bildirgec.org

başıma ne geldi hakkında tüm yazılar

Bienal’de Futbol

WeaponX-hafif | 14 October 2003 10:55

11/10/03 tarihi saat 08:00 itibariyle uyandım. Eşek tepmişçesine fırladığım yataktan Voltran pilotu gibi bir anda kendimi araba koltuğunda buldum. Fırladım inkilisçe ders verdim. Fırladım okula gittim yönetim dersi aldım. Fırladım kantine intikal ettim. 7 senedir görmediğim lise arkadaşımla karşılaştım. Fırladım istatistik dersine tökezledim.

Fırladım Beyoğlu’na gittim. Caz festivalinde Gangbé Brass Band var dedilerdi. 18:30 dedilerdi. Değilmiş.

CosmoAdam

comatose | 10 October 2003 03:23

bu gun o kadar cok bunaldim ki ne yapacagimi dusunurken, bir kac saatimi harcadim. evde yapacak hicbir sey bulamayinca, disari cikip oylesine dolanmaya karar verdim. sonra insanlarin bakislari beni killandirdi nedense. sanki amacsizca yurudugumu farkediyorlar da beni kucumsuyorlarmis gibi bakiyorlardi. hemen bir amac bulmaliydim! sevgilili gunlerimde neler yapardik ki biz? her zaman yapilacak bir seyler olurdu. derken bir kozmetik dukkanin vitrininde buldum camdaki aksimi. hey, meraba ben! baksana sunlara! rengarenk, piril piril, boy boy kutular, siseler, ivir zivirlar.

icimi cocuksu bir merak sardi, bakmak istiyorum , dokunmak istiyorum, koklamak istiyorum. hooop, iceri daldim. gulumseyen ama nemrut bir surat “hos geldiniz,” dedi “sizin icin ne yapabilirim?” hadi bakalim, cevap ver hatuna. dokunucam, kokluyacam filan de! “ha ha, seyyyy. meraba. kiz arkadasim bu gun dogdu da… ahahaha…. kiz milleti bilirsiniz. simdi hediyesiz eve donersem agzima sicacaktir, donuma bahse girerim, ahaha!”. nemrut surat, saskin ordek gulumsemesini tezgahin altindan alip caktirmadan suratina yerlestirmeye calisirken saclarini duzeltip, bir iki parfum sisesinin yerini filan degistiriyor, icinden gecenlerin mimik ve tavirlarina yansimasini engellemeye calisirken kendini iyice ele verdiginden bihaber oksurukumsu sesler cikarmaktan geri kalmiyordu. “laf sokusturmali” diye gecirdim icimden ve nese dolu bir ses tonu ile sordum: “sigara icmemin bir sakincasi var mi (en kibarindan bir) acaba?”. cevaplamasina firsat tanimadan iyi gunler dileyerek disari ciktim. onunden bir daha gececegim gunu merakla bekliyorum.

Kim kurtardı ulan İstanbul’u ! ?

eceligelenfare | 07 October 2003 12:13

Dün sabahın 9unun buçuğunda çıktım evden. Gideceğim yer en fazla 1,5 saatlik yol. Normal şartlarda 11 de varmam gereken yere 12,30 da vardım. İstanbul kurtulmuş diye vatan caddesini kapamışlar trafiğe her yer kilit. Arabaların 70-90 km hızla seyretmesi gereken yerde otobüsün içinde biz etrafı seyrediyorduk adım adım ilerleyerek. Sağmalcılar civarında inip metroya geçtim. Aksarayda Metrodan Tramvaya bindim raylı sistemdir hızlı ilerler diye. Dünyanın neresinde görülmüştürki tramvay trafiğe takılsın : bekle babam bekle, gecik babam gecik, sıkıl babam sıkıl.

Beni kategorize etme!

aksangrav | 04 October 2003 18:17

Masanin onune gel, oyle konus departmanindan,..

