bildirgec.org

çaresizlik hakkında tüm yazılar

BARIŞ’ A

oyuncuhandan | 04 October 2008 12:00

İnsana dair tek bir kuralı var hayatın: Eğer ölümlerden sonra rahat yaşamak istiyorsan çok sevmeyeceksin. Anneni bile.

İnsan tükeniyor. Tükenmek çare olsa… O da olmuyor. Tükeniyor, tükeniyor. Toparladım derken kum gibi dağılıyor yine kalbin. Gittin gideli daha iyi anladım. Çok sevmek fena ödetiyor insana bedelini. Elimde mi? Değil. Bak gittin, ama gram eksilmedi duygularım. Baktığım her yerde sen, gördüğüm her yüzde sana dair hüzün.

İstemezdin biliyorum. Gözlerini alıp gitmeyi istemezdin. Bize aitlerdi biliyordun. Sana kızamam zaten. Kimse kızamaz.

Söyle Ne Yapacağım?

GRAFTONCUN | 13 August 2008 12:35

Gözümden taşıp, kirpiğime tırmandın
Ucuna geldin düşeceksin diye avucumu açtım
Avucumda kayıp parmaklarımın arasından süzüldün
Hemen öteki avucumla yardıma geldim
Tutamadım, tutamadım seni Anne!…
Gözümden, ellerimden kayışını, gidişini
İzledim hem gözüm hem yüreğimle
Ellerimi bırakmana hazır değildim
Hiç hazır olmazdım da…
Soğuk bedenine sarılmak bile
Öyle ısıttı ki beni
Ama ya gidişin Anne!…

çareBiz miyiz??

emotionnnnn | 29 March 2008 14:00

Her zaman bir çare vardır.Yeter ki cesaretin olsun ..
Geçen akşam ( hani son umut fidanımın da suyunun kesildiği o hazin gece..Hani istenmediğim konusunda son kez ve net bir dille uyarıldığım,aralık kaldığı sürece girmeye zorladığım ve sonunda yüzüme kapatılan kapıya bakakaldığım o gece …)

‘’Çok çaresiz hissediyorum kendimi’’ dedim.Yüksek sesle söylediğime eminim ama kime hatırlamıyorum,belki de kendi kendime .. Hiçbir çıkış yolum,yapacak hiçbir şeyim kalmamıştı artık…BİT – MİŞ – Tİ !!! ve BİT-MİŞ-TİM!!!

Sanki ilk kez aşık olmuş gibi ,sanki bilmiyormuş gibi bunun her seferinde yaşanılan bir acı olduğunu,geçeceğini ve bir gün hayretle hatırlanacağını..Ve her seferinde bu diğerinden farklıymış gibi hissettirdiğini..

ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK

| 19 February 2008 16:17

içinde bulunduğumuz durum ahval şerait..
şikayet için sebep çok..
cehalet..
görgüsüzlük..
onursuzluk..
hırsızlık..
kaynak israfı..
beklenen seviyeye bir türlü ulaşamama..
kısıtlı hak ve özgürlükler..
sosyal sınıflar arasındaki dengesizlik..
kültürel yozlaşma..
..
..
..

düzeltmek için uygulanan çaba yok denecek kadar az.. çabalayanlar ise sistemin kendisi tarafından yok edilmekte..
“sistemin kendisi” denilen uzak diyardaki bir bilgisayar sanılmasın.. aynıyla bizleriz “sistem”..

Hayatımı seninle aldattım…

arseli33 | 08 January 2008 09:16

Zamanların hangisindeyim bilemiyorum.Adlandıramadığım bir sürü yitik duygu var omuzlarımda.Kim olduklarını, neden geldiklerini anlayamadığım bir çok insan..Tüm reddedişlerime şiddetle karşı koymaya çalışan feri sönmüş gözlerin hayali karşımda.İçimde, öldüremediğim sen…
Hıçkırıklara boğularak ağladığım gecelere inat, dudağımda sahte bir tebessüm.
Aldığım nefesin bile sebebi senken, içinde senin olmadığın bir hayat beni cezbetmezken, sana ait bir ruhla bana acı veren aşkından uzaklaşabilmek için başka başka insanlara açtım yüreğimi.Tükenen yüreğime yazdım ölümün güncesini…
Oysa hiçbiri sana benzemiyordu, hep eksikti yaşanılanlar, hep kusurluydu.Kırık dökükte olsa umutlar özlemler daha ağır basardı bedenimde.Seni özlediğim zamanlar onlara sığınıyor, bana kendimi değersiz hissettiren aşkının yaralarını onlarda sarmaya çalışıyordum.Rumumu öldürüyordum, seni içimde yok etmeye çalışıyordum, her biri için farklı farklı kimliklere bürünüyordum, yalanlarla süslüyordum canımı yakan aşkını.
Bana bağlanan masum aşkları, seninle aldatıyordum.Ruhunu, bedenini başka kadınlara sunduktan sonra, kirlenen sevgini onların tertemiz duygularıyla örtüyordum.Acımasızlığı, bencilliği ve sevgisizliği senin ellerin koymuştu avuçlarıma. Aşkından çıldırmak üzere olduğum anlarda ” bana ait bir kalple, başka kadınlarla uyuduğun geceleri” düşünüp sırtımı dönmüştüm tüm insancıl duygulara.
Bir nebze olsun acımı hafifletebilmek için sarıldığım tüm sahipsiz bedenlerin, ruhunu esir almıştı yüreğim.Umutsuzca çırpınan kalplerin dilsiz kalmış yalnızlığında, varlığın bir çember örüyordu etrafıma.
Başka hayatlarda, başka ilişkilerde seni unutmaya çalışırken, en ağır ihanetleri sığdırdım içime.Senin bir başkasıyla birleştirdiğin hayatına uzaktan bakarak, hasretin o derin sancısına sarılarak uyumayı da öğrendim.Hasretin dayanılmaz olduğu anlarda, o tarifsiz ağrıyı uyuşturabilmek için kadınlık onurumdan vazgeçip, bencilce sarılıp uyudum başka bir bedene.
İhanetler, yalnızlıklar, hoyratlıklar elini kolunu sallaya sallaya gezerken aramızda hep karanlık, hep koskoca bir boşluk, kaybetmenin verdiği acı, hatırlamaya bile dayanamadığım yanılgılar ilişti yamacıma.Ve hayatı bitirdiğim yerde yine sen çıktın karşıma…

