bildirgec.org

çin hakkında tüm yazılar

Windows 7’nin WinHec Toplantısında ve Yeni Ekran Görüntüleri

osmanxx | 10 December 2008 09:42

Sabırsızlıkla beklenen ve Vista ile hüsrana uğrayan Windows kullanıcıları Windows 7’yi bekliyor.
Bundan daha önce de torrent sitelerine düştüğü söylenen ama içinde Windows 7 ile alakası olmayan şeyler bazılarımızı sinirlenmişti.

Çin yine yaptı yapacağını ve Windows 7 beta 6956 nihayet internete sızdı. Çinden dünyaya yayılan Windows 7’nin ekran görüntüleri karşınızda:

Daha fazla bilgi için Windows 7

Nokia N96 Bruce Lee

akdem | 07 December 2008 09:19

Nokia N96 Bruce Lee
Nokia N96 Bruce Lee

Nokia Çindeki pazar payını ve bruce lee hayranlığını göz önünde bulundurarak sadece çin için N96 Bruce Lee modelini yarattı. 1,300$’lık bu telefon aksesuarları ve kendisi tamamen bruce lee figürleriyle kaplı. Bruce Lee’nin mınçıka ile oynadığı reklam filmine buradan resmi sitesine ise şuradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca sitede 3d Bruce Lee ile bir takım Kungfu hareketleri de yapabilirsiniz.

666 gün şarjınız bitmesin

baris aydinoglu | 01 December 2008 10:06

Yanlış duymadınız! Bu cep telefonunu bir kez şarj ediyorsunuz ve tamı tamına 666 gün boyunca tekrar şarj etmenize gerek kalmadan standby’da kalabiliyor.

super cep şarj 2

Çin’de üretilen I Coloured Mobile ZJ268 cep telefonu tam 666 gün pil ömrü sayesinde bir çok kişinin kabusu olan şarj sorununu çözmeye oldukça yaklaşmış görünüyor.

super cep şarj
super cep şarj

Dört hoparlöre sahip olan telefonda mp3 ve mp4 dinlemek, 3.0 inch ekranında video izlemek de mümkün.
Çift kamera, çift sim kart desteği, GSM900 / DCS1800, GPRS, wap bağlantısı ve el yazısı tanıma özelliklerini de barındıran bu telefonun en can alıcı özelliği ise şüphesiz
özel 32,800mAh “süper” pili.

ÇİN’DEKİ PİRAMİTLER

esra80 | 30 November 2008 13:12

Çin’de piramitler olduğundan haberiniz var mıydı?Evet,Çin’de piramitler var.Hem de Uygur bölgesinde.Keşfedileli epey zaman olmuş.Ama ,nedense Çin,hiçbirşeyden haberi yokmuş gibi davranıyor.Piramitlerden bir tanesi çok yüksek.Dünyada en yüksek piramit olarak bilinen Giza piramidinden daha yüksek ve çok daha iyi bir teknolojiyle yapılmış.Sayıları,birden fazla,irili ufaklı şeyler.Ama bunların üzerine,ağaçlar dikilerek,dağ ve tepe olarak gösteriliyor.Öyle zannedilmesine çalışılıyor.Tabii,bu manevraların arkasında birtakım siyasi korkular var.Eğer piramitlerin varlığını kabul edip ilan ederlerse,herkesten sakladıkları uygur bölgesini medyaya ve insanlara açmak zorunda kalacaklar.Tabii oralarda halka yapılan kötü muameleyi göstermek istemiyorlar.Fakat bizden insanların bir zamanlar böylesine büyük bir medeniyete sahip olması muhteşem bir şey.Bu konuyla ilgili yaptığım araştırma sonuçlarını bloğumda sizlere yazmıştım.Ayrıntılı bilgi için oraya bakılabilir.

Çin'deki piramitler
Çin’deki piramitler

‘ Üstat KUNG ‘

| 04 November 2008 17:06

KONFÜÇYÜS (M.Ö 551 – M.Ö 479); ünlü mü ünlü Çin filozofudur….
Üstat KUNG ismiyle de bilinir.
Dünya , onun düşüncelerini, Analektleri ile tanır.
Bu büyük düşünürün her sözünden ince ve derin anlamlar çıkarabilirsiniz. Çin’de yaşamış, felsefesini ise sadece çin’e değil tüm dünyaya duyurmuştur.

