bildirgec.org

bergman hakkında tüm yazılar

Till Glädje (1950)

queennothing | 20 February 2010 10:29

Usta yönetmen Ingmar Bergman‘ın yazıp, yönetmenliğini yaptığı 1950 çıkışlı “Till glädje” (To Joy / Neşeye Doğru), acele gelen bir aşkın tüm bunaltılara rağmen saflığını, heyecan ve tutkusunu korumasını anlatıyor. Maj-Britt Nilsson ve Stig Olin‘in başrollerini paylaştığı yapım, yönetmenin ‘ilişki filmleri’nden biri. Birbirine aşık iki insanın, hislerinin en normal ölçüde yaşamaya çalışıp da, aşkın normalin de ötesinde kaldığını geç farketmelerine ve kadın ve erkek kişiliklerine değinen Bergman, “Till Gladje”de hisleri adlandıramaya çalışmanın züccaciye dükkanındaki file benzediğini, üstüne resmiyet eklemeye çalışınca aşıkların dünyalarını züccaciyeciye çevirdiğini düşünüyor, bunları gösteriyor.

İsveç Devlet Orkestrası’na aynı gün iki yeni müzisyen katılmıştır. Marta ve Stig adlarındaki müzisyenler, aynı gün orkestraya katılmalarına rağmen birbirlerini tanımamaktadırlar. Çok geçmeden tanışan çiftin arasında bir elektriklenme olur ve Marta, Stig’i doğumgünü partisine davet eder.Maria için peluş ayı alan Stig, partide genç kadına dair pek hoş olmayan bir takım şeyler duyar. Marta’ya karşı önyargılı olan Stig, sızar ve geceyi genç kadının kanepesinde geçirir.

Skammen (1968)

queennothing | 17 February 2010 16:56

2007 senesinde hayatını kaybeden usta yönetmen Ingmar Bergman‘ın yönetmenliğini yaptığı 1968 çıkışlı sinema filmi “Skammen“in (Shame / Utanç) başrolünde iki defa Oscar’a aday gösterilen İsveçli (esasen Japonya doğumlu) aktris Liv Ullmann ve Oscar adaylığı bulunan aktör Max Von Sydow yer alıyor.
7 senedir evli müzisyen çiftin gelgit günlerini ve gözden ırak yaşadıkları adadki evlerinde geçen hayatlarını konu alan yapım, aniden çıkıveren iç savaşla farklı bir boyut alıyor. Evlerinin dibinde gerçekleşen yıkımın çift üzerindeki etkilerine yoğunlaşan Bergman, yine başarılı bir psikolojik/ drama ile karşımızda.

Eva ve Jan Rosenberg çifti, aynı orkestrada çalan, bu sayede tanışan ve 7 sene evvel dünyaevine giren bir çifttir. Bir çiftlik evinde, kendi hallerinde yaşayan çift, bahçelerinde tavuk besleyerek, arada sırada şarapla romatizm yaparak geçen sıradan günlerini, Eva’nın kadın gerginliğiyle hareketlendirip, birlikteliklerini soslandırıp, katlanabilir kıvama sokuyorlardır. Eva’nın baskın, baskıcı, midahale etmeden duramayan ve şikayetçi tavırlarının altında kalan Jan, genç kadını sakince yatıştırmayı iyi bilmekte ve bu sayede adı sanı duyulmamış bu adadaki yalnız yaşamları daha sürdürülebilir gibi görünmektedir.

Ernst Ingmar Bergman

queennothing | 16 February 2010 09:50

Ernst Ingmar Bergman, 14 Temmuz 1914 tarihinde, Protestan rahibi Erik ve hemşire Karin’in oğlu olarak İsveç, Uppsala’da dünyaya geldi. Çocukluğunu doğduğu yerde geçiren Bergman, 16 yaşındayken Almanya’ya gitti. 1937 senesinde kaydolduğu Stockholm Üniversitesi‘nde ‘Sanat ve Edebiyat’ okudu. Fotoğrafçılıktan, sinemaya atılan genç adam, 1943 senesinin 25 Mart’ında ilk evliliğini Else Fisher ile gerçekleştirdikten iki sene sonra boşanma kararı aldı. Aynı sene Ellen ile ikinci evliliğini gerçekleştirdi. Bu arada, Fisher’dan bir çocuk sahibi olan Bergman, sene 1946 olunca, ilk yönetmenlik deneyimini kazandı. Bir oyundan uyarlanan “Kris“, 90 dakikalık bir yapımdı ve tamamiyle İsveç sınırları içerisinde çekildi. Aynı sene “Det regnar på vår kärlek” adlı sinema filminin de yönetmenliğini yapan Bergman, 1947’de “Skepp till India land“i ve 1948’de “Musik i mörker“i (Music Is My Future) yönetti. Aynı sene Nine-Christine Jönsson‘un başrolünde yer aldığı “Hamnstad“ın (Liman kenti) yönetmenliğini yaptı. Bir sene sonra “Fängelse” (Prison) adlı yapımı yazıp, yöneten Bergman, bir roman uyarlaması olan “Törst” ile başarısını bir kez daha kanıtlamış, İsveç Sineması’na yepyeni bir şekil vermişti.

