bildirgec.org

bm hakkında tüm yazılar

İngiltere Neden Savaşıyor – 3

admin | 08 December 2009 09:43

Bu yazı, Scottish Left Viewve Global Researchsitelerinde ortak olarak yayınlanan Why We Fight: The Nature of Modern Imperilasm adlı makalenin, her iki siteden de izin alınarak yapılan çevirisidir. Yazar Alan McKinnon, İskoç Nükleer Silahsızlanma Kampanyası’nınbaşkanıdır.

Önemli Not: Bu makaleyi çevirmek için zaman ayırmam ve burada paylaşmam, makalenin genel içeriğini beğendiğimin bir göstergesi olsa da, içinde yazan her şeyi yüzde yüz onayladığım anlamına gelmez. Burada okuyacağınız makaledeki fikirler yazara ait olup, öncelikli olarak kendisini bağlar.

NEDEN SAVAŞIYORUZ – 3

Kısacası, savaş dünyasını anlamak için modern emperyalizmin yapısını, ve ulus devletlerin kendi en büyük şirketlerinin kârını maksimize etmesine yardım etmek için nasıl uluslararası çalıştığını anlamamız gerekir. Bu politikalar dolaylı ya da dolaysız olarak dünya üzerindeki çatışma ve savaşlara sebep olmaktadır. Dahası, bu sorun, devlet bütçesinden cömertçe destek alan silah şirketlerinin bütün dünyaya ölümcül silahlar satarak savaşların devam etmesine olanak sağlamasıyla iyice karmaşıklaşmaktadır. 2007 yılında, dünyanın önde gelen ilk 100 savunma sistemi üreticileri, son 10 yıldaki satışlarını %10 artırarak 347 milyar dolarlık silah satmıştır. Şu anda, pek çok ülkede yasadışı işlem yürüttüğü için inceleme altında olan İngiltere’nin “şampiyonu” BAE Systems, Suudi Arabistan ve İsrail gibi insan hakları konusunda sabıkalı ülkelere her türlü silahı satmıştır.

İngiltere Neden Savaşıyor – 2

admin | 07 December 2009 15:42

Bu yazı, Scottish Left Viewve Global Researchsitelerinde ortak olarak yayınlanan Why We Fight: The Nature of Modern Imperilasm adlı makalenin, her iki siteden de izin alınarak yapılan çevirisidir. Yazar Alan McKinnon, İskoç Nükleer Silahsızlanma Kampanyası’nınbaşkanıdır.

Önemli Not: Bu makaleyi çevirmek için zaman ayırmam ve burada paylaşmam, makalenin genel içeriğini beğendiğimin bir göstergesi olsa da, içinde yazan her şeyi yüzde yüz onayladığım anlamına gelmez. Burada okuyacağınız makaledeki fikirler yazara ait olup, öncelikli olarak kendisini bağlar.

NEDEN SAVAŞIYORUZ – 2

Bankacılığın çöktüğü ve iç borçların büyüdüğü, doğudaki ekonomilerin yükseldiği, hegemonyasına Latin Amerika’dan siyasi olarak meydan okunduğu, ve Irak ve Afganistan’daki savaşların kazanılamadığı, dolayısıyla da iddia ettiği gücüne meydan okunmaya başlandığı hızla değişen dünyada, bu durum daha da elzem olmaktadır. Özellikle, hızla büyüyen Çin ekonomisi sebebiyle dünya petrol talebindeki daimi artış, Rusya’nın Suudi Arabistan’a rakip bir petrol ve doğalgaz devi olarak ortaya çıkışı, ve dünyadaki petrol ve doğal gaz rezervlerinin neredeyse yarısını Amerikan kontrolünün dışında bırakarak Rusya, İran, Çin ve Orta Asya’daki ülkeleri birbirine bağlayan bir ağ meydana getiren Asya Enerji Güvenlik Şebekesi’nin kurulması, ABD’nin dünya petrol şebekesinin atardamarını kontrol etme stratejisini krize sokmuştur. Üretim maliyetlerinin hâlâ en düşük seviyede olduğu Basra Körfezi bölgesinde bilinen petrol rezervlerinin yüzde 70’e yakını bulunmaktadır. Bu açıdan bakınca, Amerikan politikasının, dünyanın ikinci en büyük petrol ve doğal gaz rezervine sahip olan İran’a odaklanmış olması hiç de şaşırtıcı değildir.

İngiltere Neden Savaşıyor – 1

admin | 07 December 2009 11:09

Bu yazı,Scottish Left View ve Global Research sitelerinde ortak olarak yayınlanan Why We Fight: The Nature of Modern Imperilasm adlı makalenin, her iki siteden de izin alınarak yapılan çevirisidir. Yazar Alan McKinnon, İskoç Nükleer Silahsızlanma Kampanyasının başkanıdır.

Önemli Not: Bu makaleyi çevirmek için zaman ayırmam ve burada paylaşmam, makalenin genel içeriğini beğendiğimin bir göstergesi olsa da, içinde yazan her şeyi yüzde yüz onayladığım anlamına gelmez. Burada okuyacağınız makaledeki fikirler yazara ait olup, öncelikli olarak kendisini bağlar.

NEDEN SAVAŞIYORUZ

Savaş dünyası günümüzde bir tek süper gücün hakimiyetindedir. Askeri anlamda, Amerika Birleşik Devletleri, tıpkı dev Colossus heykeli gibi bacaklarını açmış, dünyanın üzerinde durmaktadır. ABD, dünya nüfusunun sadece yüzde beşini oluşturan bir ülke olarak, küresel silahlanma harcamalarının neredeyse yüzde ellisini gerçekleştirmektedir. 11 uçak gemisi filosu bütün okyanuslarda devriye gezmekte, 909 askeri üssü bütün kıtalara stratejik olarak dağılmış bulunmaktadır. Hiçbir ülkenin mütekabil olarak ABD topraklarında üssü yoktur – bu düşünülemez ve anayasaya aykırıdır. Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana 20 yıl geçti; Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri günümüzde herhangi bir kayda değer askeri tehditle karşı karşıya değildir. Neden dünya barışı umduğumuz gibi dünyaya yayılmamıştır? Neden dünyanın en güçlü ülkesi askeri harcamalarını artırarak, günümüzde 1,2 trilyon dolara kadar çıkarmıştır? Ne tür bir tehlikeye karşı durulmaktadır?

Erdoğan, Olmert, Peres… Şov başlıyor…

| 30 January 2009 15:09

Ezici bir çoğunluğu duygusal özelliklere sahip halkmızı galeyana getirmek, bunu yaparken de seçimlerde alacağı oyun hesabını yapmak, başbakanımızın öncelikli tatktiklerinden biri.

Tıpkı türban meselesinde olduğu gibi… Burada da oy almak için halkın dini inançlarını kullanma taktiği ön planda… Ancak halkımız çok temiz kalpli… Başbakana şu soruyu sormak aklına gelmiyor…

“Türban, yani örtünme, dinin gereği… Peki, içki, iddaa ve tjk satışlarını arttırmaya yönelik olağanüstü çabalar hangi dinin gereği???”

Olmert’in Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede Gazze saldırısı ile ilgili bilgi vermediğini düşünmek büyük saflıktır…

8 martı neden kutluyoruz?!

behman | 09 March 2008 09:14

8 mart - dünya kadınlar günü
8 mart – dünya kadınlar günü

1975 yılında Dünya Kadınlar Yılı’nı ilan eden Birleşmiş Milletler Örgütü, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdı. Peki ama kutladığımız bu günün ardında yatan gerçeği biliyor muyuz?

8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi.