bildirgec.org

başıma ne geldi hakkında tüm yazılar

on yıl önce 10 sene sonra

suphi | 22 March 2004 13:14

Evdeyim.İstanbulda Üsküdarın voroş sayılabilecek bir mahallesi.Bulgurludan ayrılma Cumhuriyet Mahallesi.Mutfağın camından koşturduğum sokakları seyrediyorum.Eski günler geliyor aklıma.Okula giderken sırtımda ağzı tıka basa dolu bir çanta olmasına rağmen koşarak yerde duran üstüne basılmış pepsi veya başka bir kutu kola kutusuna vurduğum günler.İnsan yaşlanınca anlatırmış çocukluk anılarını ben ömrümün baharında anlatıyorum.Sonra gitme vaktim geldi.Evdekilerle tek tek görüşüp çıktım yola.önce bir Karaca Ahmet kabristanlığına uğradım.”Ölülerinizi hayırla yadedin” diyor İslamiyet.Ölülerimizi yani bizden olanları.Sonra durağa çıktım.Taksim-Kadiköy otobüsüne bindim.Benden sanıyorum 6 veya 7 yaş büyük bir gencin yanına oturdum.Arkada bir kızla bir çocuk vızır konuşuyorlar.Ama öyle bir konuşuyorlar ki üç sıra önümde olanlarla üç sıra arkamdakiler eminim duyuyorlardır seslerini.Meğer yabancı bir dille konuşuyorlarmış.Anlamadım tabi tek anladğım bir ara işittiğim İstanbul kelimesi birde duydum mu? duymadım mı? bilmiyorum Çanakkale.Belkide duymadımmıştım.Ama otobüste şunu farkettim.İki İstanbul vardı.Hayır iki İstanbullu vardı.Bir Üsküdarın Cumhuriyet Mahallesinde oturan İstanbullular, birde Taksimden gelen istanbullular.Nihayet Haydarpaşa.Daha girmeden bir yazı karşılar bizi Haydarpaşada”Cumhuriyetimiz bir yaşındaymış gibi genç ve dinamik, bin yaşındaymış gibi küklü ve güçlü”.Ne kadar doğru?!Gittim bir bilet aldım.daha bir saat var.ilerde bir kitapçı.Önce biraz bir göz gezdirdim.aradım kitaplar yoktu. -Afedersiniz Cemil Meriçin eserlerinde yok mu? kafasını sağa sola salladı. Oturdum içerde bir yerde.Yarım saatten fazla hocamın Bu Ülkesini okudum.Gerçi daha önce bir kere okumuştum ama her okuyuşumda bir şeyler daha öğreniyorum.Ve trene bindim.Dörtlülerin denize yakın olmayan tarafındaki bir koltuğa oturdum.Bizim üniversiteli kızlara atığım kaçamak bakışları ve ayrıntıları anlatmayayım.Devamlı kitap okuyor arasıra dışarıyı seyreder gibi yapıyorum.Tabi bakanlar dışarıyı seyrediyor sanabilirler ama müthiş bir hesaplaşma içindeyim.Mutfaktan baktımda düşündüğüm şeyler aklımda.Vaybe diyorum Suphi on sene önceydi.Şimdi ne oldu.Ne yaptın hayatta.Üniversiteye girdin bu mu hayatın amacı.On sene sonra dönüp yine bakınca böylemi düşüneceksin.Eğer böyle düşüneceksen niye.Amacın ne hayatta.İman yetişiyor.Ahiret inancı yaralarıma merhem oldu.Peki dedim.Sen Müslümansın ya Museviler,Hırıstiyanlar ne düşünüyorlar.Onlarında ahiret inancı var.Peki İslamın büyüklüğü nerde?Biran yahudileri düşündüm.O kadar zalim bir millet.Neler çektiriyor insanlara.Hayatları para olmuş.Kutsal değerleri neler ki.hem hangisi kusal.Sonra Hırıstiyanlık.Onların yaşam tarzlarını düşündüm.Daha iyi anlıyabilmek için bir an kendimi bir Hırıstiyan yerine koydum.Baba oğul derken birden dehşete kapıldım.Aman Allahım ben ne yaptım.Biranlık bile olsa kendimi bir hırıstiyan yerine koymuştum.Nerdeyse ağlıyacaktım.Oyuncakları elinden alınmış bir çocuk değildim.yaşadığım korkuyu anlatamıyorum.Ey yığınları peşinden koşturan düşünce .Ey masum sandığım mefhum meğer sende şüpheliymişsin.Hemen İman tazeliyişler.dualar ilticalar.Sonra tekrar huzur.Yunusun bildiğim kadarıyla ilahilerini okudum.sonra dedim kendime neden böyle oldu.Suç benimdi ateşi incelemk istiyorsan eline almayacaksın.Maşa kullanacaksın.on beş yirmi dakka içinde kendime geldim.Derken ufak bir kız çocuğu bir bağırdı.Biranda kafamı kaldırıp baktım.Sanki tek duyan ben olmuşum gibi sadece ben tepki veriyordum.Sadece bu olayda değil bunu gibi başka durumlardada ani tepki veriyorum.Sebebi hikmeti nedir diye düşündüm.Suphi dedim senin kafa alışmış huzura böyle çığlık larda ondan böyle tepki.sonra seçimler düştü aklıma.İlk defa oy kullanacaktım.Sonra nasıl geçtimse aklıma hürriyet geldi.Hürriyet mi?Hamile kalma hürriyeti,ölme ve öldürme hürriyeti,sonra seçimlere binaen kurbanlık koyunun kendini keseceği kasabı seçme hürriyeti.İyide din ve vicdan hürriyeti nerde.Kafamda bin bir türlü fikir dolaşıyor.Fazla uzatmayıp burada keselim.