1950 senesinde, dört çocuk sahibi olduğu Ellen ile boşandığını açıklayan yönetmen, “Till glädje“nin hem senaristliğini, hem yönetmenliğini yaptıktan sonra “Sånt händer inte här“ın yönetmenliğini üstlendi. 1951 senesinde, Gun Grut ile dünyaevine giren Bergman, aynı sene “Sommarlek“i yönetti.
Aradan bir sene geçmişti ki, eşi Grut’un senaryosunu yazdığı komedi filmi “Kvinnors väntan“ın yönetmenliğini yapan usta yönetmen, 1953 senesinde adını Avrupa’ya duyuracak bir yapıma imza attı; “Sommaren Med Monika” (Monika ile Bir Yaz). Filmde, sonları devamlı oyuncularından biri olacak olan Harriet Andersson rol alıyordu ve bu yapımla Bergman, kadınlara olan bakış açısını ve ‘kadın’dan yana olduğunu daha önce görülmemiş bir gözle, duyulmamış bir dille sunuyordu. Aynı sene yönetmen, yine Harriet’in de rol aldığı “Gycklarnas Afton“u (The Naked Night) çekti. Yönetmen, bu filmde gözümüze çarpan gezici sirke, göstericiye ve göstericinin kadınlara olan düşkünlüğü yüzünden sonsuz bir sevgiyle bağlı olduğu eski karısını bırakması ve geri dönmek isteyince karısının kazandığı ‘gurur’ hissi yüzünden kabul edilmemesine dikkat çekiyor. Ayrıca, bir çok filminde kullandığı ‘sorgusuz, saf erkek aşkı’ da dikkate değer bir başka durum.

Ansikte mot Ansikte (1976)

queennothing | 06 September 2009 15:02

İsveç Sineması ele alınınca akla gelen ilk isim olan Ingmar Bergman, 1976 yılında hem senaryosunu yazıp, hem yönetmenliğini yaptığı “Ansikte mot Ansikte” (Face to Face / Yüz Yüze), yine bir Bergman klasiğini gerçekleştirerek, Liv Ullmann‘ı baştacı ediyor.
Jenny, kocasının Amerika’ya gitmesi üzerine büyükannesi ve hasta büyükbabasının evine gelir. Uzun zamandır torunları Jenny’yi görmeyen iki ihtiyar, bir ay sürecek olan bu ziyarete çok sevinirler. Büyük bir hastahanede, izine çıkan doktorların yerine bakarak geçimini sağlayan Jenny, kendisiyle aynı hastahanede çalışan arkadaşının eski karısının verdiği partiye davet edilir.
Partiye katılan Jenny, oda bulunan genç erkeklerin arasında kendini yalnız hisseder, fakat kendisi gibi doktor olan Tomas, genç kadını bu yalnızlık hissinden kurtarır.

Zamanla iyice yakınlaşan Jenny ve Tomas, gecenin geç saatlerine kadar alkol eşliğinde zaman geçirirler. Jenny’ye karşı özel bir yakınlık hisseden Tomas, gnç kadının uyku hapı aldığı bir gecede, ani ayılışına ve güçlü sinir krizine tanık olur. Kendinden geçen Jenny, kişiliğiyle ve geçmişiyle hesaplaşmaya başlar. Genç kadını kendi haline bırakan Tomas, Jenny’nin yalnızlık hissine ilaç olmaya çalışır.

Saraband (2003)

queennothing | 17 June 2009 11:40

1973 yapımı “Scener ur ett äktenskap“ın devamı olan, 2003 yapımı “Saraband“, 2007 yılında hayatını kaybeden değerli yönetmen Ingmar Bergman‘ın son TV filmi.
Boşanmalarının üzerinden yıllar geçmesine rağmen görüşmeye devam eden Marianne ve Johan, genç sevgilisi Paulina ile evlenen Johan’ın, ‘Henrik’ adında bir oğlu olmasından sonra bir daha görüşmemeişlerdir. Şehirdışında, orman içinde, tek katlı bir evde yalnız başına yaşayan Johan, kendisini ziyarete gelen Marianne’yi görünce mutlu olur.
Marianne, Johan’la olan kızlarından birinin yurdışında, birinin de akıl hastanesinde olduğunu, yalnız yaşadığını ve hala avukatlı yaptığını anlatır. Johan ise, biraz ilerde, oğlu Henrik’le, torunu Karin’in yaşadığını ve torunu Karin’le araları iyiyken, Henrik’e karşı nefret ettiğini; Henrik’in karısı ölünce, kızı Karin’e duygu sömürüsü yaparak, terkedilmekle yüzleşmek istemediğini ve onun, kaba ve tamemen amaçsız bir adam olduğunu anlatır.