Kiralik ev lazim. Bakiniyoruz haliyle sokak, cadde. Malum, bu isin miri de bu simsar milleti. Muhattap oluyorsun uyumlusuyla da uyumsuzuyla da mecburen. Simdi uyumlulari iyi hos da, uyumsuzlarinin kellelerini koltuklarinin altina veresi geliyor insanin periyodik araliklar ilen. Soyle ki; bir daire goruyorsun; penceresinde, balkonunda, bi yerinde “kiraliktir efendim, su su emlak, telefonu da bu” diyor. Olur, ariyorsun, soyle boyle, bilmem kac oda falan da filan da. E bi gorelim istiyorsun haliylen. Gidiyorsun dukkana / ofisine. Bak misal bu da muhim, zira bu simsarlarin calistigi yerlerin kimisi dukkan, kimisi de ofis. Ofis olanlar genelde uyumlu elemanlar. Yani profesyonel diyebiliriz uzerinde calistiklari konuda. Musteriyi anliyorlar, derecesinde ilgileniyorlar. Lakin dukkani olanlar tam cakal kisilikler. Hani utanmasa soyle soyle diyecegim, ama utanmiyorlar zaten. Giriyorsun dukkana, once eleman seni bi suzuyor. Selam sabah fasli falan konuya giriyorsun, “iste boyle boyle, su mevkide bir ev gordum kiralik, siz ilgileniyorsunuz galiba, nedir ne degildir, bir gorsek”. Aha, simsar dukkaninda kral olmus, basliyor seni sormaya. “Once sizi bi taniyalim!”. Len bucur, ben kendimi mi pazarlamaya geldim, sana ne benden? Yapman gerekeni yapip istedigim evi gostersene sen bana. Hadi begendim, ondan sonra varsa bi derdin konusur anlasiriz. Gorunusumde falan bisey olsa yine bu kadar kizmayacagim. Musteriye dukkanindaki 80 model dandik buro masasinin arkasindan bakabiliyorsun diye sah mi oldun aslanim? Curumun ne ki len senin, hayta? Kalkmis benden sahsim hakkinda bilgi istiyor. Beni tartacak aklinca. Elleellee, hadi yuru. Baska modelleri de var bunlarin. Misal diyorsun ki, “kiralik ev lazim, iste su su muhit bidibidi, su kadar fiyat dolaylarinda”. “Ha”, diyor, “su su var, bakmak ister misiniz?”. “Olur, bakalim”. Bakiyorsun, begendin begenmedin, ayrilmak istiyorsun. Lakin eleman bastiriyor da bastiriyor “illa ki telefon numarasi isterim, almadan dunyada birakmam” diye. E olur vereyim dersen yandin. Dirt, surda ev var, pirt burda ev var. Hani kayda deger biseyler ciksa yine icim yanmayacak. Adam gibi ev bul, benim sana soyledigim standartlarda, ara beni; o tamam. Ama eline nerden ev dusse sesimi duyma istegiyle yanip tutusuyor yaramaz. Yapma canim, yapma arkadasim. Zorlama bunyeyi. Ah soyle bi sahibinden bulsam.

ev alma komsu da alma

comatose | 04 October 2003 02:09

evin de komsunun da …! departmanindan,..

