bildirgec.org

çizgi roman hakkında tüm yazılar

Cronenberg’ten bir şiddet sorgulaması : A History of Violence (Şiddetin Tarihçesi)

gorcun | 28 April 2009 14:36

History of Violence
History of Violence

A History of Violence (Şiddetin Tarihçesi) , David Cronenberg‘in 2005 yapımı filminin ismi. John Wagner ve Vince Locke’un çizgi roman hikayesinden uyarlanan film başarılı bir uyarlamadır. Sakin ve mütevazı bir hayat yaşayan Tom Stall’un hayatı (Viggo Mortensen) bir gün, çalıştığı restorana tehlikeli ve silahlı adamların gelmesiyle değişir. Adamları etkisiz hale getirip adını medyaya duyuran Stall bu durumdan memnun olmayacaktır.
Adının duyulmasından sonra çalıştığı yere mafya görünümlü daha tehlikeli adamların gelmesiyle Tom’un karısı rolündeki güzel oyuncu Maria Bello(Edie Stall rolünde)tanıdığı kocasının aslında tanıdığı kişi olmadığından şüphelenmeye başlar.

İstanbul’un Zombileri

ercanat | 20 April 2009 10:26

İki kapak alternatifiyle çıkan Zombistan'ın,
İki kapak alternatifiyle çıkan Zombistan’ın, “Cinnetli Kapak” versiyonu… “Kasvetli Kapak” ise, daha yalın bir grafik içeriyor.

Rodeo Albümler Dizisi’nin ikinci kitabı Zombistan, ’87 doğumlu çizgi romancı Cem Özüduru’nun imzasını taşıyan ilk kitap olma özelliği taşıyor. Daha önceleri Rodeo Strip dergisinde yazıp çizen Özüduru, korku klişelerini yer yer ters-yüz ettiği bu çalışmasında Türkiye’nin güncel sorunlarına metaforik bir bakışla yaklaştığını ifade ediyor.

Kitabın uzantısı / eklentisi / parodisi niteliğinde bir de internet sitesi mevcut: Zombistan.com‘da, İstanbul’un zombilerce işgali gün gün aktarılıyor; kitabın nerelerde satıldığı gibi bilgilerin yanısıra, wallpaper ve afiş tarzı gibi ekstralar da yer alıyor.

Hellboy (2004)

queennothing | 23 February 2009 15:13

İnsanı ‘insan’ yapan nedir? Köklerden mi gelir, yoksa zaten öyle mi doğar?

Cehennem ateşinden dünyaya doğan küçük kırmızı yaratık, Profesör Broom‘un hiç doğmamış oğlu olarak 60 yaşına kadar gelmiştir.
İnsanlar gibi yaşlanmayan bu dev kırmızı yaratığa “Hellboy” adı verilmiştir.

Bu korkutucu dev yaratık, görünüşünün aksine, şaşırtıcı derecede ‘insanlık içgüdüsü‘ne sahiptir.

Largo Winch

13thMonkey | 24 January 2009 09:30

2009 un ülkemizde vizyona giren ilk çizgi roman uyarlaması Fransa’dan geliyor.. Filmin konusu kısaca şöyle: Varlıklı iş adamı Nerio Winch’in şüpheli ölümünün ardından, sıfırdan zirveye çıkardığı şirketinde entrika dolu iktidar kavgaları başlar.Yönetim kurulu üyeleri eski patronlarının herkesten gizlediği Largo adında bir oğlu olduğunu öğrenince kimsenin beklemediği olaylar baş gösterir. Maceraperest ve isyankar bir ruha sahip olan Largo (Tomer Sisley), tehlikeli bir yaşam sürmektedir. Babasının öldüğünü öğrenen Largo, bu olayı araştırmak ve şirketin iktidarını ele geçirmek için babasının düşmanlarıyla amansız bir mücadeleye girişir.

the ROCKETEER

emsvizyon | 07 December 2008 10:11

hikayemiz; ikinci dünya savaşı sırasında nazilerin geliştirdiği bir çeşit sırt roketinin, gösteri pilotluğu yapan Cliff Secord’un eline geçmesiyle başlıyor. 1991 yapımı filmin yönetmeni Joe Johnston, başrollerini ise Bill Campbell ve Jennifer Connelly paylaşıyorlar… 30’lu ve 40’lı yılların kült bilim-kurgu magazininden beyaz perdeye aktarılan ve ülkemizde roket adam ismiyle sinema ve tv’ler de gösterilen film bence hakettiği ilgiyi görememiş eğlenceli bir yapım. zamanı için oldukça güzel görsel efektlere sahip olan the rockeeter, hızlı ve sıkmayan bir tempoda ilerliyor.

biraz geleceğin dünyası biraz da daima genç gibi filmlerin havasında, ancak rokeeter muhtemelen bu iki filme ilham olmuştur ki hepsinden eski bir yapım. izlenmeli,izletilmeli,saklanmalı… fragman

Deliliğin Dudaklarındaki Islık

neceff | 24 October 2008 12:06

Clive Barker‘ın romanlarında korku kültü bir sis bulutu gibi çöker okuyucunun üzerine. Sis dağıldığında, zihninizi delip geçen fantastik dünyalar kalır geriye, o da kana bulanmış bir şekilde. Barker, kitaplarındaki kısa öykülerle üstünüze başınıza kan sıçratır adeta. Malzemesi, içerdeki veya dışarıdaki; ama daima devinim halindeki kan damarlarıyla insanın ta kendisidir. Ölüm, kan gölünün ortasında bir anda yükselen gizemli bir adadır adeta. Sonsuzluğun yeni bir boyutunu sunar okuyucuya. Ölümle yaşam arasında kalan varlıklar, tam da Barker’ın bahsetmeyi en çok sevdikleri arasındadır ve bu varlıklar illa ki deliliğin sularında yelken açan paramparça bilinçlere sahiptir.

Onun kaleminde insan malzemesi öyle bir şekil alır ve öyle bir teşhir edilir ki, öyküleri okurken tüm derinizi kaldırıp bizzat görmek istersiniz kendi içinizi. Öykülerinde, bir yanda üst üste yığılmış insan etlerinden oluşturulan tepeler savaşa tutuşturulur, diğer yanda yaydığı karanlıktan ötürü bugüne kadar gölgede bırakılan gecenin çocuklarına ya da ayın döllerine, gece ekspresiyle taşınır insanoğlu kurban olarak.