bildirgec.org

beyin hakkında tüm yazılar

son rakamı 5 olan sayıları birbiri ile pratik olarak çarpma

| 24 March 2010 15:43

evet arkadaşlar;
son rakamı 5 sayısı ile biten iki rakamı pratik olarak çarpalım.
1. 5×5=25 (çok basit bir çarpma)
2. 15×15=225 ( iki basamaklı sayıları çarpar iken pratik bir metod:
2’nci soruya örnek verelim:

15×15
burada son iki 5 sayılarının çarpımı hep 25’tir. bu rakamı aklımızda tutuyoruz. ilk 15 rakamının birinci 1 sayısına 1+1 ekliyoruz=2 oluyor.
sonuç: 2 rakamını yazıyoruz ve sonuna 25 ekliyoruz.
cevap olarak: 15×15=225

*bir örnek daha verecek olur isek;
25×25=? rakamlarını pratik olarak çarpalım.
yine 5×5 çarpıyor 25 rakamını bir kenara yazıyoruz. kaldı 2 rakamı bu 2 rakamına 1 sayısını ekliyoruz. (2+1=3) 3 rakamı ile ikinci 2 rakamını çarpıyoruz. 3×2=6
son olarak: 6 bulduk. daha önce de yazdığımız 25 rakamını 6 rakamının yanına yazıyoruz.
cevap: 625

unutkanlık tarihe karışıyor

| 21 March 2010 17:42

değerli arkadaşlar; unutkanlık artık tarihe karışıyor. bazı öğrendiğimiz konuları artık beynimizde stoklayıp, bununla ilgili bir soru çıktığında anında çözeceğiz. nasıl mı? işte size bir örnek:
* metrenin üst katları nasıl hesaplanır. çarpılır mı? yoksa bölünür mü? her zaman şaşırırız öyle değil mi? evet işte bunu ortadan kaldırmak için bir hikaye hazırladım. artık hayatınız boyunca hiç unutmayacaksınız.
işte hikaye:
savaşın bir tanesinde askerin biri bir binaya giriyor ve arkasından düşman takipte tabi asker binanın ikinci katında kapı arkasına gizleniyor. düşman tam o sırada oraya geldiğinde asker kılıcı ile düşmanın kafasını bedeninden ayırıyor. yani ikiye bölüyor. (yani arkadaşlar burada anlatmış olduğum hikaye metrenin üst katları için idi. metrenin üst katları hesaplanır iken bölünüyor.)

KÜÇÜK BİR ‘b’ HARFİ

il mare | 19 March 2010 09:46

Hiç yoktun aklımda,hiç yoktu aklımda seni hatırlamak o an,üstüne üstlük bir de yazı yazmak…
Senden başlayıp konu,başka yerlere bağlanır umuduyla oturdum zaten klavyenin başına… Elimdeki kalemden kurtulmak için oturdum klavyenin başına…Bazen sevmiyorum çünkü kalemi sayende…Biraz önce de o getirdi seni aklıma…Elimin her zamankinden farklı dansı kalemle adi bir işbirliği içerisine girdi ve resmen seni yazdı kağıda…Sadece senin gibi yazarak… Öyle uzun uzun ismini karalayarak da değil. Nasıl mı?

Bir ‘b’ yaptım ki demin…Hiç öyle yapmam, o şekil yazmam ben küçük ‘b’ leri… Önce yukardan bir çizgi indirir,sonra aynı çizgi üzerinden biraz daha yukarı çıkıp, yukarıdan aşağıya doğru bir çizgiyi kıvırarak yaparım dairesini…Yani,hep böyle yaparım ben küçük ‘b’ leri. Ne olduysa, onca ‘b’ arasından canı sıkılmış ‘b’nin biri oyun oynadı bana, bir bemol işaretine benzedi tıpkı,tek bir hamlede,daha sancısız bir daire yaptı kendisine… Ben ‘b’ leri öyle yapmam ki , sen yaparsın…Ve bu hain ‘b’nin kıvrımlarını aynı sen bu derece aynı yaparsın… Bu derece salaş,ama kendinden emin;umursamaz ve karakterli… Hiç dersini çalışmayıp gene de sınıfını yüksek notlarla geçen zeki ve haylaz çocuklara benzer senin küçük ‘b’lerin, benimkiler ise hep özenli ve titizdirler,ayrıntıya takılıp gereksiz telaş yapanlardan, her zaman derslerine çok çalışıp daha düşük not alanlardan…

