bildirgec.org

billy wilder hakkında tüm yazılar

Stalag 17 (1953)

queennothing | 23 July 2011 22:04

1906 ile 2002 tarihleri arasında yaşamış olan usta yönetmen Billy Wilder‘in yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Stalag 17“, 1953 senesinde gösterime girdi. Donald Bevan ile Edmund Trzcinski’nin oyunundan uyarlanan film, 2 Milyon Dolar’dan az bir bütçeyle Amerika’da çekildi. En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar Ödülü kazanan film, En İyi Yönetmen ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dallarında Oscar adayı oldu. Senaryosu Wilder ile Edwin Blum tarafından yazılan yapımın düzenlemelerini George Tomasini, sanat yönetmenliğini Franz Bachelin ile Hal Pereira, dekoratörlüğünü Sam Comer ile Roy Moyer, müziklerini ise Leonid Raab yaptı. Filmde 1981 senesinde yaşamını yitiren Oscar Ödüllü aktör William Holden, Don Taylor, üç defa Oscar’a aday gösterilen aktör Otto Preminger, Harvey Lembeck, Neville Brand, Peter Graves, Michael Moore, Gil Stratton, Sig Ruman, Robert Strauss ve Richard Erdman gibi isimler rol alıyor.

Gülmeyen Kadın’dan; Ninotchka (1939)

queennothing | 30 June 2011 22:49

1892 senesinde Almanya’nın başkenti Berlin’de dünyaya gelen yönetmen Ernst Lubitsch‘i “To be or not to be”, “The Patriot”, “The shop around the corner” gibi yapımlardan tanıyoruz. Üç defa Oscar’a aday gösterilen yönetmeni 1947 senesinde kaybettik. Lubitsch’in yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Ninotchka“, 1939 senesinde gösterime girdi. Melchior Lengyel’in hikayesinden Charles Brackett, Billy Wilder ve Walter Reisch tarafından senaryolaştırılan yapımda 1990 senesinde yitirdiğimiz efsanevi aktris Greta Garbo, iki Oscar Ödüllü aktör Melvyn Douglas, 1985 senesinde yaşamını yitiren Amerikan aktris Ina Claire ve Romen aktör Bela Lugosi rol alıyor. Ortalama 1,5 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle çekilen “Ninotchka”, En İyi Film, En İyi Senaryo ve En İyi Kadın Oyuncu dallarında Oscar adayı oldu.

Beklenmeyen Şahit; Witness for the Prosecution (1957)

pozitron | 15 April 2011 11:46

Witness for the Prosecution 1957
Witness for the Prosecution 1957

Polisiye romanların usta yazarı Agatha Christie’nin, 1925 yılında yazdığı kısa hikayeden uyarlanmış bir başyapıttır Witness for the Prosecution. Bu film, sinema tarihinin en iyi uyarlama senaryolarından biri olarak kabul edilir. Londra’lı avukat Sir Wilfrid Robarts (Charles Laughton) kalp krizi geçirmiştir, bir süre meslek hayatına ara verip dinlenmesi gerekir. Ancak bu sırada cinayetle suçlanan genç bir adam (Tyrone Power) Sir Robarts’dan yardım ister. Hastalığı ne kadar ağır da olsa avukat, ilginç bulduğu bu davayı kabul eder. Müvekkili Vole, zengin bir dulu öldürmekle suçlanmaktadır ve işin en ilginç yanı karısı Christie’nin, savunma için değil, savcılık için tanıklık yapacak olmasıdır. Mahkeme ilerledikçe olaylar daha da ilginç bir hal almaya başlayacaktır.Filmin geneli mahkeme salonunda geçse de gerek kurgusu, gerek oyuncuların olağanüstü performansları filmi bir başyapıt haline getirmiş. Filmde yer yer geriye dönüşler var. Ve filmin sürpriz finali de son vuruşu yapıyor. Şimdiye kadar yapılmış mahkeme filmleri içinde en iyi 10 film arasında 6. sırada. İzleyicilerinden filmin sonunu arkadaşlarına anlatmamaları istenmiş, zaten vizyona girdiği zaman tanıtım sloganı “Böyle bir gerilim ancak elli yılda bir görülür” şeklinde olmuş.

