bildirgec.org

başıma ne geldi hakkında tüm yazılar

Adamı öldürmemek içten değildi, ama…

Sword | 08 April 2004 13:54

Adam resmen üzerime üzerime sürüyordu, oysa ben tam 10 dakkadır sol’a sinyal veriyordum.. Ben ne kadar ilerlersem o da ani kalkışlar yapıp önüne geçmeme izin vermiyordu. Sonunda dinlediğim şarkının ve gözümdeki güneş gözlüğünün (kısaca g.g.g.) verdiği Jeanne D’arc’vari cesareti gösterek, sürtüşmesine adamın önüne geçtim. Ve adam ne yaptı? Durmadı, yavaşlamadı bile.. Adam bana vurdu! O an kaynar sular boşaldı başımdan.. Adam olayı benden daha çok ciddiye alıyormuş. Bilsem geçmezdim ama… Bir süre(2 sn.) arabaların içinde küfürleşircesine bakıştık ve adamın kapısını açtığını gördüm. Kavga etmeyi sevmem ama altta da kalamazdım ve ben de kapımı açarmış GİBİ yaptım, ve hop! Yardım meleğim (y.m.) bir anda karşıma dikilivermişti, evet evet o bir trafik polisiydi 🙂 gülmemeye çalıştım ama gözlerim parıldıyodu.. Ama onu da görememiş olmaları lazım çünkü g.g.g. vardı… Zabıtlar tutuldu, tokalaşıldı.. Burdan bi sonuç çıkarılamaz ama ŞART diyorsanız, olaydan önce, “kaldıramayacağın yükün altına girme” , olaydan sonra ise “*öte giren şemsiye açılmaz”.. Saygılarla..

Bir rezalet abidesi daha dikildi

satanate | 07 April 2004 15:48

Ben Batman Fen Lisesi son sınıf öğrencisiyim.Tüm şerefsizlikler ve eğitim-öğretim kaypakları bu okulda.Yeni açıldığı için ballı kaymağı yemek için tüm bilgisiz torpilliler bizim okulda.Müdürümüz son senede de ÖYS işlenmesini isteyince bizde okuldan ayrılmaya karar verdik.Müdürcüğümüz duyunca ilk ve tek son sınıf öğrencilerini kaybetmemek için full Öss işleneceğini söyledi.İlk dönem için hakikaten,yarım da olsa,uydu.Ama ikinci dönem gelince gelince her şey bir bir değişti.Özellikle kimya hocası değişti ki ne değişme…Adam daha konuşmasını bilmiyor.Kimyayla alakası yok.Örneğin bir deneme sorusu sordu arkadaş.Hoca cevabını sordu.Arkadaş ilkin yanlış,gerçekten istemeden,söyledi.Hoca hemen o cevaba bir kalıp uydurdu;ama arkadaş cevabı hatırlayıpta hocaya söylediğinde hoca bambaşka bir kalıp buldu.Böyle biri,adı YALÇIN biz ona hugo diyoruz,bize bilmediği çözümlü organik,ÖYS konusu,sorularını yazılıda sordu.Üç yazılı da çıtımızı çıkarmadık;ama son yazılıya gelince, adamın bir şey bile bilmemesine rağmen bizim hiç görmediğimiz şeyleri sorması,yaptığı artistikleri tavrımızla koyduk.HUGO bağırınca sınıfın yarısından fazlası yazılıyı,bazılarını bildiğimiz halde,bırakıp çıktık.Tabi HUGO kendisi gibi şerrefsizleri karşısında tam olarak bulunca ne demesini beğenirsiniz.ARTIK KOPYA ÇEKEBİLİRSİNİZ…Sorun değil ne de olsa büyük ve ünlü insanlar sorunlu insanlardı.Ayrıca kusura bakmayın,biraz küfürlü oldu;ama bunlara karşı olmalı…

şansa bak.

