bildirgec.org

davranış hakkında tüm yazılar

Sinir Krizleri ve Kendimizi Cezalandırmamız Üzerine Mazoşistçe Bir Yazı…

firatocal | 09 August 2010 16:33

Sinir halleri , kızgınlıklar , insanın kendini cezalandırma yolları gibi… Yaptığımız hataların intikamını alırcasına farklı karakterlere bürünüyor ve yabancılaşarak kendimizi cezalandırıyoruz… Normal hayatımızda sahip olduğumuz benliğimizin gerektirdiği davranışlardan uzaklaşıp tam tersi davranışlar sergiler hale geliyoruz…

Biraz mazoşitstçe bir tutum… Sanki hatalarımızın kefaretini ödemek için acı çekmek ve bundan da manevi bir haz almak çok insansı ve bizden bir davranış biçimi…

Kendime biraz yakından biraz da dışarıdan bakma fırsatı bulduğum anlarda , yaptığım aptallıkların üstüne türlü bahanelerle sinir krizlerine girdiğimi görüyorum…

Fikirsizlik Yazısı

witamin | 15 June 2010 13:58

Öncelikle belirtmeliyim ki bu yazı bir fikir yazısı değil fikirsizlik yazısı.
Küçükken duyardım etraftan “akıl var fikir yok ” sözünü.Tam olarak anlamazdım ama belli ki ikisi farklı diye düşünürdüm.Büyüdükçe anladım ki aklın önemi pek yokmuş fikir olmadan.Aklı olmayan hayvanlar fikri olmayan insandan daha insanmış.Bir kaç örnekle açıklayayım şu “fikirsizlik” olayını;

  • Dün gittiğim yemyeşil çimenler ve tarihi eserlerle dolu alandaki içme suyu çeşmesinin ahırına( ya da yalak), su içtikleri plastik bardakları ve çeşitli çöpleri atmak suretiyle ahırın gider deliğinin tıkanmasına sebebiyet veren insanlar çok akıllıdır fakat fikirden yoksundur.( 5 metre ileride yine 5 er metre aralıklarla çöp bidonları mevcuttur mekanda)
  • Arkanızdan hızla gelen kişinin siz yavaşladığınızda kendisinin aşırı hızından dolayı size çarpıp akabinde “napıyorsunuz ya” şeklindeki sinirli ifadesi şunu gösterir ki kendi hızında gitmenizi isteyecek kadar akıllı , kendisinden bağımsız bir insan olduğunuzu fikredemeyecek kadar fikirsizdir.
  • Babasının bütün mallarını binbir hile ile yiyip bitiren ve 6 kız kardeşine neredeyse hiçbirşey bırakmayan büyük büyük memur emeklisi dayımız akla hayale gelmeyecek hileleri planlayabilecek kadar üstün zekalı,mükemmel akıllı fakat babasının cenazesine çağırıldığına “durumlar müsait değil”diyerek 20 tl si bulunmayacak kadar fakir(!) ve fikir yönünden takdir edersiniz ki yoksundur.
  • Patronun “çayla dolu bardaklarınızı bürodaki çöpe atmayın,çöp devrilince facia oluyor”demesine ve bunu panoya yazmasına karşın aynı saat içinde boş çay bardağımı atmak için yanına gittiğim çöpte ağzına kadar dolu bir bardağın bana bakıyor olması , yaş ortalaması 35 olan bir ortamdaki insanların bardaktaki çayı lavaboya dökmeye gitmeyecek ve çaktırmadan çöpe bırakıverecek kadar akıllı fakat toplumda yaşamayı öğrenmemeyi tercih edecek kadar fikir fakiri olduğunun net göstergesidir.

    Diğer bir durum akılsız fakat fikirli olma durumuna da birkaç örnek vereyim de netleşsin “fikirsizlik” olayı :
    * Hemen her sınavında soruya bir cevap yazdıktan sonra çok da emin olmadığı o cevabı hocanın” son 1 dakika ,cevaplarınızı toparlayın”demesiyle birlikte “aman hoca bakıp ne saçma cevap demesin , bir de bu saçma cevabı okumaya çalışmasın” fikriyle aceleyle silip, cevap yanlış da olsa hocaların birkaç bilgi bulup verdiği 3-5 puanı da alabilme ihtimalini ortadan kaldıran şahıs çok fikirli fakat akıldan yoksundur.