Düşünce ve felsefesi toplumda ahlaki değerler,
insan ilişkileri, siyaset ve adelet (hukuki değerler)
olup daha bir çok konu ile de ilgili analektleri vardır.
Mesela aşk terapistliği….
Konfüçyüs’un Aşk Öğütleri…..

M.Ö’nce yaşamış bir düşünür olmasına rağmen
günümüzde de ismi geçen üstat’lardandır.
Bir çok konuda güzel ve özlü sözleri ve felsefesi halen dikkate alınmakta…
Konfüçyüs’tan özlü ve güzel sözler….

Çinliler teknoloji v.s…her konuya el attıkları gibi
filozoflarıyla da meşhurlardır.
Dünyada aynı zamanlarda yaşayan bir kaç filozofun içinde yer alır,Konfüçyüs; Buda, Thales gibi…….
Öğrencisi olmak isterdim bu büyük düşünürün…
Konfüçyüsçülük bakınız…
Konfüçyüs’ün dünya basınında çıkan TÜM HABERLERİ.

Gece ve Gündüz Krallığı

vatanda | 02 November 2008 16:18

Uzandığım koltukta dalmışım annemin dürtüklemesiyle uyandım. Aslında pekte uyandım denilemez hala yaşıyorum sanki. Gözlerimi kapattığımda güzel bir sahil kasabasında buldum kendimi ağzıma hafif tuz tadı gelmekte , esen rüzgar tenimi ürpertmekte. Etrafıma bakıyorum şaşkınlıkla ileride bir baraka üzerine kocaman bir ağ çatı gibi yerleştirilmiş, küçük bir tekne ve iki-üç kişi onlara doğru yürüyorum. Güneş hala gökyüzünde ama ay’da öbür taraftan kendini göstermekte ilerdeki gruba yaklaştıkça içimde garip bir ürperti başlıyor ilk anda neden olduğunu anlamasamda biraz sonra bu ürpertinin nedenini anlıyorum. Benim insan sandığım ilerdeki grup ağzı yüzü garip bir şekil almış insan görüntüsünde ama insandan başka herşeye benzeyen hal ve hareketleriyle çok başka garip yaratıklar çıkıyor. Titremeye başlıyorum hatta geri geri gitmek istediğimi hatırlıyorum ama nedense bacaklarım beni dinlemiyor. Sanki onlara doğru çekiliyorum. Yanlarına yaklaşıyorum. ürkek bakışlarla süzdüğüm bu garip yaratıklar benim geldiğimi yeni fark eder gibi vücutlarından çıkan gözleriyle bana sanki normal birşeymiş gibi bakıyorlardı. Bu beni daha da tedirgin etmişti. O sırada arkadaki yaratık diğerine insan diliyle ” İşte bir tane daha geldi bu akşam kaçıncı bu” diye söylendi. Konuşmalar beni hem korkutmuş hemde sevindirmişti benim gibi başka insanlar da buraya gelmişti demek. Ama burası neresiydi bu yaratıklar da neydi. Bana en yakın olan yaratık “Sen ordaki yaklaş buraya neden, niçin geldin” diye sordu. Vücudum benden ayrı bir nesne gibi onlara yaklaşmaya başladı. Tam yanlarına geldiğimde dilim yine düşüncelerimden başka olarak.

