bildirgec.org

deneme hakkında tüm yazılar

sırlar

astral | 30 December 2010 08:42

Olup olmayacağın sezdiğin, yine de burkulduğun buruk bir tat ile devam ettiğin zamanlar yaşarsın. Yapmam dediğin şeyleri yaptığın anlar olur. O aracıklarda kendini tanımlamaktan kısa ya da uzun süreliğine değil, temelli vazgeçersin.

Yapraklar tekrar sararır mı, kırmızılar sarmışken yeryüzünü bir kalp ağrısı tecelli bulur bedende. Aslında öyle ki, ağrı bedende mi ruhta mı anlamazsın, anlamazsın; Belki bir ömür, belki bir öpücüğü bir saniyeye sığdırdığın bir sonsuz aralığında…

Kim bilir? Sereserpe bırakıvermek vardı şöyle kendini evrene.

ÖZGÜR GÖZLER

freewind | 29 December 2010 13:04

Bundan çok önceleri değil bahsedeceklerim, iki yıl öncesi insanların gözlerine dikkat etmeye başladım. Bakışlar, farklılıklar, anlamlar yükledim herkeze ve herşeye. Yaşam dediğimiz denizin kum tanesi olmaktan çıkıp deniz de dalga olmayı seçtiğim zamanlar.

Ayrılıklarım oldu çok hüzünlü, bazende sevinçlerim en mutlu anlarımda. Yarın yokmuş gibi yaşadım bazen de yarını bekledim. Hayatımda ki tüm değişiklikler mekanik bir alet tarafından gerçekleşti. Biliyorum merak ediyorsunuz şimdi ama açıklamadan önce biraz daha bahsedeyim özgürlükten. Isısz bir yerdesiniz etrafınızda yeşillikler, ağaçlar, o kadar güzel bir manzara ki doyumsuzluğa itiyor sizi. Bırakıp gitmek istemediğiniz bir yer oldu mu hiç? İşte her gittiğim yer benim için öyle oldu.

Dilek Ağacı

peuplier[pilli_silinen_hesap] | 29 December 2010 11:08

Bugün ihtiyar bir genç geçti gönlümün karanlık, sessiz sokaklarından
Yavaşça başını çevirip ağzında acı bir tat varmışcasına gülümsedi
Çığlık çığlığaydı gözleri…
Sadece insanı dehşete düşüren gözlerinin etrafı kırışmıştı
Yitikti sesi, bağırdı ama duvarlara çarpa çarpa kırıldı
Bana kendini duyuramadı..

mümkün..

morfik | 28 December 2010 16:59

Zaman nelere kadir..

kuşların kanatlarını kırar, taşları yontar, kalpleri durdurur, nehirleri kurutur..
ve iyi şeyler!!
yani
her şey, zaman içindedir..
zaman ise senin içinde.
Sen gidersin!, senden geriye zaman kalır..
Olup bitecek ne varsa olup biter, senden başka..sen bitmeyen..

YILBAŞINDA KAZANIN

gezginciyim | 21 December 2010 13:09

Yeni yıla girerken herkes şans oyunlarına yöneliyor.Milli piyango bileti almak katılımı en yüksek olanı.Fakat yeni yıla girerken şansımızı farklı çekilişlerde de deneme şansımız var.

Ceple kazan kampanyasına katılmak için cep telefonumuzdan mesaj bölümüne KAZAN yazıp 6999’a gönderiyoruz ücreti ise 2.60 tl. 18 yaşından küçükler katılamıyor. Kampanya katılım 23 ekim 2010 – 31 aralık 2010 tarihleri arasında. Çekiliş ise 12 ocak 2011’de noter huzurunda gerçekleştirilecek.Kazanan talihliler 17-01-2011 tarihli radikal gazetesinde ve www.ceplekazan.com internet adresinde ilan edilecek.
kampayada milpark’tan süper lüks 5 daire,15 adet 2011 model renault fluence ve 80 adet 2000 tl değerinde para yüklükart var. Birden fazla mesaj gönderebilirsiniz ve çekiliş hakkkınızı arttırabilirsiniz.
Fırsatlardan faydalanmak için önümüze çıkan fırsatları değerlendirmek lazım.Yılbaşı piyangosunda çeyrek biletin 8 tl olduğunu düşünürsek ve katılan kişi sayısını ceple kazan kampanyasında kazanma şansımızın daha yüksek olduğunu düşünüyorum. atılacak 3 mesaj 7.8 tl değerinde ve 3 çekiliş hakkı kazandırıyor.
yeni yılda şanslı ve bol paralı günler hepimizin olsun.….

GEL BENİMLE KAL DİYEMEMEK…

astral | 20 December 2010 12:18

Telefon çaldığında henüz vakit geç değildi. Ekranında onun adını yazan telefonu aldığında, dudakları kulaklarına uzanırken ev dolu olduğundan Trak sadece ‘Canım’ dedi.

Küt, direk söze girdi enfes ses tonuyla. Radyo programının nadide spikeri edasıyla konuşmaya alışkındı.

Oysa o bu halinin farkında değilken ve merhaba dahi demeden direk; ‘Aynı eve taşınmamız ortalığı karıştıracak bir durum. Farklı şehirlerde çalışmamızsa beni üzecek bir durum.

Durum, durum…’ dedi.

Dudakları büzülmüş olduğundan zor konuşuyordu. Ona bunları söylemesi gerekiyordu.