Populasyon

arago | 08 February 2009 10:01

Bir canlı tütünün doğanın belirli bir bölgesine yerleşmiş bütün bireylerinin bir araya gelerek oluşturduğu topluluğa populasyon denir.

bir populasyon örneği
bir populasyon örneği

Doğal Şartların populasyonu düzenlemesi ile ilgili hipotezler:

Thomas Robert Malthus
Thomas Robert Malthus

a)Malthus Hipotezi
Malthus’ a göre populasyon düzenlemesinde dış faktörler etkilidir. Bu dış faktörler Savaş, Besin Kıtlığı, Hastalık, ve Doğal Afetlerdir.
Malthus nüfüs artışının geometrik oranda artarken besin artışının aritmetik dizi şeklinde artış göstereceğini böylece birey sayısı fazla miktarda artarken besinin yetmiyeceğini savunmuştur.
b)Wein-Edward Hipotezi
Wein-Edward ‘a göre ise populasyon kendi büyüklüğünü çevresindeki besin kaynaklarına göre ayarlar. Bu düzenlemeyi sosyal davranışlardan kaynaklanan iç kuvvetlerle gerçekleşir.
Örneğin; farelere belirli alanda sınırlı sayıda besin verildiğinde fareler üreme hormonlarına etkide bulunarak üreme kapasitelerini düşürdükleri gözlemlenmiştir.Bu olay bazı canlı gruplarına özgüdür.

bebek bakımı ve eğitimi konusunda bilinen doğru ve yanlışlar…

biSGen | 21 July 2008 12:11

hilal mocan
hilal mocan

Profesör Dr. Hilal Mocan tarafından bebek ve çocuk eğitimi konusunda yapılan değerlendirmeye göre ;
Erkek çocuklara tuvalet eğitimini anne verir… yanlış.
Babanın vermesi gerekiyor. Erkek çocuk, tuvalete babayla gidecek, ayakta ve oturarak tuvaletin nasıl kullanıldığını öğrenecek. Tuvalet terbiyesi yaşı çocuktan çocuğa değişebilir. 2 yaşına kadar beklenebilir.


Yeni doğmuş bebeklerin tırnaklarıyla yüzlerini çizmemeleri için eldiven giymeleri şarttır… yanlış.
Tam tersine yeni doğmuş bebekler için dokunabilmek çok önemli. Özellikle de anneye. Dokunamazsa, annesiyle kuracağı bağda eksiklik olabilir.
Uyku zorluğu çeken çocuğun rahatlayabilmesi için akşamları Tylenol vermek iyidir… yanlış.
Doktor tarafından tespit edilen bir rahatsızlığı varsa ya da diş ağrısı çekiyorsa verilebilir. Onun dışında olur olmaz ilaç vermek iyi değildir.
Bebeğe 6 aya kadar anne sütüyle birlikte su da verilebilir… yanlış.
Sadece anne sütüyle besleniyorsa ve iyi gelişiyorsa, su verilmemeli. Anne sütünün içinde hücreler var, deniyor ki anne sütüyle birlikte ekstra bir gıda verilirse -ki bu su da olabilir- bu hücrelerin fonksiyonunda azalma ve değişme olabiliyor.
Bir bebeğe doğduğu anda su ya da şekerli su verilebilir… yanlış.
Doğduğu anda ve onu takip eden ilk yarım saatte, annenin göğsüne konmalı. Bu durum, süt salgılama refleksini inanılmaz derecede artırır ve sütün daha iyi gelmesini sağlar.
Yürüyen, ortalıkta koşan bir çocuğu hálá emziriyor olmak, yakışık almaz… yanlış.
Böyle bir şey söz konusu bile değil. Eskiden anne sütü verilme süresi 1 yaşına kadardı, şimdi 2’ye kadar verilebilir deniyor. Bunun nedeni, anne sütü, MS ve bazı nöroljik hastalıkların erken yaşta oluşmasını engelliyor.
Çocuk 1 yaşından geldikten sonra sütün besin değeri azaldığı için emzirmenin bir manası yoktur… yanlış.
Zaten 1 yaşında sonra anne sütü, besin değeri için değil, organ hayatiyetini sağladığı için ve bağışıklık sistemine katkısı nedeniyle verilir. Bir yaşından sonra anne sütü, bebeğin vücut organlarının ömrünü uzatıyor, onları daha sağlam kılıyor.
Her ağladığında kucağınıza almayın, kucak bebeği olmasın, şımarmasın… yanlış.