hem sarhoşum hem yastayım

mornehir | 22 March 2004 00:29

ha.ha. nasıl giriş ama..teokabaktan.. eveet..bugün benim doğum günümdü.22 oldum.hani yavaştan selülit kremiydi,göz çevresi kremiydi bir giriş yapmaya doğru gidiyorum. yani bir kapitalist kelebek durumum yok,ya da hatırlamayanı doğrarım diyecek kadar egosantrik değilim ama ne bileyim içimdeki hülya avşar böyle zamanlarda ortaya çıkıyor.her neyse annemin yaptığı akıllara seza sürprizi gözyaşları içinde aktarıyorum. eşşek kadar oldum evet eşşek kadar ve üzerinde resmim olan pastanın maytapları arasından mumlarımı üfledim.ha bir de anneannemin “hayırlı kısmet iste kız..!” nidalarıyla dilek diledim tabii.bir şenlik bir güzellik aman laylaylom.. sevgililer günü,yılbaşından sonra doğum günlerini de mi hayatımdan kaldırsam.hayır ben her sene bu gün elimi ayağımı nereye koyacağımı şaşırıyorum. abuk hediyelere şaheser ve acil ihtiyaç muamelesi yapıyorum “of süper..tam da böyle inek desenli bir pantolona ihtiyacım vardı” vs.. canlar,yusufçuklarım arıyorlar ki ben hemen hemen hepsinin doğum gününü unutmuş oluyorum. bayat pastaları yemekten bütün gece kusuyorum,bunu da ye şundan da al derken of of of.. ve en faciası da dedemin ben doğduğumda yurtdışında olması anısını her sene yeniden yeniden dinliyorum

2 dünlük(part2)

