bildirgec.org

beyzanın kadınları hakkında tüm yazılar

2000’lerde Türk Korku Sineması

gorcun | 22 June 2009 13:40

Türk Korku Sineması
Türk Korku Sineması

Türk sinemasından 2000 yılından itibaren artan korku sineması denemelerine yenileri gelmeye devam ediyor. İki gerilim filminin daha adının duyurulduğu ( Konak ve Karanlıktakiler) bu günlerde gelin son zamanlarda çekilen korku filmlerini hatırlayalım.

Büyü (2004)

Büyü
Büyü

Orhan Oğuz’un yönettiği film lanetli olduğuna inanılan bir köye araştırma yapmak için giden arkeologları anlatıyordu. Asırlar önce kız çocuklarının öldürüldüğü köyde bir kız öldürülmemiş ve ona büyü yapılmıştır. Aslında güzel bir gerilim filmi olabilecek hikaye tür için son derece başarısız bir yapıma dönüşüyor. Film, yapılan galasında çıkan yangınlada adından söz ettirmişti.

Geleceğin Sineması 5

queennothing | 08 September 2008 11:02

T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2003 yılından beri süregelen projesi “Geleceğin Sineması”, TÜRSAK (Türkiye Sinema ve Audiovisüel Kültür Vakfı) desteğiyle ve jüri üyeleriyle, üniversitelerin iletişim, sinema – televizyonculuk bölümünde öğrenim gören öğrencilerinin proje aşamasındaki kısa film senaryolarını hayata geçiriyor.

Öğrencilerin eğitimleri sırasında yazdıkları kısa filmlere henüz senaryo aşamasındayken destek veren bir proje olan “Geleceğin Sineması”, Türkiye’de bir ilk olma özelliğini taşıyor.

Kişilik Bölünmesi ve Sinema

| 27 July 2008 10:17

Kişilik bölünmesi son yıllarda sinemanın da üzerinde çokça durduğu fenomenlerden bir tanesi. Şol yazıda, biz miskinin aklına gelmiş, izleğini bu minvalde kuran kimi filmler mevzu bahis edilecektir. Lakin baştan belirtmekte fayda var, bu yazı ciddi manada zikredilecek filmleri seyretmeyenlerin izleme keyfini zedeleyebilecek önemli bilgiler içermektedir. Kaldı ki, cümle film senaryosunun beslendiği kaynak, kişilik bölünmesi sorunsalının hikayelerin başlangıçında belirtilmemesi sonucu akışta oluşturduğu devasa gerilim potansiyelidir.

Secret Window
Secret Window

İlk filmimiz Secret Window;
Bir Stephen King uyarlaması olan filmimizde Mort Rainey (Johny Depp),ıssız ikametgahına çekilmiş, ilham kabızlığı çekmekte olan bir yazarı canlandırmaktadır. Oluşturulan atmosferin olanca sessizliğinde Rainey’in eski eşi, birkaç polis, birkaç bölge yerlisinden başka kimseyi tanıtmaz yönetmen bizlere. Ve her ne oluyor ise, zaten bir elin parmaklarını geçmeyen bu insanlar birer birer öldürülmeye başlarlar Johny Depp’in her birini her seferinde kıl payı kaçırdığı dehşetli cinayet enstantaneleri eşliğinde. Neden sonra öğreniriz ki, işin aslı astarı öyle olmamakta, Rainey cümle cinayeti şeref locasından bizzat izlemektedir.
Keyifli bir seyirlik olan filmi naçizane salık veririz…

Haute Tension
Haute Tension

İkinci filmimiz Fransız yapımı bir korku filmi olan Haute Tension filmi;
Yönetmenin türlü şiddet sahnelerini gergef misali neredeyse her kareye saçtığı yapımda, izleyici, bir hayali kahraman olan katilin hikayenin kahramanlara ulaşamaması veya onlar tarafından beter bir şekilde can vermesi için ölür ölür dirilir. Türlü cinayetlerin işlenmesi sırasında, kahramanımızdan birisi olan kısa saçlı, sarışın afet Marie (Cécile De France) kaçacak delik aramaktadır. Lakin her ne hikmetse, yine filmin sonlarına doğru gerçek perdesi ayan beyan serilir izleyenin gözlerine ve aslında sarışın Marie ablamızın katilin bizzat kendisi olduğunu “Vay Anasını…” nidaları eşliğinde farkediveririz. Film Secret Window misali bu dönüm noktasında bitirilmez, bir posta daha şiddete bulaşmak adına, Marie’nin en yakın arkadaşı Alexia’yı (Maïwenn Le Besco) ziyadesi ile samimi bir sevgi göstergeci olan motörlü testere ile kovalamasını izleriz. Kan revan içerisinde sona akar film…

Fight Club
Fight Club

Beyza’nın Kadınları

queennothing | 12 July 2008 14:53

1992 yılında ilk sinema filmi “Denize Hançer Düştü”yü çeken Mustafa Altıoklar, “Ağır Roman”, “Asansör”, “O Şimdi Asker”, “Banyo” gibi bir çok başarılı yapıma imza attı.“’Tıp fakültesinden mezun olmuşsun, neden sinema?’ diye sorulunca cevabım; ‘Ben hayatımın röntgen filmini çekiyorum’ oluyor.” diyen Altıoklar, 2006 yılında Türk sinemaseverlerle paylaştığı “Beyza’nın Kadınları” adlı sinema filminde de başarısını bir kez daha kanıtlamış oldu.
Filmdeki müzikler, Fahir Atakoğlu’na ait. Sezen Aksu’nun da “Beyza” adlı şarkısının bulunduğu albüm, 2006 yılında “Ateş Müzik” etiketiyle piyasaya çıkmıştı.