bildirgec.org

deep purple hakkında tüm yazılar

Metalcinin gözünden dünya : Global Metal (Küresel Metal)

gorcun | 25 May 2009 17:26

Global Metal
Global Metal

Sam Dunn adlı metal tutkunu antropologun Scot McFadyen’la Metal : A Headbanger’s Journey (Bir Metalcinin Yolculuğu)‘den sonra çektikleri ikinci belgesel Global Metal (Küresel Metal) 2008 yılında piyasa çıktı. Global Metal, ilk belgeselin bittiği yerde WackenAçık Hava Festivalinde başlıyor.
Global Metal adından anlaşılacağı üzere metal müziğin küresel etkilerini inceliyor. İlk belgeselde ağırlıklı olarak Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa ülkelerindeki gruplar ve etkileşimi inceleyen Sam Dunn bu bölümde Brezilya’dan, Japonya’ ya, Çin’den Endonezya’ya, Arabistan’dan, İsrail’e kadar dünyanın bir çok yerine gidiyor. Buradan sonra yazılanlar izlemeyenler için spoiler niteliğinde ayrıntılar içeriyor.

Global Metal
Global Metal

Bu muhteşem ve son derece eğlenceli belgesel yolculuğa Brezilya’yla başlıyor. Brezilya’da metal denince akla gelen ilk isim Sepultura‘ nın kendi kültüründen beslenerek metal müziğe nasıl katkılar yaptığını ve Brezilya’nın metal müziğe bakışını gösteriyor. Buradan Japonya’ya geçiş yapıldığında Japonlar’ın düzenli, disiplinli ve kurallara uyumlu hayatlarıyla metal müziği nasıl birleştirdiklerini oldukça komik ve eğlenceli görüntülerle gösteriyor. Özellikle Japonlar’ın Deep Purple hayranlıkları görülmeye değer.

İLGİNÇ RADYOCU-DİNLEYİCİ DİYALOGLARI

Radyocu | 31 January 2007 17:09

RADYOCULUK GÜZEL İŞTİR
RADYOCULUK GÜZEL İŞTİR

6 yıl radyoculuk yapmış biri olarak bazı diyalogları sizinle paylaşmak istiyorum. Bu konuşmalar, yayın dışı yaptığım ön görüşmelerde geçiyor. Sondaki diyalog ise yayın içinde gerçekleşiyor ve o dialog sırasında-bilmeden kırdığım potu aylar sonra öğreniyorum.

YAYIN DIŞI DİYALOGLAR

Radyocu: Buyurun.
Bayan Dinleyici: Sizinle görüşelim radyocu. Programların çok güzel.
Radyocu: Buyurun görüşelim
Bayan Dinleyici: Ben de radyocuyum. … Radyosunda çalışıyorum. Yani dışarıda görüşelim.
Radyocu: Tamam bir gün sizi radyonuzda ziyaret edeyim.
Bayan dinleyici: Hayır radyoda değil de dışarıda görüşelim.
Radyocu: Nerde yani?
Bayan Dinleyici: Bir kafede ne bilim yemek yiyebiliriz.
Radyocu: Tamam numaranızı bırakın, ben siz arayayım.
Bayan dinleyici: Olur tamam. Numaram —-.

We Still Rock ya da öndeki moruklar…

barada0 | 30 June 2003 14:05

Baştan alalım, saat 18:00’da uyandık, koşarak metroya ulaştık, 35 dakika sonra Vanue’deydik. Girer girmez önümüzde meydana gelen kavga ve üzerime dökülen bira… Kim ne derse desin ben bu ortamı seviyorum 🙂 “E” atıp birbirine sarılan çocuklar ve onlara özenen yaşıtlarımın yaşadıklarından çok daha gerçek olduğunu düşünüyorum bu ortamın. Yalancı sevgilerdense gerçek, sıcak, kırmızı kanı tercih ediyorum. (Günlüktü değil mi bu? İstediğim gibi yazarım. Ayrıca da BENİM günlüğüm)

Opeth şimdiye kadar 7 albüm çıkartmış ve ülkemizde de ünlü olmayı başarmış, İsveçli bir grup(muş). Valla benim cahilliğim, orada gördüm, tanıdım, dinledim. Gayet de keyif aldım. Şarkı aralarında efendi efendi konuşan sevimli bir vokalist şarkı söylemeye başlıyor insan ikisinin aynı kişi olduğuna inancını kaybediyor. Konuşmaları sırasında hiç küfür etmemesi özellikle dikkatimi çekti ki Kreator’la ilgili paragrafta bu konuya daha fazla değineceğim (evet değinmek kelimesini kullandım). Efendim gidip de anlamamış olabilecekler için elemanlar pedallarını falan kaybetmişler yollarda, o yüzden alışık olmadıkları aletlerle çalmışlar, kulağımıza çarpabilecek aksaklıklar için özür dilediler. Konserden sonra Vokalist abi, arka tarafta imza dağıttı ki bu da çok nazik bir davranıştı. Burada seyretme fırsatı bulduğumuz tüm diğer gruplar gibi tekrar gelicez diyip gittiler. (Iron Maiden tekrar gelse Bruce’la, Deep Purple tekrar gelse Ritchie’yle ne bu yaa kimi dinlesek eksik dinliyoruz…)