bildirgec.org

ben hakkında tüm yazılar

PENCEREDEN BAKARAK ŞİİR YAZMAK!

admin | 21 February 2009 10:34

1- Pencereden baktığınızda ne görüyorsunuz?Tanımlayınız.
2- Gördüğümüz manzaranın içinden bir nesne seçiniz veTanımlayınız?
3- O görüntünün içindeki renkleri ve sesleri tanımlayınız?
4- Gördüklerimizin tat ve kokularını tanımlayınız?
5- Bu konudaki genel duygularınız nelerdir tanımlayınız?

Yapmamız gereken çok basit. Şimdi sırasıyla soruların her birinin karşılığı olacak birer mısra yazarak şiir oluşturuyoruz. Ben başlıyorum. Sonra sıra sizde… Lütfen hayal gücünüzü sınırlamayın..

BEN

Bir gün!
Güneşin ışıklarıyla sarıyor dölgemi,
Ağaç dallarının arasından muzip bir çocuk gibi gülümsüyor yansıyan benliğime.
Gün; taze, yeni ve sımsıcak.
Ağaçlar ise inadına yorgun,bitkin ama filizlenmeye meğilli…
Gözlerimde bir renk cümbüşüdür gidiyor,
Yeni olgunlaşmaya başlamış bir nar kırmızılığında…
Toprak kokuyor!
Ve güneşin sıcacık tadı içimi yakmaya yetiyor.

böyle diyorum

taha3045 | 16 February 2009 18:40

Bugün ömrümde yeni bir sayfa açmak istiyorum seninle, günlerin bu değişmez çarkına bir çomak sokup, eskisi gibi içim ateş dolu, başımda ise kavak yelleriyle dolaşmak.Her gün yeni bir şey keşfetmek sende ve her gün bir yenilik umudu.

Yastığımın altındaki karabasanı çöp torbasına doldurup, beni kurtarsın diye beklediğim süper kahramandan ümidi kesip , karanlık hayalleri lavaboya kusmak istiyorum. Seni korkulardan uzak, öpücükleri tüketerek sevmek istiyorum ve hayallerde bile yalnız kalmamak..

En gerçek sevgi bu olsa gerek diye düşünür ya insan her aşık olduğunda, bu kez milyon kere milyar gerçek diyorum. Çünkü kendi sevgimi kıskanıyorum, sevmenin uyumak gibi sıradan bir iş olduguna karar veren kalbim şimdi tıka basa aşk istiyor.Mide bulantısı olma olasılıgı olmadan.

Bunlar sıkar adamı

notringen | 16 February 2009 11:40

• Sezen Aksu’ya, “Sezen” diyen, orta yaşlı, hafif balık etli kadınlar var. Bunlar faydasız kadınlar.

• Tuvalette dönüp boka bakılmasın.

• Geçen gün anneannem beni Sedat dayıya benzetti. Sedat dayı kim mına koyım? Hayatımda görmemişim, iki çift muhabbet etmemişim, bir tavla atmamışım şey yapmamışım. “Sen Sedat dayına çok benziyosun”. Bi de “dayın”. Dayımmış. Dayımı tanımıyorum. Bu nasıl bir ailedir lan? Benim gizli kapaklı bir dayım mı var? Anneannem ne işler becermiş. Hayır madem bir boklar yedin, niye bunu okey masasında dile getiriyorsun. Evet okey oynuyorum aile bireyleriyle ve hep yeniyorum. Mevzu bu değil. Mevzu çok başka. Mevzu anneannemin “sen şuna benziyosun” insanı olmasında. Bu insanları sevemedim, bağrıma basamadım. Anneannemi de pek sevemedim.

sevmek herşeydir

taha3045 | 10 February 2009 16:19

Kalbimin ayarı yok artık,
sevebildiğimce seveceğim seni,
yüreğimi kesip öldürmeme az kala,
kafam karışmış, içim bulanmış
kalbim dağınıkkken,
bozdun tüm cinayet planlarımı.

Her sabah küsüp, her sabah barışmak,
hep vazgeçmek isteyip,
her seferinde daha da yaklaşmak,
seni yaşamanın tadına varmak.
Yüreğimi ortadan kaldırmamama sebep.

Artık çözdüm umutlarıma taktırdığım ipleri,
ne zamandır çiğnemiştim üstlerini
bomboş ve bombok olan kafam
alabildiğine dolu artık.
Artık kalbimin sesini kısmıyorum,
gözlerim de alabildiğine açık.
gece oldugu zaman, ayda yok yıldız da,
sadece sen varsın bundan sonra.
gözlerimi açmaktan korktugum anlar bitti
bildiğimi okuyorum şimdi.
Bildiğim gibi seviyorum.
Hayatım paramparçayken
parçaları yapıştırdım.Sadece iki büyük parça var şimdi.
sen ve ben dememi bekleme.
Senden önce ve senden sonra.

