bildirgec.org

çarşı hakkında tüm yazılar

Cuma Pazarı

soylemedengecemicem | 18 May 2011 16:36

Her hafta coşkusunu mahalleye taşıyan “Cuma Pazarı” her nedense hoşuma giden bir kaos yaratır. Cuma namazı kılmak için pazarın dibindeki camiden taşanlarla, ekmeğini taştan çıkarmak için malının ismini çığıran pazarcılar birbirine karışır. Maddi ve manevi dünyanın telaşı aynı mekanda yaşanırken, pazarlık yapmaya çalışan turistlerle, çekirdekten yetişen minik pazarcılar en asık yüzü bile güldürür.

Kaynatılmış süt mısırın kokusu insanı dinden imandan çıkartır. Pişmemiş mısırın kilosu da iki liradır, kaynamış mısırın tanesi de… Gelgelelim o bir koçan mısıra iki lira verilir. Sıra asıl alınması gerekenlere gelir.

ÇARŞI; Bir Marka !

renklikalem | 25 July 2009 13:00

Bazen futbolun renkli ve güzel olabilmesi için futbolu izleyenlerinde bu oyuna katılması gerekir.Beşiktaş taraftarı kuşkusuz Türkiye’de futbola en olumlu yönde renk katan gruptur.”ÇARŞI her şeye karşı!” , “ÇARŞI Atatürk harici her şeye karşı!” ve “Evdeki hesap ÇARŞI’ya uymaz!” sloganları ile ülkemizde ekol haline grup aslında 1982 yılında kurulmuştur.Maçlarda gösterdiği renkli ve değişik tavırlarla, açtığı mizahi ve gerçekçi pankartlarla ve söylediği ilginç tezahüratlarla farklı olmayı amaçlamışlardır.Aslında grup, ilk taraftar dergisi olan “Forza Beşiktaş” adlı dergiyi hiç bir yayın kuruluşuna bağlı olmadan insanlara sunarak bunu göstermişlerdir.Daha fazla kanıt sunmak gerekirse; grup, “ÇARŞI Nükleer Santrallere Karşı!” ve “Nükleersiz Türkiye!” pankartları ile Nükleer Santrallere karşı olan tepkisini en iyi şekilde ortaya koymuştur.

sevdanızı 100 yıl boyunca torunlarınıza miras bırakın

eyaris | 05 December 2008 21:35

galatasaray’a, fenerbahçe’ye ve besiktaş’a gönül veren taraftarlar için oluşturulmuş bir hatıra tablosu! 100 yıl boyunca tabloda yer almanızı sağlayan aparat! bu renklere gönül veren taraftarların çocuklarına, torunlarına, gelecek nesil taraftarlarına miras bırakacakları bir alan!

ailenizin,sevgilinizin, eşinizin, çocuğunuzun ya da hepsinin fotoğraflarını & isimlerini tablonuza yazarak ölümsüzleşin, sevdanızı 100 yıl ayakta tutun!

bir taraftar olarak hatırlanmak için;

ÇARŞI FESİHE KARŞI

SUAT ASLAN | 25 August 2008 16:01

ÇARŞI GRUBU
ÇARŞI GRUBU

BEŞİKTAŞ’IN EFSANE TARAFTAR GRUBU ÇARŞI TEKRAR GERİ DÖNDÜ.BİR SÜRE ÖNCE KENDNİ FESHEDEN GRUP WEB SAYFASINDA GERİ DÖNÜŞLE İLGİLİ BİLDİRİ YAYINLADI.GRUBUN YAYINLADIĞI DUYURU

Kamuoyuna

28 Mayıs tarihinde kamuoyuna yaptığımız toplu açıklamada şöyle demiştik:

“İnşallah geriye bayrağı göklerde, şerefi yedi düvelde bir tribün bırakıyoruz. Dinlenmek ve yapılacakları görmek bizim de hakkımız sanırım.”

Dinlenmek ve dinlemek istiyorduk. 25 yıllık onurlu ve tutkulu davamızın sorunlarını tartışmak, bugüne kadar vardığımız noktayı daha da ileriye taşıyacak bir anlayış geliştirmek ve en önemlisi Çarşı hakkında bugüne kadar ileri geri konuşanların eteklerindeki taşları dökmesini bekledik.

