– Düşündüm de artık yeni bir yazı yazmanın zamanı geldi.
– Ben artık yazamadığını düşünmeye başlamıştım.
– Denedim ara ara ama olmadı, evet. Yazıp yazıp sildim.
– Peki bu?
– Bilmiyorum. Karar vermek için erken. Belki bunu da silerim.
– Bence bu düşüncede isen devam etme yazmaya. Bu yazının gidişatını da olumsuz etkileyecektir. İstesen de istemesen de.
– Haklısın, kendime bir şans vermeliyim.
– Kesinlikle. Peki konusu ne olacak?
– Konu mu? Benim yazılarımda genelde konu olmaz bilirsin.
– Evet, o da doğru. Bence yeni bir masal yazmalısın.
– Olabilir.
– Ama şiire çok bulaşmamanı öneririm.
– Bence haksızlık ediyorsun. Tamam süper değillerdi ama kötü de denemez.
– Tamam tamam. Ama yazacaksan yine geyik bir şiir yaz. Ya da duuur, yeni bir yemek tarifine ne dersin?
– I-ıh. Onu neden yazdığımı biliyorsun.
– He he, biliyorum tabi.
– Bi çıkış noktası bulup, üzerine birkaç diyalog mu yazsam?
– Bilmem ki. Belki de yeni bir şey denemelisin.
– Ne gibi.
– Bu olur.
– Bu mu?
– Evet, neden olmasın. Başında da niyet o değil miydi? Farklı bence.
– Farklı evet. Ama iyi mi?
– İyi len.
– Sonra rezil olmayalım. ‘Bak bir şey bulamamış eskici, yazııııık lan’ demesinler.
– Demezler. Ayrıca deseler n’olur. Diyenin emmüğe koyim.
– Artık demez zaten kimse, n’aptın be!
– Ben yapmadım. Sen yaptın. Hemen hemen her yazında var olm bu senin. Terbiyesiz utanmaz bir insansın.
– Alakası yok. Yazmak özgürlüktür.
– Ulen hiç yakışmıyor böyle laflar sana. Onu başkaları desin. Sen yine argo, deli saçması yazılarına devam et.
– Ediyorum o zaman. Bu bence son bölümde bahsettiğin tanımı yakalayan bir yazı oldu. Veriyorum yayına lan.
– Vermezsen ben senin ta….
– Hop hop ! Tamam yeter. Uslu ol.
– Peki nasıl bitirmeyi planlıyorsun?
– İşte onu bilmiyorum. Var mı önerin?
– Tık diye kes gitsin.
– Nasıl?
– Basbayağı tık diye.
– Tık.