UMUDUMUZ KAYBOLMASIN

zeyynep | 31 August 2007 10:41

Hepimiz inişli çıkışlı hayatlar yaşıyoruz. Bu yolda dengeyi sağlayabilmektir yapmamız gereken. Hiç ayağınız takılıp düşmediniz mi ? Düşünce ne yaptınız? Kalkıp yola devam ettiniz. Önemli olan da kalkıp tekrar yürüyebilmek değil midir?
Umudumuzu kaybettiğimiz zamanlar da olmuştur mutlaka. Hayatı zor bulup birilerine güvenmek istersin. Güvendiklerinin de Brütüs’ün varisleri olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalırsın. Ama karanlıkta kaldığımızda yapmamız gereken vazgeçmek yerine ışığa ulaşmanın yollarını aramaktır. Kolay olmayacaktır. Işığa ulaşmak sabır ister.

*KAVGAM*

egomeltem | 27 August 2007 10:44

Ve kavga biter! … havadaki boşlukta asılı kalmış kelimeler çoktan vücut bulmuştur. Savrulmuş harflerin tokat izleri azgın geceyi dondurmaya yeter de artar bile… Aksak masanın üstünden yere damlayan kansa, az önce yitirilmiş beklentilerin, şiddetli sancıyla doğurduğu hüsrandandır. Pelteleşmiş acıyı kıvamında bırakan isteksiz haykırış da artık yavaş yavaş gölgesini terk eder. Soluk alışlar o kadar hızlıdır ki nutkun tutulur nerdeyse, soğuk bir sızı başlar ve nefes aldırmaz sesine . Boğulmak üzere bırakılan acı sükunetle beslenir ve büyür sinsice kaderiymişçesine. Yük ağırlaşır kendini aşar ve çöker olduğu yere… Uzlaşmak mı bitkinlik mi bilinmez tırsak titrekliğin sebebi. Sonra Ampirik bir bilim adamı düşüncesi bürünür donukluk son çırpınışlara aldırmaksızın , boşlukta kaybolmaya mahkum izler teker teker yok olur… Seçim hakkı olmayan bir kabulleniştir bu yengiyi mecburiyetle birlikte. Son darmadağınıklık kalmıştır artık geride çaresizce….. Daha tüketemediğin ürkek hımbıllığı da omzuna alıp yavaşça aynadaki çatlak aksini okşarsın hüzünle… Kendinden vazgeçişle, süzülen tortulaşmış aciz tuzlu birikintiyi fütursuzca silip dikili verirsin yine de. Yakıcı soğukluk gecenin karanlığında belirir, hesaplaşmaya tek şahittir ama umarsız çatırtıdaki asi sessizlikle yandaş olup çekilir gerilere. Ve bilirsin artık ‘’ben‘’ bir başkasıdır gerçekte… Sarılıp, yarı uyuşuk bedenine hazırlanırsın yeni kavga hallerine. Kendini kandırma acizliğini yaşamak mı? yoksa vazgeçiş basamaklarına tutunarak çıkmak mıdır bu? Hangisi daha erdemli? Hangisi daha azlettirici? Kim bilir ve kimin umurundaki… Eziklik haline geçişlerin ulvi bir sebebi olabilir mi? Çaresizlik değil bu kabulleniştir aslında gerçeği, özgür bırakılmanın tek hali. Az biraz takatin de kaldıysa, tapınarak mecbur kalışlara, saygıyla eğil haykırışlara ve azat ed kendini kendinden, ayır,acıt ancak bütünlük ve özgürlük (sanırım) böyle sağlanır. Siz kaç kere vazgeçtiniz kendinizden, kaç kere yalan gerçeklere haykırdınız hıçkırıklarınızla düğümlüyken ve kaç kere döne bildiniz gerçekten özünüze, kendinize ? kolay olan zor olmayandır ya hani işte hep zoru mu seçiyoruz dersiniz bilinçsizce ???( bu hak revamıdır bize?) Meltemce:)

piç olmak vardi !

| 22 August 2007 10:24

tekbasina yasamak
tekbasina yasamak

Denize doğru döndü yüzünü, güzel elleriyle bir sigara çıkarttı paketinden ve yaktı… O kadar derin çekti ki içine, sigaranın nerdeyse yarısı yandı… parmaklarının arasında…

– Sigarayı yutuver, olsun bitsin …

– Biliyor musun en güzeli piç olmakmış şu dünyada… O zaman, işte o zaman ne babanın annene kötü davranmasını, ne de kardeşlerinin acılarını, çaresizliklerini seyretmene gerek yok… çünki onlar yok…. Sen bir başınasın…hayatta bir tek kendini düşünerek yaşamak nasıl birşey acaba??? Babama birşey olsa annem ne yapar?…. Kim okutur onları??? Ya daha evlenmemiş gencecik yiğitlerim ne yapar?… Anama birşey olsa hasta kardeşime kim bakacak?… oofffffff yalnızlık bir dert, kalabalık ayrı bir dert… Ben yine diyorum, piç olmak en güzeli….pic olmak vardi.