ArhA | 14 March 2004 16:09

part1 için…

-teleferiğe bindin mi? -evet bindim. -biz de yeğenle bindik.O biraz korktu. tam ortaya gelince, en yüksek yerinde biraz duruyor.Korkutucu oluyo tabi.Ürküyo insan.Daha önce uçağa da bindim ama bu farklı. Sadece bi tel tutuyo sonuçta. kaç kişilikti o teleferik?20-30 kişi biniyor diil mi? -evet oldukça geniş -maçkada da var teleferik hani. o kaç kişiliti? -2 kabinde 12 kişi taşıyabiliyo. -eskiden maçka parkı şimdiki gibi kapatılmamıştı.ben hep yürürdüm maçkadan, parkın içindeki yokuştan. teleferik yoktu o zaman. -İtü nün taşkışla dışında bi de gümüşsuyunda fakültesi war dii mi?orda ne okutuluyo? -şu anda makine fakültesi orası -benim yeğenim de orda teknisyenlik yapıyodu. Daha sonra fakülte Ayazağa’na taşındı. O ordan ayrılmadan önce Ayazağa’na gidip geldi bi süre.Orayı görmedim ben. Ordaki okul mu daha iyi burdakiler mi? -şehir içindekiler daha güzel. ayazağa uzak geliyo. -şimdi orda hangi fakülteler war? -makina ve işletme dışındaki mühendislikler orda. mimarlık da taşkışlada. -maçkada eskiden maden wardı.hala öyle mi? -yok şimdi orda işletme ve hazırlık bölümü war. -deiştirmişler demekki. deiştirmemeleri lasım aslında -hımm ama mimarlık eskiden de taşkışlada ymış. -efet eskiden de ordaydı. dersaneden gelince çalışmak lazım tabi başarılı olmak için.ben kızıma hep söylerdim. kızım dersaneden geliosun bunun bi tekrarı olmaz mı, geldikten sonra otursan bi tekrar yapsan diye.o boşver baba derdi.2 sene üstüste sınava girdi ama kazanamadı.Sonra tekrar denedi.beden eğitimi bölümünü kazandı ama tabi sonra iş bulamadı. -hayırlısı olsun.. -şimdi evlendi. çocuk bekliyorlar.aslında benimde biraz hatam oldu.Avcılara gitmiceksin dedim ona. belki orayı yazsaydı kazanabilirdi, puan açısından…Bazen bana hala der, baba sen benim geleceğime de eğitimime de engel oldun diye.Ama oğlum öyle değil. o gelir derslerini tekrar ederdi.sonuçta o kazandı. -oğlunuz mu büyük kızınız mı? -oğlum büyük -keşke abisi kısınıza örnek olsamış biraz.(bana ne oluyosa!!:)) -evet tabi..kızım abisine bakıp çalışabilirdi aslında.Abisi hacettepe biyoloji yi kazandı. ben dedim oğlum burdan mezun olucaksın, sonra n’olucak. nasıl iş bulcaksın dedim.o da olsun baba okulda kalır öğretim görevlisi filan olurum hiç değilse dedi. şimdi cape town da. üniversiteler bi anlaşma imzalamışlar.orda araştırma yapıolar. daha önce endonezya, .., .. ya da gitti.Gitmeden önce evlendi. Şimdi kızıda çocuklarını da alıp geziyolar.Bizi de çaırıolar. belki yaza gidicez. ama 10 saat uçak yolculuğu. zor tabi. ben daha önce 3 saatten daha fazla binmedim uçağa. kıbrısa gitmiştik, .., .. ye gittim bide. tolam 8 gidiş dönüş, hanım; 4 gidiş-dönüş. Ama ABD daha zormuş 13 saat… Kıbrıs çok güzel ama.bizim baldız orda okudu. denizin dibi gözüküyo böyle. insanları da çok iyi. sakız bile çiğnemiyolar. yani şimdi sokaklarda görüyorus.balon filan şişiriolar.insan biraz dikkat eder.(azımdaki sakızı direk etkisiz hale getirdiğimi söylememe gerek war mı bilmiorum.) sen bu durakta iniyosun diil mi? -efet:) -başını arıttım kusura bakma.iyi günler ewladım.ii çalışmalar -yok efendim, nedimek. size de ii günler

dünlük..(part1)