rusty-hafif | 05 April 2004 12:23

Cuma günü işten erken sıvışıp, arabama atlayıp İstanbul’un yolunu tuttum. Akşam vakti taksim meydanına geldim ve bir park yerine parkettim. Şu AKM’nin yanındaki açık otoparkın yanındaki kapalı olan otopark. Polsi vakfı ile ilgil sanırım. Uzun tamlamalar için kusura bakmayın yabancısıyım İstanbulun. Nevizadede yer ayırtmış arkadaşlar. Ben Nevizade’yi bar zannediyordum meğerse bir sokakmış. Bir meyhaneye girdik ve içtik. Sarhoş olduğum için arabadan eşyaları alıp ertesi sabaha kadar orada kalmak üzere arabayı bıraktım ve evin yolunu tuttuk. Tembel bir cumartesi sabahı kahvaltısından sonra otoparka geri döndüğümde arabanın camı açıktı. Aklıma camları kırılıp içinden ne varsa götürülen İstanbul hikayeleri geldi. Betim benzim attı. Yavaşça arabının yanına yaklaşıp içeri baktım. Cam kırığı yok, herşey yerli yerinde. Tüm dağınıklığyla arabanın içi olduğu gibi duruyor. Koltuğa oturup camı açtım. Cam yukarı doğru çıktı ve kapandı. Sonra aklıma geldi birden bire. arabanın arka lastiğinden ses geliyor diye camı açıp dinlemiştim. O kafayla camı açık unutup gitmişim. Sabah kadarda açık kalmış. Benim hatam. Çıkarken park görevlileri yanıma geldi ve sabaha kadar arabanın camının açık olduğunu söylediler. Binlerce teşkkür ettim. Burada arabını kapılarını ardına kadar açık bıraksanızda bir şey olmaz dedi bir tanesi. Sabah kadar nöbet tuttuk başında dedi ötekisi. Ben tekrar tekrar teşekkür ederek ayrıldım oradan. Neyse O otopark süper bir yermiş. Buradan tekrar teşekkürler hepsine. Nöbet tutuk diyen adama bahşiş vermem gerekirmiydi acaba?

oFF bu kadar olur…!

LuCiFeRioN | 04 April 2004 17:02

Evvel zaman içinde değil…daha dün akşam…Dün akşam iki arkadaş bara gidicez…plan falan yaptık…ondan sonra ben hatunu aradım…dedim evdeyim bu akşam…başım ağrıo…oda bana dedi…bende onun için arıcaktım zaten…bende çok kötüyüm çıkamıcam…bende içimden bir oHH çektim…neyse biz gittik bara…haa tabii iki tanede hatun var yanımızda…eğlenioz :)ondan sonra biz hatunlarla tam bardan çıkıp eve giderken, güzel bir BMW yaklaştı barın önüne…delikanlının teki indi ilkbaş, arkadasından da benim hatun…ben direk olarak servis dışı…!!! herşey orda bitti…ve ben bu hatunla iki yıldır takılıyorduk…neyse hayat devam edio…bu arada Dilek Budak’tan “bip” adlı şarkıyı dinlemenizi şiddetle ısrar ediyorum arkadaşlar…

FARE!!!

darkness_slayer | 31 March 2004 22:06

Bugünde herzamanki gibi rutindi.Her zamanki gibi dersanye ve spora gittim.Dönüşte bir fare asansörde ayaklarım altında eziliyordu sinirleriim bozuldu ya….Çığlık attım tabi sanki lazımmışçasına.Korktuğumdan değil çığlık atanlara alışkanlıktan.zaten sanırım hayvan benden daha çok korktu . sesi duyunca kaçtı geldiği yere.

Apartmanada eğlence çıktı. uzun bir süre apartmandaki erkeklerden oluşan(genci yaşlısı gönüllü oldu bu iş için)fare timi fareyi aradı.Bulununca fareye yapılacak işkenceler fantezi modunda anlatıldı tabiki. Saatlerce aradılar bulamayıncada beni suçladılar birde ya! sanki yalan söylüyoruz!

ah be baba….

ben_bahar-hafif | 31 March 2004 12:40

ah be baba ya…Yıllardın annemin bana çeyiz yapma çabaları, arkadaşlarıma,komşulara, eşe dosta espiri konusu etti beni.Gurbetçi akrabalarımızın getirdiği kahvelerin bile son kullanma tarihine bakıp ” oh oh daha 2006 ya çok var sen o zamana kadar evlenirsin” deyip çeyize atması delirtti beni. Ama son bombayı babam patlattı.Sürekli kazık yemesine rağmen bıkmadan arkadaşlarına kefil olan babam en son bir kamp çadırı için aynı şeyi yaptı.Sevgili babamın arkadaşı olan kalleş adam parasız pulsuz kalıp memleketine donunce çadır satan firmanın avukatı kefilin kapısına yani bizim kapıya dayandı. Bende zavallı annemin tansiyonundan korkarak hemen parayı ödemek zorunda kaldım. İnsanların taksitle 170 milyona aldığı çadır bana peşin para 212 milyonu maloldu. Bu arada babamda boş durmadı kalleş adamın abisini buldu, tabiki parayı alamadı ama benim cesur babam sağolsun çadıra el koydu. Aksam tepesi atmış olan annemden muhteşem bi fikir geldi; annem 12 kişilik çadırımızı çeyizime kolmayı akıl etti. Annecim ve babacım sağolsun çeyizimde kocaman kazıkları olan bi çadırım var artık….