Scener ur ett äktenskap (1973)

queennothing | 15 June 2009 11:49

İlişkileri güçlü bir şekilde betimleyen yönetmen Ingmar Bergman‘dan, ‘kadın – erkek ilişkileri’ üzerine bir film daha; “Scener ur ett äktenskap“. 1973 yapımı, 165 dakikalık filmde Liv Ullmann ve Erland Josephson, başrolde yer alıyor.
Marianne, boşanma avukatıdır. Uzun süredir Johan’la evli olan Marianne, arkadaşları Peter ve Katarina’yı yemeğe davet ettikleri bir akşamda, çiftin arasında gelişen ve zamanla alevlenen kavgaya şahit olur. Johan, olaya kayıtsız kalırken, Marianne, içten içe kendi evliliğinin gidişatından da şüphe etmektedir. Johan’la aşkla bağlı olan genç kadın, bir akşam kocasına, ilişkileri ve cinsel hayatları hakkında sorular sorar. Aldığı cevaplardan, ilişkilerinin ölmek üzere olduğunu anlayan Marianne, evliliğinin bitmemesi için elinden geldiğince çaba gösterir.
Johan içinse durum, farklıdır. Hem kendi, hem de Marianne’in ailesinin tüm baskısını üzerinde hisseden Johan, artık pes etmiştir. İş için şehirdışına gittiği birgün, ‘Paula’ adlı genç bir kızla gönül ilişkis yaşar. 23 yaşındaki kıza aşık olan Johan, eve döndüğünde durumu Marinne’e anlatır. Gururu incinen Marianne, Johan’ın anlattıklarını sessizlik ve anlayışla karşılar. Her şeye rağmen kontrolünü kaybetmeyen Marianne, Johan’a olan tüm sevgisiyle, O’ndan ‘genç aşkı’nı anlatmasını ister. Kendisini aldatan kocasından nefret etmek bir yana, yıllardır eksilmeden katlanan sevgisini göstermekten çekinmediği o gecenin sabahında, Johan evi terkeder. Marianne ve iki kızı, artık geçmişte kalmıştır.

Ancak, durum hiç de böyle olmaz. Yıllarca devam eden evlilik, çift arasındaki paylaşımlar ve herşeyden önemlisi ‘bağlılık’, silip atılamayacak kadar güçlü ve sabittir. Marianne ve Johan’ın ilişkileri, tutku ve heyecanla harmanlanmış cinsellikle, dürüstlüğü katarak, yeni halini alır.

Såsom I En Spegel (1961)

queennothing | 06 June 2009 12:51

Sinema dehası Ingmar Bergman’ın 1961 yapımı sinema filmi “Såsom i en spegel“, kadrolu oyuncuları Harriet Andersson, Gunnar Björnstrand, Max von Sydow ve Lars Passgård‘ı buluşturan, etkileyici bir başyapıt.
Denge sorunu olan Karin, kocası Martin, babası David ve kardeşi Minus ile adada tatil yapmaktadır. Bir süredir psikolojik tedavi gören Karin’in iç sorunları, çevresindeki insanlarla oluşturduğu dengeyi de bozarak, kararsızlığı ve dengesizliğinin bedelini herkese dayatıp, tamir edilemez zararlara yol açmaktadır.
Sonsuz sevgi ve sınırsız anlayışa sahip kocası Martin, Karin’in her türlü davranışına göz yumarak, O’nun iyileşeceği günü umutla ve sabırla beklemektedir. Erkek kardeşi Minus ise, dış dünyaya som sessizlikle isyan ederken, içinde babasına olan kızgınlık hissiyle, en az Karin kadar hastadır.

Persona (1966)

queennothing | 23 May 2009 10:44

1966, Ingmar Bergman ve Bergman yapımlarının vazgeçilmez ismi Liv Ullmann filmi “Persona“, bu sefer izleyicisinin, ‘karakterlerin kişiliği’ne değil; ‘bilinçaltının yaratıcılığı’na hayran olmasını sağlıyor.

Ünlü bir oyuncu olan Elisabeth Vogler, herkesin gıpta ile baktığı, hayranlık uyandırıcı bir yaşama sahiptir. Tiyatroda oyunun sergilendiği birgün Elisabeth, kimsenin anlmadığı bir hastalığa yakalanır. Elisabeth suskundur, hiç konuşmaz ve etrafındakilere boş gözlerle bakarak; anlatmaya çalışılanların ‘anlamsızlığı’ndan dem vurur. Ne doktorlar, ne de yakın arkadaşları, kimse güzel oyuncunun bu isimsiz hastalığına çare bulamaz.
Psikoloğu, bir kır evinde dinlenip, kendisiyle iletişim kurmasını önerir ve Elisabeth, kendisine refakatçilik edecek hemşire Alma ile bir kır evine yerleşir.

Hamnstad (Liman Kenti)

queennothing | 24 April 2009 09:53

İsveçli yazar Olle Länsberg‘in romanından uyarlama olan “Hamnstad“, sinema sanatının yaşam organlarından biri olan usta yönetmen Ingmar Bergman‘ın, beşinci kez kamera arkasına geçmesini sağladı.
1948 yapımı “Hamnstad / Liman Kenti / Harbour City / Port of Call” adlı drama filminde 1926 doğumlu İsveçli aktris Nine-Christine Jönsson, 1998 yılında hayatını kaybeden aktör Bengt Eklund ve yine İsveçli aktris Berta Hall, başrolleri paylaşıyor.