nedir bu hashas komsulardan cektigim benim! bugun kapima yine iki polis dayandi, muzik cok yuksekmis, komsumuz rahatsiz olmus, dir dir dir. kendi evimde rahat rahat ne muzik dinleyebiliyorum ne de toplanti yapabiliyorum. ne zaman 3-5 arkadas toplanip da evimde eglenmeye kalksak hatun polisi ariyor hemen! baksana, saat 12 olmadan kisiyorum ben sesi salak kari! ama o tam 12’yi 5 yada 10 gece filan sariliyor telefona, tam o sinirda ariyor polisleri! beklese 10 dakika sorun yaratamiyacak. ama o aksiyondan hoslanan bir hatun! polisler ona inaniyor cunku ben bekarim, onlar aile! ben kiskirticiyim, o masum! onun kocasi var, benimse gurultulu kiz arkadaslarim!onun uyuz kopegi hav hev hov otuyo ama sabaha kadar. kocasi da flute benzer birsey caliyor her sabah en az 20 dakika sure boyunca. hem de en igrenc melodileri! mecburen dinlemek zorunda kaliyorum sabah sabah. ama ben
-alo memur bey, gelir misin? adam beynimi sikiyor flutu ile, imdat!, diyor muyum? demiyorum, al gulum ver gulum yapalim degil mi? kocasinin ne is yaptigi da belli degil, e tirsiyorum acikcasi. yoksa balkonuna arkadaslarla iseyecegiz bizim balkondan ama ne olur ne olmaz degil mi? ama soyle kendi halinde bir muzik ogretmeni filan oldugunu ogrensem! ben ona yapacaklarimi biliyorum! bir kismini biliyorum diyeyim. sadece bir kismini biliyorum cunku bu sinir bozuklugu bana kim bilir neler neler yaptirir daha!!! sessiz sessiz oturup, tek basima raki ictigim cool geceleri hic bilmezden geliyor ama manyak! belki de ben onun ilk askina filan benziyorumdur hani ona ayrilik izdirabi yasatan cinsten. gozlerimde onun gozlerindeki isiltiya benzer can yakici bir isilti vardir. bosandigim eski hatunum da bu kadina mi benziyordu ki? ilginc bir tesaduf diyordum ki sonra dusundum degil aslinda. kadinlar birbirlerine benzemeye basladi! gidip simdi iseyeyim mi balkonlarina uyuzlarin? ne diyorsunuz? cok ayip olur mu? cok sinirliyim!!!

Plaza’da kulüp dansı

WeaponX-hafif | 23 September 2003 13:52

bu nea? sabah 10 dakika boyunca eziyet yaşadığım melodi gene çalıyor? öğlen de mi dinnices bu mereti? zaten her akşam 18 posta duyuyorum bi de iş yerinde duymak mı lâzım. imdat! tamam evet şu an bu kurumun sınırları içerisindeyim. ama bu ne aziyet. müzik yayını diye sabah-öğle 2 öğün reklâm müziği mi dinleyecez? şimdi düşündüm de; mesela yönetim kurulu toplanmış. hep beraber öğle yemeği yenmiş. bol yağlı iskenderler falan. kelli ferli adamlar. bir anda bir cingıl başlıyor. bir bakmışsın masanın etrafında herkes uyumlu şekilde:

eller belde ileri 2 kere zıpla şimdi eller ensede geri 2 kere zıpla sağ elde belde sol el ensede boynumuzu sağa sağa atıyoruz şimdi sol el belde sağ el ensede boyun sol sola dizleri kıııır, shake your money-maker! hoppa! sağ el sol omza sol el sağ omza, hooooooop makarena!

Neden iyi olalımki?(((

pasli_civi78 | 23 September 2003 02:55

ıyıaksamlar(bana katılan-katılmayan)butun hafif uyelerıne ve gelıp gecıcı mısafırlerıne..

nede ıyı olalımkı dedım evt(dogru bır algılama yanı hatanız yok)yada daha dogrusu neden herkese ısrarla ıyı olalım.aglamak içinmi,yada dostluga ıyılıge kötuluk olarak karsılık almak içinmi((( vallaha ben 3 yıldır ıyı degılım acıkcası kımseye(sanalda)forumlarda web sitelerınde. Nıckımın anlamı:Paslı bır çivi. çivi tehlıkelıdır.ya paslı çürük bır çivi))o daha tehlıkelıdır. içimdekı pisliği bu sekılde dısa salınca ortayada manyakca nıckler cıkıyor(ve bırazda ıddalı kokan)

Her an biyerlerde bişeyler oluyor

LesClaypool | 20 September 2003 21:13

Bugün öğlen 1 gibi güneşin altında İzmir/Kordon’da deniz kıyısında dolaşıyordum. Askerdim, o gün görmeyi planladığım hatundan kesik yemiştim, kısıtlı boş zamanımda yapayalnızdım ama pırıl pırıl hava, deniz, çayır, çimen, yelkenliler, gemiler, yalnız da takılabilen İzmir’li çıtırlar, falcı çingenler filan keyfimi yerine getirmişti. Fecii griptim ve bu gribal ortam (burnumun, kulaklarımın tıkanıklığı filan..) tüm o güzelliği daha bi gerçeküstü hale sokuyodu. Derken çimlerin üzerinden üstüme doğru gelen bi ambulansın sesiyle irkildim, bi kaç adım ileri baktığımda ise, bileklerini kesmiş bi kadın gördüm, ambulans onun için gelmişti. Bu esnada biraz ilerde tipler balık tutup muhabbet ediyor, çocuklar çimlerin üzerinde oynuyordu.

