bildirgec.org

darren aronofsky hakkında tüm yazılar

ŞAMPİYON

superman61 | 16 January 2012 09:55

Çok kısa bi şekilde şimdiye kadar izlediğim en iyi geri dönüş filmlerinden birinden bahsedeceğim. Sinema tarihine damga vurabilecek filmler listesine rahatça ekleyebilirsiniz, Tabii izledikten sonra. Arşivlerde de yer alması gerektiğini düşünenlerdenim açıkçası. Kurguda herhangi bir problem görmemekle beraber, oyuncu seçimi, diyaloglarda aşırıya kaçılmaması ve sahnelerin akışının sizi sıkmayacağına garanti verebilirim.

Bunun dışında benim keyfimi kaçıran sadece bir sahne var. Yönetmen Darren Aronofsky’nin mi, yoksa senarist Robert D. Siegel’in siyasi görüşü onu bilemem ama bir İran bayrağının kırılıp yere atılması bazılarını rahatsız edebilir. Art niyetle izleyen biri bu film hakkında olay çıkartabilir.

Black Swan (2010)

| 18 August 2010 13:04

Black Swan, Darren Aronofsky‘nin yönettiği, Natalie Portman, Vincent Cassel ve Mila Kunis‘in başrollerini üstlendiği bir gerilim-dram filmi. Filmde kısa bir rolde Winona Ryder‘ı da izleyeceğimizi ekleyelim. Film ilk olarak Venedik Film Festivali’nde görücüye çıktı. Genellikle olumlu eleştiriler alan yapım 1 Aralık tarihinde Amerika’da vizyona girecek.

Film, Nina (Portman) ile Lilly (Kunis) arasındaki rekabeti ve bu rekabetin sonuçlarını anlatıyor.

The Fountain (2006) – Kaynak

| 06 February 2009 17:12

Ve bu yüzden Tanrı, Adem’le Havva’yı Cennet Bahçesi’nden kovdu. Ve Hayat Ağacı’nı koruması için oraya ateşten bir kılıç yerleştirdi.
Yaratılış 3-24

Hırslı salınan bir kalemin sesi ile başlar film ve kararan ekran aydınlanıp ayan olunca bizlere karanlık ardındaki, yukarıdaki ayetin yazıldığı görülür sararmış bir kağıda. Kağıt solar, Orta Amerika’da 800 yıl önce varolmuş bir çadırda açar gözlerini seyirci. Ancak durmuş mudur bize ayeti görünür kılan kalem, yoksa salınmaya devam mı etmektedir kağıt üzerinde suskunluğu zırh eyleyip. Neden sonra anlar seyirci kalemin valsine devam ettiğini ve Kraliçe Isabel’in Adem’i olmaya aht etmiş Kumandan Tomas’ın öyküsünü serdiğini gözler önüne.
-Bitirmeme izin ver.
diyerek eli ve zihni çün derman istemektedir tanrıdan Kaynak (Fountain)’ı bitirebilmek için.

Kumandan, son bir çırpınışla saldırır Maya piramidine doğru. İki askerini kaybeder ancak yılmaz. Piramidin tepesinde, uğruna denizler, ormanlar, ölümler geçtiği hayat ağacını koruyan son Maya Rahibi ile karşılaşır. Rahip, hançerini adama saplar ve ateşten kılıcını adamın kafasına doğru savururken sesi piramidin yosunlu duvarlarında yankılanır;
Ölüm huzura giden yoldur…

Şiirsel atmosferini bir kenara bırakacak olursak, ölümsüzlüğü kendisine dert edinmiş bir film Fountain. Filmi izlememiz ertesinde zihnimizde hasıl olan gizemli büyüden ötürü nete koşmuş, hakkında neler denilmiş diye sinepile uğramış ve filme ilişkin bir yazı yazılmadığını görerek sevindiğimizi itiraf etmeliyiz.

The Wrestler

queennothing | 24 January 2009 11:46

Drama‘ dalında en çok konuşulan filmlerden biri olan “Requiem For a Dream“, 2000 yılında vizyona girdiğinde büyük yankı yaratmıştı. Oyuncularından, müziklerine kadar, yıllar geçtikçe ‘kült’ olma yolunda ilerleyen “Requiem For a Dream“, yönetmeni Darren Aronofsky‘ın da özgün tarzını sinemaseverlerle tanıştırdı.

2006 yılında sinemaseverlere sunduğu “The Fountain“den de alnının akıyla çıkmayı başaran Brooklyn doğumlu yönetmen, 2008 yılında iki Oscar adaylığı bulunan bir filme imza attı: “The Wrestler“.

Robocop yeniden!

vic vega | 01 August 2008 10:03

Kutlu insan Darren Aronofsky, haftalardır fanboy’ların uykusunu kaçıran dedikoduyu mutlu sonla nihayetlendirdi, yeni bir Robocop filmi yöneteceğini doğruladı. Lindsay Lohan’ın çıplak fotoğraflarından beri bir habere bu kadar sevinmemiştim.

İlk filmin 80’lerde geçen bir yeniden çevrimi, ilk filmin gelecekte geçen bir yeniden çevrimi ve ilk bölümden hikayeye devam eden bir film şeklinde üç dedikodu var. Üçü de nefis olabilir.