Beynin Değişmez Siyasi Tercihleri

A D A L I | 22 February 2010 16:29

Liberallerle muhafazakârların çoğu konuda ters düşündüğünü hepimiz biliriz. Peki, beyinleri de farklı çalışıyor olabilir mi? Göz kırpmak gibi refleksleri farklı mı?
Bazı yeni araştırmalar bunun mümkün olabileceğini öne sürüyor. Buna göre siyasi görüşleri kısmen de olsa, temel kişilik tipleri ve hatta beynimizin yapısı şekillendiriyor olabilir.
Örneğin, bazı insanların tehditlere karşı daha duyarlı, kendilerini savunmasız hissetmeye ve tehlikeleri algılamaya daha yatkın oldukları ortaya çıktı. Muhafazakârların bu kişilerden çıkması daha olası.
Deneylerden birinde, elektrotlar vasıtasıyla olası bir tehlike karşısında ne hızda irkilip göz kırpıştırdığımız ölçüldü. Deneklerin kulaklarına beklenmedik bir anda ses verilerek refleksleri ölçüldü. Nebraska-Lincoln Üniversitesi’nden Kevin B. Smith öncülüğündeki araştırmacılar, ses karşısında daha şiddetli göz kırpanların muhafazakâr politikalara (bireysel silah bulundurmayı savunmak, izinsiz aramaları

desteklemek, dış yardımlara karşı çıkmak) sıcak bakma olasılığının daha yüksek olduğunu bulguladılar.
Aslında sonuçlar mantıklı. Risklere karşı daha duyarlıysanız ve saldırıya uğramaktan dha çok korkuyorsanız, silahlanmaya daha istekli ve yabancılara karşı daha istekli ve yabancılara karşı daha tetikte olmanız mümkün.
Araştırmacıların ölçtüğü bir başka şey de, tiksinti uyandıran görüntüler (örneğinde ağız dolusu solucan yiyen biri) karşısında deneklerin cilt iletkenliğinin nasıl değiştiği. Vücut, sinir bozucu durumlar karşısında bizi sakinleştirecek sıvılar, salgılar ve bu sıvılar cildin iletkenliğini artırır. Liberallerin salgıladığı sıvı, tiksindirici görüntüler karşısında yalnızca biraz artış gösterirken, muhafazakârlarda aşırı bir faaliyet gözlenmiş.
İlginçtir ki böyle görüntülerden normalde daha fazla iğrendiklerini söyleyen kadınlar, erkeklere göredaha fazla sıvı salgamamış. Bunun şöyle bir açıklaması olabilir: Kadınlar, tiksinme duygularını abartacak şekilde yetiştiriliyor, çünkü böylece daha kadınsı görülüyorlar. Oysa erkekler, akılları başlarından gitse bile bunu belli etmeyecek şekilde yetişiyorlar.
Araştırmanın sonuçları kesin olmasa da, siyasette kişilik tiplerinin oynadığı role dair ilginç bir kalıba uyuyor.

Yapay Sinir Ağları

kursatt | 22 February 2010 12:07

PES 2010
PES 2010

eğer sıkı bir pes oyuncusuysanız pes 2010 çıkmadan yayınlanan şu video’yu görmüş olmalısınız. video’da

peki pes 2010’da üzerinde durduğumuz noktalar nelerdi, bir göz atalım. takım stratejisi; pes 2010’da yaptığımız en büyük gelişme yapay zeka oldu.

diyordu. devamında 8 kaydırma çubuğu ile takım stratejisini 0-100 arasında ayarlayabileceğimiz ve oyunu almamız gerektiği söyleniyordu. peki neydi bu yapay zeka? konami mühendisleri ne yapmıştı da 8 kaydırma çubuğu ile takımımızı daha “akıllı” oynatabiliyorduk?

PES 2010
Yapay ağlar

eminim yapay zekanın ne olduğu konusunda fikriniz vardır ama anlatımımın bütünlüğü açısından birkaç yetkin tanım vermem gerektiğini düşünüyorum.
yapay zeka ile ilgili tanım araştırmasına girdiğinizde iki seçenekle karşılaşırsınız. yapay zeka (artificial intelligence) ve yapay sinir ağları (neural networks). aslında ikisininde ilgilendiği şey aynıdır ancak “yapay zeka” daha yüzeysel bir kavram iken “yapay sinir ağları” ne olduğu hakkında biraz daha fikir verir. çünkü yapay zeka demek; yapay (doğadaki örneğine benzetilerek insan eliyle yapılmış) sinir (hayvansal organizmalarda duyuları taşıyan beyazımsı teller) ağları (yaygın şebeke) demektir.

