bildirgec.org

belgesel hakkında tüm yazılar

3. Kısadan Hisse Kısa Film Günleri

queennothing | 30 December 2008 17:41

12 – 16 Mart 2008 tarihleri arasında ikincisi düzenlenen “Kısadan Hisse Film Festivali“, bu yıl 3. yaşına basıyor.
Türk Sineması ve sinemacılarına ulusal anlamda yardım ve destek vermeyi amaç edinen festival, 20 – 21 ve 22 Şubat 2009 tarihlerinde Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi‘nde gerçekleşecek.

Bahçelievler Belediyesi tarafından düzenlenen festivale katılacak olan sinemacılar, 25 dakikayı geçmeyen deneysel, kurmaca, canlandırma, belgesel ve animasyon filmleriyle başvurabilirler.

Türk tarih kurumu’ndan belgesel niteliğinde görüntülü çalışmalar.

biSGen | 13 December 2008 14:00

türk tarih kuRumu
türk tarih kuRumu

Türk tarih kurumu‘ndan belgesel niteliğinde görüntülü çalışmalar. Tüm çaLışmalar deneme Mahiyetinde Hazırlanmıştır.

Türk El Sanatları (Ebru) Belgeseli
boyutu:18.825 KB
Osmanlı Kadın Giyimi Belgeseli
boyutu:15.099 KB
Karagöz Belgeseli
11.210 KB
Mezar Taşları Belgeseli
boyutu: 12.395 KB
Yazma Eserler Belgeseli
boyutu: 15.543 KB
Sabuncuoğlu Şerefeddin Belgeseli
boyutu: 27.3 MB
Kültür Mirasımız İnebolu
boyutu: 17.047 kb

11. İstanbul Uluslararası Sinema – Tarih Buluşması

queennothing | 28 November 2008 16:05

1997 yılında birincisi düzenlenen “Uluslararası Sinema – Tarih Buluşması” etkinliği, bu sene 11. yaşını kutluyor. TÜRSAK (Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı) tarafından düzenlenen etkinlik, bu sene ‘tarih boyunca mülteciler’ temasını işleyecek.

Tarih boyunca mülteciler’ adı altında yüzyıllar öncesinden modern zamanlara ‘mülteci’ kavramına dair filmler gösterilecek.

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali

queennothing | 25 November 2008 13:33

“Tüketerek azaltmak değil, üreterek çoğaltmak” amacıyla harekete geçen Sürdürülebilir Yaşam Kolektifi kurucuları Pınar Öncel, Tuna Özçuhadar ve Filiz Telek, ‘tarım’, ‘gıda’, ‘enerji’, ‘madencilik’, ‘ekonomi’ ve ‘su’ gibi temaları işleyen toplam 25 animasyon ve belgesel filmin gösterileceği bir festival düzenlemişler.
Amaçları, ‘sürdürülebilir’ bir yaşam için çalışmak. Festivalin amacı ise, bu amacı insanlara da kazandırmak.

Son Buluşma

exorientelux | 24 November 2008 10:15

Son Buluşma, üç Kurtuluş Savaşı gazimizi anlatan sade, mütevazi bir belgesel. Ne yazık ki bu üç büyük gazimiz Ömer Küyük, Yakup Satar ve Veysel Turan şu anda hayatta değil. Belgeseli izledikten sonra o elleri öpesimiz geliyor ama heyhat! Bu durum en az belgeseldekiler kadar hüzünlendiriyor insanı.

Evet, belgeselden geriye kalan hüzün oluyor. Ama onlara değil de insan kendi için hüzünleniyor, gerçek değerleri göremeyişine, dünya oyunlarına dalıp kendini ve zamanını tüketişine hüzünleniyor. Ömer Dede, köyüne bir okul yapılmasını istiyor, kızı ona “Kendin için de bir ev iste, bak yıkık dökük bir viranede yaşıyorsun.” dediğinde “Evi ne yapayım, burada okul yapılsın, pırıl pırıl parlasın.” diyor, insan eğitim yuvalarını parlatamadığı için mahçup oluyor. “Neden hâlâ sana ev yapılmadı, bak kum dökmüşler kaç yıl oldu inşaata başlamamışlar.” serzenişleri karşısında Ömer Dede “İstemeye utanıyorum.” diyor, insan yüzü kızararak başını öne eğiyor. Gaziliğiyle, bayrağıyla, Atası’yla, vatanıyla gurur duyan Yakup Dede’ye devlet üç ayda bir 500 lira veriyor, insan utançtan koltuğuna gömülüyor. Ömer Dede’ye “Kayıtlarda sen ölmüş görünüyorsun, maaşını veremeyiz.” deniyor, Ömer Dede yaşadığını kanıtlamak için uğraş verirken, insan artık nereye bakacağını, nereye saklanacağını şaşırıyor.

Mustafa bana neler hissettirdi….

MerakliKedi | 12 November 2008 09:24

Susuyorum…. Günlerdir susuyorum… Kendim görmeden, kendi fikrimi oluşturmadan başkasının fikriyle kirlenmek istemiyorum. Veee susuyor, ve okumuyor, ve duymuyorum… Hiçbir tartışmaya girmiyor, hiçbir yorumu okumuyor, hiçbir tartışma programını izlemiyorum. Kirlenmek istemiyorum. Tamamen bakir başlamak istiyorum bu tecrübeye… Tertemiz izleyeceğim filmi, hiç kimsenin yorumunu duymadan, okumadan yalnızca kendimle…
İzledim.. Tek başıma… Tabii, ki tek başıma değil. Bir salon dolusu insanla birlikte ama tek başıma… Hayır, yalnızdım ben. Beyimde yalnızdım. Ve bir tiksintyle başladı film. Ben, belgesel de olsa bir film görmeye gitmiştim. Minimum bir film beklentrim vardı. Ne sinema dersinde bana anlatılanlar vardı filmde… Ne de başka birşey. Film boyunca onu sorguladım. Bana bilmediğim ne verdi? Hangi duyguyu tattırdı Mustafa? Latife’de okuduklarımdan farklı, bunca yıldır bildiklerimden, tarih hocalarımın derste anlattıklarından (çok şanslıymışım bunlar bana tarih dersinde anlatılmıştı) farklıı ne vardı ki filmde… Hiçbir duygu da kalmadı bana… Ne bir sahne aldı aklımda beni derinden yaralayan ne de herhangi birşey…
Üzüldüm. Kırıldım. Yaralandım. Keşke bambaşka duygularla çıkabilseydim bu filmden….