ayaklarım beni kendiliğinden götürmekte, adımlıyorum nefesleri bir başı
bir sonu belli hiçlikte, bir kulübe görüyorum korku filmlerinde olur ya
öyle izbe, öyle yıkık,öyle bitkin ama bir o kadar içine çeken bilincimi
sanrılar görmeye sürükleyen… kırılmış kapısının kenarından içeriye
süzüldüğümde yanlız güneş ışığı yanlız belirsizlik… küçükken altında
uyumuş olduğum sokak lambasını hatırlıyorum… ona baktığımda da ışığı
acıtırdı düşlerimi… daha sonra hayallerim gibi o kocaman lambada küçüldü
onu da kırdılar ve ben daha sonra onun altında yağmuru duyumsayarak birisini
düşündüm onun düşlerini başkaları kırarken… ben beynimin hücrelerini
zindanım yapıp ağladım içerisinde onun için…