okulun ilk haftasından izlenimler;

| 19 September 2003 23:43

Bu gün okulun ilk haftasının son günüydü. Bu ilk hafta için küçük bi değerlendirme yapmaya karar verdim. Açıkçası durum pek iç açıcı değil. Mesela ilk günün nasıldı derseniz, daha iyilerini de görmüştüm. Memnuniyetsizlik etmek istemiyorum ama çok hassas bi dönemdeyiz. Sanırım önce biraz geçen seneden bahsetmem gerekicek; Bendeniz fen lisesinde okumaya çalışan ve de üç tane birle bütünlemelere kalan bi vatandaşım. Yazın yarsını ders çalışarak ve de o üç tane biri düzeltmeye uğraşarak geçirdim. Nitekim, düzelttim de. Ve fen lisesinde devam etmeye hak kazandım. Bu sene iki tane fen sınıfını birleştirdiler. Gidenler kalanlar şeklinde bi hesaplama yaparsak elimizde 23 adet öğrenci kalıyo. Yani bir tek fen lisesi2 sınıfı var artık. Bizim sınıfın on erkek iki kız olan mevcudunun, sevgili can yoldaşım eda ve iki erkek dışında hepsi devam ediyo. Yan sınıfı anlatmaya başlamadan önce belirtmek isterim ki, elimden geldiğince objektif olmaya ve mübalağa etmemeye çalışıcam. Yan sınıfın çoğunluğunu oluşturan kızlar -bir tanesi hariç- komple kaşar olmakla beraber, konuşmak yerine ötüşmek, bağırmak, gülüşmek salak salak zıplamak gibi eylemleri kullanarak iletişim kurmayı tercih ediyolar. Eda ve ben iki kız, ayrılmaz ikili olarak yaptığımız ünümüzü edanın bu sene anadoluya geçmesi yüzünden ne yazık ki bozmak zorunda kaldık. Edanın bu isteksiz geçişi, benim sınıfta diğer kızlarla bir araya gelmeme sebep olacaktı ki, bu konuda tek ümidim, geçen sene bizim sınıfa gelen fakat sağlık problemleri nedeniyle okula devam edemeyen nurdan isimli güzide ve zeki arkadaştı. Her şeyin en hayırlısından olmasını dileyerek başladığım bu okul yılı, umarım az sonra anlatacaklarım gibi devam etmez. Sınıfta 23 kişi olduğumuzu söylemiştim. Erkelerden biri fazla. Yani bir kişi tek oturuyor bu da erkeklerden biri oluyor. Yan sınıftaki kızların o bir tanesi hariç hepsi zaten bir arada. Bende onlara fazla bulaşmak istemiyorum zaten. Elimden geldiğince kendi dünyamda kalıcam. O kalan bir vatandaşın yanında oturuyorum. Ama aslında ben onunla da oturmak istemiyorum! Onun da pek benim tipim olduğu söylenemez. Gelelim nurdana; o da bu sene yeni gelen bir diğer zeki ve güzide vatandaş olan serap ile oturuyo. Aslında onun açısından bakacak olursak, onun için böylesi daha iyi. Çünkü ikisi de okulda yeni sayılır ve birlikte takılmaları daha kolay olur. Bu arada yanında oturduğum vatandaş, sadece inek değil, su katılmamış inek talebe! En önde oturmak istiyo, hocanın her dediğini not alıyo falan filan. Ben en önde oturmaktan nefret ederim. Hem de orta sırada. Kaç defa arkaya geçmemiz için ısrar ettim, ama gözlerinde bi problem olduğunu iddia etti. Gözlük almamak için ne gibi bi bahanesi var bilmiyorum. Kimsenin derdini çekecek halde de değilim. Böyle hocaların dibinde en ortada olmaktan hiç hazzetmiyorum. Bu bana yazılılarda kopya falan