2008 kpss

vatanda | 02 November 2008 11:35

Uzandığım koltukta dalmışım annemin dürtüklemesiyle uyandım. Aslında pekte uyandım denilemez hala yaşıyorum sanki. Gözlerimi kapattığımda güzel bir sahil kasabasında buldum kendimi ağzıma hafif tuz tadı gelmekte , esen rüzgar tenimi ürpertmekte. Etrafıma bakıyorum şaşkınlıkla ileride bir baraka üzerine kocaman bir ağ çatı gibi yerleştirilmiş, küçük bir tekne ve iki-üç kişi onlara doğru yürüyorum. Güneş hala gökyüzünde ama ay’da öbür taraftan kendini göstermekte ilerdeki gruba yaklaştıkça içimde garip bir ürperti başlıyor ilk anda neden olduğunu anlamasamda biraz sonra bu ürpertinin nedenini anlıyorum. Benim insan sandığım ilerdeki grup ağzı yüzü garip bir şekil almış insan görüntüsünde ama insandan başka herşeye benzeyen hal ve hareketleriyle çok başka garip yaratıklar çıkıyor. Titremeye başlıyorum hatta geri geri gitmek istediğimi hatırlıyorum ama nedense bacaklarım beni dinlemiyor. Sanki onlara doğru çekiliyorum. Yanlarına yaklaşıyorum. ürkek bakışlarla süzdüğüm bu garip yaratıklar benim geldiğimi yeni fark eder gibi vücutlarından çıkan gözleriyle bana sanki normal birşeymiş gibi bakıyorlardı. Bu beni daha da tedirgin etmişti. O sırada arkadaki yaratık diğerine insan diliyle ” İşte bir tane daha geldi bu akşam kaçıncı bu” diye söylendi. Konuşmalar beni hem korkutmuş hemde sevindirmişti benim gibi başka insanlar da buraya gelmişti demek. Ama burası neresiydi bu yaratıklar da neydi. Bana en yakın olan yaratık “Sen ordaki yaklaş buraya neden, niçin geldin” diye sordu. Vücudum benden ayrı bir nesne gibi onlara yaklaşmaya başladı. Tam yanlarına geldiğimde dilim yine düşüncelerimden başka olarak. ” Puslu bir geceden geliyorum. Güneşi arıyorum, sabahı bekliyorum. Buraların sultanına hizmet için bekliyorum” dedi. Ne söylediğimi anlamamış olmamla birlikte hala neden ve niçinler içinde kaybolmuş bir vaziyetteydim. Hiç bir şeye anlam veremiyordum. Yaratıklar hep bir ağızdan ” Güneşi bulmak elinde, Sultan içerde, hizmet zordur kazanmak ise imkansız.” diyerek ayağa kalktılar. arkada olan biraz daha insanımsı yaratık ileriye bir adım atarak ” Şimdi sende diğerleri gibi hiç bir şey anlamamışsındır. Şu anda gece ve gündüz adasındasın. İçerde güneş sultan durmakta, bizlerse sultanı koruyan cinleriz” diyerek bir anda ele benzettiğim uzantısından bir giysi ve kolye verdi. “Bunları giy, içeri girmen için şart” dedi. Önündeki cin yine aynı şekilde bir kılıç ve kalkan uzattı bana ve ” Bunları kuşan içeride hizmet için gerekli dedi”. En öndeki cin ise kocaman bir kazan çıkartıp içine deniz suyundan doldurdu ve altını yaktı. ” Kazanın içine gir ve temizlen saflık gerekli” dedi. Bütün söylenenleri bedenim harfi harfine uyguluyordu. İlk önce kazana girdim. Çok sıcak olacağını hatta pişeceğimi düşünürken oldukça serin hatta tenimde tatlı bir his uyandıran bir su ile karşılaştım. Bedenimin kontrolünü yeniden kazanmıştım. Hatta artık aklımdakileri bile söyleyebiliyordum. Kazandan çıktığımda bir an için kaçmak istedim. Ve tam o anda öndeki cin “Buradan kaçmak istiyorsun dimi ama kaçış yok. Senin gibi senden önce ve senden sonra gelenler içinde kaçış yok sen ve senin gibiler seçilmişlersiniz. Doğduğunuz gün gece ve gündüz savaşı için seçildiğiniz” diyerek beni diğer cin’e doğru sürükledi. Cin’in verdiği giysileri üzerime giydiğimde sanki hiçbirşey giymemiş gibiydim ama dışardan giysiye dokunduğumda çok kaba çok kalın ve sert bir ses çıkarıyordu. Kolyeyi boynuma taktığımda ise daha önce hiç görmediğim bir ışık hüzmesi gökyüzünde belirdi ve tamda kolyenin ortasına doğru ilerledi. Işığın içinde hayal meyal bir insan silüeti görüyordum ama sadece o kadar birde ses ” Sana güveniyorum” diyordu. Cinler ışığı görür görmez dizlerinin üzerine çöktüler ve hep bir ağızdan ” Işığın prensesi hoş geldin savaşçıyı kutsa ve galibiyet için yol göster” diye bağrıştılar. Işık hüzmesi kolyenin içine girdi ve parlamayı kesti. En son olarak elime bir kılıç ve kalkan verdiler. Kılıç buradaki herşey gibi garipti. Sadece sapı vardı ve elime aldığımda beyaz bir ışık saçıyordu. Benim kılıca böyle baktığımı gören cin ” Bu kılıç ruh kılıcıdır içindeki duyguları gösterir. Az önce içine girdiğin kazandaki su ruhunu temizledi, giydiğin giysiler sana güç verdi. Bu ruh kılıcı ise senin içindeki saflığı temizliği gösteriyor. İçeride daima böyle saf ve beyaz kalmalı. Rengi değişirse neler olur biz bile bilmiyoruz” diye açıklama yaptı. Ruhumun temiz olması beni sevindirmişti ama ruhum temiz değildi yaptığım onca yanlış onca kötü şey onlara neler olmuştu. Yine aynı cin sanki beynimi okurmuşcasına “Daha önce yaptığın kötülükler, yanlışlıklar, bütün hataların az önce suyla birlikte yok oldu. Şu anda en saf en temiz sensin. Geçmişi düşünme sadece hizmet etmeye odaklan ” diyerek o garip uzantısını kalkanın üzerinde gezdirdi. Kalkan bir anda o en normal halinden çıkıp parlamaya başladı ama öyle beyaz değil yeşil parlıyordu kalkan. “Bak” dedi parmağa benzeyen uzantısından bir parçayı garip dişleriyle kesti ve gri akan kanını kalkana sürdü kalkan bir anda büyüdü ve gri rengi yuttu. Resmen cinin kanını yuttu ve yine yeşil yeşil parladı. “bu kalkan yeşil zümrüt kalkanıdır. Senden öncekiler bu kalkanı alamadı senin bir özelliğin olmalı. Zümrüt kalkanının en büyük özelliği bizler gibi varlıkların kanı kalkan tarafından emilir ve sana zarar vermesini engeller. Dahası her türlü saldırıya karşı boyut değiştirir ve seni en iyi şekilde korur. Son olarak şayet içeride başına bir hal gelirse bu kalkan seni yok eder”. Son sözü içimde büyük bir korkuya neden oldu elimde tuttuğum şey beni öldürebilecekti ha. Birden aklıma uykuya daldığım geldi o anda uyanmak için bütün varlığımla çabaladım ama yine arkadaki cin bütün ümidimi böldü. ” Uyduğunu sanıyorsun ama şu anda uyanıksın. Burası gerçek ve şu anki herşey gerçek gözlerini kapattığın yerde değilsin ve buradan kurtulmanın tek yolu. Güneş sultanına hizmet etmektir. Yada gece yolcularına katılmak. “