ArhA | 13 March 2004 12:25

-okula mı? -hı evet -(elimdeki kitapları göstererek)zor oluo di mi… -eh biraz -maddi açıdan yani.. -ben çok kitap almıorum. genelde çizim yapıoruz.o bakımdan… -ne okuosun -mimarlık -İTÜ de mi -evet. -nerde sizin fakülte -taşkışlada. -ben çok ii bilirim.ilk memuriyetimi itü de yaptım ben.maçkada bir camekan vardır. akaretlere bakar hatta.. -hımm.. -40 sene önceydi. o zaman bi müdürüm vardı.ortak bi masayı paylaşırdık. uzun bi masa ama şurdan buraya kadar.yemeklerden sonra biraz uyku çekelim derdi. -eheh -sen okulda mı yiosun yemekleri? -bazen -yemekleri çok güzel olurdu.sonra bıraktım ordaki işimi. nişantaşı bilmem ne okulu wardır yanında.maçka teknikti orası yanında da maden fakültesi wardı.beyaz bi bina.ordasın dimi? -hayır taşkışlada benim okulum -aa otelin karşısındaki..orayı da bilirim eskiden Osm. zamanında taşkışlaymış gerçekten.muhasebeye gidiyo musun hiç?girişte solda hani… -yok pek gitmiorum.3. katta şimdi. -aa eskiden girişteydi.değiştirmişler demekki -son durakta mı iniosun sen? -hayır bi öncekinde.. -nasıl gidiosun ordan -hastanenin yanından geçiorum -hıı tabi ordan daha kolay.ama yokuş çıkıosun -evet ama kısa -bi durak bi duraktır tabi wakit kaybı olmuo dimi. -hı evet -dersaneye gittin mi sen? böle ii bi bölümü kazandıına göre? -evet gittim. -fem e mi gittin? -hayır.. -hangisine? -ben istanbulda gitmedim dersaneye. -memleket neresi? -bursa -aa çok güzel. bursa çok güzeldir.neresindensin bursa nın? -içinden -benim ananem bursalıdır. reyhan mahallesinden. biliosun dimi.. -yok bilmiorum -reyhan mahallesi…içindedir bursanın eskiden babamın romatizması wardı. tatillerde hep bursada kalırdık. hüsnügüzel de.bi gün ablamla iddiaya girmiştik yeşilden hüsnügüzele yürürsün yürüyemessin die. taa yeşil den yürüdüm. -(içimden) de ben de zittin kere yürüdüm amcacım.marifet mi yane..(dışımdan)eheh. ne güzel… -bursayı avucumun içi gibi bilirim. xx banyosu wardı. ben annem ablam babam giderdik. onlar hanımlar bölümüne geçerdi.bizde babamla..çıkışta bi de babam hep sen şimdi gazoz içersin derdi.ben gazozu çok sewerim… uludağ gazozu.o zaman sadece bursa da vardı. şimdi heryerde war.deişik bi tadı war. babam onun sahibini tanırdı. bilmem nerdeki yerlerine giderdik. hem ziaret hem ticaret işte… teleferiğe bindin mi? . . .(amcamızın uçak seyahatleri, çocukları ve yeğenleri bi dahaki yazıya.bünye bi seferde daha fazlasını kaldırmıo takdir edersiniz ki!)