bir musibet bin nasihatten evladır

karabatak-hafif | 31 March 2004 11:17

Güne bu kadar kötü başlanabilir mi? Sabah uyandığımda bugünün kötü bir sürprize gebe olduğunu biliyordum. Nereden nasıl diye sormayın, bu sorulara cevap veremem. Ama biliyordum başıma bir şeylerin geleceğini. Geldi de… Ama nedense olacak olan şeyin, herneyse, benim dışımda bir şeyden kaynaklanacağını düşünüyordum ama hiç de öyle olmadı. Tamamen kendi salaklığım ve dalgınlığımdan kaynaklanan bir sorunla karşılaştım. Bu son bir hafta içinde yaptığım ikinci hata. Zannediyorum farkında olmadan gevşemiş durumdayım ve bu musibetler de benim için birer uyarı. Daha dikkatli olmak gerek. Daha dikkatli.Ama darmadağınık durumda olan düşüncelerimi bir türlü toparlayamıyorum ki. Oooooffff ulan of. “Oy ne imiş ne imiş, kaderim böyle imiş, gizli sevda çekmesi ateşten gömlek imiş”. Hadi ben gideyim.

agir cekim

asymptot | 31 March 2004 00:12

aksam yola ciktim, kaldirimsiz yolda parketmis arabalarin kenarindan yururken bir anda bir kargo kamyonu gordum yolda, kenardaki arabalarla arasindaki mesafe yaklasik 70 cm idi, yan kapagi acikti ve kapakla aramizdaki mesafe 3 mtden daha azdi. kendime geldigimde kamyon yanimdan geceli 3-4 saniye olmustu, yuzustu yerde uzanmistim. kapak bana carpmadan uzerimden gecmis. yolun karsi tarafina gectim ve kamyonun yoluna devam ettigi aklima geldi birden. dondum baktim, plakasini okuyamayacagim kadar uzaklasmisti.

ANKARA DÖNÜŞÜ (kişiye özel) TT

cafe del mar | 29 March 2004 00:44

Evet Ankara macerasi bitti! Sıçtık yani Sen bunu okuyacaksin biliyorum.Oyle bi msj beklemiyordun bunuda biliyorum ama felaket alingansin tepkilerinden direk anlasiliyor.Sana karsi birsey hissetmesem bu tür girisimlerde bulunmam ama bilki bazi seylerin basarisizligiyla karsikarsiyayim,bu durumda sendende biraz yardim almam gerekiyor. ŞİMDİ ANKARA adına birkaç yorum! GELDİM,buradan nefret ediyorum GÖRDÜM,sen başkasin İSTANBUL GİTTİM, sana geldim,benim kuzuma!!!

we-block-it

tga | 28 March 2004 19:14

salak bir internet cafeye gittim, sahibi de var, ir göz perdeli, norveçliyiz kıvamında. oturdum bilgisayara, cafe otomasyonu programı ortamı, yazdım explorer’a www.hafif.org. 1024K yazıyor camda ama netice yok, hoop garip bir site açıldı, “biz çocuklarınızı pornodan falan koruruz” diyorlar, “herhalde” dedim, (tane tane) “yanlış yazdım site adını”. yeniden denedim. meğer koruma programı var imiş, koruyormuş beni porno, siyasi, bölücü içerikli, sitelerden (bölücü içerikli site!) neyse, sordum sahibe, “nedir olay?”, üzünde garip bir tebessüm, bakışlar (yarım) “ihii, porno sitelere girmez bunlar”, “banane bundan?”, “işte ondan girmiyo”, “arkadaşım bu site porno değil, blog sitesi, anlatamam uzun ama iyi niyetli… sanırım… bir yolu yok mu* geçici olark kapatsan şunu?”, “yasal zorunluluk” derken arkasını döndü duvarda vergi levhasının asılı olduğu yeri göstererek, “biz kafe açarken weynk weynk…” prince of persia oynadım üç boyutlu, zevkli oyun olmuş, iki d platformu vardı bunun, bilir eskiler, shift+l yapıp tur atlıyorduk, cabbarlar vardı. neyse, hafif.org pornoymuş perdeli kafeciye göre, haberiniz olsun istedim. başlık ise, yönlendirildiğim domain sanırım, yani böyle bir şeydi, “durduruldunuz” diyordu bana. it.