Bendeki Sen

87hsn | 28 January 2009 11:13

Önce ‘ben’ vardım. Kendime bir ‘dünya’ oluşturdum ve ‘bendeki dünya’da yaşamaya başladım. Sonra ‘sen’ çıktın karşıma. Kalacak yerin yoktu, dünyamdan bir yer istedin, ben de verdim. Nasıl olsa dünyam genişti, sana da yer vardı…

Dünyamı dolaşmaya başladın. Tabi farklı bir dünya olunca ilgini çekti, hoşuna gitti. Her yeni keşfinde heyecanlandın. Hayalini kurduğun şeylere rastladıkça dünyama daha da bağlandın…

Sana verdiğim yerle yetinmedin, hep daha fazlasını istedin, ben de verdim. Neden bilmiyorum, sana hayır demedim, diyemedim. Belki de güvendim sana, korkmadım dünyamı teslim ederken. Dünyam senin olmuştu, sen ise dünyam…

izLeniyoruM gaLibA

TeMoR | 22 December 2008 10:22

Heeeeeeey!!! sana diyorum.
Heeey dur bir dakika.heyyy!!! dur kaçma.
Dur.
Nefesim tükenmek üzere ne olur, sana diyorum.
Dur kaçma.Daha önce gelmişmiydim bu sokağa, şu duvarları tanıyorum gibi ve dönemeçteki küçük bakkal.
Sessizlik.
Boşluğa sürüklenen bir ömrün zincirlerini tutuyorum sanki. Hiç patırtı yok, başkaldırı yada direnmek.
Korkmuyorum sessizlikten.
Kiralık müzisyenler: izindeler hepsi.
Son birkaç ayımın en iyi arkadaşı.
Sessizlik…
Dünyanın kulakları kapatılmış sanki: küçük bir pamukla olabilir.
Her şey hareketli…
Önümde koşan ayakları görebiliyorum.
Evet rüzgarda var.
Hissediyorum…
Ve yapraklar geçişini kutluyorlar zamanın. Özledikleri yer; toprağa bakarak.
Kulaklarını kapatmışlar dünyanın,
Hiçbir şey duyulmuyor. Bir çift renkli kapakçıkla algılıyorum yarını yaşayabilmenin zevkini. Retina ve bir kaç sinir ucu.

en

| 15 December 2008 14:37

giderken,
kuzeyden en kuzeye
ve
dönerken kuzeyden ene,
durdum s/ende
en sen,
sende ben

İsyanım Ne idi Benim?

dimoedes | 23 November 2008 10:05

İsyanım hayata mı Rabbime mi kendime mi bilmiyorum diye düşündüğüm zamanda çıktım karşıma. Hayatımı yenileme çalışıyordum ve ne kadar yola başvurduysam olmamıştı. Gittikçe kötüye gidiyordum ailemin benim için milyarlar harcayıp gönderdiği üniversiteyi bile bırakma durumuna gelmiştim. Borçlarım gittikçe artıyordu bir bataklığa saplanmıştım ve kurtulmaya çalıştıkça dibe batıyordum. Artık nefes alamaz duruma gelmiştim kendimi eve kapatıp herkesten uzaklaşmaya çalışıyordum kendimi ölüme terketmiştim. Ama sen geldin elini uzattın ve beni kurtardın bu durumdan. Şimdi herşey yolunda üniversitem bitmek üzere hiçbir borcum kalmadı aksine ben yardım eder oldum insanlara. İnşallah senin şansın benim gibi zor durumda olanlara da vurur. sana ne kadar teşekkür etsem azdır sayısal loto 🙂

Başlıksız

| 21 November 2008 10:19

bu y/amaca erince.
b/ak yüreğine,
dinle/n biraz,
soluklan.
d/al içine.
etraf s/ağır
bir ben, bir sen.

Lost Hakkında…

adoxxoda | 20 November 2008 09:34

Uzun zamandan beri lost herkes tarafından izlenen bir diziydi. Ben şahsen diziyle alakalı bir adam olmadığım için ilgi duymadım ta ki ortamda ki çocuklar anlatana kadar. Merak bu işte ister istemez oluyor bir şeyler. İlk sezonu serettikten sonra 1 ay içerisinde 4. sezonuda bitirdim. Bir sürü raslantısal olaylar zinciri almış başını yürümüş. Birde diziyi seyretmeyip seyredecek olanlar okumazsa sevinirim. Diziyle alakalı birşeyler yazacağım çünkü.Neyse ilk olay 300 küsür insan uçağa biniyior ve bir adaya düşüyor. Ama bu insanlar adaya düşmeden önce bir şekilde farknda olmadan birbirilerinin hayatlarında olmuşlar bir şekilde. Benim dikakt ettiklerim.

  • Kate , Sawyerin eski sevgilisiyle bir benzincide karşılaşıyor. Sawyerin manita annesiyle görüşmesi için kate yardımcı oluyor.
  • Sayidin kız arkadaşı nadia kapkaça uğrarken yine başka bir karakter olan Charlie tarafından kurtarılıyor.
  • Hurley le Libby nin aynı hastanede tedavi olmaları.
  • Ana-Lucia Jack in babası adına çalışmıştır.
  • Clarie nin gittiği medyuma Mr. Eko rahipolduktan sonra gitmiştir.
  • Jack spor yaparken bir stadyumda Desmond la karşılaşır.
  • Libby Desmond a ölen eşinin teknesini vermiştir.

Hatırlaya bildiklerim bu kadar bu raslantısal kısmı birde adadakilerin aileleriyle olan sorunları var. Nerdeyse hiç birinin anne babasıyla iyi geçindiği söylenemez.