Alın. Sık sık alın. Alabildiğiniz kadar alın. Sevgi bebeği olsun.
Bazı çocuklar doğuştan agresiftir… doğru.
Bazı çocuklarda doğuştan şiddete yatkınlık olabiliyor. Tabii çocuğun hiperaktivite yönünden de değerlendirilmesi gerekiyor. Bir de yaş grubuna bakmak lazım. 2 yaşındaysa, “Terrible 2” diye bir şey var, “2 yaş sendromu” olarak adlandırılıyor. 6 ay kadar aksi, geçimsiz, her şeye itiraz eden çocuklar haline geliyorlar. Ama geçiyor.
Çocuğunuzu yatağınıza almayın, kendi yatağında uyumaya alışmalıdır… doğru.
Ama yatak olarak doğru, oda olarak değil. İlk 6 ay, ebeveyn odasında kendi yatağında kalabilir.
Bir yaşından sonra ateş düşürmek için erkek çocuklara fitil kullanmayın… yanlış.
Kullanabilirsiniz. Ama fazla sık olmamalı. Ateş düşürücü şurup daha kolay uygulanıyor.
Kabız çocuklarda fitil kullanılması iyidir… yanlış.Önemli olan bağırsak ritmini ayarlamaktır. Karın masajı, tavsiye edilen yaklaşımların başında gelir.
“Yan yatır evladım, kusarsa boğulmasın…” doğru. Bebekler, daha önce karın üstü yatırılıyordu ama bu pozisyonda bebek ölümlerine daha çok rastlandı. Sol yan, sağ yan ve sırt üstü daha tercih edilen pozisyonlar. Ama anne- baba, çocuğu görüş mesafesinde tutuyorsa, karın üstü yatırmakta da bir mahzur yok.
“Sırt üstü yatırma kafası düz olur…” doğru.Sürekli sırt üstü yatırılmamalı, arada pozisyon değiştirilmeli.
6 aydan sonra çocuklar, ekmek yemelidir… doğru.
Beyaz da olabilir, kepekli de. Ama tam buğday ekmeğine 2 yaşından sonra geçilmelidir. Kilo almayı yavaşlatabilir.
Göbek bağı düştükten sonra antiseptik toz sürülüp, kapalı tutulmalıdır… yanlış.
Mikrop kırıcıyla (antiseptik solüsyon) silip, açıkta bırakmak lazım.
Bebeğe 2 yaşına kadar ayakkabı giydirilmemelidir… doğru.
Eskiden çocuk yürümeye başladığı anda “ilk adım ayakkabısı” giydirilirdi. Ortopedik yapıda olması istenirdi. Ama görüldü ki yalın ayak yere basarsa, ayak taban kasları daha iyi gelişiyor. Bu nedenle çocukların yalın ayak dolaştırmak istiyoruz. Ya da çorap tarzı bir şeylerle. Ama ayakkabının bir kıyafet tamamlayıcısı olmasında bir mahzur yok. O ayakkabı da şöyle bir şey olmalı: Avucunuzun içine alınca kıvırabileceksiniz. 2 yaşından sonra ise ilk adım ayakkabıları öneriliyor, onların da bileğe kadar olanları…
Çocuğa 1 yaşına kadar inek sütü verilmemelidir… doğru.
Eskiden bir aylıkken başlanabiliyordu. Ama şimdi içindeki bir maddenin alerji yapabileceği biliniyor. O yüzden verilmiyor. İkincisi inek sütü, bağırsaklarda gizli kanama ve kansızlığa yol açabiliyor. Üçüncüsü içinde omega 3 ve omega 6 metabolitleri yok, onun için beyin hücreleri, sinir sistemi ve görmeyi sağlayan retina tabakası iyi gelişemiyor. Son olarak, yağ bileşimi anne sütüne göre farklı ve hazmı zor. Ve inek sütü, iyot ve çinkodan fakir, bu durum zihinsel gelişmeyi negatif etkileyebilir ve çinko azlığı nedeniyle bağışıklık sistemi desteklenemez.
1 yaşına kadar bal verilmemelidir… doğru.
Şu andaki beslenme prensiplerine göre verilmemesi gerekiyor. Nedeni içinde çocuğa dokunabilecek bir toksinin bulunması ihtimali.
Çocuğu 1 yaşına kadar çikolata, tatlı ve tuzlu gıdalardan uzak tutmak gerekir… doğru.
Sıfır tuz, sıfır şeker. Hiç yok. Çünkü yüklenme yapıyor. Damar ve böbrek fonksiyonları bakımından ikisinden de uzak durmak gerekiyor.
Kabız bebeklerin poposuna zeytinyağı sürmek iyidir… yanlış.
Esas olan bağırsak ritmini düzenlemektir. Çatlak varsa, ılık oturma banyoları ve ağrı kesiciler kullanılabilir.
Erkek çocukları, kadın kuaförüne götürmek yanlıştır… doğru.
Çocukların cinsiyet kavramlarını oluştururken dikkatli olmak gerekiyor.
Erkek çocukların saçlarını uzatmak kimlik karmaşasına sebep olur… doğru.
Çocukların kimlik yapılanması dönemlerinde (0-5 yaş) her şeye dikkat etmek gerekiyor.
Çok bilen anne sendromu diye bir şey vardır… doğru.
Her şeyi didik didik okuyup, araştırıp kendi başına senteze gitmemek lazım. Kendini geliştirmesinde, genel kültürünü artırmasında bir mahzur yok ama güvendiği bir doktora danışmak uygun olur.
Çocuğu ayakta sallamak iyi değildir… yanlış.Sallanabilir. Küçük ritmik hareketler anne karnındaymış hissi verdiği için, huzur getirir, çocuk gevşeyip uyuyabilir.
Çocuk her gün yıkanmalıdır… yanlış.
Böyle bir mecburiyet yok. İstenirse her gün, istenirse iki günde ya da üç günde bir…
Çocuk 4 aydan sonra diş fırçalamayı adet edinmelidir… yanlış.
Dişin ortalama çıkış zamanı 6 ay. O zamana kadar diş etleri karbonatlı suyla temizlenebilir. Bir bardak suda, bir çay kaşığı karbonat eritilecek. Gazlı bezle bu su, diş etlerine uygulanacak. 1 yaşından sonra bebekler için özel üretilmiş diş fırçaları ve özel diş kremleri kullanılabilir.
Çocuğunuzun bırakmasını istediğiniz şeyi kötüleyebilirsiniz… yanlış.
Çocuklarla büyük insanmış gibi konuşun. “Bu emziği bırakman senin için iyi olacak!” gibi.
Tek çocuksa mümkün olduğu kadar sosyal yetiştirmeye gayret edin, arkadaşları olsun, yuvaya gönderin… doğru.
2 yaşından önce yuvaya gitmesi uygun değildir… doğru.
Oyun grubuna gidebilir. Ama full time yuva için erken.
Çocuğunuzu doğada özgür bırakın, bağışıklık sistemi gelişsin, toprak yesin, çim ısırsın, mikroplarla tanışsın… yanlış.
Hele toprak yemesi, direkt olarak demir eksikliğiyle ilgili bir belirti olabilir. Çocuğa parazit geçebilir. Her ülkenin genetik yapısı farklıdır. Rusya’da çocukları buzun için koyarlar, bir şey olmaz, bizde yağmura çıkar zatürree olur.
Çocuğu kat kat giydirmek iyidir… yanlış.
Kışın 3 ince kat yeter. Yazın tek kat.
Bir aylık çocuğa muhallebi vermek faydalıdır… yanlış.
Kesinlikle yanlış. Ek gıdalara geçiş döneminde verilir, en erken 4. aydan sonra tolere edebilir.
“Akşamları pirinçli gıdalar ver, uyanmaz…” yanlış..
4. ayın bitiminden itibaren sütlü pirinçli mamalar verilebilir. Karbonhidrat miktarı yüksek olduğu ve daha tok tuttuğu için bebek rahat uyur. Ama bebek obezliğe yatkınsa, hiç verilmeyebilir.