Requiem For A Dream (eleştiri)

binyatisa | 01 July 2008 10:04

Requiem for a dream
Requiem for a dream

Requiem for a dream(Bir Rüya İçin Ağıt), 2000 ABD yapımı bağımsız bir film. Filmin temelini Hubert Selby’nin bir romanı oluşturuyor, sinemaya uyarlanması ise Darren Aronofsky tarafından gerçekleştirilmiş.

Sara Goldfarb
Sara Goldfarb

Filmin çok temiz bir hikayesi vardır, bağımlılıkların insan üzerindeki etkilerinden bahseder. Mesajının bu kadar açık ve net olması ve bunu insanın gözüne gözüne sokması bir çok defa eleştiriye maruz olsa da özellikle uyuşturucu bağımlılığı üzerine çekilmiş en iyi filmlerden biridir. Bağımlılık konusu iki kanaldan incelenir: Sara Goldfarb karakteri, yaşlılığının ve yalnızlığının sonucu olarak televizyona ve televizyon yayınlarına bağlanmıştır. Bağımlılık televizyonda yayımlanan bir yarışmaya katılma amacına dönüşür ve karakter bunu bir saplantı haline getirir. Bunun içinse çok beğendiği bir elbisesini giyemeli ve yarışmaya girmelidir. Bu yüzden çeşitli çareler arar ve çözümü ilaçlarda bulur. Bu zihninde bir takım kaymalara sebep olur ve kendisini televizyonun içerisinde görmeye başlar.

Marion ve Harry
Marion ve Harry

Diğer bir hikaye de Sara’nın oğlu Harry(Jared Leto) ve onun kız arkadaşı Marion (Jennifer Connelly) çevresinde geçer. İki genç de uyuşturucu bağımlısıdır ve sokakta uyuşturucu satışının yavaşlaması ile sıkıntıya düşerler. Harry bir arkadaşını yanına alarak uyuşturucu aramak için başka bir şehre gider, Marion ise uyuşturucu alabilmek için cinsel ilişki karşılığı uyuşturucu veren bir adamı ziyarete karar verir. Bu süreç yaşanırken filmde bu iki gencin hayatlarının dibinde oldukları sahneleri görürüz. Filmin can alıcı sahneleri başlamıştır.

Film üç parçadır, herşeyin biraz daha düzgün olduğu “Yaz – Summer”, düşüşün başladığı “Fall – Sonbahar” ve “Kış – Winter”. Kış bölümünde Marion, kendisini bir partiye davet eden uyuşturucu dağıtıcısının teklifine kendini kaptırır, Harry bir sağlık kuruluşundadır ve annesi de hastaneye kaldırılmaktadır. Requiem for a Dream’i hayatınız boyunca unutulmayacak bir film yapan ise bu son sahnelerdir.

Pi – 3.14

fckmeimfamous | 18 June 2008 16:41

Darren Aronofsky‘nin (Requiem for a Dream, The Fountain) 3 tane iyi kısa film çektikten sonraki ilk uzun metrajlı filmi Pi. Bir bilgisayar dahisi olan Maximillian Cohen‘in [Sean Gullette (The Situation, Still Life, hatta Requiem for a Dream’de ufak bir rolü de var)] hayatının kısa bir bölümünü anlatan filmde, Mark Margolis (Gone Baby Gone, The Fountain) ve Ben Shenkman (Angels in America, Law&Order) yan rollerde oynuyor.

Filmin posteri
Filmin posteri

Sizin Top 10 Listeniz ?

necronamber | 14 April 2008 09:45

1.Bir rüya için ağıt (Requiem for a Dream)

Bu filmi ilk izledim zamanı hatırlıyorum da etkisinden uzun bir süre kurtulamamıştım. Yönetmen Darren Aronofsky Pi sayısı filminden sonra ikinci filmi 2000 yılı yapımı olan requiem for a dream konusu ve müziği ile ön plana çıkmıştır. Özellikle müzik Clint Mansell tarafından ve Kronos Quartet tarfından derlenmiştir.

‘Bir Rüya İçin Ağıt’ ve ‘Katarsis’

absynthe | 12 April 2008 23:37

Katarsis –Aristoteles’in Poetika’sında geçtiği gibi- kısaca trajediyi izlerken bizde uyanan acıma ve korku duygusudur. Kendimizi kahramanın yerine koyar, o anlığına da olsa o acıyı yaşarız kahramanla beraber. Bu bizde kahramanın yaptığı hatayı yapmama hissi uyandırır- ki Aristo’ya göre tiyatronun amacı budur; toplumu şekillendirmek, Katarsis vasıtasıyla yapılmaması gerekenleri yapmamalarını sağlamak. Daha iyi bir toplum yolunda trajedinin büyük önemi vardır.

The Fountain

Druid | 10 November 2006 11:00

Darren Aronofsky’nin yönettiği başrollerinde Hugh Jackman ve Rachel Weisz’ın yer aldığı bilimkurgu filmi The Fountain ; sonsuz yaşamın sırlarına el atıyor.

Film, bir adamın sevdiği kadını kurtarmak için 16. yüzyıl kaşifi, günümüz bilim adamı ve 26. yüzyıl astranotu olarak, sonsuz yaşamın sırrını arayarak, binlerce yıl çabalamasının güçlüklerle dolu uzun serüveni beyazperdeye aktarmaktadır. Aşk, mücadele, fedakarlık, yeniden doğuş, ölüm ve ölümsüzlük gibi çok değişik kavramları içinde barındıran yapım, birbirinden farklı üç ayrı zaman diliminde geçer.