Seckin Atilgan görüyor

seckin atilgan | 07 March 2004 16:42

Sacma sapan bir Istanbul sabahi, herkes yeni kalkmis kimi kalkmamis ben ise heyecan icinde kosusturuyorum görevimi yapmak üzere, biri iki ifadesizlik ,bir iki ifade yola koyuluyorum kafamda bir sürü hikaye, “bir tip yaratılması lazımdır bu hastalikli ruh halim icine” cünkü konusurken ve yasarken kendim degilim ben, hikayelerle kendini bulan biriyim, fazla tercih edilmeyen ikinci sinif bir otobüste yalnız yyolculuktayim kimse farkında degil ben bir gizli sizofrenim.. kafa her zamankinden çok karisik , aynada kendimi gördügüm o kadar az ki o azlar birlesip bir gün tam olarak beni olusturucak veya soyle söyliyeyim oyle bir inancım var, nedense dalga gecilme konularında her zaman bir numaraydım ve sanırım her zaman bir numara olarak kalıcam ve bir gün bu deli sıfatımı bogaza fırlatıp bir sigara yakıcam, arasıra düsünmüsümdür acaba yanar mı bogaz ictigimiz tüm sigaraların izmaritleriyle?Bu sizofrenin sanırım ne is yaptıgını kimin bu ise bu zavallıyı aldıgını düsünüyorsunuz degil mi? evet bir gizli sizofren ne yapabilir de diyor olabilirsiniz, hiç birsey yapmıyorum bana kalırsa insanlar bana birseyler yapıyormusum gibi davranıyorlar o kadar iste beni tek sevindiren bu gerceklik oluyor “ben ilk once kendimi sonra insanları kandırıyorum”bu degil midir beni bu noktada yaratıcı kılan .Hayatımın insanı ile tanısmak üzere ortaköy yolunda yavas yavas elimde sigara yürüyorum, o kadar büyütmüsüm ki kafamda hickimse yok sanki o an cevrede sadece “O”, hayran olunan kisiyle bir soylesi var, cebimde bir ses kayıt cihazı, inanlımaz bir heyecanla geliyorum soylesiye: -Nasılsınız?ben Seckin, Seckin Atılgan Ihlamur Gazetesi muhabiriyim, bu soguk Istanbul günü sizinle bir soylesi ne büyük mutluluk -Memnun oldum Seckin Tesekkürler, hosgeldin, beni soylesi icin aradılar gecen gün bende bulusulacak yer olarak burayı gösterdim.Atmosferi daha rahat buluyorum sanki..neyse uzatmadan dilersen roportaja gecelimHic birsey konusmak istemiyorum hani birini cok büyütmek kafada aptalca bir gerceklik derler bence yalanmis iyiki onu büyütmüsüm cünkü yüzünü izlemek benim icin bir mutluluk o an iki saniyede olsa bunu farkediyorum konusmalar kafamda bir tür yanki gibi veya birer ugultu.Yüzünü uzun zamandır tek net görebildigim insan var karsımda ben bunun garip heyecanını yasiyorum, ilk defa bir gerceklik karsımda; beynim sadece onun görüntüsünü net alıyor sanki: -Ben hayatınızı merak ediyorum gercekten istediginiz isleri yapabildiginize inanıyor musunuz? -Ilk soru bu mu? -Evet -(Anlamsız bir sesizlik)Evet kesinlikle yapıyorum kendimi yaptıgım iste cok mutlu hissediyorum. -(Yalan, benim saglıklı görünümüm kadar yalan o kadar mutsuz ki biraz daha üzerine gitsem göz yaslarıyla beraber bogazın icinde kaybolacak. Hangisini yazmali evet cok mutluyumu mu? yoksa gözlerden gelen hayır ifadelerini mi?bilmiyorum)Anladım demek cok mutlusunuz ne güzel ,ne mutlu size.Peki son yaptiginiz is? -Ne yarattin sen kafanda? yoksa sen bana asik misin? -Ne? -Evet hep aynı ifade ,hep asik hayran suratlar ama icini bilmedigin bir ülke bu; senin o gördügün tanıdıgın yarattıgın kisi degilim ben seckin.(kelimeleri soylerken bir sigara yakıyor ve aglamaya baslıyor, inanamıyorum ya bu bana hasta kafamın yaptıgı bir saka yada yalan gibi bir gercek) -Ne soyluyorsunuz? -Hadi yapma allah askina niye geldin ki sanki buraya benim sacma sapan hayatımı merak ettigin icin mi? -Ben…. ben …söylesi,Seni mutlu ederdim.. -Beni mutlu ederdin? -Cok heyecanlıyım ,anladın iste saklayama calıstım ama, bak ben seni rüyamda goruyorum ve hep seni rüyamda kurtarıyorum -Nasıl? -Sen küçük bir cocuksun rüyada ve ben omuzuna dokundugumda büyüyorsun ve sen oluyor o kisi ” beni bırakma” diyorsun.Elindeki sigarayi söndürüp yüzüme bakıyor ve aglamaya baslıyor sanki bütün dünya basıma yıkılıyor gibi ses fırtınaları dalgalanıyor beynimde,masaya hesabı bırakıp hızla uzaklasıyor.Onu bir daha görmüyorum daha dogrusu bir daha ondan baska kimseyi göremiyorum.