“Şişmansa çocuğunuz, yürüteçten uzak dursun!”… doğru.
Kalça eklemlerine basınç gelebilir.
Kök hücre için kordon kanı mutlaka alınmalıdır… yanlış..
2 yaşın altındaki çocuklara televizyon izlettirmenin faydası vardır… yanlış.
Kesinlikle seyretmemeliler. Çocukların dikkat süresi 0-3 yaş arasında yapılanıyor. Eğer televizyon seyrederlerse, dikkat süreleri yeteri kadar uzun olamıyor. Baby Einstein gibi filmler izlettirebilirsiniz. O da günde maksimum bir saat. O tür filmler çocukların IQ skorunu 5-6 puan yükseltebilir. Ama evde teke tek oyun oynarsanız da IQ skorları yükseliyor.
“Kaliteli zaman” diye bir şey vardır… doğru.
Ama çocuğunuza ayırdığınız bu kaliteli zaman, günde 1 saatse, o 1 saate sadık kalın. Değiştirmeyin, azaltmayın. Çünkü bunu yaptığınız takdirde, çocuk kendini ikinci plana itilmiş hissediyor. Size olan güveni de sarsılıyor.
5- 6 aydan sonra pekmez yararlıdır… doğru.Kahvaltıya koymak gerekir. Kandaki hemoglobin oranını yükseltir. Ve demir düzeyini pozitif olarak etkiler.
“Emzik verme, dişleri yamuk olur…” yanlış.
Eskiden böyle denirdi ama şimdi 2 yaşına kadar emziğin diş ve çene yapısını bozmadığı biliniyor. Ama 2 yaşından sonra devam edilmemeli.
1 yaşından sonra flor takviyesi yapılmalıdır… doğru.
Sulardaki florun düşük olduğu bölgelerde bu takviye öneriliyor. Herhangi bir zararı yok.