Love in the Afternoon (1957)

queennothing | 15 November 2010 10:19

6 Oscar Ödüllü yönetmen Billy Wilder‘in yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Love In The Afternoon” (Öğleden Sonra Aşk), 1957 senesinde (ülkemizde 1959) vizyona girdi. Filmde Amerikan aktör Gary Cooper ve Belçikalı aktris Audrey Hepburn başrolleri paylaşıyor.
Claude Chavasse, eşini aldatan eşler, birbirlerini dolandıran kardeşler, mirasyediler veyahut salt kimlik belirlemek için para karşılığı hafiyelik yapan bir adamdır. Claude’nin kızı Ariane ise, henüz gençlik çağlarını yaşamakta olan, aklı beş karış havada, aşka hevesli ve hayata karşı pek meraklı bir kızdır. Çello eğitimi alan genç Ariane, bir akşamüstü babasına gelen müşterinin sözlerine kulak misafiri olur ve genç kız, kendini hayatını kurtardığı çapkın bir milyarderin kollarında, hem de sırılsıklam aşık bulur.

Some Like It Hot (Bazıları Sıcak Sever)

inanck | 09 November 2010 14:40

Bazıları Sıcak Sever (Some Like It Hot), iki müzisyenin (Tony Curtis : Joe, Jack Lemmon : Jerry rolünde) tesadüfen mafya içi bir hesaplaşmaya şahit olması, bunun peşisıra gelişen olaylarla gelişen ve hikayeye Marilyn Monroe’nin dahil olmasıyla renklenen siyah beyaz bir komedi klasiği.

1959 yapımı filmde “Sugar” rolüyle başrolde Marilyn Monroe var, yönetmen Billy Wilder. (Wilder’in 1945 ve 1960 yıllarında en iyi yönetmen dalında Oscar ödülünü aldığını hatırlatalım)

poster
poster

Siyah beyaz perdenin epey uzağında, sinemanın eski büyüsünü sık sık “box office” listelerinde ya da “ölmeden önce izlemeniz gereken 100 film”, “en güzel filmler” gibi sıralamalarda arayan bizim nesil için bile – neredeyse herkesin adını mutlaka bir kez duyduğu bir film. Bu kadar şöhretin özdeşleştiği isim elbette Marilyn Monroe. İddialı bir deyişle, daha evvel herhangi bir filmini izlemeyenlerdenseniz, Bazıları Sıcak Sever’i izlemek için sadece Marilyn Monroe efsanesine tanıklık etmeyi istemeniz oldukça yerinde bir sebep olabilir!

Sunset Blvd. (1950)

queennothing | 30 October 2010 11:00

Some Like It Hot” (Bazıları Sıcak Sever), “The Apartment” (Garsoniyer), “Double Indemnity” (Çifte Tazminat) gibi yapımlarla tanıdığımız, 2002 senesinde hayatını kaybeden Avusturyalı yönetmen Billy Wilder‘in uğruna ihanetle suçlandığı film “Sunset Blvd.” (Sunset Bulvarı), 1950 senesinde vizyona girdi. 1983 senesinde hayatını kaybeden Amerikan aktris Gloria Swanson ve Oscar Ödüllü William Holden‘in başrollerini paylaştıkları yapım, üç dalda Oscar’a aday gösterildi. Dönemin Hollywood’unu ekranlarımıza taşıyan film, Hollywood camiası tarafından topa tutulan başarılı bir film-noir örneğidir.

