödemeleri key parası bekleyenler için müjde!
Key ödemeleri key parası bekleyenler için müjde!

2010 Key ödemeleri yapılamaya başlıyor. 2010 key ödemesi sorgulama isteyenler soluğu internette alıyor.

Tc Kimlik no ile key sorgulama hizmetini kullananlar; key alabilecek miyim? Key listesi kontrol sitesi nerede? key alacaklar, key alamayacaklar ne yapacak gibi pek çok soruyu da merak ediyor.

2010 Key ödeme listesiarayanalar aşağıdaki adresten tc kimlik numarası ile key parası alacaklaR arasında kendi isminin olup olmadığını kontorl edebilirler.

DEVLET ÜZERİNE BİLGİLER

reddear | 24 February 2010 15:19

Devlet, insanlar ve insanların bulunduğu toplum tarafından oluşturulmuştur ve bu yönüyle toplumsal bir kurumdur. Her devletin günümüzde coğrafî olarak tam olarak ayırt edilmese de siyasal sınırları vardır. Devletin toprak parçası üzerinde yaşayan yani ülkede yaşayan insanları vardır. Bu insanlar toplumu oluşturduğundan sosyolojinin konusu olmaktadır. Bu toplumun oluşturduğu devlet ve devletin sınırları içerisinde yaşayan toplum sosyoloji tarafından da incelenmektedir. Devleti kuran da devletin ülkesinin sınırları dâhilinde yaşayan da toplumdur. Toplum, devlet sınırları dâhilinde ekonomik etkinlikler, siyasal yönetim biçimleri oluşturmaktadır. Tüm bu bahsedilen toplum sosyoloji ilmi tarafından incelenmektedir. Sosyoloji disiplinin inceleme konusu olan toplum iktisâdi ve malî davranışlarla ekonominin ve kamu maliyesinin konusu olmaktadır.

Devlet, insan dışı bir varlık değildir. Devlet, insan iradesiyle ve dolaysıyla insan tarafından oluşturulan toplumun iradesiyle meydana gelmiştir. Devlet, insan iradesine bağlı, toplumsal iradeye bağlı, insan yapımı bir varlıktır, kurumdur. Kısaca, insandan ve toplumdan bağımsız bir devlet söz konusu değildir. İnsanlar toprak ve mümkünse deniz parçası üzerinde sınırlar oluşturlar. Bu sınırlar üzerinde insanlar devlet kurumları oluştururlar. Bu kurumlardaki ve kara parçası üzerindeki insanlar devlet denilen insanî örgütlenmeyi meydana getirmiş olurlar. 
Devlet, günümüzde salt kamu hizmeti üreten tek/yegâne toplumsal, siyasal, hukukî kurumdur. Başka hiçbir kurum salt kamu hizmeti üretememektedir. Benim tezlerimden biri şudur: Devlet denilen kurumu oluşturan tarihsel süreçte salt kamu hizmetleridir. Salt kamusal gereksinimler olmasaydı salt kamusal hizmet olmazdı. Salt kamusal hizmet olmasaydı, devlet denilen toplumsal kurumu oluşturmaya ne gerek vardı? Düşünüyorum da devlet diye adlandırdığımız toplumsal kurum dışında, hangi toplumsal kurum bu salt sosyal gereksemeleri karşılardı? Devlet adı dışındaki hiçbir kurum bu salt sosyal gereksinimleri gideremezdi ve salt sosyal gereksinimleri giderecek salt sosyal hizmetleri karşılayamazdı. Salt kamusal gereksinimleri gideren salt toplumsal hizmetleri ve bu hizmetleri üreten kurumları belli bir toprak parçası üzerinde oluşturulduğunda, hizmeti alan ve hizmeti üreten insanlarla birlikte devlet meydana gelir. Salt kamusal hizmetlerin işlemesi için yasama organı yasa yapar, yürütme organı yasaları uygulayıp yürütür, yargı oranı da hizmet alan ve veren arasındaki anlaşmazlıkları çözer. Salt kamusal hizmetlerle ilgili yasaları demokratik sistemlerde meşru kabul edilen ve varsayılan temsilciler yapar. Yasama organı, salt kamusal hizmet üreten devlet kurumlarıyla ilgili değil, serbest piyasada serbestçe üretim yapması beklenen ve üreten firmalarla ilgili de yasalar yapar. Günlük yaşantımızda ferdi ihtiyaçları bireysel mal ve hizmetleri alırken ve bunları tüketirken devlet denilen kuruma gereksinim duyuyor muyuz? Hayır… Bu kurumlar salt sosyal gereksinme hissedildiğinde kamu hizmetleri sunarak bu salt sosyal ihtiyaçları karşılar. Her il, ilçe, köy insanları, salt toplumsal gereksinimlerini gidermek için yargı, ordu polis kurumlarını oluştursaydı il-devlet, ilçe-devlet, köy-devlet kavramını oluştururduk. Köyler, ilçeler, iller ülke sınırlarında olduğuna göre, ülkedeki insanların bu gereksemelerini gideren kurumlar ülke üzerinde sınırlar belirleyerek, salt kamusal hizmet alan ve salt kamusal hizmet veren insanlarla devlet denilen kurumu oluşturur. Dünyada coğrafî ve siyasal sınırlar kalksaydı ve insanlar mal ve hizmet üretiminde ve tüketiminde özel mülkiyetli, mübadeleli ekonomide kısaca serbest pazar ekonomisinde, anlaşmazlıkları gidermek için adalet/yargı/hukuk hizmeti veren adliye kurumlarını oluştururlardı. Mallarına, mülklerine içeriden saldırı olması ihtimaline karşı iç güvenlik, dışarıdan saldırı olmasına karşılık da dış güvenlik veya ordu kurumunu oluştururdu. Kısaca devlet denilen kurumu oluştururdu. Kısaca salt sosyal hizmetleri üreten kurumları oluştururlardı. Böylece yerkürenin kendisi 200 küsur devletten değil tek bir devletten meydana gelirdi. Hâsılı devlet yine olurdu. Devletsiz bir düzen yok, zira bu salt sosyal hizmetleri veren, bu salt sosyal hizmetleri üreten devlet dışında toplumsal bir kurum icat edilmedi. Başka ifadelerle anlatayım. Yerkürede, devletsiz toprak parçası üzerinde bir kısım insan özel mülkiyetli, mübadeleli üretim ve tüketim sürecinde yer alsaydı kuvvetle muhtemel şunları gerçekleştirirdi: Aralarındaki anlaşmazlıkları gidermek için adliye teşkilâtı kurarlardı. Mallarına, mülklerine içeriden saldırı olması ihtimaline karşı iç güvenlik, dışarıdan saldırı olmasına karşılık da dış güvenlik veya ordu kurumunu oluştururdu. Kısaca devlet denilen kurumu oluştururdu. Tüm bunlardan sonra özet bir anlatımda bulunayım… En kısa ifadesiyle devlet, salt kamu hizmeti demektir.

en iyisi tiner çekmek şerefine..

haytaazrail | 07 January 2010 11:32

Adını bile unuttukları bir şehrin,
güneşi altında koşuyordu mülteci çocuklar..

sukutları isyan,

biri kız biri oğlan..

Bu şehrin, iskelet kokan sokaklarında mı?
“güzel günler göreceğiz” diyordu kız..
çekingen yürüyüşlü oğlan bilirdi ki,
ölü doğmuş,
gecikmiş bir cenazenin kalıntılarıydılar onlar..

şehir korkunçtu..
oysa bu şehirde,
kendi nehrinde kendini kirletenler de yaşardı..
parlak asfaltlarda, parlak arabalarda,
köpüklü şampanyalara ayarlı siperler kazarlardı..

kız dedi ki,
akacak mecra yok ben de bilirim..
yine bilmekteyim,
kalbi tacize uğrayanlardan da olsak,
bil ve boşverme sakın,
asla asla yıkılanlardan olmayalım..

Çiller’den pkk ya nihai darbe

il mare | 13 November 2009 13:27

Melodi…

Büyük süreçten küçük bir kesit;

1986 da küçük eylemler ve yer altı…
1986 ve 1987 de yaptıkları değişikliklerle güçlendi pkk.
Ekim 1986 sonunda terör örgütü,3. Kongresini yaptı.Önemli kararlar aldı.Kırsal alanda dağ örgütlerinin yetmediğini gördüler.Lojistik destek ve şehir birimlerinin,milislerin önemini anladılar.Uzun süreli çalışmaya başladılar.1986 kışı boyunca vergi toplamak, asker toplamak ve şehir birimlerini oluşturmak için planlama yaptılar.1987 nin mayıs haziran aylarında Mardin taraflarında Peçenek ve Pınarcık katliamlarıyla Siirt’te Eruh’un Milan,Uludere’nin Işıkveren köyü katliamlarını yaptılar.Silahlı propagandaydı bu.Halka korku salıp, ‘devletin değil,bizim yanımıza gelin’ mesajını vermek istediler.

büyüklerin karneli günleri

nazokiraze | 20 October 2009 14:36

24 şubat 1941 yılında Ticaret Bakanlıgı’na bağlı bir birim kurulur, bu birimin adı “İaşe Müsteşarlığı” dır, müsteşarlığın görevi ise ülkenin iaşe düzenini yönetmek yani yeme,içme düzenini.O dönem Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği , Nazi Almanyası tarafından işgal ediliyordu.

Pearl Harbor baskını olarak tarihe geçen olayın oldugu aralık ayı içerisinde dünyanın çeşitli ülkelerinde bir hareketlilik vardı. İtalya ve Almanya Amerika’ya savaş ilan etmiş ortalık kırılıyordu. İşte o aralık ayında Türkiye’de halk yeni kararla tanışacaktı: ekmeğin “karne” ile dağıtılmasıkararı.

Bu alınan kararın uygulanması ocak ayını buldu.Aile reislerinin beyanlarına göre her bireye bir ekmek karnesi verildi ve Buğday Koruma Vergisi kaldırıldı ve böylece İstanbul dolaylarında yetişen bugday,yulaf ve arpaya devlet tarafından el konuldu.

Birkaç gündür ekmeğin vesikaya bağlanacagı söylenir fakat bir sabah uyanınca ekmegin karneye bağlandıgını gören halk inanılmaz şaşkındır. (önce İstanbul sonra Ankara ve İzmir)