Süpermarketler -3

kapuska | 29 July 2008 09:18

Kazara ilk buraya gelenler için: 1. bölüm, 2. bölüm

Henüz 14 yaşındayken okulunu bırakan (N. S. gibi..) ve bir bakkal mağazasında tezgahtarlık yapmaya başlayan Clarence Saunders’ın belki de en büyük özelliği egitimini tamamlayamamış olsa bile içinde olan üstün gözlem yeteneği ve problemlere getirdiği yenilikçi çözümlerdi. Dükkandaki görevi, o zamanlar birebir olan alıcı-satıcı diyaloğunda müşterilerin siparişlerini alıp bunları hazırlamak ve istek olduğunda, eh bir de patronu izin verirse, bahşiş aşkına paketleri evlere teslim etmekti.

o günlerden bir bakkal dükkanı
o günlerden bir bakkal dükkanı

Ne var ki, 18 yaşını doldurduğu gün, artık kalfalığını yaptığı işten sıkılmış, hem biraz gezmek hem de şansını başka yerlerde denemek için ülke çapında satış yapan bir toptancının yanında işe başlamıştı. 4 yıl kadar ülkeyi dolaşıp bu işten de sıkılınca, 1905’te yine başka bir toptancının ama bu sefer şehiriçinde, satış memurluğunu yapmaya başladı.

Süpermarketler -2

kapuska | 25 July 2008 14:21

Geçen yazıda kısa bir giriş yapmış, paranın ve matematiğin alışveriş olgusundaki yerine değinmiştim. Yine o yazıda söylediğim gibi başlarda belirli periyotlarda –ki bu hafta kavramının da ortaya çıkış sebeplerinden bir tanesiydi, insanlar ürettiklerini (veya avladıklarını) pazar yerine getirirler burada takas ederler ya da satarlardı. Fakat paranın tatlı kokusundan (sanırım güzel bir oksimoron oldu..) olsa gerek bir süre sonra insanlar pazar yerini hergün kurmanın menfaatlerine daha bir uygun olduğunu düşünmeye başladılar.

-bugünlerde de herkes uzmanlaşıyor-
-bugünlerde de herkes uzmanlaşıyor-

Ne var ki, asırlar sonra kuantum mekaniğinin babalarından Heisenberg’in de ortaya koyacağı belirsizlik ilkesi gereği, insanlar aynı anda iki yerde birden bulunamazlardı. Dolayısıyla hem tarlada veya avlakta hem de tezgahın başında olamayacakları için insanlık yeni bir kavramla tanışmak durumunda kaldı: uzmanlaşma! Filozof katili bu terim sayesinde insanlar başlarda masumane iş bölümleriyle (kocanın avlayıp eşinin satması gibi..), biraz daha ileride ise yaptıkları işlerin erbabları olarak bugünkü uzun çarşılarımızın ilk tıfıl örneklerini oluşturmaya başlamışlardı.

Chicago’da Büyük Pazar, 1865
Chicago’da Büyük Pazar, 1865

Özellikle konar-göçerlik zamanlarında bireyin (veya iyimser bir ifadeyle kabilesinin) şahsi zorunluluğu olan zanaat bilme durumu, hayatta kalabilmek için başlıca yükümlülüktü. Nitekim avladıkları hayvanlardan matara yapamasaydılar yeniden avlanmak için su kaynağından uzaklaşamazlar, kili işleyemeseler yiyeceklerini kötü zamanlar için stoklayamazlar, çemberi tamamlamak için ekleyelim, madeni kullanamasalar avlanamazlardı. Şüphesiz bütün bu malzemeleri takas ederek de bulabilirlerdi. Fakat Ademoğlu, kendi cinsini yoktan yere öldürebilen yegane varlık olduğundan mı bilinmez, takas için yüzyüze gelmektense kendi üretmeyi yeğliyordu. Her nasılsa, zaman içinde ve bir noktaya kadar bu güdüsünü törpülemiş, ve toplum içinde yaşamanın avantajları baskın geldiğinde olmazsa olmaz bu edinimleri unutmaya başlamıştı (bugüne bir not, bkz. ampül takamayan elektrik mühendisi). Aynı şekilde ziraat ve ava istidadı olmayan zanaatkarların da kendi tezgahlarını açmasıyla bugüne kadar süregelen pazar ve çarşı uygulaması başlamış oldu.