Gençliğinde Hollywood’un aranan ismi olan nazıyla, edasıyla gönülleri fetheden Norma Desmond, ilerleyen yaşına ve sönmüş güzelliğine rağmen hala kibirli ve çekilmez bir kadındır. Aranan aktris olduğu günlerin geride kaldığını kabullenemeyen Norma’nın yolu, yeni bir proje umuduyla, şanslı bir yazar olmaktan öteye gidemeyen Joe Gillis ile kesişecektir.

Double Indemnity (1944)

queennothing | 30 March 2010 18:06

Yazar James M. Cain’im muhteşem kurgusundan uyarlanan 1944 çıkışlı sinema filmi “Double Indemnity” (Çifte Tazminat), 6 Oscar Ödüllü sinemacı Billy Wilder tarafından yönetildi. 7 farklı dalda Oscar’a aday gösterilen yapım, bir çok anlamda Sinema Tarihi’nin ilki oldu. Dolandırıcı başkarakterin, evli bir kadınla olan ilişkisi ve ikilinin akıllara durgunluk veren cinayet planını konu alan film, başrol oyuncusu Fred MacMurray‘ın şüphelerini yersiz bırakarak (MacMurray, dolandırıcı karakterin sevilmeyeceğini düşünüyordu) seneler sonra bile başyapıt olma özelliğini koruyor. 1 Milyon Dolar’dan az bir büütçeyle tamamlanan filmde MacMurray’ın yanı sıra dört defa Oscar’a aday gösterilen aktris Barbara Stanwyck ve Romanya doğumlu aktör Edward G. Robinson da yer alıyor.

Büyük bir sigorta şirketinde çalışan Walter, sondaj işinde çalışan zengin kocası sürekli seyahat ettiği için yalnız yaşayan genç ve güzel Phyllis’in evine gider ve genç kadına kapsamlı bir sigorta paketi satmaya çalışır. Sondaj işinin tehlikelerini bilen Phyllis’in sahte korkularının altında yatan hain düşünceleri fark eden Walter, genç kadının evini terk eder.
Sigorta şirketlerinden para alabilmek için çevrilen dolapların ince noktalarını dahi bilen Walter, genç kadına olan hislerine yenik düşer ve Phyllis ile kapsamlı bir cinayet planı hazırlar.

The Apartment (1960)

queennothing | 10 January 2010 13:35

Altı Oscar Ödüllü yönetmen Billy Wilder‘in yönetmenliğini yaptığı 1960 çıkışlı sinema filmi “The Apartment” (Garsoniyer), ‘En İyi Film’, ‘En İyi Yönetmen’, ‘En İyi Senaryo’, ‘En İyi Film Düzenleme’ ve ‘En İyi Set Dekorasyon’ dallarında Oscar Ödülü’ne layık görülürken, ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ve ‘En İyi Erkek Oyuncu’ da dahil olmak üzere toplam beş dalda Oscar adayı oldu. İki Oscar Ödüllü Amerikan aktör Jack Lemmon ve Oscar Ödüllü Amerikan aktris Shirley MacLaine‘nin başrollerini paylaştıkları yapımda Amerikan aktör Fred MacMurray, Edie Adams, Ray Walston ve Johnny Seven rol alıyor.

Baxter, büyük bir sigoorta şirketinin 19. katında, 100 Dolar’lık haftalıkla çalışan sıradan bir işçidir. Lakin genç adamın yükselme gibi bir hayali vardır ki, bu hayal özel hayatını tok ederken, evini ‘garsoniyer’e çevirecektir. İş yerinin yönetim katında görev yapan dört adama, sonrasında kendisini ‘yönetici’ olarak önermeleri üzerinde anlaşarak, bir kaç saatliğine evini veren Baxter, ek olarak 80 Dolar olan ev kirasının sadece 60 Dolar’ını ödemektedir. Genç adamın paspasın altına bıraktığı anahtarla randevusuna göre içeri giren adamlar, en az Baxter kadar kârlıdırlar; zira kaçamak yapmak için Baxter’in evinden daha rahat, daha saklı bir mekan yoktur.