bildirgec.org

çevre felaketi hakkında tüm yazılar

Çöp

Colpadan | 03 November 2009 12:20

Ruhunun derinliklerinde kirlilik
Havada yanık plastik kokusu
Hırsın, ihtirasın, kıskançlığın, hepsi birlik
Naylon kaplı bitki örtüsü

Görmez gözler zehri, pisliği
Sanır hepsi cennet iksiri
Asit sular ölü toprağı
Biter nefret bitkisi

Bekleme martılar gelmez artık
Onlar bile çoktan bildi seni
Zeytin dalında gazete kağıdı yırtık
Tüketebilirsin bencilce son ümidini

Ufka bakıp masmavi de hadi
Bulanık suda avut kendini
Bu dağlar dolusu çöp
Sonunda kaplar heryeri

Kaz Dağının Üstü Altından Daha Değerlidir!

CarlSagan | 24 October 2007 08:22

Volkanik Kaz Dağı, binlerce yıl sonra, dağda altın aranmasına karşı çıkan yerel halkın ve çevreye duyarlı vatandaşların öfkesiyle, yeniden için için kaynıyor. Dağdan kopup gelen bu öfke seli, Türkiye’de taşları yerinden oynatmaya başlıyor.

Yazının devamını okumak isterseniz, buraya tıklayınız

Bir Kıyamet Tellallığı Masalı

ikonoklast | 11 March 2007 21:10

ozon deliği
ozon deliği

70li yıllarda, ekoloji çevre fikirleri ilk ortaya çıktıgında moda olan, özellikle ABD’deki ekoloji ve çevre konusunda kitap yazanların kullandığı söylem “dunya yakında batacak kıyametler kopacak” şeklindeymiş. çunku böyle dendiğinde bira içip televizyon izlemekten miskinleşmiş kimi Amerikalıların bile dikkatini çekmek mümkün oluyormuş. Bu söylemi kullanan kitaplar 3 milyon filan satmış.
O yıllarda kıyamet kopmasına başlıca gerekçe olarak nufus artışı gösteriliyormuş. Hatta en ünlü felaket tellalığı kitaplarından biri olan, “The Population Bomb” “Nüfus Bombası” isimli kitapta “nüfus böyle artmaya devam ederse 1985’te insanlarca yerleşilmemiş bir tek yerleşime uygun toprak parçası kalmayacak, insanlar yiyecek bulamayacak” deniyormuş. 1985′ yılı geldiğininde, dunyada hala yerleşilmeyen kara parçaları kaldığı görulmuş. Evet açlıktan ölenler varmış o sıralarda Etiyopya’da ama onun da sebebi nüfus artışı değil, Etiyopyali toprak sahiplerinin buğday, sebze meyve yerine ısrarla sadece kahve yetiştirmeye ikna edilmiş olmalarıymış.
Böylece kıyamet tellalığı yapanlar yalancı çoban durumuna düşmüş. 1970lerdeki gaipten felaket haberleri verme modası yüzünden, sıradan insanlar, çevre, ekoloji ve “ortak geleceğimiz”le ilgili uyarılar yapan herkesi kıyamet tellalı olarak görmeye başlamış. Bir kısım insan da bu tür uyarıları izlemekten, ama sadece izlemekten hala heyecan duyuyor. Bazısı politikaya bulaşmaktan özenle sakınıp, kendince önlemler alarak, örneğin tüketim talebini “çevre dostu” ürünlere yöneltip “çevre düşmanı” ürünlere ödediğinin üç katini ödeyerek dünyayi kurtardığını düşünüyor. (eleştirecek olursanız denizyıldızı hikayesini ezberden anlatabilirler) Küresel ısınma konusunda önlem almak için eyleme geçmekte, yönetenlerin bu kadar yüzsüzce, vurdumduymazca davranmasının bir sebebi de, dünya kamuoyunun özellikle de ABD kamuoyunun “yalancı çoban” doğruyu söylediğinde de inanmayan köy halkı gibi küresel ısınmaya ilişkin uyarılara kulak tıkaması olsa gerek. Bir kere “econutlar” bunlara yalan söyledi ya, artık ne deseler boş.