kırmızı ışık

_lilith_ | 28 February 2004 16:09

Asıl merak ettiğim şu ; acaba insanın başına gelenler kendi psikolojisinden mi kaynaklanıyor, ya da yüzde kaçı yer tutuyor ?

Son bir haftadır yaşadıklarım rahatsız ediciydi. Uzun bi süredirde etkisindeyim.Sabah iş yerini açmak için evden çıkarsın, işyerine geldiğinde kapsında extradan bi fatura görürsün ödemen gerekli olan (brokrasinin boşluğundan kaynaklanan araya sıkıştırılmış bir fatura)Devlet sektöründe bunun peşini ne kadar kovalasanda senin eksik bir yanını mutlaka bulurlar. ama mutlaka..Buna ek olarak iş yerinde olan ve birbirleriyle inadına yarışan üstüste gelen sorunlar (telefondan tutunda elektirik, su tesisatında aynı zamanda sorun yaşamak , iş malzemelerinin garantisinin bittiği ilk ayda sorun yaşatmaları ) ki bunlara en son ek olarak uzun zamandır düşünüpte yapmadığın bir alım için bir yere gitmeye kalkıyosun yaya geçidinden kırmızı ışıkta geçtin diye karşı tarafta polisler dört gözle seni ceza kesmek için bekliyor görürsün (karşı köşede pusuda :)) Son olan bu olaydan sonra uzun bi süre gülmekten kendimi alamadım. Hatta bi ara evden dışarıya çıkmama kararı bile aldım ama mümkünmü ? değil tabii..En son aldığım karar şimdilik boşvermek herşeye bakalım nasıl olucak ?

bomba

uyus | 28 February 2004 10:26

dün arazideyiz.. tatbikat ortalık zifir karanlık. bişey çaldım pişmanım ama mutlu.. elimde bi ses bombası yapacağım heycanı düşünüyorum.. fitili yaktım. çadırdayım.. tam çıkıp atıcam.. atamadım.. bi patlama bi ses bi korku.. öldüm öldüm dirildim. sonunda elimde ve yüzümde yarık.. altım ıslak.. hayatımın hatası bir dahamı asla… subay astsubay toplandı.. aynı saat araziden şehre indik.. aslında güzel oldu şuan çarşıdayım.. askerlik zor zanaat..

az daha kadınları anlıyordum

ELOY | 25 February 2004 20:15

dün akşam eve yaklaşırken kapının önünde bir demet çiçek gördüm. aman allahım bu ne. nasıl heyecan nasıl zevk nasıl bilmem ne (bu bilmem ne yalnızca kadınlar tarafından algılanıyor olsa gerek ben anlamadım).
son kat merdivenindeki deparım taktire şayan, hızım ise erişilmezdi.
yaklaşık iki saniye içinde “lan kim gönderdi bunu, lan ne hatunlar var” falan düşünüyorum.
buketi aldım. üzerinde küçücük, ufacık, minicik bir zarf. “ulan bu kadar küçük bir zarfa ancak zarif eller yazar” di mi? “neyse açayım, yok eve girince açarım. hem o ana dek bir kaç isim düşünürüm.”
evet o hetyecanlı an geldi zarfı açıyorum.
xxx yyy belediye başkan adayı. zart için zurt için vs vs.
“höö?!, nası ya, hani hatun, zarif eller?!” allah cezanı vermesin senin be yapılır mı lan bu.hani benim kapıya bıraktın bari başkalarına bırakma di mi?
ulan zaten sana oy vermeyi düşünmüyorum, bir dahada hiiiiç işim olmaz.
yine neyse bugün işe gidiyorum, bir halı sahanın yanında geçiyorum dev bir pankart… xxx yyy belediye başkan adayı futbol turnuvası.
hassiktir.