Çokoprens turta

rpc | 24 October 2008 11:04

Ülker Çokoprens Turta adı altında; Eti Cin in tıpatıp aynısı bir ürün piyasaya sürmüş. Aynı Cin gibi; atıştırmalık ve normal boy olarak sunulan ürün; bisküvi portakal jölesi ve kakao granüllerinden oluşuyor. Alışmakta pek zorluk çekmeyeceğiz; zira yıllardan beri aşina olduğumuz bir tat.

Çinliler bunu da yaptı!..

indengin | 22 October 2008 14:16

DaxianX600
DaxianX600

Bir Toshiba Portege G900 kullanıcısı olarak piyasada gördüğüm telefon, PPC ler arasında ilgimi hala çekmeyi başaran iki üç model var. Bunların en öne çıkanları arasında da Htc nin touch diamond modeli bulunuyor. (detaylı bilgi) Telefon oldukça küçük ve neredeyse yok yok. Bu günlerde ise çinli “uzmanlar” aletin bir kopyasını piyasaya sürmüşler adına da “DaxianX600” demişler. öyleki htc nin logosu bile üzerinde. Ayrıca iki sim kartı aynı anda çalıştırma gibi yeni özelliklerde eklemişler. Şu anda çalıştırdığı işletim sistemi vs. hakkında çok detaylı bilgi yok. Yalnız HTC diamond’ın milyarın üzerinde olan fiyatının yanında bu ürün 94 dolardan satışa sunulmuş (bilgi)
Görüldüğü anda alınabilir bir alet gibi duruyor bence.