bildirgec.org

delirmek hakkında tüm yazılar

evlerden uzak yerler–3

nazokiraze | 20 October 2010 16:53

1951 yılının Ağustos ayında Fransa’nın Pont-Saint-Esprit kentinde bir zehirlenme vakası yaşanır, ancak bu zehirlenme olayı oldukça sıradışıdır. Fırından çıkan ekmeklerden dolayı yaşanan bu zehirlenmeler sonrası pek çok iddia ortaya atılır ve bunların en önemlisi çeşitli ülkelerde yapılan LSD denen halüsinojen deneyidir.

Amerika’nın bu deneyi yapmak için bu bölgeyi seçtiği bazı çevrelerce kabul görse de kimileri bu olayda LSD’nin suçu olmadığını açıklarlar. Bu olay tarihe “Lanetli Ekmek” olarak geçer. İlk yıllarda uyuşturucu gibi etki yaratan yaban mantarı çeşidinden dolayı bunların yaşandığı açıklansa da yıllar sonra bu maddenin LSD olduğu söylenmeye başlar. (LSD (Halüsinojen’in Gücü))

Normal zehirlenme belirtilerinden farklı olarak halisülasyonlar gören kent sakinlerinden pek çok kişi akıl hastanesine kaldırılır 5-6 tanesi hayatını kaybeder. Birbirlerine bıçak çekenlerden ordan oraya koşturanlara kadar pek çok histeri krizinin görüldüğü bu olayda 300 kişi yaralanır, hastaneye yatırılan yaklaşık elli kişi ise aylarca akıl hastalığı tedavisi görür.

Pek çok kişinin çıldırmasına neden olan bu zehirlenme olayından yıllar sonra H. P. Albarelli adlı gazetecinin yaptığı araştırma bu olaydan iki yıl sonra intihar eden Frank Olson adlı biyokimyagerin (Amerikan Özel Operasyonlar Biriminde) arkadaşlarıyla yaptığı görüşme kayıtlarını ortaya çıkardı. Bu kayıtlara göre ortaya atılan iddialar doğru.

Mutter Müzesi kafatası koleksiyonları, korunmuş insan organları, çeşitli değişik vücut bozukluklarına örneklerle ünlenmiş bir müze.Öldükten sonra sabuna dönüşen bir kadın da bu müzenin ününe ün katıyor.

Müzede bunların dışında ilginç vakaların rontgenleri, kırık kemikler, ceninler, deforme bebekler,,mumyalar,heykeller yer alıyor.

Waverly Hills Sanatoryumu 1910 yılının Temmuz ayında Verem hastaları için açılan bir hastaneydı, ancak o zaman henüz bu hastalık için tam bir tedavi şekli olmadığından dolayı burada onbinlerce kişi öldü. Hasta olanları normal hayattan izole etmek için kurulan bu sanatoryu 1961 yılında kapatıldı.Zaten Streptomisin (tüberküloz antibiyotiği) geliştirilince ölümler de azalmıştı.

Hançer gibi batsın ruhuma derin sözlerin”

inniendo | 31 March 2010 14:29

Zaman, babamla annemin aldandıkları gerçeğini ispatlamış; Uyumsuz, asi, saygısız velhasıl sikimtrak bir mahsül ve hüzünlü bir hasatın son meyvesi çıkmış ortaya.
Bunlar süreçler ve vektörlerle alakalı değişimleri takip eden bir yığın kilometre taşları.
Momentlere ve panaromaya gelince; Lise dönemi karma bir mektep ve dilber fidanlarının bacaklarındaki aydınlanma ile geçen yıllar.. Ardından bir başka aydınlanma; Sıra arkadaşımın teşvikiyle Dev-lis’e kaydımı yaptırışım..

Üniversite sınavları, bugünkü gibi kader çanının vurup, hangi yola adım atacağımızın istikametini belirliyen sınavlardı. Sonuçların açıklandığı o gün, her taraf aydınlıktı. Sonuçta çok aydınlıktı.. Tüm eğitim hayatım muzaffer mağlubiyetlerle geçti gitti; Biliyorum ki, mahiyeti itibarı ile değil de, harici davranışlarım yüzünden hiç bir hocamdan iyi not alamadım..

taaaaaaaa…….

taha3045 | 25 February 2010 09:44

Satırlarıma başlamadan önce okuyan, ahkam yazan yazmayan, tutan tutmayan, beğenen, beğenmeyen, ulan bu ne biçim yazı buna evlilik yaramadı gibisinden kendine has yorum getiren getirmeyen herkese selam ve kelamlarımı iletir gözlerinden öperim.Aynı zamanda onların bulundukları mekandaki kişileride hürmete boğarım.

Beni sorarsanız hamd olsun sağlığım yerinde, umarım sizin de yerindedir, ne demişler sağlığınla oynama, ona buna inanma, en iyisidirs sağlık, tabi biraz daha iyisi de var iyilik, iyi olmak.Demek istediğim sağlığın iyi ise, huzurun varsa asıl ordan bir şarkı, hepsini bilmiyorsanız da nakarat yeter anlayana, iyi olun güzel olun.

her yöne çıldırtma bedava

taha3045 | 18 September 2009 13:57

Cep telefonları ilk çıktıgında kızlar için cep telefonu olanlar çok ilginç kişilerdi, begenilen bir erkek tarif edilirken cep telefonu da var denirdi sonrasında cep telefonuna sahip olma durumu görgüye sahip olmaktan çok daha fazlalaşınca işler değişti.

Konturlu hat,, özgür kız, çağrı attım, ödemeli aradım, hadi aşkım kontörüm bitti, kontur mu kontör mü, bana kontör yollasana, sms ile ayrıldık, mms ile evlenme teklif etti, video görüntüleri ayrılmamıza vesile oldu, şarj mı, şarz mı, şarjım bitti inanmadı beni terketti derken, cep telefonu ülkesi olduk çıktık.

Şimdi faturalı hatlar tavuktu, horozdu, bütüm stand-up çılardı, iğrenç ve iğrenç olmayan reklamlardı derken hayatımızda yaygınlaştı, kontörlü hatlar yerini faturalılara bırakmaya başladı, artık kimse kimseye kontörüm yok diyemiyor.

Mario insanlığa karşı – Syobon

anon10500 | 02 January 2008 08:14

Oyun mario türevi, mario yerine bir kedi karakteri var. Bu kediyle insanlara karşı birşey yapılmıyor ama oyunun yapımcısı oynayanlara kafayı yedirmeyi amaçlamış herhalde, şu videoyu izlerken kendinizi tutamayacaksınız.

Oyunu indirmek için buraya tıklayın

kafayı yiyen kedim!!

astral | 25 August 2007 23:48

Kafayı yedi. Birden bire. Yaklaşık 3 ay önce başladı. Dan diye. Ortalığa durup dururken işemeler… özellikle ben evdeyken, benim görebileceğim hemen yakın mekanlara. Daha çok sevdim, kumuna götürdüm. En sonunda hatunda aldım. Gelip geçenler kafi olmadı çünkü az önce şaşkınlıklar içinde kaldım.

Birden bir ses, şırrr!

Aman allahım dedim. Şoktayım. Kütüphanemden aşağı bir şey akıyor. Kedi yok ortalıkta, bu ne o zaman. İşemiş kaçmış. Kitaplarım gitti. Attım çöpe. Gece vakti. Deterjanlar, köpükler bütün evi temizledim bu şerefsizin yüzünden. Bir koku var lakin. Nasıl keskin. Çıldıracağım. Bir de baktım. Kanepede kaka!!