BUKELAMUN

il mare | 19 December 2010 21:46

-Nereye yolun?
-Kararımdan caydığım bir yere.
-Yani?
-Yani , ne yani?
-Yani?
-Dün öyleydi bugün böyle işte. Başka yere gidiyorum… ???
-Niye?
-Niye mi? Dengesizim belki, hesap mı soracaksın?
-Soramaz mıyım, bukelemun halinle bana mı çıkışıyorsun?
-Bukelemun değil o, bukelamun…Tamam, başka bir yere işte. nedenini bilmiyorum ama, içimde birşeyler var, sıkılganlık mı denir ne denir, sığamıyorum hiçbiryere, kafamda kurup duruyorum, son karar da bu işte, …’ ya gidiyorum.
-Offf… Ağlayacağım şimdi ya…
-Ağla.
-Kaç rengin var? Depresifsin değil mi sen de aslında? Renk falan hikaye…
-Hı hııı… Renkler de hikaye, herşey hikaye bir yerden sonra. İnsan olmakla hayvan olmak arasındaki fark da hikaye. Ahan da ikimiz de depresiğiz belli ki… Neye yaradı insanlığın şimdi senin…Pehh…
– Neye yaradı? Doğru… Bugün şey düşündüm ama, kediler vardı sepetlerin içinde, dedim dert tasa yok ki, kedi işte, kedi olmak… Ne olduğunun farkında olmamak da güzel birşey.. Şimdi sen bukelamun olduğunu biliyorsun ama, onlar da kedi olduğunu biliyor değil mi o zaman…?
-Bilmez mi? Senden iyi biliyorlar; kendilerini de seni de… Sen kaç kez hatırlıyorsun insan olduğunu ?
-Ne bileyim, düşünülmez ki öyle insanım ben diye… Yani davranışların herşeyin ona göre zaten, hatırlamana gerek yok ki…
-Cevaba bak, ben de birşey sandım seni…
-Ne sandın ? İnsandan başka birşey mi?
-La havleee, o manada mı dedik?
-Müslüman mısın sen?
-Napıcan?
-Merak. La havle deyince… Dinde nedir rengin, merak ettim.
– Değilim.
-Nesin?
-Kafan iyi mi senin yaw, bana sorduğu sorulara bak…
-İyi be… Ne diyeceğim, herşey aynı değil mi bir yerden sonra? Milyarlarca şeyin farklı olması bile farklılığını yitiriyor, herşeyin farklı olması da aynı ve sıradan oluyor zamanla…
-Yani, nerden baktığına bağlı tabi…
-Ordan, burdan… Bırak şimdi maltidaymenşıl bakış açılarını rengine kurban olayım…
-Ne şıl?
-Off… Kaç rengin var senin?
-Renkler benim değil yaaaw, etrafın rengi,öfff…
-Renkler senin değil he, cevaba bak, ben de seni birşey sandım.
-Ne sandın, bukelamundan başka birşey mi?
-Yok öyle demek iste…
… evet, başka birşey…
-…

Kaybolan Ruhlar Günaha Neden Devam Eder?

astral | 19 December 2010 16:08

(Öküz Gücü adlı mim aklıma tonla senaryo çıkardı kara kutudan, dünden ve derinden.)

Öküz olmak ayrı bir senaryo, o öküzlüğün doğal sendromlarını bünyede hissettikten sonra öküzce davranmak ayrı bir ehemmiyet istiyor.

Öyle ki, öküz olduğunu kabul etsen de etmesen de umrunda da olmuyor.

Var gücünle öküz gücünle zarar verme potansiyelini kendi yaralarını bir an olsun unutabilmek için ortaya koyma hikayesi bu.

Karşına çıkan herkese yaralarından bahseder durursun. Öyle ki, aslında pelerinli bir melek edasıyla en çok düşünceli ve incelik şaheseri insancık sensindir. İnandırırsın da…

ilişki adı altında ‘alan’ bırakmama operasyonu

astral | 18 December 2010 14:52

İlişki uygunsuzluğu (bir ilişkiye yapı olarak uyumlu olmamak) testi düzenlense, başarılı olurum. Belki ilk sıralardan hem de. ‘Muhteşem’ ben, ne aşk ne ilişki insanıyım. İtiraf.com

Her şeyden sıkılan, yalnız olmayı gayet seven, ilk önce kendini düşünen ben; işime gelince yalnız kalmak işime gelince bir arada olmak taraftarıyım.

Bu değişir mi ya da nasıl değişir bilmiyorum. Bir de dürüstüm ki, ilişki için iyi midir bilemem. Baktım gayet politik olmak iş yapan gerçek. Ben ki, doğrucu Davut. Arıza yapım var vesselam.

Lakin şikayetçi miyim, tüm bu halimden. Yok, memnunum. İlla ki mesafeli halim, beni ben yapan birincil unsur. Başkasının başka özelliği gibi bu da benim özelliğim.

soru,soru ? cevap.

morfik | 15 December 2010 10:00

Ruhum, seni tanıyamıyorum. Küflendi sandığım yüreğim nerdesin? Kim bu kadın? Tepeden tırnağa aşk, tepeden tırnağa mutluluk..

benim hüzünden yapılı surlarım nerde? Bin türlü mezarlarım, yokluklarım? Azaldım mı yani şimdi? Yoksa fazlasıyla ben mi oldum?

Hazin gemilere köprüler kurup, sonra o köprüleri yıkıp bilinmezliğe sürüklendiğim akıntı nerde? Hangi vakit beni attı bu inanılmaz kumların üzerine? Yani şimdi yaşamak denen şey acı ve kederden ibaret değil miymiş?

Aidiyet diye bir kelime sözlükte var amma gecede yok gündüzde yok diye kıkırdayan sesim özür diliyor gündüz gece, özür dilerken bile kıkırdıyor yine de.. yani şimdi bildiklerim bilmediklerimle yer mi değiştirdi?