bir memurla mücadelenin öyküsüdür

Jawussjan-hafif | 21 February 2004 21:40

Geçen gün beni çileden çıkaran ama kimsenin kafasını
kırmadan atlattığım bir vakadan bahsedeyim;

Bilmemkaçıncı senesinde de bütünlemesine girdiğim dersin sonucunu
öğrenecektim, eğer geçtiysem 2.dönemden bir ders için tek ders
sınavına girerek mezun olacaktım bu ay. Telefon açtım öğrenci işlerine:

-Şu dersin, şu nolu öğrencisiyim notumu öğrenebilir miyim?
-Açıklanmış, yalnız telefonla söyleyemiyoruz, gelip bakacaksınız…
-Tamam o zaman geliyorum.(Yarım saat minibüs yolculuğunun ardından okula varış)

Önce sınav sonuç listelerine baktım ama benim sınavımın listesi
yok. Öğrenci işlerine sordum:

501 mavi

me7ar-hafif | 20 February 2004 21:30

gece baktım ki dolaba(gar) yıkanmıs kot(jeans) ım yok aslında 4 adet kotdan baska birseyim yok and (ant) icerek gecenin 3 de uykuya dalmaya baslamak la baslamamak arasında daldım sabah kalktıgımda benı guzel bir hava bekliyorsu meteorojine inat guzel bi kahvaltı(b.peynir s zeytin e.ekmek) hafif bi muzik esliginde(depeche mode:sibelling) bastım cıktım dısarıya olayda bundan sonra baslıyor nıyetim bir tane 501 almak paraya kıyıpda levi’s shop eve 100metre de gittik guzel bi kız karsıladı buyrun vs vs 501 alacakdıkda o yuzden rahatsız ettık vs vs bana bi tane cıkardı(en ust rafdan aldım benim aldıgım harıc dgerleri alta indikız konusmaya basladı bu model soledir dusuk bel kuması bole dee aynı zamanda ceplerde gayet asyagıda diz lerin oralarda bir yerde bi sey demeyim dedim. kız konustukca ben bisey dememeye devam ettim yo dedım sadece bunun rengi boz ben boz sevmem bi tane daha aldı bu guzele benziyordu da dikisleri yuvarlak one dogru kavis cizmis sasırdım tabi cepler aynı sekilde diz de yahu dedim eski bi 501 yokmu sole cepleri normal yerinde pacalarında yırtık benzeri seyler olmayan bi model yokmu yoo dedi 501 ler hep böle dedi iyide ben 120 milyon verecem boz neden alım… cıktık tabi ordan anladım kı 501 hayal olmus bize gittik dolasmaya basladık leke diye bir sey gordum girdim ama cıkmam cok surmedi hepsinde aynı tarz(va fanculo di sermutaa)…. onleri beyaz ortalari bi garip umudu keserek mavi ye yöneldım bulurum edasıyla ama mavinin hem kesimi hemde herseyi anormal oldugu ıcın vaz gectim ole eve giderken(4 saat gecmis) bi kadife gordum alakasız bi magzada sıyah gibi guzel girdim iceri bi suru guzel bayan var biri geldi aslında jeans soracaktım dedim aldı goturdu fazla yok 15 bilemedin 20 gayet hos renkleri kesimi ve kuması gercekden mukemmel cepler normal yerde (i made happy) giydim bitane oldu lan:) fiyatı da 501 den baya ucuz 65 milyon ve kalitesi cok uzerinde 501 yada herhangi bir markanın ve arka cepbin uzerindeki turuncu fabrika yazısı mukemmel… not: guzel popolu bayanların tercıh etmesi gerektigini inat ederek vurguluyorum altınyıldız fabrıka network jean de son adım