da vermez. Oysa ben arkalarda bi yerlerde tek başıma oturmak istiyorum. bu arada bizim erkeklerle de aram pek iyi değildi ama arada bir konuştuğumuz oluyor. Dedim ya, ben kendi köşemde, kendi halimde oturmak istiyorum. Arada bi hocalara laf sokmak, çocuklara takılmak, ama yalnız oturmak istiyorum! Eda da sınıfından memnun diil. Teneffüslerde gene beraberiz gerçi ama aynı sınıfta olmak gibi olmuyo. Yaws bu yazdığım biraz salak kızların günlüklerine benzedi ya! (hafif’in günlüğü değil, gerçek günlük) herkesle selamım sabahım, muhabbetim vardır ama bu sınıf ortamı açmadı beni. Öğle teneffüslerinde, eda yemekli olduğu için ben kantinden alıp sınıfta uslu uslu yiyorum 🙂 özelikle bu kızlarla aynı sınıfta olmak gerçekten sinir bozucu. Bu kızları görmeniz lazım yani öle böle diil. Bana en çok koyan da bu kadar saçmalığın arasında nasıl olup da sınıfı geçebildikleri. Hem de iyi notlarla! Daha okulun ilk gününden başladılar piyasa yapmaya. Biz onlardan bir sene önce başladık bu okula ama maşallah benden çok erkek tanıyolar. Hatta kızlardan çok erkekleri tanıyolar! Ayrıca o vik vik sesleriyle bağrışıp, yapmacık harketlerle havaya girmiyolarmı, iyice sinir bozucu oluyo. Dışardan ne kadar iğrenç göründüğünün farkında diiller ve bu durum sadece bizim değil okuldaki bi çok kişinin dikkatini çekmiş durumda. Arkalarından söylenmeyen kalmadı. Aslında iyi ki geçen sene birleştirmediler yoksa, bizim adımızda onların arasında anılacak ve biz masumlar arada kaynayacaktık. Şimdi herkes kimin ne olduğunu biliyo. Baya uzun yazmışım aslında daha anlatılacak şey var ama siz sıkılmanda keseyim burada. Ben öle her şeyi sorun yapan bi tip dilim ama bu okul konusunda son zamanlarda hep kötü şeyler oluyo. Benim şımarık ve kimseyi beğenmeyen bi tip olduğumu da sanabilirsiniz fakat inanın görseniz siz bile inanamazsınız! Hakkaten bizim sınıfta normal insan yok! Neise, yine uzatmışım lafı, son bi not eklemek istiyorum; bu yeni nesiller giderek daha şımarık ve boş oluyolar. Şimdi gelen hazırlıklara bakıyorum da, biz bölemiydik yaws? Bu ne hava, bu ne rahatlık anlamadım gitti. Yıllar ilerledikçe, peşi sıra gelen insanlar da, bi tuhaf olmaya başladı. Bizde 86’lılara göre tuhafız. Bakıyorum da, çoğu ağırbaşlı efendiydi lise2’de. Bizimkiler hala sınıfı jurassic park’a çevirme çabası içinde. Tamam tamam bitti!

internet bozuldu

blurise | 16 September 2003 19:11

az önce olmayan bir .com adresinin host (A) kaydını sordum. ve cevap geldi. acaba hatamı yaptım diye bi başka olmayanı sordum onda da aynı cevap geldi.. başkalarına “sorsanıza” dedim, onlarda onayladılar. internet bozuuk…

C:>nslookup sacmabiradres.com ns1.ttnet.net.tr
Server: ns1.ttnet.net.tr
Address: 212.156.4.4

Name: sacmabiradres.com
Address: 64.94.110.11

C:>nslookup baskasacmabiradresdaha.com ns1.ttnet.net.tr
Server: ns1.ttnet.net.tr
Address: 212.156.4.4

Name: baskasacmabiradresdaha.com
Address: 64.94.110.11

C:>