İÇ ORGANLARIMIZA BENZEYEN MEYVELER

keremx | 22 February 2010 11:44

İÇ ORGANLARIMIZA BENZEYEN MEYVELER

BEYİN VE CEVİZ / Hep düşünürdüm, bazı meyve ve sebzeler, iç organlarımıza ne çok benziyor diye. Mesela cevizin içini beynimize çok benzetirim. Uludağ Üniversitesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Tayar’ın araştırması beni doğruluyor.

HAVUÇ VE GÖZ / Şüphesiz; doğadaki tüm meyve ve sebzeler biz insanlar için. Bitkiler sağlık açısından çok önemli mineraller içeriyor. Bilim adamına göre : Meyve ve sebzelerin şekilleri, en fazla faydalı oldukları, insan organlarına benziyor. Yani adeta meyve ve sebzeler diyor ki ;hangi organına benziyorsam , o organına şifa veririm.

Beyin okuyan güvenlik kamerası

d o g u h a n | 18 January 2010 15:03

Bahsettiğimiz tabii ki de Heroes karakteri Matt Parkman gibi aklınızdan geçen şeyleri tercüme etmiyor. Ama bir şekilde gizli işler çevirdiğinizde bunu fark edebilecek düzeyde tasarlanmış. Havaalanları gibi kalabalık yerler için geliştirilen bu güvenlik kamerası insan beyin dalgalarını tespit edebilmekte. Normal bir yolcunun beyin dalgalarıyla bir teröristin gergin atmosferden dolayı farklı olan beyin dalgalarını ayırabiliyor. Kamera ayrıca kalp atış hızını da tespit edebilmekte. Şüpheli jest ve mimiklere karşı da duyarlı olan bu kamerayı İsrailli WeCU Technology geliştirmiştir.

beyin-hafıza

massay | 08 January 2010 11:26

Şurada burada öyleleri var ki, bunların çok üstün hafızaları arkadaşları tarafından, beğenme ile karışık bir şaşkınlık, bir hayranlık, bir kıskançlık duygusu ile anlatılıyor.

  • (Şimdi aklıma gelen ilk kişi: Okul yıllarından arkadaşım Osman Altın. Lakabı hes-mak. 20-25 kişinin hesap makinası kullanarak topladığı mizan tutmazken, kendisi kaş-göz-parmak ritüeli eşliğinde hesap makinası kullanmadan yüzlerce toplamı daha hızlı yapar, mizanı tuttururdu.
    Ders notlarını gözden geçirdiğinde, toplam kaç kelime kaç rakamdan oluştuğunu rapor ederdi.
    Ve benzeri bir sürü detay.
    Şimdi bir özel bankada iş akış yetkilisi. Tüm müşterilerini “nüfusa kayıtlı olduğu yer” bilgisine değin tanıyor. Cep telefonunda kişi isim ve numaraları özel kodlarla kayıtlı.)

Bilimsel açıdan gözlemlenmiş örnekler ise:

  • Allegney Ludlum Sanayiinin başkanı Robert J. Buckley, hazırlanan bir demeci bir kez okuyor ve sonra bunu notlarına bakmadan hemen hemen aynen tekrar edebiliyor. Binlerce memurun adlarını biliyor, bunlardan biriyle bir yıl önce yaptığı bir konuşmayı nerede bıraktığını hatırlayabiliyor.
  • Ray E. Friedman şirketinin başkanı Thomas Dittmer de:” Eğer siz kendinizi işinize verebilmişseniz, her gün yapılan bin alışverişi, alışları, satışları, bir kalbin atışı gibi hatırlayabilirsiniz.” diyor. Olayları hatırlamaya yardım eden bir ritmin mevcudiyeti iddiasında.
  • Dreyfus şirketinin başkanı Jerom Hardy, Dreyfus şirketinin 6 dış ülke teşkilatının ve iki halk hizmetleri kuruluşunun yönetim kurulunda ve bunların hepsinde çalışan kilit personeli aklında tutabiliyor. ” Şimdiye kadar oynadığım golf oyunlarındaki bütün çukurları hatırladığımı sanırım.” diyor.