kişilikli renkler

eratnow | 01 April 2008 21:06

ah bu renkler...
ah bu renkler…

insanların sevdiği renkler kişiliklerini ele veriyor. kırmızı rengi seven ve çok kullanan kişiler, duyguları yogun yaşayanlar olarak ayrılırken yeşil rengi sevenlerin sağlam bir iradeye sahip olduklarını ileri sürmek mümkün bu yaklaşımla. sarı ise iyimserliğin öncüsü bir renk kabul ediliyor ve bu rengi sevenlerin neşeli insanlar olduğu gözlemleniyor. kesinliği ne kadar tartışılır bilemem ama uzmanlar gayet idaalı hem burada hem şurada. hatta işi ilerletip renklerle terapi bile yapılıyor kromoterapi denilen bir yöntemle, bu yöntemin çıkış noktası ise insanların kullandığı renklerle bağlantı kurarak davranış değişikliği meydana getirmek.

algı ve seçicilik

behman | 02 February 2008 21:40

bir saat aralıksız bakılacakmış..evet, işkence gibi..
bir saat aralıksız bakılacakmış..işkence gibi..
en basiti koku...
en basiti koku…

Algı’da Seçicilik

yaşantımızdaki her hareketimizin sonucu ve bunların etkileri ve bize dönen tepikileri. eğer tepkide en ufak bir eleştirel yan varsa algı mekanizmamızla bunu geri tepe biliyoruz. eleştiriye açık olamamamız bu yüzdendir. algıda seçicilik yapıyoruz ve onu “en basit” tabirle eleştiri olarak görmüyoruz. çünkü, o bizim davranışlarımızın yanlış, kötü olduğuna dairdir.
ve son olarak göstermek istediğim bir şey var. bir siteden buldum.
söylenene göre bir saat aralıksız bakınca göz bozuklukları geçiyomuş .. şekil 1 A

kullanıcı odaklılık için 20 yöntem

arjinin | 11 September 2007 11:41

Birçok web profesyoneli, kullanıcı odaklı olmak için ne yapması gerektiğini bilir. Bu konuda en popüler metotlar şüphesiz, aktif konumda bulunan ürünler veya servisler hakkında kullanılabilirlik testleri, kart sınıflandırması, etrafa takınılan tavırlar ve gözlemler olmak üzere güncel araştırmalar yapılmasıdır. Aşağıdaki liste de daha faydalı ürünlere ulaşmak için alternatif metotları göstermek için smashingmagazine.com sitesi tarafından hazırlanmış.

1. Faaliyet analizi: Bir durumda olabilecek en doğal durumu gözlemleyin ve sürecin parçası olan bir modelleme yaratın, anahtar çıkışları bulun.