bildirgec.org

başıma ne geldi hakkında tüm yazılar

Kunta Kinte miyim?

WeaponX-hafif | 21 August 2003 14:57

böyle sinir bişi var mı be! 250 küsur şubenin rakamları bölgesel toplamlar genel toplam bunlara bağlı analiz tabloları tablolara bağlı total hesaplar onlara bağlı chart’lar onlardan oluşturulan sunumlar ve raporlar hepsi birbirine bağlı

sen kalk hataları farket, bul, düzelt. kimse farkına varmasın, sonra gelsin biri “hata bulursam nahfedecem seni” desin. ünvan var ya! bok kafa senin batırdıklarını ben keşfedip toparladım. uyuz karı. hayret bişi ya! sanki babamın hayrına çalışıyorum burda. bir de kendisi burda değilken bulduğum hatalar için “hııı biliyoduk zaten” ayakları. Şimdi müdüre der “ben biliyodum özellikle bıraktım” diye. ama maalesef sen yokken sıçtıklarını biz anlattık müdüre. aklın sıra beni şikayet edeceksin. sürpriz geliyor sana.

depresyondayım!

plumprune | 21 August 2003 03:46

Çok popüler bir başlık attım ki cümle alem beni duysun. Nasıl canım sıkkın, nasıl fenayım; günlük kirliliği yapmaya hakkım var sanırım.

İş değiştireyim dedim, gezdim kimi yayın evlerini; iyi yayın evlerinden birinden -ismi mevzu bahis değil- bir bölümlük deneme çevirisi aldım. Nasıl da heyecanlıyım! Neyse, o heyecanla bakmadık tabii konu nedir, ne değildir. Alışmadık götte don durmazmış, biz de havada kaptık haliyle. Eve geldim, aaaa! Ne göreyim? (Ben görmüştüm, paylaşayım.) Erotik mitler ve efsaneler adında bir serinin pastoral abartısı. Yahu ben hayatımda erotik mit, zart zurt okumadım ki… Neyse, dedim ki: “olsun, çevireyim.” Ancak konu dallandı da budaklandı. Kah patlamış tomurcuklarının yükünü taşımayan narin bir dal misali boynunu büktü bayan kahramanımız, kah alev alev arzu ile yandı, kıvrandı; bu arada yazarın da ergen beklentileri ateşlendi, işin aslı azdı! Süsle püsle, ateşli kıl, adam kadına yanaşsın, çıplak bedeninde elleri dolansın ve sonunda dudağına kapansın derken çeviriyi bitirdik. Gırla devrik cümle, gırla pastoral tasvir. Memnun muydum? Ne gezeeer… Yahu ben bu kitabı alıp da okumam ki, çevirmek neyime? Sonra haberleştik yayın evi ile. Bu arada yazara dair internette bir araştırma da yaptım, sıfıra sıfır. İki üç satır birşeyler yazılmış kitap hakkında ama mum bile yakamadı tabii kafamda. Dil ağdalı ve devrikmiş. E kitabın aslı da öyle! Ben bu dili sade ve düzenli hale mi getireyim şimdi? Adam belli ki çam sakızı çiğner gibi dili ağzında gevelemiş de gevelemiş, bir de erotikmiş. Biz alışmışız tabii kendi tarzımızda okumaya, öyle her baba yiğidin harcı mı erotik mit çevirmek? Velhasıl karar verdik yayın eviyle başka bir kitabı denemeye. Felsefe, roman ve biyografi seçeneklerim varmış. Canım sıkılmış bir kere, başarısızlığa katlanamam zaten. Kendime sinirlenince de sanki onların bana ihtiyacı varmış gibi rest çektim derhal. En ukala tavrımla: “Bakın, beğenmediyseniz başka deneme çevirisi istemiyorum. Olmamış ise boşuna uzatmayalım, burada kesip atalım.” dedim. Yok ama, öyle de değil. Bu tarz belki bana uymamış ama başka deneyelimmiş. Şimdi ben n’apayım? Dert değil, kasar çeviririz; ancak o da olmadı derlerse ben fena bozulurum, depresyonun ileri safhalarına doğru yelken açarım. Erotik mit okumuyorsam ben, çeviremem de demek midir ki? Ulan yoksa ben çeviremem mi?